Babamın Asker Arkadaşı

Story Info
Mutsuzun Erotik Hikayeleri.
3.5k words
0
185
00
Story does not have any tags
Share this Story

Font Size

Default Font Size

Font Spacing

Default Font Spacing

Font Face

Default Font Face

Reading Theme

Default Theme (White)
You need to Log In or Sign Up to have your customization saved in your Literotica profile.
PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here

20 yaşında bir genç kızım. Anlatacağım olay iki sene öncesine dayanıyor, o zamanlar 18 yaşındaydım. Erken gelişmiştim. En hızlı zamanımdı. Etim budum yerinde, aklım fikrim sekste, erkeklerdeydi.

Okulda oğlanlarla flört eder, oramı buramı ellemelerine izin verirdim. İnternette geceleri odama kapanıp porno film izlemek, tanımadığım adamlarla sohbet etmek, o azgın heriflerin karşısında yüzümü göstermeden soyunmak, mastürbasyon yapmak en büyük zevkimdi.

Ahmet amca babamın asker arkadaşıydı ve bulunduğumuz şehre her geldiğinde bizde kalırdı. Babam o geldiğinde içki masasını kurar, sabaha kadar içerler, askerlik hatıralarını anlatırlardı... Evimizde bir iki gün kalır, sonra dönerdi. 45 yaşlarında, yakışıklı, olgun, esprili, sportmen bir adamdı. Bayılırdım ona... Gelmesini iple çekerdim.

Önceleri benimle şöyle bir ilgilenirken, ben gelişip genç lolita havalarına girdikçe iltifatları, bana bakışları değişmeye başladı. Hoşuma gidiyordu onun hayran erkek bakışları... Babam yaşında adamın beni sikecek gibi bakması tepkimi çekeceğine eğlendiriyordu beni...

O bana bakıp bakıp süzdükçe ben de kendimi tutamaz, açıldıkça açılırdım. Sütyensiz tişörtler... Mini mini etekler... Dikkatsiz oturup kalkmalar, açılan bacaklar, frikikler... Delirtirdim adamcağızı...

Her geldiğinde hediyelere boğardı beni... Bizimkilerin yanında bana verdiği hediye poşetlerinden başka minik hediye paketleri tutuştururdu elime gizli gizli... Yalnızken aç bunu, senin için özel derdi. Odamda açtığım paketlerin içinde pahalı ve seksi iç çamaşırları, çoraplar, minicik giysiler çıkardı genelde... Artık beni nasıl görmek istiyor, nasıl hayal ediyorsa...

Bir gün telefon çaldı. Babam telefonu açtı, köydeki akrabalardan biri arıyordu. Halamın rahatsızlandığını ve babamın hemen gelmesini istediğini haber verdiler. Babam telefonu kapattığında, telaşla anneme,

"Hadi hazırlan, gidiyoruz, ablam rahatsızlanmış!" dedi. Annem,

"Eee Gül ne olacak?" dedi. Halamı çok sevdiğim için ben de gitmek istiyordum, ama sınavlarım vardı, harıl harıl ders çalışıyordum. Babam,

"Sen kal kızım, biz fazla kalmayız. Sen sınavına çalış, bir şey olursa telefon edersin, atlar geliriz." dedi ve hazırlanıp gittiler.

Ben de içeri girdim, Yemek falan hazırlayıp yedim. Ders çalıştım, akşama kadar başımı kaldırmadım. Hava kararmıştı, Yalnız olduğumdan evden de çıkamıyordum. Biraz ara vereyim dedim. Kafayı dağıtmak için evde tek başıma kaldığım zaman hep yaptığım şeyi yaptım, odama geçip, internette porno sitelerinde dolanmaya, seks hikayeleri okumaya başladım.

Birkaç güzel porno hikaye okuduktan sonra iyice azdım ve porno film seyretmeye başladım. Filmde adam kadını domaltmış, bir güzel beceriyordu. Benim de elim apışımda, filmi izlerken bir yandan da şortumun üzerinden amımı okşuyordum.

