Aptallığım Başıma Ne Işler Açtı

Story Info
Üniversitede orospu kız arkadaşım yüzünden sikildim.
3.6k words
5
1.4k
1
Share this Story

Font Size

Default Font Size

Font Spacing

Default Font Spacing

Font Face

Default Font Face

Reading Theme

Default Theme (White)
You need to Log In or Sign Up to have your customization saved in your Literotica profile.
PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here
husbandid
husbandid
13 Followers

Merhaba. İsmim Melis. Mersin Üniversitesini kazandığım ilk yılımdı. Evimiz Mersin'e yakın olduğu için ailem uzak yerleri tercih etmeme izin vermemişti ve sonuçta buradaydım işte. Maddi durumumuz pek iyi olmadığı için bir kız yurdunda kalıyordum. Okulun daha ilk günlerinde erkekler askıntı olmaya başlamıştı bile. Ama pek yüz vermek istemiyordum. Tutucu bir çevrede yetişmiştim. Lisede de hiç erkek arkadaşım olmamıştı. Aslında Uzun zaçlarım, yuvarlak kalçalarım, uzun bacaklarım, ve güzel bir yüzüm vardı. Yüzümü genelde Nehir Erdoğan'a benzetirlerdi. Esmer güzeliydim diyebilirim. Beğenmediğim tek yanım göğüslerim biraz küçüktü. Zaten ince yapılıydım, el ve ayak bileklerim ince ve parmaklarım da çok zariftir.

Bunları anlatma gereği duydum çünkü erkek arkadaşımın olmadığını söyleyince genelde insanlar güzel olmadığımı düşünebiliyor. Ama aksine hep peşinde koşulan ilgi odağı olan bir kızdım.

Yine bir haftasonu gelmişti. Ben her haftasonu yurttan ayrılır yakın şehirde olduğu için evime gider ve haftasonunu ailem ile birlikte geçirirdim. O hafta İstanbulda bir akrabamız vefat etmiş ve tüm aile cenaze için gitmişlerdi. Evde kimse olmayınca ben de gitmemeye karar verdim. Başıma gelecekleri nereden bilebilirdim ki...

Cumartesi sabahı oda arkadaşım Begüm şaşkın şaşkın bana bakıyordu.

Sen eve gitmedin mi bu hafta?

Diye sordu. Begüm sarışın biraz kısa boylu olmasına rağmen İzmirli güzel bir kızdı. Çok rahat yetişmişti. Sık sık erkek arkadaş değiştirdiğini duymuştum. Oda arkadaşı olmamıza rağmen pek samimi değildik aslında. O çok farklı bir boyutta yaşıyordu hayatı. Benim felsefem "carpe diem" der hep anı yaşamaktan bahseder yarını pek düşünmezdi.

Yok ya gitmedim bizimkiler evde yok bu hafta boşuna git gel yapmak istemedim

diye cevap verdim.

Ooo çok iyi ya beraber takılırız bu hafta sonu sen de biraz nefes al kızım hayatını yaşa bak zaman çok çabuk geçer ona göre dedi.

Beraber kahvaltıya indik. Çok matrak kızdı. Neler anlatıyordu neler. O anlattıkça gülmekten ağzım ayrılmıştı artık. Birlikte çarşıya çıktık. Begüm öyle rahat para harcıyordu ki şaşırıyordum.

Begüm ailen varlıklı galiba neden yurtta kalıyorsun ki dedim.

Hayatım evde kim pişirip taşıracak. Yurt otel gibi zaten sıkılınca dışarıda istediğim arkadaşımın evinde kalıyorum dedi. Ayrıca ailemle alakası yok ben kazanıyorum ben harcıyorum dedi.

Nasıl kazanıyorsun ki öğrencisin sen dedim.

Kızım parttime bişeyler yapıyorum işte deyip geçiştirdi.

Öylen olmuştu. Birşeyler yemek için oturduk ama o ara Begümde anormal bir telefon trafiği başlamıştı. Benden uzaklaşıp habire telefonla konuşuyor sıkıntılı görünüyordu.

