Arkadaş Grubu

Story Info
Fırsatını bulsalar seni öyle bir sikerler ki!
4.5k words
4.5
954
1
Share this Story

Font Size

Default Font Size

Font Spacing

Default Font Spacing

Font Face

Default Font Face

Reading Theme

Default Theme (White)
You need to Log In or Sign Up to have your customization saved in your Literotica profile.
PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here

Kocamın aşırı kıskançlıkları sebebi ile boşanma sürecine girmiştik. Üç yıldır süregelen bir durumdu aslında. İlk başlarda sahiplenici olması ve cinsel tatmin ilişkiyi doruk noktasına çıkarmıştı. Fakat sonrasında beni arkadaş ortamımdan kıskanması, sürekli sanki erkek arkadaşlarımın beni sikecekmiş gibi davranması, dolayısı ile güvenmemesi bizi bu noktaya getirmişti.

Aslında seks hayatımız kusursuzdu. İnanılmaz bir performansı vardı ama bu durum katlanılamaz bir boyuta ulaşmıştı. Ben 28 o ise 29 yaşındaydı. Yaşına göre iriydi. Esmer yapısı ve hiç kısaltmadığı, almadığı kılları ona değişik bir hava, çekicilik katıyordu. Adı Kadir'di. Ben ise minyon, hafif balık etli, doğamız gereği biraz selülitleri olan ancak yuvarlak ve güzel kalçalara sahip olan biriydim. Sarışın ve mavi gözlerim hemen dikkat çekiyordu. Kocamın en sevdiği şey büyük göğüslerimle oynamaktı. Oynamaktan kastım ya onları emmek ya da arasında gidip gelmekti. Merve'nin ikizleri derdi. Ve evet ben Merve.

Evden ayrılan o oldu. Kirada olan 1+1 dairemiz vardı. Eşyalıydı. Oraya geçmesi zor olmadı. Davayı karşılıklı anlaşarak açmıştık. Büyük bir tepki vermemişti aslında. "Sen bilirsin." dedi sadece. Bu beni daha da yaralamıştı. Durumu duyan arkadaşlarım moralimi düzeltmek için beni yemeğe çıkarttılar. Habersizdim. Bilseydim moral bozukluğu ile çıkmak istemezdim.

Neşe, Pınar, Kerem ve Can. Bunlar benim uzun süredir arkadaşlık yaptığım dostlarımdı. Kafamı dağıtmaya çalışıyorlardı aslında. Ne kadar üzgün olduğumun farkındalardı. O kadar yakınımdılar ki her şeyi paylaşırdım. Özellikle kızlarla gizlimiz saklımız da yoktu. Mesela Pınar çok çapkındı. Kaç kere onun götünü toparlamıştım. Kocasına yakalanmamasınını sağlamıştım.

Ne kadar rakı içtiğimizi bilmiyorum ama bir yerden sonra artık psikolojik durumum sebebi ile de kopmuştum. Doksanlar pop ile birlikte ortam hareketlenmişti. Ayağa kalkmış dans ediyordum. Yanımda Can karşımda Kerem diğer yanımda Neşe ve yine karşımda Pınar vardı. Can'a ara ara yaslanıyordum. Kocamın dedikleri aklıma geliyordu. Gerçekten haksız olduğunu kendime ispat etmeye çalışıyordum.

Bana sürekli "fırsatını bulsalar seni öyle bir sikerler ki!" derdi. Onlar benim dostumdu. Bana o gözle bakmayacaklarını ispat etmek istiyordu zihnim. Neşe'ye de bunu teyit ettirmeye çalışıyordum sanki. Görüyor musun biz dostuz diye.

Elbisemin eteği kalçalarıma kadar toplanmıştı. Etrafa inanılmaz bir manzara sunuyordum.

Pınar "kızım bütün selülitlerini gördük." dedi.

"O kadar kötü mü görünüyor?" dedim. "Yok" dedi kahkaha atarak. "Sadece yaslandığın yere dikkat et!" dedi.

"Neden?" diye sordum.

