Ayla Ch. 02

Story Info
Continuation of her anniversary adventures (Turkish)
5.9k words
4.68
18.2k
0

Part 2 of the 2 part series

Updated 06/21/2022
Created 05/10/2007
Share this Story

Font Size

Default Font Size

Font Spacing

Default Font Spacing

Font Face

Default Font Face

Reading Theme

Default Theme (White)
You need to Log In or Sign Up to have your customization saved in your Literotica profile.
PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here
mofilius
mofilius
64 Followers

Sabah uyandığında, vücudunun her yeri ağrıyordu Ayla'nın. Yaşadığı müthiş geceyi düşününce, bu da normal sayılırdı tabii. Üç Yunanlı, şimdiye kadar hiç sikilmediği gibi sikmişlerdi onu. Her yerinden. Amından, götünden ve ağzından. Hep birlikte. Aynı anda. En sonunda da kocası, yeni sikilmiş amını ve götünü yalayıp emmiş, içine dolan bellerin hepsini temizlemişti. Doğrusu bu da müthiş bir şeydi. Bunu asla beklemiyordu Ayla. Üstelik bütün bunlar, evlenme yıldönümlerinde, evliliklerinin birinci yılında olmuştu.

Burhan ondan önce kalkmış, duşa girmişti. Ayla da banyoya gitti ve kocasının yanına sokuldu. Birbirlerine sarılıp, vücutlarını sıcak suyun gevşetici etkisine bıraktılar bir süre.

Daha sonra, kahvaltıya inmek için hazırlanırlanmak amacıyla aynanın önüne oturduğunda, Burhan arkadan gelip omuzlarını okşamaya başladı. Aynadan, gözlerinin içine bakıyordu.

- "Daha altı günümüz var bu adada..." dedi birden, "Biliyorsun değil mi..?"

- "Yani..?"

- "Yani bence, bu altı günü müthiş bir biçimde geçirebiliriz bebeğim..."

- "Dün geceki gibi mi..?"

- "Evet... Dün geceki gibi... Hatta daha da müthiş bir biçimde..."

- "Senin de hoşuna gitti değil mi sevgilim..?"

- "Evet... Hem çok..."

- "Peki devam etmeyi tehlikeli bulmuyor musun..?"

- "Nasıl yani..?"

- "Aynı anda her yerinden sikilmek, bağımlılık yapabilecek kadar müthiş bir şey çünkü... Ohhhh sevgilim, ne kadar güzel bir şey bilemezsin.."

- "Bundan sonra canım hep bir kaç sik birden ister diye mi korkuyorsun..?"

- "Evet... Ahhhh evet..."

- "Doğrusu, bunun nasıl bir duygu olduğunu çok merak ediyorum... Siz kadınlar, bu açıdan çok şanslısınız... Üç sik için yer var vücudunuzda... Biz erkekler ise en çok bir kadını sikebiliriz aynı anda... Yalnızca bir tek sikimiz var çünkü..."

- "Ne kötü..."

- "Ama seni üç Yunanlı'nın arasına sıkışmış, üç deliğinden birden sikilirken seyretmek de çok uçurucu bir şeydi doğrusu... Bu da bende alışkanlık yapabilir, biliyor musun..?"

- "Ahhhhh..."

- "Ama asıl unatamadğım, en sonuydu... Amınla götün öyle bir hale gelmişti ki, anlatamam... Hatırladıkça sikim kalkıyor..."

- "Sen de yaladın beni sevgilim... Yeni sikilmiş amımı, götümü yaladın... İçimden taşan belleri yaladın... Deliklerimi emip boşalttın... Ohhhh o da çok güzeldi... Deli oluyorum sandım..."

- "Evet o da müthişti..."

- "Tadı hoşuna gitti mi..? Ohhhhh söyle bana, hoşuna gitti mi..?"

- "Çok... Hem de çok..."

- "Yine istiyorsun değil mi..? Yine birileri beni sikip, içimi belleriyle doldursun istiyorsun değil mi..? Sonra da onları onları yalamak, yutmak istiyorsun..."