N'oldu ya keyfin kaçtı senin birşey mi var dedim.

Begüm bir anda şöyle bir dönüp beni süzdü. Ya senden birşey istesem bana yardımcı olur musun? dedi.

Yapabileceğim birşeyse neden olmasın dedim.

Bu akşam erkek arkadaşımla buluşacaktım. Yemeğe falan gidecektik. Ama daha yeni tanıyoruz birbirimizi doğrusu yalnız kalmak istemiyorum. Sen de benimle gelsen bana yoldaş olsan n'olur dedi. Bir başka kız arkadaşı gelecekmiş ama işi çıkmış gelemiyormuş. O yüzdenmiş sıkıntısı.

Begüm'e hak vermiştim ve taktir de etmiştim açıkcası. Çok rahat görünmesine rağmen bir erkekle hemen öyle yalnız kalmak istemiyor olması hoşuma gitmişti.

Tamam ya sıkıntı yapma, ben yoldaş olurum sana. Ama biliyorsun 22:00 de yurtta olmamız gerekiyor biliyorsun dedim.

Kızım o saatte eğlence yeni başlar dönülür mü, ben yurt nöbetçisini ayarlarım merak etme o iş bende herzaman yaptığım şey dedi.

Bir kere söz vermiştim artık Begüm'ü yalnız bırakmak olmazdı. Zaten hassasiyetleri olan bir kız diye düşündüm.

Saat beş gibi yurta dönmüştük. Begüm değişik değişik kıyafetler deniyor, herbiri için fikrimi soruyor, beğensem de beğenmesem de üşenmeyip çıkarıp başkalarını deniyordu.

En sonunda haki renkli triko bir mini elbisede karar kıldı. Şimdi ne iç çamaşırı giysem diyordu arsız kız. Şaşkın bakışlarım arasında siyah tanga külotlu bir takım altına da fileli naylon çoraplar seçti. Begüm'ün giyinme trafiği yaklaşık 2 saat sürmüş; siyah stiletto topuklu ayakkabılarını giymiş, makyajını tamamlamış şaşkın şaşkın bana bakıyordu.

Giyinmiyecek misin sen kızım dedi bana.

E giyiniğim ya işte aşkolsun dedim. Benim üzerimde kot pantolonum, gömleğim, süveterim ve spor ayakkabılarımla günlük kıyafetlerim vardı.

Ya saçmalama kızım böyle çıkılır mı dedi.

İyi de ben sadece akraba düğünlerinde falan böyle giyinmişimdir. Hem benim tüm kıyafetlerim spor böyle kıyafetim yok ki dedim.

Begüm hemen kendi dolabına döndü. Bana siyah üst kısmı dar, altı bol ve tüllü etekten oluşan bir elbise verdi. Denemek için giydim. Bedeni tam oldu ama eteği oldukça kısa kalmıştı. Çok kısa bu dedim.

Kızım senin boyun benden uzun onun için böyle oldu. Çok yakıştı hadi uğraştırma şimdi gayet güzel oldu dedi.

Ben ne olur ne olmaz rüzgarda açılır falan diye altıma kısa taytımı giyiyordum ki Begüm yok artık diye haykırdı.

Bu ne kızım paçalı don giyseydin bari çıkar şunu saçmalama dedi. Merak etme bu halde dolmuşa binecek halimiz yok rahat ol ya biraz dedi.

Bana kendi ten rengi naylon çoraplarından verdi.

Külotlu çorap giyecektim dedim.

Kızım restarurantta wc de falan rahat olmaz külotlu çorap sen giy şunları dedi. Bana da topuklu ayakkabılar çıkardı. Ben bunlarla yürüyemem deyince bana dolgu topuk uçları açık yazlık siyah bir ayakkabı verdi mecburen. E ayak parmaklarım görünecekmiş olmazmış diye bir de siyah oje sürdü ayak parmaklarıma.