"O göt ezilmedi ya kaç gündür. Şimdi canın nasıl çekiyordur!"

Haklıydı. İmkan el verdiği her sürede Kadir üstümden inmezdi. Kalan zamanda da memelerimin arasına gidip orada patlardı. Doymazdı hayvan. Pestilimi çıkarmadan bırakmazdı. Bunu Pınar'a anlatmıştım bir kaç kere. O da bunu ima ediyordu aslında. Kaç yıldır beni tanıyordu. Haklıydı. Aklımda da Kadir'in söyledikleri yankılanıyordu. "Fırsatını bulsalar seni öyle bir sikerler ki!" Bu soru içimi gıdıklıyordu. Pınar'ın iri kalçalarını avuçladım. Elbisesi üzerinden içine giydiği tangasını da hissetmiştim. "Keşke bu göt gibi olsaydı da boş kalmasaydı!" dedim.

Kahkaha attı. "Canın farklı tatlar çekti herhalde." dedi.

"Boş kalmaya alışkın değilim." dedim.

Ben müziğin ve alkolün etkisi ile kendinden geçmiş halde açıkça kucak dansı yapıyordum. Kalçalarımı çevire çevire Can'a yaslamıştım. Sertliğini hissediyordum. Kaçınılmaz şekilde arkamı baskılıyordu. Daha sonra Neşe'ye yanaştım onunla da ateşli bir şekilde dans ediyorduk. Memelerim çatala kadar açıktı. Elbise vücudumu sarıyordu. Ellerini belime gelecek şekilde uzattı. Kavramıştı. Hafifçe kalçalarıma doğru kaydırdı. Burun burunaydık. Neşe, esmer güzeli bir kadındı. Dolgun saçları, çillenmiş yüzü, büyükçe poposu vardı. Vücuduna göre orantılıydı. Giydiği etek onun bu hatlarını ortaya çıkarmıştı. Çok güzel bacakları vardı. Öyle bir çorap giymişti ki benim bile okşayasım gelmişti. Tam o esnada arkamda başka bir sertlik hissettim. Başımı çevirdiğimde Can gülümsüyordu.

"Bensiz eğlence olur mu?" dedi.

"Hiç olur mu tatlım?" dedim. Elimle yüzünü okşadım. Elimi öptü. İçim gıdıklanıyordu. Vücudumda bir şeyler harekete geçiyordu. Popomu geri ittim. Sertliği hissetmek istiyordum. Neşe'nin yanağına bir öpücük kondurup Can'a geri döndüm. Ellerini belime doladı. Kalçalarıma inip inip çıkıyordu. Ürkekti ancak potansiyeli hissediyordu. Elleri bacaklarımı okşamaya başlamıştı.

Kafam çok iyiydi. Tuvalete zor attım kendimi. Arkamdan Pınar geldi. At gibi kadındı. Mini elbisesi vücuduna oturmuş tüm hatlarını belli ediyordu.

"Kızım kendine gel. Biraz daha dursan ayak üstü sikecekler seni."

Aynadan yansımasına baktım. "Keşke." Diyebildim. İç çektim.

"Sen de haklısın. Kadir şimdi kimin üstündedir. Kızım o yarak benim herifte olsa üstünden iner miydim sence." Boynunu okşadı. İçten söylediği, arzuladığı çok açıktı. "Yanlış anlama ama sen olmasan çoktan altına yatmıştım." dedi. Başımı eğdim. Ağlamaklı bir haldeydim. Yanıma geldi. Sarıldı. "Yanlış anlama beni." Dedi. Kafam çok iyiydi. Sağlıklı düşünemiyordum. Ona döndüm. Lavaboya dayandım. Onu kendimi çektim. Kalçalarını avuçladım.

"Kadir var ya bu götü siker, siker." dedim. Şehvetli bir ses tonu ile dilimden dökülmüştü. Gerçekleri mi söylüyordum yoksa bir sarhoş bağırtısı mıydı anlamaya çalıştı. Emin olamadı. Güldü. Saçlarını kulağının arkasına atıp

"Hadi deli kız." dedi ve beni lavabodan alıp içeriye götürdü. İçeridekiler merak halinde bizi beklerken "Biz gidiyoruz." dedi Pınar. Ben "Nereye ya?" diye söylenirken o

"Bu kadar yeter! Kafan çok iyi. Daha fazla dağıtmadan yatıp uyuman lazım." Dedi tüm dostane tavrıyla. O sırada Can atladı.

