Bir Istanbul Gecesi

PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here
mofilius
mofilius
63 Followers

Sonra ayrıldılar. Can bir koltuğa, Hakkı bir koltuğa oturdu. Şule de oturduğu koltukta hafifçe yan dönüp, bacakları altında, adeta yığılıp kaldı.

Artık her şeyin bitmiş olması gerektiğini düşünüyordum. Öyle ya, Hakkı üç, Can da iki kere patlatmışlardı. Ama rekor tartışmasız karımdaydı. Tam sekiz kez çıkmıştı bulutların üstüne. Orada koltuğun üstünde, tüm yorgunluğu ve sikilmişliğiyle öylece otururken o kadar güzel, o kadar sikilesiydi ki, başımı döndürüyordu. O anda en çok istediğim, az öncesine kadar siklerin girip çıktığı, bellerin dolduğu amıyla götünü görebilmekti ama, oturuş biçimi buna izin vermiyordu. Şimdi yerinden kalkıp içeriye, beni uyuduğumu sandığı odaya gelse ve o birbirinden güzel deliklerini bana gösterse, bütün o vıcık vıcıklıklarıyla, sikilmişlikleriyle, bir kere de benim sikimin oralara girip çıkmasına olanak verse ne güzel olur diye düşünüyordum. En iyisi ses çıkarmadan ve görülmeden odaya geri dönmem olacaktı galiba.

On saniye sonra odaya geri dönmüş, pencereyi kapamış ve yatağın üstüne oturup Şule'yi beklemeye başlamıştım. Yaklaşık on dakika kadar da bekledim. Ama bir türlü gelmiyordu karım. Doğrusunu söylemek gerekirse merak etmeye başlamıştım yeniden. Sonunda dayanamadım ve tekrar terasa çıktım.

Salonda her şey, bıraktığım gibi değildi artık. Gerçi Hakkı ve Can, hala koltuklarda oturuyorlardı ama, Şule yerinde değildi. Koltuktan kalkmış, tam ortalık yere, yumuşak halının üzerine, sırtüstü yatmıştı. Bacaklarını alabildiğine açmış ve dizlerinden bükerek göğsüne doğru çekmişti. Tabak gibi açıktı yani. Sol elini kalçalarının altından geçirerek getirmiş, orta parmağını, az önce Can'ın sikinin girip çıktığı, tohumlarını fışkırttığı götüne sokmuştu. Sağ elini ise önden uzatmış, yine orta parmağını, işaret ve yüzük parmaklarıyla şişmiş dudaklarını iyice açtığı amına sokmuştu. Gözleri yarı kapalı, Hakkı ve Can'ın önünde, kendini parmaklarıyla sikiyordu karım. Hem amından, hem götünden.

Tanrım, hala sikilmeye doyamadığı belliydi. Hakkı'nın afrodizyakı onu öylesine etkilemişti ki, tam sekiz kez belini getirmesine rağmen, hala doymamıştı sikilmeye. Olduğum yerde donmuş kalmıştım. Biraz önce görmek istediğim iki delik de, vıcık vıcık olup iyice açılmış amı da, götü de gözlerimin önündeydi şimdi. Seyrine doyulmayacak bir manzaraydı bu.

Sonra akledip Hakkı'yla Can'a baktım. Onlar da büyülenmiş gibi seyrediyorlardı Şule'yi. Eze eze, amından, götünden, ağzından sikip yine de doyuramadıkları karımı, alev alev yanan gözlerle seyrediyorlardı. Can'ın siki bir kere daha kalkmış, dimdik olmuştu. Hakkı ise yarı kalkık sikini okşuyordu.

- "Sikilmek istiyorum..." dedi karım birden... "Ohhh daha çok sikilmek istiyorum... Hadi gelin sikin beni... Hadi gelip sikin beni n'olur... Ohhh hadi... Ohhh hadi n'olur..? Ohhh n'olur...?"

Can bir anda fırladı yerinden. Halının üstünde, Şule'nin yanına diz çöktü. Ama karım bakmıyordu bile ona. Gözleri hala kapalı, parmakları amıyla götüne hızla girip çıkıyor ve konuşmayı sürdürüyordu.