Saçlarımı toplayıp at kuyruğu yaptım ve yine begüm'ün halka küpelerinden taktım kulağıma. Makyaj da yapınca tam nişan kızı gibi olmuştum.

Ya kızım çok abartmadık mı böyle dedim.

Saçmalama senin dünyadan haberin yok. Gittiğimiz yerlerde gör sen kızları biz sönük bile kalırız dedi.

Neyse Begüm bir taksi çağırdı ve yurttan çıktık. Yurttaki kızlar dönüp dönüp bize bakıyordu.

Taksiye önce Begüm bindi. Bacaklarını ayıra ayıra hiç dikkat etmeden öbür uca kadar kaydı. O an taksiciye baktım. Aynadan arkayı kesiyordu ve az önce Begüm ona müthiş bir göz ziyafeti sunmuştu. Ben çok dikkat ederek oturdum ama elbise bana o kadar kısa kalıyordu ki oturunca baldırlarıma kadar meydana çıkıyordu. Aksi gibi altımda beyaz külotum vardı. Zaten neredeyse bütün külotlarım beyazdı. Annem kaynatılabilir ve yurt ortamında daha hijyenik olur diye hep beyaz külotlar aldırıyordu. Bacaklarımı sımsıkı kapatıyordum zira siyah elbisenin altında beyaz külotumun floresan lamba gibi görünmesini istemiyordum.

Mersin sahil yolunda lüks bir restoranın önünde durduk. Önce ben indim. Begüm yine umarsızca bacaklarını ayıra ayıra indi arabadan. Taksici ücretle birlikte güzel bir bahşiş de almıştı böylece.

İçeri girdiğimizde bir masada oturan iki kişi hemen ayağa kalktılar. Begüm el salladı ve masaya doğru geçtik. Bu ikinci adam da nereden çıkmıştı şimdi. Adamlar karşı karşıya oturuyordu ve mecburen biz de Begümle karşı karşıya otururken adamların da yanına oturmuş olduk. Begüm yanındaki adamla yanak yanağa öpüştükten sonra döndü ve,

Şekerim bu Ramazan erkek arkadaşım, bu da Melis okuldan arkadaşım deyip bizi tanıştırdı. Ramazan memnun oldum dedi ve elimi sıktı. Sonra Ramazan merasime devam etti ve bu da benim amca oğlu Mahmut dedi ve Mahmutla da el sıkıştık.

Mahmut'un kendisi pek konuşmuyordu ama gözleri konuşuyor her tarafımı süzüyordu.

Bana Maho diyebilirsiniz ha yabancı değiliz dedi kıro bir dille.

Ya bu Begüm salak mıydı ne. O kadar güzel kızdı bu kıro tipli heriflerle ne işi vardı. Ayrıca bu adamlar 30 yaşın üzerindeydiler. Kendi akranı birini bulamamış mıydı bu kız. Neyse beni ilgilendirmez diye düşünürken Tabakların yanında duran özenle katlanmış büyük peçeteyi açıp bacaklarımın üzerine örttüm. En azından Maho'nun bakışlarından şimdilik kurtulmuştum.

Evet ne içiyoruz dedi Ramazan. Begüm balığı ağlatmayalım rakı içelim demez mi.

Ya ben kola içeyim alkol almıyorum deyince gülmeye başladılar.

Kızım sen de en azından bir beyaz şarap iç ne o öyle çocuk gibi kola falan dedi.

İyi hadi öyle olsun dedim. İçer gibi yapar idare ederim diye düşündüm. Daha önce birkaç kez bira içmiştim. Bir kadeh şarapla da sarhoş olacak değildim.

Neyse yemek başladı. Yine bizim Begüm anlattıkça anlatıyor masayı kırıp geçiriyordu. Ortam ısınmıştı. Ben de fazla kasmıyordum ve hatta bir kadeh şarabı da yemek boyunca bitirmiştim.

Saat epey ilerlemişti. Begüme gitsek mi artık dedim. Adamlar şaşkın şaşkın bana bakıyorlardı.

