Ayyy Bu Cok Buyuk

"Efendim anne"

"Erdoğan, yavrum, nerede kaldın"

"Yoldayım anne, geliyorum"

"Gel, hadi gel artık, merak ettirme beni"

"Geliyorum"

"Gel canım, gel tatlım, kuzum benim, geç kalmayalım yemeğe, insanları bekletmeyelim"

Gelini Mehtap Mukadder hanımı akşam yemeğe çağırmıştı.

"Sen, ben, Süheyla ile kocası" demişti.

Gelinin annesinin evinde geçirdiği o gün başına gelenler nedeniyle Mukadder hanım tedbirli idi. Gelinin annesinden uzak duruyordu. Gerçi kötü olmamıştı. Sonuç iyi idi. O günden beri Mukadder hanım çok değişmişti. Sanki havalarda uçuyordu. Artık o küçük, daracık evi gözüne saray gibi görünüyordu. Yalnızlığı artık dert etmiyordu. Dizinin ağrısı da sanki geçmişti.

Ama, sonuçta oğlunun sevgilisi olmuştu.

Açılmıştı.

Çok zevk almıştı.

Hayatı değişmişti.

Bunu kabul ediyordu ama oğlunun olanlardan haberi yoktu. Artık oğlunun bir şekilde metresi idi. Oğlu Mukadder hanımın dört tane delikanlı ile sikiştiğini öğrenirse nasıl davranırdı, bilemiyordu.

Delikanlılar o gün Mukadder hanıma "Evde bizden başka kimse yok, boşuna bağırma" demişlerdi ama içlerinden biri boşboğazlık yapıp gelinine veya onun annesine olanları anlatırlarsa neler olur bilemiyordu.

Önceleri bunları çok düşünmüş, çok ağlamıştı.

Ama sonuç çok iyi olmuştu.

Kadınlığını bulmuştu, oğlunun sevgilisi olmuştu.

Düşünmemeye başladı.

Gelininin annesinin evine gittiği o gün birlikte mantı yaptılar, dolma sardılar. Akşam olunca eve dört tane genç delikanlı geldiler. Mantı yediler, dolma yediler, rakı içtiler. Şakalaşıp, gülüşüp duruyorlardı.

Yemekten sonra ne olduğunu anlayamadan bu dört genç adam Mukadder hanımı kucakladılar, yatak odasına götürdüler. Bağırmasına fırsat vermeden ağzını bantladılar. Gözlerine kara bir bez bağladılar. Ellerini ve ayaklarını da yatağa bağladılar.

"Evde kimse kalmadı, sen varsın, bir de biz varız. Seni sikeceğiz" dediler.

Sonra Mukadder hanımı soydular. Amcığını ovaladılar, parmakladılar. Sıra ile Mukadder hanımı siktiler. Her biri birkaç kez siktiler.

Mukadder hanım ilk başta hareketsiz durdu, öylece yattı. Yapabileceği bir şey yoktu. Zaman geçtikçe, arka arkaya sikildikçe Mukadder hanımın içi kaynamaya başladı. Bir, üç, beş derken sikilmekten zevk almaya başladı. Sonra daha çok zevk aldı, sonra daha daha çok.

Patlayacağını zannetti.

Zevk almaya başladığını anlayınca delikanlılar ağzındaki bandı çıkardılar, gözlerini açmadılar. Bant çıkınca Mukadder hanım bağırdığını, çığlık attığını fark etti. Zevk çığlıkları atıyordu. Daha önce hiç zevk çığlığı atmamıştı. Kendi sesini tanımadı.

Yanında bir başka kadın bağırıyor sandı. Kadın bağırıyordu, oğlanlar Mukadder hanımı sikiyorlardı.

Bazen ara verip Mukadder hanımı dinlendirdiler. Bağıran kadın sustu. Sonra tekrar sıra ile siktiler. Mukadder hanım bağıran kadının kendisi olduğunu o zaman anladı.

Bir ara sanki Erdoğan oraya gelmiş gibi hissetti. Oğlu yanında sandı. "Erdoğan, Erdoğan" diye bağırdı. Cevap alamadı.

Aslında Mukadder hanım doğru hissetmişti.

Erdoğan yanında idi. Annesinin arka arkaya sikilişini Erdoğan'a izlettiriyorlardı.

Erdoğan annesinin sikilmekten aldığı zevki gördükçe, duydukça şaşkına dönmüştü.

Erdoğan da bundan zevk alıyordu. Hem de çok zevk alıyordu.

Annesi ara ara titreyerek orgazm oluyordu. Artık bağırmıyordu. İnleyerek titriyordu.