O film bitince bir başkasını açtım. Elimi şortumun içine sokup amımı okşamaya devam ettim. Tam sona yaklaşmış, aldığım zevk beynime vurmuş, orgazm olup boşalmak üzereyken, aniden kapı zilinin çalmaya başladı. Korkuyla irkildim önce...

Bu saatte kim gelebilirdi ki? Bizimkilerin anahtarı vardı, dalıp girerlerdi. Soyunup dökünmeden önce önlem olarak kilitlemiştim kapıyı bu yüzden... Onlar girene kadar toparlanabilirdim. Israrla çalan kapı zilini duymamazlıktan gelemedim. Hemen merakla, biraz da zevkimi yarım bırakan densize kızarak, alelacele toparlanıp kıpkırmızı yüzümle kapıya gidip gözetleme deliğinden baktım.

Gelen Ahmet amcaydı. Saçımı başımı düzeltmeye çalışarak anahtarı çevirdim, kapıyı açtım. Kapının hemen önünde onun gençlere taş çıkartırcasına spor salonundan çıkıp gelmiş gibi, sportmen giyimi, kaslı vücuduyla görünce kalakaldım. Ahmet amca benim nefes nefese olduğumu görünce,

"Ne oldu Gülüm?" dedi. "Bir şey mi var? Nefes nefese kalmışsın yavrum?" Kendimi toparlayıp,

"Yok bir şey Ahmet amca... Evde yalnızım diye kapıyı kilitlemiştim. Spor yapıyordum içeride... Gel, buyur" dedim ve içeri aldım davetsiz misafirimi...

"Babanla telefonda konuştuk. Bana halanın durumunu anlattı. Acil gitmek zorunda kalmışlar, umarım bir şeyi yoktur. Bir uğrayayım, sıkıntın ihtiyacın var mı diye sorayım dedim." dedi ve içeri geçtik.

Benim üzerimde kısa, dar ve hemen kalçalarımda biten bir şort, üzerimde de bir badi, o da göğüslerimi anca kapatıyor. Yukarıdan sert, iki portakal irisi göğüslerim çatala kadar açık, altta düz karnım ve göbek deliğim meydanda, görünüyordu.

Ahmet amcayla salonda koltuğa oturmuş hal hatır soruşurken, Ahmet amcanın yine hayran bakışlarla beni süzdüğünü fark ettim. Başta evde yalnız olduğumdan biraz çekinir gibi oldum. Daha önce yanında açılır, saçılır, çekinmezdim hiç ama yanımızda hep büyükler olurdu. Hiç yalnız kalmamıştık.

Ama hemen ardından az önce izlediğim porno film aklıma geldi. Apış aramdaki ıslaklık kendini hissettiriyordu. Adamın her zamanki gibi beni oracıkta yatırıp sikecek gibi biraz arzulu, biraz hayran bakışları yine gururumu okşadı, hoşuma gitmeye başladı.

Biraz daha bu ortamda sohbet ettik. Ahmet amca yine o şen şakrak konuşmalarıyla beni güldürüyor, rahatlatıyordu. Biraz sonra,

"Hadi ben kalkayım Gülüm..." dedi. "Babanlar da yok. Benim yolum uzak, vaktinde döneyim ben..." dedi. Canım sıkıldı,

"Aa, aşk olsun Ahmet amca, beni yalnız bırakma, zaten evde kimse yok, korkuyorum. N'olur kal... Lütfen... Bari hiç olmazsa bir iki lokma bir şeyler yiyelim, bana eşlik et lütfen..." dedim. O da dünden razıymış, hemen

"Peki o zaman kalayım bari..." dedi, oturdu. Ben annemin giderken hazırlayıp bıraktığı yemeklerden bir şeyler hazırlayıp sofrayı kurdum. Beraber yemek yemeye başladık.