"Siz eğlenmenize bakın. Ben Merve'yi bırakıp hemen dönerim." dedi. Olurdu olmazdı tüm bağrışmalar sonucunda Can beni eve bırakacaktı. Pınar arkamızdan seslendi "Kızı eve bırak dön!" diye. Göz göze geldiler. Can gülümsedi. "Tamam." dedi.

Beni arabanın ön koltuğa bindirdi. Kapımı kapattı. Otururken dikkat etmediğim için neyim var neyim yok görmüş olmalıydı. Eteğim neredeyse kasıklarıma kadar toplanmıştı. Bu aynı zamanda sadece ona değil valeye de güzel bir sunumdu. Vale hayırlı işler dercesine Can'a gülümsedi, göz kırptı. Can ise avını kapmış bir avcı gibiydi. İkisinin de bilmediği bir şey vardı ki elleri boş dönecekti. Çünkü o benim dostumdu. Sadece kafam güzeldi. Hareketlerimi kontrol edemiyordum. Bilincim henüz yerindeydi. Can arabaya bindiğinde bana bakıp gülümsedi. Sonra arabayı hareket ettirdi.

"N'oldu?" dedim.

"Adam." dedi.

"N'olmuş adama?" dedim.

"Bütün gece seni düşleyecek. Artık vücudunun en ince ayrıntısına kadar biliyor olmalı." Söylerken hiç çekinmedi.

"Sadece o bilmiyor ki!" Bir an bana bakakaldı. Şaşırmıştı. Beklemiyordu.

"Sen de hakimsin. Hem biz dost değil miyiz? Her şeyimizi en ince ayrıntısına kadar görmemiz, bilmemiz lazım değil mi?" Yutkundu. Yanağını okşadım. Sertleştiği belli oluyordu. Kıvransa da saklayamadı.

"Çok kötüyüm ben. Bu ayrılığı kaldıramıyorum." Normale dönmüştüm. Yakınıyordum.

"Haklısın." dedi. "Senin gibi birini baskılamak hiç doğru değil. Seni üzmek istemem ama hem o kim bilir neler yapmıştır."

Üzülmüştüm. "Gerçekten yapmış mıdır? Yani başka bi kadını becermiş midir?" Beklemiyordu. Üzüldüğümü anladı.

"Ya erkek neticede doğaları bu. Güzel kadın görmekten hoşlanırlar." Elimi kabaran sertliğine attım.

"N'apıyorsun?" Dedi aniden frene bastı. Kahkaha attım. "Ahahahahaah. Sen de güzel kadın gördün bak aletin sertleşti. Söylediklerinde haklısın galiba."

Elimi geri çektim. Duygusal gel gitler yaşıyordum. Ağlamaya başladım. Beni kendine çekti. Sarıldı. Başımı okşuyordu. Ben de ona sarıldım. Omzunda ağlıyordum. "Üzülme. Her şey yoluna girer. O da şu an seni unutmak için güzel sekreterini sikiyordur." Omzundan kalktım. Ona baktım. Gözümdeki yaşı sildim.

Damla sahiden güzel kadındı. Ama aklıma hiç gelmemişti böyle bir şey. Gerçekten yapmış mıdır? diye düşünmeye başladım. Yola devam ettik. Evime gelmiştik. Beni kapıya kadar çıkardı. Vedalaşıp ayrılacaktık ki onu gitmeden kahve içmeye davet ettim. Yolda polis çevirmesi olabilirdi. İçip içmediğine emin değildim ama böyle bir şey yapmak geçti içimden. Hemen atlamıştı. İkiletmedi. Mutfakta ben kahve yaparken o da salonda bir şeyler kurcaladı. Ben içeriye kahve ama aynı zamanda tekila da getirmiştim. İki shot bardağı ile.