Erdoğan annesinin bu şekilde sikilişinden kendisinin neden bu kadar zevk aldığını anlayamadı. Annesini zorla siktikleri için delikanlılara kızıyor, ama elinde olmadan da bundan müthiş bir zevk alıyordu.

Sabaha doğru Mukadder hanımı çözdüler. Saatlerce uyudu.

Erdoğan'a verdiler. Erdoğan annesini evine götürdü.

Mukadder hanım evde banyo yaptı, tekrar uyudu. Uyandığında yatağında çıplaktı.

Oğlu Erdoğan yanında yatıyordu. O da çıplaktı. Uyuyordu. Siki kalkmış, taş gibi sertti.

Annesinin hareketlerine uyandı. Göz göze geldiler. İkisi de aynı anda harekete geçti. Mukadder hanım oğlunun sikini tuttu, çekti. Erdoğan döndü, sikini annesinin amına soktu. Hiç konuşmadılar. İkisi de sessizdi. Hareket etmediler. Erdoğan annesinin amına sikini sokmuş, öylece duruyordu.

Sonra Erdoğan girip çıkmaya başladı. Mukadder hanım oğluna sarıldı.

"Sok yavrum sok" dedi.

"Dibine kadar sok" dedi.

"Annen sana kurban olsun yavrum" dedi.

"Karını siker gibi değil orospuyu siker gibi sik" dedi.

O günden sonra Erdoğan sık sık annesine gitmeye, annesini evinde sikmeye başladı. Her ikisi de bundan çok zevk alıyordu.

Mukadder hanım Erdoğan'a sık sık "ben senin metresinim, bana para ver" diyordu.

Bazen de "Artık senin metresinim, beni arkadaşlarına siktirebilirsin" diyordu.

Erdoğan sonunda eve geldi, annesini aldı, evlerine götürdü. Yolda giderken Mukadder hanım oğluna "Süheyla diye biri varmış. Onun kocası da gelecekmiş. İstersen beni o adama siktirebilirsin" dedi.

"Anne nereden çıktı şimdi bu" dedi.

"İlle olsun demiyorum, ben senin metresinim, yapabilirsin, onu söylüyorum" dedi.

"Gerçekten yapar mısın anne" dedi.

"Tabii ki yaparım oğlum" dedi. "Sen istedikten sonra tabii yaparım" dedi.

"Öyle bir şeyden zevk alır mısın anne" dedi.

"Alırım tabii ki yavrum, senin için yaparım" dedi.

"Bana kızmaz mısın, benden nefret etmez misin anne" dedi

"Ben sana hiç kızar mıyım oğlum, bugüne kadar hiç kızdım mı1 dedi

Eve geldiler. Salona geçtiler.

Mukadder hanımın oğlunun evindeki o akşam yemeği her şeyi çok daha değiştirdi. Yemekteki herkesin hayatını değiştirdi.

Yemek için toplandıklarında gelininin ve onun öğretmen arkadaşının kıyafetleri Mukadder hanıma oldukça tuhaf göründü.. Kocaları ile olabilirdi ama yanlarında başka erkekler varken böyle gezinmeleri garibine gitmişti.

Süheyla'nın elbisesi yere kadar uzundu ama sol tarafı beline kadar yırtmaçlı idi. Yürürken açılıyor, donsuz olduğu görülüyordu. Oturduğu zaman etek yana kayıyor Süheyla'nın apış arası görünüyordu.

Gelinin de bluzu bir tuhaf idi. Bluzdan ziyade omuzlarından iple askılı renkli bir peçete gibi bir şeydi. Omuzları ve kolları tamamen açıkta idi. Üstüne üstlük bluzun öndeki eteği o kadar kısa idi ki Mehtap ayağa kalktığı zaman memeleri olduğu gibi ortaya çıkıyordu. Ayakta iken bluzun eteği ancak meme uçlarına kadar uzanıyordu. Beli tümüyle açıkta idi. Altındaki şort da çok küçüktü. Kalçalarının çatalları meydanda idi.

Yemekten sonra gençler müzik çaldılar, dans etmeye başladılar. Sonra ışıkları kararttılar. Birbirlerinin karısı ile dans etmeye başladılar.

Öğretmenin kocası Erdoğan'ın yanında gelinine yapıştı, kendisine çekti. Gelini kollarını adamın boynuna sarınca memeleri tümüyle ortaya çıktı. Meme uçları kabarmıştı. Çok yavaş dans ediyorlardı. Sanki dans etmiyor, ayakta sevişiyorlardı. Hüsamettin Bey eğildi Mehtap'ın boynunu öpmeye başladı.