"Baban olsaydı şimdi iki kadeh parlatırdık ne güzel, kısmet değilmiş." dedi laf arasında...

Bunu duyar duymaz mutfağa gidip dolaptan babamın yarım kalmış rakı sürahisini çıkardım, sofraya getirdim.

"Babam yok ama, onun yerine benimle içer misin Ahmet amca?" dedim rakıyı gösterip gülümseyerek... Üstüne atladı hemen,

"Ooo... Hastaya çorba sorulur mu yavrum, içerim tabii..."

"Ama bir şartla veririm" dedim. "Ben de seninle beraber içmek istiyorum, yalnız babama söylemek yok, aramızda..."

Gözleri parladı sanki bunu söyleyince... Gülerek,

"Aslında yanlış bir şey ama... Madem senin canın çekmiş, içmek istiyorsun, içelim öyleyse... Zaten baban alıştırdı iyice, şimdi o da yok, yalnız kalmayayım. Babanın yerine vekili olarak seninle bir iki tek atalım." dedi.

Beraber kadeh tokuşturduk, rakıdan bir yudum aldım. Rakının anason tadı ve kokusu sert geldi biraz, yüzümü buruşturdum. Kahkahayla gülüp elindeki kavun çatalını ağzıma uzattı,

"Ah güzelim benim... İlk defa içiyorsun değil mi? Al şu kavunu ısır bakalım, ağzın tatlansın, mezesiz olmaz rakı..."

Dudaklarımı aralayıp elindeki çatala uzandım. Kavun biraz büyükçeydi, hepsni alamazdım, biraz da dilimi uzatarak bir lokmalık ısırdım. Gözleri parlamış, yiyecek gibi benim köfte dudaklarda dolanan bakışları, nasıl ısırdığıma bakıyordu.

"Mmm... İyi geldi gerçekten Ahmet amca, rakının acısını aldı." dedim çatallı elini okşayarak... İç geçirdi, bir şeyler söyleyecek oldu, sustu.

Yemek faslında Ahmet amca bir yandan benimle sohbet etti, bir yandan beni gözleriyle okşayıp sevmeye devam etti. Arada her yudumdan sonra yine çatalını uzatıyor, kavundu, köfteydi, ikram ediyordu bana...

Yemekten sonra salona geçip televizyonu açtık ve bir film bulup seyretmeye başladık. Yandan yandan Ahmet amcanın filmi değil, beni izlediğini fark ettim. Önüne göz ucuyla baktığımda, önünün kalktığını, kabardığını görebiliyordum.

Eğer bakire olmasaydım, kendimi o anda kollarına atıp sevişmesini isteyebilirdim. Öylesine azmıştım, kasıklarım öylesine yanıyordu ki... Ama lanet olsun, bakireydim işte... Ailemden korku bir yandan, kızlık zarım gidecek, canım yanacak çekincesi bir yandan...

O gelmeden önce izlediğim porno filmdeki görüntüler gözümün önünde uçuşuyor, o hayaller karşımda kalkık erkekliğiyle oturan Ahmet amcanın etrafında dönüp duruyordu. Daha sonra Ahmet amca,

"Ya, ben yoldan geldim, terledim. İyice rahatsız etmeye başladı. Senin için sakıncası yoksa ben bir duş alayım Esracığım!" dedi.

"Tabi Ahmet amcam, sakınca ne demek? Ben sana havlu filan çıkarayım" diyerek gidip banyoyu hazırladım.

Banyoya girdi. Çok iyi biliyordum ki, banyoya boşalmak için girmişti. Hemen sessizce gidip banyo kapısının önüne yaklaştım. Kapıyı tam kapatmamıştı, aralık duruyordu. Yavaşça sokulup baktım. Doğru tahmin etmişim. Penisi elinde, mastürbayon yapıyordu.

Ama öylesine bir alet değildi elindeki koca şey... Aynı izlediğim porno filmlerdeki gibi büyük ve oldukça kalın görünüyordu. Kapı aralığından korkarak gizlice, yarım yamalak da olsa, ilk defa bu kadar yakından gerçek bir erkeklik organı görüyordum.