- "Evet..."

- "Ahhhh... Eminim çok güzeldir... Ama en güzeli ne biliyor musun sevgilim..? Bir siki emmek ve birden patlayıp fışkırtmaya başladığında, sıcak belleri yutmak... Ahhh müthiş güzel bir şey bu... Ya da bir sikin içinde fışkırmaya başladığını hissetmek... Karnının içinin tohumlarla dolması... Ohhhhhh..."

- "Bilmiyorum... Eminim öyledir..."

Sonra hiç konuşmadan giyinip, kahvaltıya indiler. Kahvaltıdan sonra deniz kenarına gittiklerinde de sessizdi Burhan. Ancak akşam yemeğine gittiklerinde konuşmaya başladı kocası.

- "Biliyor musun, dün gece o Yunanlı'lara, bu adadaki gidilebilecek yerleri sormuştum... Kasaba merkezinde, güzel bir gece kulübü varmış... Adamlardan biri, oranın çok özel bir yer olduğunu söylemişti..."

- "Öyle mi..? Neymiş bu özelliği peki..?"

- "Avlanma sahası olduğunu söylemişti Yunanlı... Yalnız turist kadınlarla ve onları avlamaya çalışan Yunanlı'larla dolu olurmuş her zaman... Adı da ne biliyor musun..? Phallus..."

- "Ohhhh, adı sik olan bir gece kulübü ha..? Oraya mı gidelim diyorsun..?"

- "Değişiklik olur diye düşünüyorum..."

Uzun bir süre, gözgöze bakıştılar. Ayla, onun fazla konuşamayacağını anlamıştı. Artık üstelememeye karar verdi birden. Birlikte kalkıp hazırlanmak üzere odalarına çıktılar.

Madem ki, sik avına çıkıyorlardı, o halde ona göre giyinmesi gerektiğini düşünüyordu Ayla. Bavulunu karıştırıp, her zaman giymeye cesaret edemediği kırmızı büstiyerini buldu. Etek kısmı iyice kesilmiş bir atlet fanilasına benziyordu bu. Giyip, aynada kendine baktı Ayla. O kadar kısaydı ki, memelerinin alt kısımlarını örtemiyordu bile. Kol altı dekoltesi de alabildiğine derindi. Yandan bakıldığında, memelerinin dış tarafları görünüyordu. Sonra şarap rengi sarma eteğini buldu bavuldan. Aslında biraz uzunca bir dikdörtgen kumaş parçasından başka bir şey değildi bu. Bele sarılıyor, sonra da, büyük ve süslü bir çengelli iğneyle tutturuluyordu. İki ucu, yalnızca bir karış kadar birbirinin üstüne biniyordu. Deneyimleriyle, otururken dikkat etmezse, her yerinin görüneceğini biliyordu Ayla. Ama bu gece dikkatli olmaya hiç de niyetli değildi. Bir gece önce giydiği ayakkabılar, bu kıyafet için de uygun göründü gözüne. Son bir kez daha kendine baktı aynada. İki küçücük kumaş parçasının altında çırılçıplaktı. Üstelik bu kolaylıkla anlaşılabiliyordu. O da bunu istiyordu zaten. Hazırdı.

Dönüp kocasına baktığında, onun da hazırlanmış olduğunu gördü. Açık mavi bir atlet fanilası ve beyaz bir şort giymişti Burhan. Çorapsız ayaklarında ise, bez ayakkabılar vardı. Elele tutuşup asansöre yürüdüler. Sonra da Ayla'yı aç gözlerle seyreden resepsiyoncunun çağırdığı taksiye binip, yola koyuldular.

İlginç bir şekilde, kapalı bir salondaydı gece kulübü. Doğrusu, bu kadar sıcak bir iklimde bunu beklemiyordu Ayla. Ama içerisi, mükemmel klima sistemi sayesinde serindi. Müthiş de kalabalıktı bu arada. Kapıdan girdikleri anda, Ayla'nın ilk dikkatini çeken içerdeki koku oldu. Tanrım, am kokuyordu ortalık. Adının anlamı "sik" olan bu gece kulübü, am kokuyordu. Işık da o kadar azdı ki, neredeyse karanlıktı. Bir süre öylece dikildiler kapının önünde. Sonra gözleri alıştı.