"Hangisini tercih edersin?" Tekilayı seçti. Doldurdum. Limon kesmiştim. Fakat tuz yoktu.

"Tuz yok nasıl yapacağız?" dedim.

"Benim bir fikrim var dedi. Limonu boynuma sürdü. Aynısını kendisi için de yaptı.

"Şimdi üç deyince dikeceğiz sonra burayı da yalayacağız." Limonu sürünce irkildim. Bütün hücrelerimin uyarıldığı açıktı. Dediği gibi de yaptık. Kafaya diktik ve birbirimizi yaladık. Tadı garipti ama çok şehvetliydi. Bir süre birbirimize baktık.

Sessizliği "hadi bir daha, bir daha." diyerek ben bozdum. Bu sefer limonu meme çatalıma sürdü. Ben de onun gömleğini açtım ve göğsüne sürdüm. Dilini göğüslerimin çatalıma daldırıp yukarıya doğru yaladı. Ben de göğüslerine dokunarak onu yaladım. Tekila etkisini göstermeye başlamıştı. Aşırı gülüyorduk. Kontrolsüz hareketler yapmaya başlamıştık. "Hadi bir daha!" dedim. Nereye süreceğini merak ediyordu. Bunun farkındaydı. Eteğimi sıyırdı. Baldırıma sürmüştü. Sürerken de biraz okşuyordu. Vücudumun tepkilerini artık kontrol edemiyordum. Ellerimi yere yaslayıp kendimi geri attım. İşini bitirdikten sonra bana baktı. Nereye süreceğimi merak ediyordu. Gömleğini çıkarttım. Benim çıkartmam için hiç hamle yapmıyordu. Omuzlarından ve kollarından söküp koltuğun üzerine attım. Dizlerimi yere koydum, onu geriye doğru ittirdim. Göbek deliğinden kasıklarına doğru sürdüm. Derince bir nefes aldı. Shotları uzattım. Yine aynısı ve bu sefer o beni koltuğa ittirdi. İki eliyle bacağımı kavradı ve uzunca sayılacak sürede bacağımı yaladı. Kasıklarıma doğru gidiyor ve dönüyordu. Çığlık atmamak için kendimi zor tuttum.

"Tamam. Bu kadar tuz yeter." diyerek sıranın bana geldiğini söyledim. Ben de iki elimle onu belinden sıkıca kavradım. Kemerine kadar yalıyor sonra yukarı çıkıyordum.

Ayağa kalktı. Beni de ayağa kaldırdı. Arkada çalan müziğin sesini biraz arttırdı. O ana kadar hiç farkında bile olmadığım ses beni hipnotize etmişti adeta.

"Ama benim üstüm çıplak. Bu adil mi sence?" Bana mesaj verdiği çok açıktı. Elbisemin omuzlarını düşürdüm. Yavaşça üzerimden sıyırıp çıkarırken hayran bakışları inanılmazdı. Elimi sütyen kopçama atıp göğüslerimi özgür bıraktığımda asıl şoku orada geçirecekti.

"Bunlar inanılmazlar!" diyebilmişti sadece. Ağzının suyu akıyordu.

"Şimdi ben öne geçtim. Eşitleyelim." dedim. Kemerini bir çırpıda çözüp pantolonunu fırlatıp attı. Boxerı ile karşımdaydı.

"Şimdi sıra sıra gidelim bence. Tepki veren, ses çıkaran karşıdakinin istediği yeri yalasın." Önerisini kabul ettim. Göğüslerime sürdü. İkisine birden.

"Bunlar gerçekten inanılmazlar." Sürerken hayranlığını dile getiriyordu. Gülümsedim. "Çok mu beğendin." Yüzüme bakıp

"Bunları beğenmeyen çarpılır." dediğinde yaşadığım his gururdu.