Süheyla öğretmen de oğluna yapışmıştı. Kadının bacakları, kalçaları, amcığı görünüyordu. Öğretmen kadın oğlunun kolları arasında kıvrım kıvrım oynuyor, kahkahalar atıyordu.

Biraz sonra erkekler birbirlerinin karılarını öpmeye başladılar. Öğretmenin kocası gelinini öperken eliyle de gelinin memesini sıkıyordu.

Erdoğan öğretmen hanımın elbisesinin önündeki birkaç düğmeyi çözdü, kadının memeleri de ortaya döküldü. Kadının çok güzel memeleri vardı. Erdoğan öğretmeni öptükçe kadın inliyordu. Dikkat edince fark etti ki oğlu kadınla dans edip öpüşürken eliyle de amcığını avuçluyordu.

Daha sonra oğlu Erdoğan öğretmen kadının elinden tuttu, çekti, getirdi kadını Mukadder hanımın yanına, kanepeye oturttu. Eğilip Süheyla öğretmenin memelerini emmeye başladı. Kadın ayaklarını kanepeye çekti, iki dizini yanlara açtı. Amcığı ortaya çıktı. Öğretmen hanım başını çevirip Mukadder hanımın gözlerinin içine bakmaya başladı. Oğlu kadının memelerini emip sıkarken Mukadder hanım onu izliyordu.

Erdoğan kalktı, gitti, Hüsamettin Bey ile öpüşerek dans eden karısına arkasından sarıldı. Karısının boynunu öpmeye, emmeye başladı. Hep birlikte sallanıyorlardı. Erdoğan karısına arkadan sürttürüyordu. Hüsamettin Bey gelininin dudaklarını emerken oğlu boynunu emiyordu.

Süheyla öğretmen uzandı Mukadder hanımın elini tuttu.

Mukadder hanım dayanamadı, kalktı, koşar adım içeriye yatak odasına geçti. Işığı kapattı, kapıyı kapattı. Titriyordu.

Beyni zonkluyordu.

Oğlunu ve gelinini hiç böyle görmemişti.

Gelinin annesinin evinde genç delikanlıların saldırısına uğradığı günden beri hayatı değişmiş, oğlu ile sikişir olmuştu ama oğlunu ve gelinini, ikisini birlikte, böylesine, birbirlerinin karısını sikerlerken, böyle bir şeyi hiç duymamıştı, görmemişti.

Dayanamadı. Duramadı.

Merak etmişti. Acaba şimdi ne yapıyorlardı.

Karanlıkta kapıyı açtı, sessizce salonun kapısından içeri baktı.

Oğlu Süheyla'yı sikiyordu, Süheyla'nın kocası da gelinini sikiyordu. Hepsi aynı kanepede, yan yana sikişiyorlardı. Hem Hüsamettin Bey hem de Erdoğan birbirlerinin karılarını sikiyorlardı.

Gelini kapının ağzında kendilerini seyreden Mukadder hanımı fark etti. Eliyle "gel" işareti yaptı.

Gitmedi. Donmuş kalmış gibi idi. Bacaklarının arasını ateş basmaya başladı. Hüsamettin Bey gelinini yavaş yavaş, çok yavaş sikiyordu. Her girişinde gelini titriyordu. Hüsamettin Bey Mehtap'a giriyor, bekliyordu. Mehtap'ın gevşediğini hissedince çıkıyordu. Sonra tekrar yavaşça giriyordu. Gelini her seferinde inliyordu.

Mukadder hanım dayanamadı, gelininin yanına gitti, eğildi, Mehtap'ın meme ucunu emmeye başladı. Gelini kaynanasının eline sarıldı, zangır zangır titreyerek boşalmaya başladı. Karnı, baldırları, hepsi sarsılıyor, titriyordu.

Mukadder hanım döndü öğretmen kadına baktı. Öğretmen kadın oğlunun memelerini iki parmağı ile sıkıyor, sıkıyor ve çığlıklar ata ata orgazm oluyordu.

Mukadder hanım olanlara dayanamadı, tekrar koşarak yatak odasına gitti. Soyundu. Yatağa yattı. Uyudu.

Bir ara uyandı. Elleri bağlanmıştı. Oynatmaya çalıştı. Oynamıyordu. Ayaklarını kendine çekmeye çalıştı. Onlar da bağlı idiler. Gözleri de bağlı idi. Ağzı da bantlanmıştı.

"Gene başlıyoruz" diye düşündü. Amcığının ıslandığını fark etti.