İçerdeki kadınların hepsi yabancı turistlerdi. Erkeklerin ise hepsi, genç ve yakışıklı Yunanlı'lar. Ayla, salondaki erkek sayısının daha fazla olduğunu da farketmişti hemen. Bu hoşuna gitmişti. Böylece, her şey daha kolaylaşacaktı. Ortada tıklım tıklım dolu küçük bir dans pisti vardı. Ama Ayla, insanların her yerde dansettiğini görebiliyordu. Daha doğrusu, kadınlar ve erkekler, kendilerine yavaş müziğin ritmine kaptırıp, salonun her yerinde, ayakta sikişiyorlardı sanki. Pistin çevresinde küçük masalar vardı. Dip taraflarda ise göğüs hizasına kadar yüksek duvarlarla birbirinden ayrılmış localar.

Kendilerine bir yer bulabilmek için yürüdüler. Ayla öndeydi. Birden biri elini tuttu. Dönüp baktığında, genç bir Yunanlı'yla burun buruna geldi. Sonra onu çekip sarıldı oğlan. Dansetmeye başladılar. Daha ilk anda, vücutları birbirine yapışmıştı. Göz ucuyla Burhan'ın yürüyüp, bulduğu bir boş locaya girdiğini gördü. Sonra da kendini iyice bıraktı oğlanın kollarına.

Siki hemen kalkmıştı Yunanlı'nın. Karnına batıyordu. Ayla'yı, iki eliyle birden belinden tutup, iyice kendine çekmişti. O da kollarını oğlanın boynuna doladı. Halinden memnundu. Bir kaç kadeh içki içebilmiş olsa, daha da iyi olacaktı galiba.

- "Yanındaki erkek kim..?" diye sordu birden oğlan.

- "Kocam..."

- "Kocan mı..? Buraya kocasıyla gelen birini ilk kez görüyorum..."

- "Benimki başka kocalara benzemez pek... Dolayısıyla da, bir şey farketmez yani..."

- "Seni sikmek istiyorum..."

- "Oh... Ne kadar da acelecisin..."

- "Sen de çok güzelsin..."

- "Canım içki içmek istiyor... Hadi gel oturalım..."

Sonra onu bırakıp kocasının oturduğu locaya doğru yürümeye başladı Ayla. Yunanlı da peşindeydi. Oturduğu anda da, yanına oturdu hemen. Burhan'ın gözleri parlıyordu.

- "Burası, gerçekten de güzelmiş..." dedi Ayla'ya, "Değişik ve güzel..."

- "Haklısın sevgilim... Bu Yunanlı'nın bana söylediği üçüncü cümle, beni sikmek istediği oldu, biliyor musun..?"

- "Vay ne kadar hızlıymış... Yakışıklı oğlan ama değil mi..?"

- "Evet sevgilim... Doğrusu yakışıklı... Siki de kocaman..."

At nalı biçiminde geniş bir sedirde oturuyorlardı. Masa da sedirin çizdiği U'nun ortasındaydı. Oturdukları yerden salonu göremiyorlardı. Dışardakilerin de, özel olarak gelip içeri bakmadıktan sonra onları görmelerine olanak yoktu. Locanın duvarları buna izin vermiyordu. Yunanlı elini uzatıp duvardaki bir düğmeye bastı. Aynı anda giriş yerindeki kırmızı bir lamba yanıp sönmeye başladı. Biraz sonra da garson geldi yanlarına. Burhan Yunanlı'ya da danışıp, üçü içinde duble viski ısmarladı. Demek ki böyle hoş bir sistem kurmuşlardı burada. Kalabalığın içinde, insanın kendini alabildiğine özgür hissedebileceği yerler, bağımsız adacıklar oluşturmuşlardı.