"Hadi iç!" Dedim. Kafaya dikip göğüslerimi avuçlayarak onları emiyordu. İstemsizce "Ahhhhh..." kaçmıştı ağzımdan. Nasıl kaçamazdı ki! Öyle güzel yoğuruyor ve emiyordu ki Kadir gelmişti aklıma. Saçlarını okşadım. Meme uçlarım çok hassastı. Dilini gezdiriyordu. Saçını çekip yüzüne baktım. Kulağına eğildim.

"Dilini kullanabileceğin güzel bir yer biliyorum." Tekrar yüzüne baktım ve başını aşağıya doğru bastırdım. Kadınlığım ve Can karşı karşıyaydı. Tangamı iki yanından tuttu, bacaklarımdan aşağıya doğru çekip çıkardı. Çıkardıktan sonra avucunda sıkıp kokladı. Beynim uyuşmuştu. Başka bir erkeğin yanında çırılçıplaktım. Hem de dostumun, en yakın arkadaşımın. Ama aklım bedenime hakim değildi. Şehvet tüm bedenimi sarmıştı. Limonu bızırıma sürdü. Dilini attığı anda bendeki kayış artık tam anlamıyla kopmuştu. Başını bastırıyor aldığım zevkin her zerresini tüm bedenimde hissediyordum.

"Bunu yapmamalıyız. Sen benim en iyi arkadaşımsın. Ahhhh...." Kendimden geçip inliyordum. Kendimle çelişiyor ya da belki de rahatlatmaya çalışıyordum. Can yüzüme baktı.

"İstemediğine emin misin?" Pis pis gülümsüyordu. Biliyordu ki bu yoldan geri dönüş yoktu.

"Ahhh.. durma devam et. Ohhhhh... dilin... o çok iyi..." dilini iyice içime sokmuştu. Şelale gibi akıyordum. Bir yandan elleri göğüslerime gidiyor ve onları yoğuruyordu. Parmak uçları meme başlarımda dolandıkça tüylerim diken diken olmuştu.

"Ohhh. Sen nesin böyle? Kurtarıcı falan mı? Ohhh... bu çok iyi."

Soluksuzca yaladığı amım sırılsıklamdı. Bacaklarımın içlerinden sularım akıyordu. Dizlerim zangır zangır titremeye başladı. Sanırım boşalıyordum.

"Ohhh. Dur artık.. dur halim kalmadı. Bitirdin... bitirdin beni. Ahhhh."

Başını çektiğinde ağzına bulaşan am sularım parlıyordu. Gülümsedi. Yukarı kaldırdım. Dudaklarına yapıştım. Kendi suyum, limon ve tekila. Müthiş bir burukluk. Bu çok uçuktu. Dillerimiz birbirine geçmiş vücutlarımız da yapılmıştı.

Elleri vücudumda gezdikçe daha fazla azıyordum. Ben de omuzlarını, sırtını ve kalçalarını okşadıkça önümdeki sertlik iyice artıyordu. Boxerı üzerinden aletini okşamaya başladım. Dudaklarımızı birbirinden ayırmaya çalışsak da başarılı olamadık. İnanılmaz bir uyum içerisinde şehvetle öpüşüyorduk. Koltuğun üzerine düşmüştük. Güç bela birbirimizden ayrıldık. Omuzlarıma baskı yaparak aletine doğru yönlendirdi. Boxerını poposundan çekip çıkarırken kalçasını hafifçe kaldırdı. Kaslı yapısı dikkat çekiciydi. Sıkıydı. Aleti orta karar sayılırdı. Kadir'inki daha iri ve kalındı. Ancak şu an bunların hiç önemi yoktu. Karşımda yabancı bir sik beni sikmek için hazır kıta bekliyordu. Önce torbalarını avuçladım. Bir elim onları hissederken diğer elim bu yabancı siki tanımakla meşguldü. Parmaklarımla etrafını dolanıyordum. Bu onu kavrandırıyordu. Kurumuş bir halde ona daha fazla acı vermemek için süreci uzatmadım. Başımı hafifçe eğip bu yeni misafiri ağzıma aldım.

"Ohhhh..." sesi gelmişti aynı anda. Can rahatlamıştı. Gözleri kaymıştı.