Elimi şortumun içine soktum ve kasıklarımı, üçgenimi okşamaya başladım. Bu arada Ahmet amca işini bitirmişti. Boşalmış, duşunu alıyor, ama sağa sola döndükçe kocaman aleti önünde sallanıyor ve içimi bir hoş ediyordu.

Yine ben tam orgazm olup boşalmak üzereyken, Ahmet amca suyu kapatıp havluyu eline aldı. Kapının önünde yakalanmamak için hemen toparlanıp odama kaçtım...

Yatağıma oturup kaldım. Nefes nefeseydim. Gözümün önünde Ahmet amcanın kocaman köpüklü siki dans ediyordu sanki... Alelacele şortumu sıyırıp tişörtümü fırlattım. Çıplak vaziyette kendimi geriye, sırtüstü yatağa attım. Bir elimle memişlerimi okşayıp sıkarken, diğer elimle külodumun üstünden amımı klitorisimi okşamaya başladım.

Fazla sürmedi. Porno hikayeler, filmler, Ahmet amcanın bakışları, banyoda otuzbir çekmesi... İyice dolmuştum zaten, anında orgazm oldum, dudaklarımı ısıra ısıra sarsılarak boşaldım.

Kalkıp üstüme memelerimi meydana çıkaran bir tişört, bir de mini etek geçirdim. Annemlerin yatak odasına gidip gardroptan bir takım eşofman çıkardım. Banyoda oyalanan Ahmet amcaya seslenip babamın eşofmanlarından hazırladığımı söyledim. Ahmet amca öbür odada giyinirken, içeri gidip, "Ahmet amca beni sik!" dememek için kendimi zor tutuyordum.

Neyse, Ahmet amca eşofmanı giyip, salona, yanıma gelip oturdu. Bacağı bacağıma değince içim bir tuhaf oldu. O anda aklıma şeytanlık geldi. Bekaretimi bozmadan, kendimi ona siktirmeden de biraz cinsel zevk ve heyecan yaşayabileceğimi düşünerek,

"Ahmet amca, iki duble seni kesmemiştir, istersen bir iki meze hazırlayıp getireyim, burada televizyonu izlerken devam et" dedim.

"Niye olmasın Gülüm? Hatta, kendine de getir de beraber içelim!" dedi.

Hemen birer duble rakı doldurdum, biraz da meze getirdim. Ben ilk dubleyi daha yeni bitirmiştim, ama Ahmet amca ikinci dubleyi içiyordu. Televizyondaki kadın programında oryantal çıkmış, kıvırmaya başlamıştı. Ahmet amca bir ona bakıyordu, bir bana...

"Off... Gül, dansöz ne güzel oynuyor değil mi?" dedi. Kıskandım birden kadını,

"Güzel mi? Hadi canım... Ben ondan daha güzel oynarım Ahmet amca..." deyiverdim. Bana dönüp mavi gözlerini üstümde dolaştırdı,

"Sahi mi Gül? Seni hiç oynarken görmedim, onun için bilmiyorum."

Pek alışık olmadığım rakıdan başım dönüyordu zaten... Kendimi ona göstermeliydim, beni beğenmeliydi. Kalktım, çok iyi yaptığım oryantal dansı konusundaki yeteneğimi adama sergilemeye başladım.

Gözleri parlıyordu beni izlerken... Müziğin oynak ritmiyle mini eteğimi savura savura dönüyor, kalçalarımı çalkalıyor, memelerimi sallıyordum. Tişörtümün altını yukarıya sıyırmış, çıplak göbeğimi nasıl titretebildiğimi adama gösteriyordum.