Garson içkileri getirince, Ayla hemen ikincisini ısmarlayıp, bardağını kafasına dikti. Bu gece kulübünün özelliklerini değerlendirebilmek için, biraz kafasının iyi olması gerektiğini biliyordu. İkinci içkisi geldiğinde, birinciyi bitirmişti bile. Ondan da bir yudum alırken, Yunanlı elini tutup onu yeniden dansa kaldırdı.

Piste kadar gitmemişlerdi. Loca'nın hemen önünde ona sımsıkı sarılıp, kocaman sikini yeniden karnına dayamıştı Yunanlı. Yavaş müziğin ritmine kapılıp, hafif hafif sallanmaya başladılar. Bu sefer beline sarılmak yerine, kalçalarını avuçlamıştı oğlan. Ayla da kollarını onun boynuna dolamış, memelerini göğsüne yapıştırmıştı. Birden kafaya diktiği viski, damarlarında dolaşmaya başlamıştı bile. Bu gece, müthiş şeyler yaşayacağından emindi artık. Yunanlı'nın elleri, kalçalarını, mıncık mıncık yoğuruyordu. Eteğinin iyice sıyrıldığını ve arkadan bakanların çıplak kıçını görebileceklerini farkediyor, iyice heyecanlanıyordu.

- "Götün çok güzel..." dedi birden Yunanlı.

Elleri şimdi çıplak tenine değiyordu. Ayla onun parmaklarından birinin kalçalarının arasına girdiğini hissetti. Bir anda götünün küçük deliğini buluvermişti oğlan. Tüm vücudu titredi bu temasla. Tanrım, biraz daha devam ederse, belini getirecekti.

- "Götünü verir misin bana..?" diye devam etti Yunanlı, "Götünü siktirir misin bana..?"

Ayla'nın bu soruya yanıtı, kalçalarını biraz arkaya itmek ve götünün deliğini, hafif hafif okşamakta olan parmağın üstüne bastırmak oldu yalnızca. Yeterince açık bir cevaptı bu. O anda birden yanlarında bir başka Yunanlı bitiverdi. Yunanca'nın o hızlı ritmiyle, bir şeyler konuşmaya başladılar. Ayla başını çevirip yeni gelene baktı. Bu da çok yakışıklı biriydi doğrusu. Gözgöze geldiklerinde, baygın baygın gülümsedi ona Ayla. Sonra müthiş bir şey oldu ve ikinci Yunanlı, bir anda ona arkadan sarılıverdi. Şimdi üçün birlikte dansediyorlardı. İkinci bir sikin kıçına dayandığını hissediyordu Ayla. Tanrım, orada, ayakta sandviç yapıyorlardı onu. Birden beli gelmeye başladı. Bacakları titriyordu.

Artık biraz oturmak istiyordu. Üçü birlikte locaya döndüler. Otururken, ustaca bir manevrayla, onu aralarına aldılar iki Yunanlı. İlk oğlan, kocasıyla onun arasında kalmıştı. Viski bardağına uzanıp, kocaman bir yudum aldı Ayla. En dışta oturan yeni Yunanlı, bu arada bacaklarını okşamaya başlamıştı bile. Bir taraftan da Burhan'la konuşmaya girişmişti. Arkadaşından daha konuşkan olduğu kesindi.

Birden, yandaki locadan gelen müthiş bir inleme dikkatini çekti Ayla'nın. Bir kadın sesiydi bu. Sonra bir daha ve bir daha geldi o inanılmaz tahrik edici inleme sesi. Meraklanmıştı. Ayağa kalkıp, dizlerine sedire dayadı ve duvarın üstünden yan tarafa baktı. İlk gözüne çarpan, sürekli yukarı aşağı hareket eden çıplak ve bembeyaz kalçalar oldu. Sonra onların arasında bir görünüp bir kaybolan, kocaman ve kapkara siki farketti. Sarışın bir turist kadın, bir Yunanlı'nın kucağındaydı. Tanrım, oracıkta sikişiyorlardı. Bir anda, alabildiğine tahrik olduğunu hissetti Ayla. Gözlerini ayıramıyordu önündeki manzaradan.