Begüm saçmalama kızım gece yeni başlıyor. Hadi bakalım hep birlikte bara gidiyoruz demez mi.

İtiraz edemedim. Hem Begümü kırmak istemiyordum hem de tek başıma dönmek için ne saat ne de kıyafetim uygundu.

Bu kez adamların arabasına bindik. Siyah son model bir mercedesdi araba. Begümle ramazan önde biz Mahmutla arkaya binmiştik. Yine benim etek yukarıya doğru sıyrılmış bacaklarım alabildiğine açılmıştı. Allahtan arabanın içi loş karanlıktı. Araba ile ilerliyorduk ve Begüm yine gevezeliğine devam ediyor herkesi güldürüyordu. Bir an sol dizimin üzerinde bir sıcaklık hissettim. Tanrım Mahmut sağ elini bacağımın üzerine koymuş hafif hafif okşuyor ve bir yandan da beni süzüyordu.

Mahmutun elini tutup sertçe ittim ve sert bir bakış fırlattım. Mahmut teslim oluyorum dermişcesine ellerini yukarı kaldırdı ve önüne döndü.

Çok kızmıştım. Begümün gecesinin tadını kaçırmak istemiyordum ama böyle saygısızlığa da müsade edemezdim.

Mekana vardık. Önünde lüks araçlarla dolu kalabalık bir yerdi. Kapıda güvenlik kimi gençleri geri çeviriyor. İnsanlar içeri girmeye çalışıyordu. Biz kapıya gelince kapı hemen açıldı. Sanırım bizimkiler burada iyi tanınıyordu. İçerisi loştu. Yüksek müzik sesi insanın iç organlarını titretiyordu. Yuvarlak yüksek masalar etrafında duran insanlar vardı ama garson bizi köşede koltuklu bir bölüme getirdi. Yarım daire şeklinde bir koltuk önünde alçak bir masa özel bir locaydı sanırım burası.

Ben Begüm oturmadan bir lavaboya gidebilir miyiz dedim. Tamam canım gel dedi.

Begüm yolu biliyordu. O önde ben arkada devam ettik. Ne tuhaf bir ortamdı. Hayatımda ilk defa böyle bir yere geliyordum.

Neyse tuvalete vardık hemen Begüm'ü kenara çektim.

Kızım sen ne kadar tanıyorsun bu adamları. Bunların niyeti ne. Maho mudur nedir arabada bacağımı okşamaya kalktı dedim.

Aman ya Melis abartma adamların ortamını görmüyor musun bunlar etraflarında rahat kızlara alışıktır. Takma kafana bi ellemeyle namusun bozulmaz merak etme dedi.

Ne kadar rahatsın ya Begüm ben gelemem böyle şeylere dedim.

Tamam tamam ben gereken uyarıyı yaparım merak etme dedi ve masaya döndük.

Şimdi biz iki kız koltuğun orta tarafında, Adamlar yanlarımızda dış tarafta oturuyorlardı. Biz gelene kadar masaya viski şişesi, meyveler, çerezler gelmişti bile.

Koltuk çok geniş değildi. Resmen kıç kıça oturuyorduk ve Mahmut kolunu arkamdan atmış omuzuma dokunuyordu. Hani uyaracaktı Begüm ya diye düşündüm. O ara Begüm sanırım rahatsızlığımı farketti ve

hadi dans edelim dedi bana. Çok canım istemese de en azından adamın yanından kurtulacaktım. Mahmut sözde geçmem için bana yol açmıştı ama o kadar az çekilmişti ki yanından geçerken popom sanki burnunun dibinden geçmişti.

Neyse Begümle müziğin ritmine göre dans etmeye başladık. hemen masamızın önünde idik. Zaten ilerler çok kalabalıktı. Ben hareketli müziğe rağmen fazla hızlanamıyordum çünkü zaten kısa olan eteğim iyice savruluyordu. Bir de durup dururken bu adamlara frikik vermek istemiyordum. Begümse kendinden geçmişçesine dans ediyordu. Arada masaya dönüp viskiden içiyor, içtikçe kontrolünü daha da kaybediyordu. Şimdi masanın yanındaki direğe sarılıyor bir direk danscısı gibi hareketler yapıyor, iyice yukarı doğru sıyrılan eteğine aldırmadan yerlere kadar eğiliyor ve o tanganın arasında kaybolduğu poposunu adamlara cesurca sergiliyordu.