Müzik bitince kendimi koltuğa, onun yanına attım. Nefes nefese,

"Nasıl, ondan iyiymişim di mi?" diye sordum şımarıkça... Eğilip yanağımdan öptü uzunca,

"Valla harikasın Gül'üm..." dedi, "Oryantale taş çıkarırsın sen... Hem güzellik yönünden, hem dans yönünden... Ondan kat kat daha iyiydin..." dedi. Hoşuma gitti, yayıldım kaldım iltifatlarına... Dudaklarının değdiği yer yanıyordu.

"Öfff yaa..." falan demeye başladım. Ahmet amca,

"Ne oldu Gül?" dedi.

"Başım döndü!" dedim. Elini omuzuma koydu, kendine çekip,

"İçki çarpmıştır yavrum, yat kucağıma!" dedi.

"Alışık değilim içmeye, ondan oldu herhalde." dedim ve dizlerine yattım. Ama, ahlayıp oflayıp duruyordum. Ahmet amca saçlarımı okşuyor, sürekli,

"Geçer şimdi Gül, geçer yavrum, bir tanem..." falan diyordu.

Bu arada başım tam sikinin yakınında olduğu için, kabardığını görebiliyordum. Bir müddet sonra Ahmet amca sırtımı falan okşamaya başladı. İçim ürperiyordu. Gözlerimi kapatıp sızmış numarası yaptım. Ahmet amca başta,

"Esracığım uyudun mu?" falan dedi, baktı benden ses çıkmıyor ellerini yavaşça göğüslerimin üstüne koydu.

Biraz öyle üzerinden okşadıktan sonra ellerini badimin içine sokup göğüslerimi okşamaya başladı. Bu arada eşofmanının içinde yarrağı kütük gibi olmuş, burnuma değmeye başlamıştı.

Bir müddet sonra ben elimi onun bacaklarının üstüne koyunca, Ahmet amca hemen elini çekti göğüslerimden. Biraz bekledi sonra tekrar elini göğüslerime sokup okşamaya devam etti.

Ben de zor duruyordum, amım sırılsıklam olmuştu. Memelerimi okşayan elleri, uçlarını ovalayıp duran parmakları beni deli ediyordu. Nerdeyse o vaziyette boşalmak üzereydim. Dayanamadım, birden elimi Ahmet amcanın yarrağına atıp, eşofmanın üzerinden kavradım.

Ahmet amca bu ani hareketim karşısında şaşırmış ve irkilmişti. Elini memelerimden çekip suçlu suçlu bana baktı özür dilercesine... Ona cesaret vermeliydim, yarıda kalmamalıydı bu zevk...

Kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Heyecandan dudaklarım aralanmış, titriyordu. Arzuyla boğuklaşan sesimle fısıldadım erkeğime,

"Sen de bunu istemiyor muydun?" dedim.

Hiç bir şey diyemedi... Uzandığım yerden kalkıp, kucağına oturdum ve dudaklarına yapıştım. Ahmet amca şaşkınlığını üstünden atmış, ateşli bir şekilde öpüşüyordu benimle...

"Ohhh... Gül... Lolitam benim... Fıstığım.. Delirttin beni... Öldürdün... Kurban olurum sana ben... Körpe dudaklım... Körpe memelerini yerim senin..." diye diye dudaklarımı somuruyor, elleriyle memelerimi avuçlayıp sıkıyor, çıplak bacaklarımı mini eteğin altından okşuyordu.

Altımdaki taş gibi olmuş sertliğini külodumun üstünde hissedebiliyordum. Elimi bu sefer eşofmanın içine sokup, yarrağını kavradım.

Aman Tanrım, elime sığmıyordu, kendimi siktirmek istesem bile, içime nasıl alacaktım bunu diye düşündüm, bir an gözüm korkmuştu. Bu arada Ahmet amca da dudaklarımı öyle bir öpüyordu ki anlatamam.

Daha sonra üstümdeki badiyi sıyırıp çıkardı, sütyenimi çözdü ve göğüslerimi öpmeye, yalamaya ve emmeye başladı. Ben daha da zevklenmiştim ve Ahmet amcanın yarrağını sıkabildiğim kadar sıkıp okşuyordum.