- "Ne oluyor..?" diye sordu kocası bu arada.

- "Ahhh sevgilim sikişiyorlar... Adamın kocaman sikinin üstüne oturmuş kadın... Ohhhh sikişiyorlar sevgilim..."

Doğrusu bu kadarını beklemiyordu Ayla. Bu gece kulübünde işlerin el peşrevlerinden öteye gitmeyeceğini inanmıştı nedense. Ama şimdi yanılmış olduğunu görebiliyordu. Başını çevirip, iki yanında oturmakta olan Yunanlı'lara baktı. İkisinin de gözleri, kalçalarına dikiliydi. O zaman, sedirin üstüne böyle dizlerini dayayıp durduğunda, adamların gözlerinin önüne ne kadar müthiş bir manzara sergilemiş olduğunu farketti. Hemen peşinden de, sonradan gelen oğlanın elini, yine bacaklarının arasında hissederek titredi. Elinde olmadan aralandı bacakları. Yunanlı'nın eli hızla yukarı çıktı ve parmaklarından biri amını buluverdi. Ağzından küçük bir inleme kaçarken, dönüp Burhan'a baktı. Büyülenmiş gibi, olup biteni seyrediyordu kocası. Sonra bakışlarını yeniden yan locadaki sikişe çevirdi.

Şimdi kadın, daha hızlı oturup kalkıyordu adamın kucağına. Ayla, onun belinin gelmek üzere olduğunu anladı. Kendi beli de gelmek üzereydi zaten. Tüm gücüyle kendini sıkıyor, bunu engellemeye çalışıyordu. Kadının vücudunun titremekte olduğunu gördü. Peşinden de, müthiş bir inlemeyle yığıldı erkeğin kucağına kadın. Birden, Ayla'nın da beli gelmeye başladı. Bağırmamak için, elini ısırıyordu.

Dönüp yeniden yerine oturabilmesi için, biraz kuvvet toplaması gerekti Ayla'nın. Yeniden viski bardağını saldırdı sonra da. Hala derin derin nefes alıyordu. Arkasına yaslanıp kocasına baktı.

- "Gerçekten müthiş bir yer burası sevgilim..." diye fısıldadı, "Ohhhh gerçekten müthiş..."

Burhan'ın sesi bile çıkmıyordu. Ayla, onun yüzünün şehvetle kasılmış olduğunu görebiliyordu. Az önce, yanındaki Yunanlı'nın elinin bacaklarının arasına girip amına gittiğini, mutlaka görmüş ve bundan etkilenmişti belli ki.

- "Hoşuna gitti değil mi..?" diye sordu Ayla, "Söyle bana, hoşuna gitti değil mi, adamın parmağını amıma sokup beni zevkten mahvetmesi..?"

- "Belli olmuyor mu..?"

- "Biliyor musun sevgilim..? Daha yeni başlıyor her şey... Bu Yunanlı'lar beni sikecekler... Ohhhhh sikecekler beni sevgilim... Burada sikecekler... Senin yanında sikecekler beni... Ohhhhh karını sikecekler, sana göstere göstere..."

Sonra sırtını yaslayıp, iki yanındaki Yunanlı'lara baktı Ayla. İlki, daha konuşmaya başlar başlamaz onu sikmek istediğini söylecek kadar hızlıydı gerçi ama, sonradan katılan, daha da hızlı çıkmıştı. Yine eli bacaklarındaydı. Elbette ki ona güçlük çıkarmayı düşünmüyordu. Dizlerini iyice aralamış, Yunanlı'nın okşayan eline özgürlük tanımıştı. Eteği iyice sıyrılmıştı artık. Kendi bile amını görebiliyordu böyle otururken. Sonra öbür Yunanlı'nın elini de bacaklarında hissetti.