Yanına gidip hadi oturalım dedim zira başka masalar da bu çılgın şovu izlemeye başlamışlardı. Sanırım alkol çarpmıştı Begümü. Otururken de habire Ramazana sarılıyor, dudaklarından öpüyor kıpır kıpır duramıyordu.

Sonra birden kusmaya başladı Begüm. Çok içmiş çok oynamış sonunda midesi dayanamamıştı işte bu tempoya.

Ramazan hızla ayağa kalkıp hadi çıkalım artık dedi. Begüme sarılıp yürümeye başladı. Biz de Mahmutla arkalarında çıkışa doğru yürüyorduk. Begüm de benimle birlikte arka koltuğa oturdu. Yol boyunca camları açtık. Kendine gelmişti Begüm. Bu arada telaşla hiç nereye gittiğimize bakmamışım. Yaklaşık yarım saat gittikten sonra Mersinin yaylalarından bir tanesinde müstakil bir eve gelmiştik. Ne işimiz var burda ya dedim.

Begüm, kızım saatten haberin var mı saat iki, bu saatte bu halde yurda gidecek halimiz yok herhalde dedi.

Çok canım sıkılmıştı ama haklıydı Begüm. Arabadan çıktık. Dışarısı buz gibiydi. Esiyordu ve en sonunda korktuğum başıma geldi. Ben Begüme destek olayım diye onun kolundan tutup yürürken eteğim rüzgarla birlikte uçuşarak açılmış, arkadan gelen adamlar her tarafımı iyice görmüştü. Zira eteğimin havalanmasıyla birlikte her ikisi de off neymiş öyle be, çok iyi be, ne götmüş öyle o off gibi yorumlar yapıyor benim duymamı da umursamıyorlardı.

Sonra beyler bir zahmet öne geçip kapıyı açtılar ve içeri girdik. Burası dubleks bir villaydı ve gayet sıcaktı. Sanırım önceden buraya gelmeyi planlamışlardı.

Ramazan, ben Begümü yukarı çıkarıyorum bir elini yüzünü yıkayayım dedi ve yukarı çıkmaya başladılar. Begüm bana dönüp bir öpücük attı ve el sallayıp bay bay aşkııım dedi şımarıkça.

Şimdi alt kat salonda Mahmutla beraber başbaşa kalmıştık. Mahmut önce ceketini çıkardı. Sonra belinden bir tabanca çıkarıp masanın üzerine koydu. Tabancayı görünce çok tedirgin oldum. Tedirginliğimi anlamıştı Mahmut.

Düşmanımız çok bizim yavrum mecburen taşıyoruz makinayı dedi.

Televizyonu açtı ve yabancı hareketli şarkıların olduğu bir müzik kanalına getirdi.

Sonra tv nin karşısındaki üçlü koltuğa oturdu. Gelsene yanıma nazlanma güzelim dedi.

Ne diyosun be sen dedim. Niye gelecekmişim gelmiyorum dedim.

Bir kahkaha attı Mahmut.

Lan orospu tonla para ödedik cilvenin de bi sınırı var gel bakayım buraya dedi.

Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Ne parası ne orospusundan bahsediyordu bu.

Hiç cevap vermeden hızlıca yukarı koştum. Kapısı kapalı bir oda vardı. İçeriden Ramazanın sesi geliyordu. direk daldım içeriye ve on ikinci bir şok dalgası geçti üzerimden. Begüm elbisesini çıkarmış iç çamaşırlarıyla, Ramazan yatakta oturuyor ve Begüm Ramazanın yarağını şapur şupur somuruyordu. Benim kapıyı açmamla Ramazanla göz göze gelmiştik. Begümse hala iştahla yalamaya devam ediyor Ramazanın yarağını gırtlağına kadar boğazına kadar sokup geri çıkarıyordu.