Daha sonra kucağından inip, yere önünde diz çöktüm, eşofmanını sıyırıp çıkardım. İşte Ahmet amcanın kocaman yarrağı karşımdaydı...

Elime alıp biraz inceledikten sonra, ağzıma almaya başladım. Ahmet amca da saçlarımdan tutmuş, başımı yarrağına doğru bastırıyordu. Ama kafasını zor alıyordum ağzıma. Yarrağının kafasını ağzımdan çıkarıp, yarrağının gövdesini ve taşaklarını yalamaya başladım. Ahmet amca da kafasını geriye atmış inliyordu.

"Ooohhh... Küçük orospum benim... Azgın lolitam... Bitiriyorsun beni dilinle... O küçük pembe dilini ısırıcam senin... Aahhh... Yala canım... Yala güzelim..."

Daha sonra beni saçımdan tuttu. Ayağa kaldırıp, altımdaki eteği minik pembe külotumla beraber indirdiğinde, ben de çırılçıplaktım karşısında. Hemen kendi de ayağa kalktı ve dudaklarıma yapıştı. O kocaman yarrağı ikimizin arasında sıkışmış, göbeğime baskı yapıyordu. Sonra beni koltuğun üzerine yatırdı, önümde diz çöküp bacaklarımı omzuna koydu ve

"Ohhh kaymak gibi! Yerim senin amcığını!" diyerek, hiç sikilmemiş amımı yalamaya başladı. Ben artık çıldırmış gibi inliyordum. Klitorisimi öyle bir yalıyordu ki, ben artık akşamdan beri boşalamadığımın acısını çıkarıyor, üst üste orgazm olup boşalıyordum...

Daha sonra beni kucağına alıp babamların yatak odasına götürdü. Yatak odasına giderken kendimi gelin gibi hissetmiştim. Babamların geniş yatağının üstüne beni bırakıp, üzerime uzandı ve tekrar dudaklarıma yapıştı. Ordan göğüslerime, ordan da tekrar amımı yalamaya başladı. Ben kuduruyordum,

"Yeter artık sikeceksen sik beni Ahmet amca!" diye bağırdım. Ahmet amca tekrar yukarı vücudumu yalayarak geldi ve dudaklarımı öptükten sonra,

"Gülüm... Canım benim, emin misin? Pişman olmayasın, buna hazır mısın?" dedi. "İstersen seni sadece okşayıp sevebilirim."

"Evet, hazırım, çok istiyorum. Ama biraz yavaş ol, ben bakireyim daha, yavaş yavaş sok!" dedim.

"Tamam güzelim!" diyerek bacaklarımı omzuna aldı ve yarrağının kafasını amıma dayadı. Ben heyecan ve zevkten ne yaptığımı bilmiyordum. Artık yarrağının kafasını soktuğunu ve yavaş yavaş amımda ilerlediğini hissediyordum... Ama canım acımaya başlamıştı,

"Ahmet amca acıyor!" dedim. O da,

"Biraz sonra bir şey kalmaz!" dedi ve içime birden yüklendi, yarrağının yarısından fazlası içimdeydi artık. Yırtılmıştı içim... Bekaretimi olgun erkeğime armağan etmiştim. Mutluydum. Ama acıyordu hala,

"Çıkart lütfen, Ahmet amca çıkart!" diyordum.

O ise umursamayıp amıma sokup çıkarmaya başlamıştı. Ben de acıdan neredeyse ağlamaklı olmuştum. Gittikçe biraz daha sokuyordu, ama bende de acının yerini zevk almaya başlamıştı. En sonunda taşaklarının götüme değdiğini hissettim, köküne kadar almıştım Ahmet amcanın yarrağını... Bir, "Oohhhh!" çektim. Harika bir histi bu... Şimdiye kadar hep merak ettiğim, nasıl olacak diye hayal kurduğum şey buydu. Daracık amımı dolduruyor, geriyor, zevkten mahvediyordu beni koca siki...