Kocası, garsonu çağıran düğmeye bir kere daha basmış ve içkileri tazelemişti bu arada. Elinde viski bardaklarını dizdiği tepsiyle içeri gelen garson da bayağı yakışıklıydı doğrusu. Bardakları masanın üstüne korken, biran Ayla'nın gözlerinin içine baktı. Sonra da bakışlarını aşağıya, bacaklarına çevirdi. İki taraftan iki el, bacaklarının iç taraflarını okşuyordu şimdi. Onun da sikini kaldırdığını görebiliyordu Ayla. İşte bu çok hoştu doğrusu. Oğlanın gözlerinin içine baka baka, iki elini birden, iki yanındaki Yunanlı'ların siklerine götürüp okşamaya başladı. Ama daha fazla kalmadı garson locada. Yapılacak çok işi olmalıydı.

Ne var ki, Yunanlı'ların siklerini okşamaya başlamakla, dönüşü olmayan bir yola da girmiş oluyordu Ayla. Adamlar giderek azgınlaşıyordu artık. İki parmak birden amının dudaklarında dolaşmaya, zaman zaman içine girip çıkmaya başlamıştı şimdi. Ayla, içindeki sikilme isteğinin giderek büyüdüğünü, adeta engellenemez bir hale geldiğini hissediyordu. İkisinin de sikleri kocamandı Yunanlı'ların. Bu, başının dönmesine neden oluyordu. Aceleci parmaklarla ikisinin de fermuarlarını indirmeye koyuldu. Sonra ellerini içeri uzatıp, aklını başından alan sikleri dışarı çıkardı. İki eli de doluydu şimdi. Kocaman, kapkara, kalın ve ateş gibi yanan siklerle doluydu.

Sol tarafında oturan şimdi elini bacaklarının arasından çekmiş ve arakadan getirip kalçalarının altına sokmuştu. Biraz önce amının dudaklyarını okşayan, hafif hafif içine girip çıkan parmak, şimdi götünü bulmuştu bile. Ayla o alabildiğine hassas küçük deliğinin, inanılmaz bir açlıkla açıldığını ve Yunanlı'nın parmağını adeta içine çektiğini hissediyordu. Kalçaları, kontrol dışı hareketlerle çalkalanmaya başlamıştı. Öbür Yunanlı da, şimdi parmağını amına küçük bir sik gibi sokup çıkarmaya başlamıştı. Başını kaldırıp kocasıyla gözgöze geldi Ayla.

- "Ahhhh sevgilim..." diye inledi sonra da, "Parmaklarıyla sikiyorlar beni... Biri amımı, öbürü götümü sikiyor parmaklarıyla... Ohhhh çok güzel sevgilim... Utanmaz bunlar... Burada sikecekler beni... Ohhhh burada sikecekler sevgilim... Senin yanında... Ahhhh senin yanında... Ahhhhh kocamın yanında sikecekler beni... Ohhhh çok güzel... Ohhhhh... Karını sikecekler... Ohhhh çok güzel..."

Burhan'ın gözleri sabitleşmiş gibiydi. Ayla, onun yanaklarının iyice kızarmış olduğunu görebiliyordu. Şortunun önü kabarmıştı. Ellerindeki sikleri bırakmadan, sağ tarafındaki Yunanlı'nın üstünden öne eğildi ve dudaklarını kocasına uzattı. Öpüşmeye başladılar. Tanrım, iki tane hiç tanımadığı, isimlerini bile bilmediği Yunanlı, aynı anda amıyla götünü parmaklarıyla sikerken, kocasıyla öpüşüyordu. Kafası zevkten patlayacak gibi olmuştu. Burhan'ın dilini yakalayıp emmeye başladı. Aynı anda da beli geliverdi birden. Vücudu titriyor, sarsılıyordu.

Daha kendine tam gelemeden, sol tarafındaki Yunanlı'nın onu kalçalarından kavrayıp, kucağına çektiğini farketti. Sonra, artık elinden kurtulmuş olan o koskocaman sikin başını, götünün deliğinde hissediverdi. Tanrım, yavaş yavaş giriyordu Yunanlı'nın siki. Götü iyice açılıyor ve hepsini birden içine alabilmek için çırpınıyordu sanki. Sonra onu belinden tutup, iyice kucağına çekti Yunanlı. Ayla kendini bıraktı ve adamın taşaklarının kalçalarının altında ezildiğini hissetti. Dibine kadar sokmuştu Yunanlı.