Sonra birisi amcığının dudaklarını yalamaya, emmeye başladı.. Bir başkası memesini emiyordu. Patladı.

Birisi amına girdi. Yavaş yavaş giriyordu. Giriyor, bekliyordu. Sonra çıkıyor, bekliyor, tekrar çok yavaş sikiyordu. Çok zevk almaya başladı. Biraz önce gelinini siken adam olduğunu anladı. Erdoğan değildi. Öbür adam sikiyordu.

Hüsamettin Bey Mukadder hanımı uzun süre sikti. Mukadder hanım artık dayanamıyordu.

Gözlerini açtılar. Işık önce rahatsız etti. Sonra alıştı. Başını yana çevirince oğlunu gördü. İki kadın oğlunu yanına yatağa getirmişler, dizlerinin üstünde doğrultmuşlardı. İki kadın sıra ile oğlunun sikini emiyorlar, sıvazlıyorlardı. Hüsamettin Bey de yavaşça girip çıkarken hızlanmaya başladı. Hızlandı, hızlandı, çok hızlandı.

Erdoğan'ın annesi bağırmaya başladı. Çığlık çığlığa bağırıyordu.

Erdoğan annesini hiç böyle görmemişti. Annesi kendisi ile sikişirken hiç böyle olmadığı gibi dört genç tarafından artarda sikilirken bile böyle olmamıştı. Çok canı sıkıldı, öfkeye kapıldı ama öte yandan müthiş bir zevk almaya başladı. Patladı. Fışkırdı. İki kadın Erdoğan'ı öne eğdiler, sikini annesinin yüzüne yaklaştırdılar. Erdoğan'ın beli fışkırdıkça annesinin ağzına yüzüne yayılıyordu.

İki kadın Erdoğan'ın ellerini annesinin üzerinden uzatarak, annesine çapraz olacak şekilde yatağın ayaklarındaki kancalara bağladılar. Ayakları zaten bağlı idi.

Erdoğan'ın karnı annesinin karnı üzerinde, ikisi birbirine çapraz durumda idiler. Erdoğan fışkırmış ama aldığı zevkin etkisiyle aleti taş gibi sert vaziyette idi.

Hüsamettin Bey Mukadder hanımın amından çıktı, döndü, Erdoğan'ın arkasına geçti. Süheyla kocasının sikini ve Erdoğan'ın göt deliğini kayganlaştırıcıya boğdu. Mehtap kaynanasının bacaklarının arasına uzandı, amını yalamaya başladı.

Hüsamettin Bey Erdoğan'ın deliğine sikini yavaş yavaş sokmaya başladı. Süheyla önce gitti Mukadder hanımın gözlerini açtı, başının altına bir yastık ilave etti. Annesi Erdoğan'ı ve gelinini görebilir oldu. Sonra eğildi Erdoğan'ın sikine otuz bir çektirmeye başladı.

Hüsamettin Bey Erdoğan'ın götüne girip bekledi. Yavaşça çıktı, tekrar girdi, bu kez biraz daha derine girdi. Tekrar çıktı, tekrar yavaşça daha derine girdi. Bir daha çıktı, bu kez dibine oturttu. Erdoğan inlemeye başladı. Annesi oğlunu götünden sikilirken izliyordu. Sonra Hüsamettin Bey hızlı hızlı ufak hareketler yapmaya başladı.

Erdoğan çığlık atmaya başladı. Aleti sürekli fışkırıyor, Erdoğan sürekli çığlık atıyordu. Mehtap kaynanasının klitorisini emmeye, amcığını parmaklamaya başladı. Ana oğul çılgına dönmüşlerdi. İkisi birden bağırıyorlardı.

İki öğretmen ana oğulun bağlarını çözdüler, Hüsamettin Bey'in üstüne atladılar.

Erdoğan annesinin üstüne çıktı, bacaklarını beline doladı, anasının amına girdi. Eğildi, anasının yüzündeki kendi belini yalayıp yutmaya başladı.

Gece geç vakit Erdoğan annesini evine götürürken Mukadder hanım oğluna "Erdoğan, beni bu adama tekrar siktirir misin"

"Tabii ki anne, yeter ki sen iste" dedi.

"Erdoğan, bir şey diyeceğim ama darılmak yok, gücenmek yok, bak ben senin annenim kötülüğünü istemem, iyiliğini isterim" dedi.

"Söyle anneciğim" dedi.

"Ben senin metresinim ya"

"Evet anne"

"Sen de bu adamın metresi ol, bu adam seni siksin yavrum" dedi.

"Karını da siksin Erdoğan, seni de siksin"