Ahmet amca durdu. Ne oldu diye yüzüne baktığımda gülümsüyordu sadece... Daha sonra bacaklarımı omzundan kollarına düşürüp, dudaklarıma öpücük kondurdu,

"Çıkartayım mı Gül?" dedi.

"Hayır Ahmet amca, sik beni!" dedim.

O anda öyle bir sokup çıkarmaya başladı ki anlatamam, köküne kadar sokup çıkarıyordu. Ben de zevkten neredeyse çarşafı parçalayacaktım. Ahmet amcanın yüzüne baktığımda şekilden şekile giriyordu.

Bir müddet sonra öyle bir böğürmeye başladı ki, amımın içini dölle dolduruyordu. Böyle bir şey olamazdı, sanki amıma hortum sokmuşlardı ve çeşmeyi açmışlardı. Üzerimde titredikçe titriyor, boşaldıkça boşalıyordu. En sonunda bacaklarımı bıraktı ve üzerime yığılıp kaldı. Yarrağı halen içimde duruyordu. Bir müdet üzerimde hareketsiz öylece yattı... Merak edip, (Öldü mü yoksa?) diye düşünerek,

"Ahmet amca hadi kalk üstümden!" dedim.

Ahmet amca zorla kafasını kaldırıp, dudaklarıma öpücük kondurup, yanıma uzandı. Bir müddet ben de öylece yattım. Kafamı çevirip Ahmet amcanın yarrağına baktığımda, yarı kalkık, halen kalp gibi atıyordu. Taşaklarına kadar her yeri kan ve döl içindeydi.

Hemen elimi amıma attım, amımdan döller yatağa akıyordu. Birazını alıp baktım, kan ve döller birbirine karışmıştı. Hemen kalkıp banyoya koştum, duşun altına girdim. Amımı parmaklayıp içimdeki dölleri boşaltmaya çalıştım...

Temizlenip odaya döndüğümde, Ahmet amca halen öylece yatıyordu. Geri dönüp bir bezi ıslatıp geldim, yarrağını ve taşaklarını temizlemeye başladım. Ama ben temizlemeye çalıştıkça, yarrağı dikilmiş eski haline almıştı.

Ahmet amcaya baktığımda gülümsüyordu. Dayanamayıp yarrağını yalamaya başladım. Az sonra üzerine çıkıp, yarrağını amıma yerleştirip oturdum ve oturup kalkmaya başladım. Ahmet amca da kendine gelmiş, alttan hızla sokup çıkarmaya başlamıştı.

Bir müddet sonra beni üstünden indirip domalttı ve amımı öyle sikmeye başladı. Ben de yastığa sarılmış, zevkten ne yapacağını bilmeyerek sikiliyordum. Sonra üzerime öyle bir abandı ki, yüz üstü yatağa yapıştım. Ama Ahmet amca halen içimdeydi ve beni sikiyordu. Ben artık kendimi tanıyamıyor, üst üste boşalıyordum.

Ahmet amca beni o pozisyonda 10 dakika kadar sikti, sonra içime tekrar bütün döllerini boşaltıp, yine üstüme yığıldı kaldı. Yarrağı amımdan küçülüp çıktı, ama Ahmet amca halen üstümde yatıyordu... İttirerek,

"Hadi kalk üstümden!" dedim. Yanıma zorla yattı. Yarrağına baktığımda kan yoktu, ama döl içindeydi.

"Hadi Ahmet amca kalk bir duş al!" dedim. O da,

"Hiç halim yok!" dedi. Ben de,

"Ama beni sik desem, hemen sikersin!" dedim.

"O başka!" dedi.

"Tabi ya!" dedim gülümseyerek, kalkıp banyoya gittim, duşun altına girdim. Amımdaki dölleri temizlemeye çalışırken, içeri Ahmet amca girdi. Yanıma gelerek,

12