"Bu çok iyi... ağzın gerçekten bir hazine." Beni motive ediyordu. Git geller arasında tükürükler saçıyordum. Elimle ara ara sıvazlıyordum. Bir yandan kendimi okşamaya da devam ediyordum. "Taşaklarımı yala!" Buyurgan bir tavra girmişti. Şaşkınlığımı anladı.

"Sevişirken bunun işe yaradığını göreceksin tatlım. Güven bana. Tahrik olacaksın." Yalamaya başladım. Değişik bir tadı vardı. Dibe doğru ulaşan dilim onu kıvrandırıyordu. Yüz ifadesi zor duruma düştüğünü belli ediyordu. Az önce yaladığım yerleri parmaklarımla okşamaya başladım. Dilim aletinin başında dolaşıyordu. Kan akışını hissediyordum. Torbasının başladığı yerden başına dilimle gidip geliyordum. Bir elim apış arasına doğru gidip gelirken diğer elimde aletinin iki yanından parmak uçlarımı kullanarak gidip geliyordu. Daha fazla dayanamadı. "Seni azgın fahişe. Yarak nasıl yenir çok iyi biliyorsun."

Beni olduğum yerden kaldırıp koltuğa uzattı. Bacaklarımın arasına usulca kafasını yerleştirdi. Bacaklarımı açmış onun beni yalaması için tüm şartları oluşturmuştum. Hazineme ulaştığında derince bir "Ahhhhh...." Çektim. Diliyle çemberler çiziyordu. Bir yandan kendi göğüslerimi sıkıyor diğer yandan da elimi saçlarında gezdiriyordum. İki parmağını ağzıma uzattığında yapacağı şeyden habersizdim. Öyle bir yaladım mi parmaklarını tükürük içinde bıraktım. Ağzımdan çıkardığı parmaklarını bızırımla hafif oynadıktan sonra yavaşça içime kaydırdı. Bir titreme daha yaşamıştım. Fışkırmasam da oluk oluk akıyordum. Parmaklarını içimde hızlıca git gel yapıyordu. Duvarlarıma çarptırıyordu. "Ohhhh... Bu çok iyi. Durma. Devam et." Çığlıklar içerisindeydim. Duraksadı.

"Devam etmemi istiyor musun?"

Durmasını istemiyordum.

"Evet. Ne olur! Sakın durma." Yalvaran bir ifade ile bakıyordum.

"O zaman söyle. Söyle bana. Seni sikmemi istiyor musun? Söylesene seni becermemi istiyor musun?"

Parmakları duvarlarıma çarpıp sularımı akıtırken aksini söylemem mümkün değildi. Ayrıca vücudumun her zerresi bunu arzuluyordu.

"İstiyorum. Evet evet çok istiyorum. Hadi ne olur sik. Sik şu sulanmış amımı. Hadi o güzel aleti içimde istiyorum."

İçimin nasıl gıdıklandığını, kelebeklerin midemde nasıl uyuştuğunu anlatamam.

"O aletin adı ne? Söylesene. Seni sikmeyen aletin adı ne?"

Dili ağdalaşmıştı. Her kelimesi bomba gibi zihnimde patlıyordu.

"Yarak. Hadi güzel yarağını sok içime. Bak sana hazırlanmış güzel bir hazine var. Hadi gir içime. Gir içime sik beni."

Artık istediği gibi konuşuyordum. Kendime şaşırsam da hoşuma da gidiyordu. Alkol tüm kontrolü elimden almıştı nasılsa. İki elimle açıp onu davet ettiğim amıma yarağını tükürükleyip sokuyordu. "Ahhhhhh...." Diye inleyip yarak hasretime son veriyordum. Git gellere başlamıştı. Onu izlerken Kadir'in değil de Can'ın olması aklıma yine o sözü getirdi.

"Fırsatını bulsalar seni öyle bir sikerler ki!" İçimi gıdıklamıştı. Haklı çıkması her ne kadar beni üzse de bundan şu an için pişman değildim.

"Fırsatını bulduğun ilk anda sikiyorsun. Dostunu, arkadaşını sikiyorsun. Ohhhhh... bu çok iyi."