Zevkten kısılmış gözlerle, olup bitenleri büyülenmiş gibi seyreden kocasına baktı yeniden. Sonra da, sağ eliyle sikini hala sıkı sıkı tutmakta olduğu ikinci Yunanlı'nın ayağa kalktığını farketti. Gelip tam önünde durdu adam. Ellerini uzatıp eteğini iyice sıyırdı. Doğrudan doğruya amına bakıyordu. Ayla ise gözlerini onun kocaman sikinden alamıyordu bir türlü. Bir yay gibi yukarı kıvrık, inanılmaz büyük, inanılmaz kalın, kapkara ve kıllıydı. Göz ucuyla Burhan'ın da büyülenmiş gibi aynı yere baktığını farkederek, büsbütün heyecanlandı.

Sonra vücudunun üst kısmını geriye verip, kucağında oturduğu Yunanlı'nın göğsüne iyice yasladı ve bacaklarını havaya kaldırıp, kendini önündeki Yunanlı'ya iyice açtı. Bundan daha açık bir davet olamazdı herhalde. Adam da, daha fazlasını beklemedi zaten. Ayla, onun iyice sıkulduğunu be bir eliyle tuttuğunu sikinin başını getirip, amının susamış bir ağız gibi açık duran dudaklarının arasına sokuşunu izledi. İnanılmaz bir hısrla soktu Yunanlı. O kocaman siki, bir anda, dibine kadar gömüldü amına. Bu da, ağzından çığlığa benzeyen bir inleme kaçmasına ve belinin yeniden ve inanılmaz bir şiddetle gelmesine yetti de arttı bile.

Bilincini yeniden topladığında, sikiliyordu. Aynı anda hem amından, hem de götünden. Kocaman Yunanlı sikleri, içine girip çıkıyor, onu zevkten delirme noktasına getiriyordu. Başını çevirip tekrar Burhan'a baktı. Bir zevk maskesine dönüşmüştü kocasının yüzü.

- "Ohhhhh sevgilim..." diye inledi, "Sikiyorlar beni... Ohhhh sikiyorlar beni... Ahhhh seyret n'olursun... Seyret... Karını sikiyorlar... Ohhhhh hem amımı, hem götümü sikiyorlar sevgilim... Bir belibilsen ne kadar büyük bir zevk bu... Ohhhh bir bilebilsen... Karnımın için sik dolu sevgilim..."

Öylesine büyük bir zevk alıyordu ki, neredeyse konuşamayacak hale geldiğini hissediyordu Ayla. İki tanımadığıı Yunanlı'nın arasına sıkışmış, kıvrana kıvrana, çırpına çırpına sikiliyordu. Hem de kocasının gözleri önünde ve kalabalık bir gece kulübünün içinde. Peşpeşe beli gelmeye başlamıştı artık. Sonra, yarı aralık gözlerle Burhan'ın garsonu çağıran düğmeye bastığını görüp, daha da heyecanlandı. Kısa bir süre sonra da, garson geldi locaya. Bir an öylece durup, müthiş bir tempoyla sikişmekte olan üçlüyü seyretti. Elindeki tepside, dört bardak viski vardı. Anlışalan, bu sefer sipariş almadan, yalnızca tahmin ederek getirmişti içkileri. Bardakları masaya korken, Ayla, onun pantolonunun önünde meydana gelen müthiş kabarılıktan gözlerini alamaz olmuştu. Birden elini uzatıp, bir pençe gibi kavradı garsonun sikini. Onu da istiyordu. Amına ve götüne girip çıkmakta olan sikler yetmemiş gibi, onu da istiyordu. İçinden gelen bir ses, kocasının garsonu çağırmasının nedeninin bu olduğunu söylüyordu zaten.

mofilius
mofilius
64 Followers