Ramazan Begümü saçlarından tutup durdurdu ve

Ne istiyor bu bi bak şuna dedi.

Begüm dönüp bana baktı ve aa napıyorsun sen kız burda ayıp değil mi bizi rahatsız ediyorsun demez mi.

Begüm çabuk gelir misin buraya dedim.

Öff püff çekerek ayağa kalktı ve yanıma geldi. Kolundan tutup koridora çektim Begümü. Kızım n'oluyor burada dedim. Bunlar bize orospu muamelesi yapıyor aptal mısın sen hadi gidelim buradan hemen dedim.

Sen ne salaksın ya Melis dedi. Kızım ben escortluk yapıyorum hala anlamadın mı. Bugün yanımda gelecek arkadaşım regl olmuş ben de kimseyi bulamayınca mecbur seni çağırdım idare ediver aşağıdakini, iyi para aldım bu işten sana da vereceğim dedi.

Kızım ne diyosun sen ben para mara istemem, gönder beni gideyim benim erkek arkadaşım bile olmadı hem bakireyim ben dedim.

Valla bana bak Melis bu işin dönüşü yok. Bu adamlar ya bizi siker ya bu dağ başında ikimizi de keser cesetimizi bile bulamazlar. Git aşağıda adamın gönlünü gör, bakireyim falan deme yoksa seni dostu yapmaya kalkar bırakmaz. Becerikli olursan belki seni sikmeden boşaltırsın yarağı yemekten kurtulursun. Şimdi beni oyalama Ramazan da sinirlenmesin dedi ve elimden kurtulup odaya döndü.

Aman tanrım bacaklarım titriyordu. Neler söylemişti bu kız. Aklıma silah geldi. Bunlar zaten karanlık tiplerdi belliki. Yapacak bir şey yoktu. Aşağı ineyim belki mahmutu ikna ederim dedim.

Aşağı döndüğümde Mahmut gömleğinin önünü açmış göğüs kılları meydanda elinde viski bardağı tv nin karşısındaydı ve aman tanrım tv de porno oynuyordu. Ah oh sesleri geliyordu. Tv ye bakamıyordum ve Mahmutun oturduğu koltuğun ucuna doğru iliştim.

Tv yi kapatsana bir şey konuşacağım seninle dedim.

Tv yi kapattı ve söyle güzelim üniversiteli çıtırım benim dedi.

Yanaklarım kıpkırmızı olmuştu. Ya bak dedim. Bir yanlış anlaşılma oldu. Ben öyle bir kız değilim. Müsade edersen seninle sohbet edelim, konuşalım ama nolur o işi yapmayalım dedim.

Mahmut bardağını fondip yapıp yüzüme şöyle bir baktı.

Lan cilvesini siktiğimin kızı, dalga mı geçiyosun lan benle!

diye bağırdı ve bir anda ayağa kalktı. Önce pantolonunu çıkarıp kenara fırlattı. Sonra baksırını da sıyırıp üzerime doğru fırlattı ve gördüğüm manzara bir başka şok daha yaşamama sebep olmuştu. Mahmutun kocaman yarağı bir direk gibi kalkmış ve sertleşmiş damarları şişmişti. Yarağın büyüklüğü yetmezmiş gibi kafası adeta bir mantar gibi daha da geniş sonradan ilave edilmiş bir şapka gibi duruyordu.

N'olacak lan bu yarağın hali kim indirecek bunu orospu

diye bağırdı.

Kolpaya mı getiriyorsunuz lan siz beni gebertirim hepinizi diye bağırıyor ağzından tükrükler saçıyordu.

Olay raydan çıkıyordu Begümün dedikleri geliyordu aklıma.

Dur dur ya sinirlenme sen de hiç cilveden anlamıyorsun canım dedim. Bardağını alıp bir viski doldurdum. Bardağı uzatırken ellerim tir tir titriyordu.