Gülümsedi. Ter içindeydi. Vücudu parlıyordu.

"Şu güzelim götü düşleyip az asılmadım." İçimde git geller yaparken kalçalarımı avuçlayarak ne kadar tahrik olduğunu belli ediyordu.

"Az kadın sikmedim seni düşleyip. Yasak elmamdın sen. Delirtiyordun beni. Offff orospum. Orospum olmanı çok istedim. Buluştuğumuzda, konuştuğumuzda yatırıp sikmek istedim hep. Ahhhhhhh. O göğüslerin var ya! Arasında gidip gelmek. Ohhhh onu da yapacağım. Her zerreni sikeceğim senin."

Hızlanmıştı. Tahrik olmuştum. Hem de şaşırmıştım. Ama hayal edilip bana mastürbasyon yapılması inanılmaz şehvetli gelmişti. Ben yüz üstü çevirdi. Kalçalarımı ona doğru çıkardım. Başımı ona doğru çevirdiğimde yüz yüze geldik. Kocamın da en sevdiği nakışı ona atıyordum.

"Fuck me eyes."

Kalçalarıma vurup içime girmeye hazırlanıyordu.

"Sik beni. O düşlediğin orospuyu sik. Hak ettiğim gibi sik. Bir fahişe gibi sik. Sik beni ohhhhh..."

Tek hamlede içimin en derinlerine girmişti. Soluğumu kesmişti. O kadar hızlı vuruyordu ki açık ağzından kesik soluk alışını duyuyor, göğüslerinin dalgalanışını izlerken ses çıkaramıyordum. Sadece inliyor, belli belirsiz sesler çıkarıyordum. Belimi öyle bir kavramıştı ki tutup tutup kendine çektikçe kalçalarımın dalgalanışını hissedebiliyordum.

Tekrar yüzümü çevirdi. Bacağımı omzuna alıp içime girdi.

"Bak. Yüzüme böyle bak. Sikilmekten aldığın zevki görmek istiyorum. Göster bana."

Ağzının suyu akıyordu. Şehvet saçılıyordu. İstediğini verdim.

"Ohhhh... Şu memeleri ver bana. Getir... orada boşalacağım. İçimden çıktı. Göğsümün hemen üzerine getirdiği yarağını memelerimin arasına koyduğunda torbaları ateş gibiydi. Ellerimle iki mememi de bastırıp sikini sıkıştırdım. Gidip gelmeye başladı.

"Offff... bu göğüsleri sikmemek olur mu ya! Ohhh. Hep çatalına kadar görürdük. Hazine devamındaymış."

Parmağını arkasına atıp bızırımla oynamaya başladı.

"Şimdi ağzına alıp gelecek olanları karşılayacaksın. Tamam mı?"

Cevap bekliyordu. Başımı sallayabildim. "Duyamadım!" Artık kaçış yoktu.

"Hadi Can, hadi erkeğim ağzıma, yüzüme boşal. Patlat yüzüme."

Beni olduğum yerde doğrulttu. Sikini sıvazlamaya başladı. Tüm damarları gerilmişti. Taşaklarını okşuyordum. Dilimi uzatmış gelen salvoyu bekliyordum. "Ahhhhhh..." ses geldi önce sonra hareketleri yavaşladı. İlki alnıma geldi, diğeri saçıma sonrası ise göğüslerime boca oldu. Ayakta hareketsiz kalmıştı.

"Ahhhh... bu çok iyiydi. Hayatım mükemmel bir şeysin sen. Sen... sen benim en mükemmelimsin."

Yanıma çöktü. Yorulmuştu. Kenarda duran peçete ile üzerime gelen spermlerini siliyordum.

"En yakın arkadaşını sikmek nasıldı?" Söyleyeceklerini merak ediyordum. Dili damağı kurumuştu.

"Yabancı mıyım ben? Senin en yakınındaki kişi değil miyim! Dost dediğin zor zamanda belli olur. Bak unuttun fena mı oldu?" Kollarını koltuğa uzattı. Ben de o ara onu izliyordum.

12