Aboo korktun mu sen minik guşum deyip elimden tuttu ve beni sağ bacağının üzerine oturttu. Benim sol bacağım Mahmutun yarağına ve taşaklarına deyiyordu. Mahmut elini arkadan eteğimin altına sokmuş popomu okşuyordu.

Off ne güzel gız bunlar derken hoyratlaşmaya popomu daha da çok sıkmaya başladı.

Begümün söyledikleri aklıma geldi. Elimle boşaltırsam sikilmekten kurtulabilirdim belki. Elimi yarağına götürdüm ve gövdesinden kavradım.

Hah şöyle güzelim asıl asıl ohh diyerek hecanlanmaya başlamıştı Mahmut.

Hiçbir tecrübem yoktu. Birkaç defa seyrettiğim pornolar haricinde hiç birşey bilmiyordum.

Sonra erkeklerin otuz bir muhabbeti aklıma geldi. Avucumun için tükürdüm ve sıvazlamaya devam ettim. Mahmut şimdi inliyor, ellemeleri ise gittikçe hoyratlaşıyordu. Külotumu kenara sıyırmıştı ve parmağıyla amımı bulmaya çalışıyordu. Ben kendimi iyice bacağına yapıştırarak parmağını sokmasını engelliyor, elim kurudukça tükürükleyip sıvazlamaya va yarağını sıkmaya devam ediyordum. Ve nihayet zafer benimdi. Mahmut ohh ohh diyerek şiddeti salvolarla döllerini fışkırtmaya başladı. İlk fışkıran döller kendi üzerine gitmiş, devamında sızanlar da benim elimin üzerine akmıştı. Hemen ayağa kalkıp lavaboya koştum. Ellerimi sildim ve güzelce sabunladım. İğrenç döllerden arınmıştım. Yüzümü yıkadım ve biraz bekledim. Saat sabahın dördü olmuştu. Ne yapmalıyım şimdi diye düşünürken,

Nerdesin yavrum gelsene buraya diye seslendi Mahmut.

Allah kahretsin dedim. Çok içmişti ve boşalmıştı. Uyur diye düşünüyordum ama nerdee.

İçeriye geçtim buradayım canım dedim.

Canım diyen dillerini yirim senin yavrum dedi. O ne ya Mahmutun yarağı hala kazık gibi dimdik duruyordu. Niye inmemişti ki şimdi bu.

Mahmut şimdi döl bulaşmış olan gömleğini ve atletini de çıkarmış çırılçıplak koltukta oturuyordu. Resmen ayı gibi kıllıydı. Yalnız yarağının etrafını tıraş etmişti. Bir eliyle yarağını sıvazlarken tekrar tv yi açtı. Az önceki müzik kanalını açtı tekrar.

Hadi oyna bakalım diskoda rahat oynayamıyordun dedi.

Yorulmadın mı canım sen ya dedim.

Ne yorulması kızım senin gibi ceylanı bulmuşum ölsem bırakmam dedi.

Karşısında dans etmeye başladım. Kalçalarımı sağa sola savuruyor uçuşan eteğimin altında beyaz külotum meydana çıkıyordu.

Yeter böyle oynadığın gız dedi.

Şimdi striptiz yap bakalım bana dedi.

Duraklamıştım ne yapacağımı bilmez şekilde Mahmuta bakıyordum.

Şu sehpanın üzerine çık deyip genişce orta sehpayı gösterdi bana. Kayıp düşmemek için önce ayakkabılarımı çıkardım. Sonra da çoraplarımı çıkardım yavaşca. Sehpanın üzerine çıktım ve yavaş yavaş dans ediyordum. Elimi arkaya elbisenin fermuarına götürdüm ve yavaşca açtım. Elbiseyi yavaşca üzerimden kaydırıp aşağı bıraktım. Artık üzerimde sadece beyaz külotum ve sütyenim kalmıştı. Mahmut hayranlık dolu bakışlarla beni izliyordu.

husbandid
husbandid
13 Followers
12