- "Hadi sikin beni... Ohhhh sik istiyorum... Siklerinizi istiyorum... Hadi sikin beni... İkiniz birden n'olur... Ohhh ikiniz birden sikin beni hadi... Ohhh sikilmek istiyorum... Hadi sikin beni... Hadi sikin... Ohhh hadi... Sikin beni..."

Bu kadarı Hakkı'ya da yetmiş, o kacaman siki, tekrar kazık gibi olmuştu. Hızla yerinden kalkıp, karımla Can'ın yanına geldi. Şimdi son derece ilginç bir manzara vardı gözlerimin önünde. Şule pozisyonunu hala değiştirmemişti. Parmakları hala iki taraftan içine girip çıkmayı sürdürüyordu. Yalnızca konuşmaktan vazgeçmiş gibiydi. Şimdi yalnızca inliyordu. Bir taraftan da, yanındaki iki erkeği algılamıştı tabii. Bunun onu daha da çok heyecanlandırdığını, içindeki sikilme isteğini daha da arttırıp dayanılmaz hale getirdiğini farkedebiliyordum. Sonra birden beli gelmeye başladı. Dokuzuncu kez belini getiriyor ve can çekişen bir hayvanınkine benzeyen sesler çıkarıyordu. Vücudu gevşeyiverdi aniden. Parmakları içinden çıktı. Bacaklarını indirdi.

Aynı anda da Hakkı girdi devreye. Karımın yanına uzandı önce. Sonra da onu tuttuğu gibi üstüne çekti. Kalçalarının bir an için havalandığını gördüm. Elinin yardımına bile gerek duymadan, o kocaman sikini Şule'nin amına sokuverdi. Tek bir harekette dibine kadar geçirmişti.

- "Ohh ne güzel soktun..." dedi karım, "Ohhh ne güzel soktun bana... Ama yetmedi ki... Bir sik daha istiyorum... Ohhh bir sik daha istiyorum... Götüm boş kaldı bak... Ohhh bir sik de götüme istiyorum..."

Kulaklarıma inanamıyordum. Hayal edebileceklerimin en çılgınını istiyordu karım. Hakkı'nın üstüne uzanmış, o kocaman sikini dibine kadar amına almış, götüne girecek ikinci sik için yalvarıyordu. Başım uğulduyordu artık. Kendimden geçmiş gibi, Can'ın doğruluşunu ve Şule'nin arkasına geçişini izledim. Sikini getirip karımın götüne dayadı. Sonra da hiç zorlanmadan sokmaya başladı. Bir anda kasıkları, önündeki o baş döndürücü kalçalara yapışıverdi. Şimdi iki sik birden vardı karımın içinde. Biri amına, öbürü götüne girmişti. Dibine kadar.

Çığlığa benzer bir ses çıktı Şule'nin ağzından. İki erkeğin arasına sıkışmış vücudunu sarsılmaya, çırpınmaya başladı. Yine beli geliyordu. Onuncu kez.

Sonra Hakkı'ya Can, karımı sikmeye başladılar. Biri amından, biri götünden sikiyordu. Sikleri birer piston gibi giriyor, çıkıyor, giriyor, çıkıyordu. Şule ise zevkten çıldırmış gibiydi. Durmadan belini getiriyordu artık. Durulmaları en çok 15-20 saniye sürüyor, sonra yine vücudunu titremeye başlıyor, beli yine geliyordu. Artık saymama da olanak kalmamıştı. Çılgın bir şeydi bu. Seyretmeye doyamıyordum. Bu çılgın akşamın başlamasından bu yana tahrik olmadığım kadar çok tahrik olmuştum. Karımın, gözlerimin önünde, benden yalnızca bir kaç metre uzakta, iki çıplak erkek vücudunun arasına sıkışmış, hem amından hem götünden sikilişini seyrediyor ve uçuyordum.

Hepimiz zaman kavramını yitirmiştik herhalde. Ya da en azından bana öyle geliyordu. Bu nedenle, Can'ın birden bağırması beni beklemediğim kadar şaşırttı. Garibim, sikini bir mengene gibi sıkıştırıp saran o kadife yumuşaklığındaki götün etkisine daha fazla dayanamamış olmalıydı. Belini getiriyor, tohumlarını karımın götünün derinliklerine boşaltıyordu yine.

- "Ohhh fışkırt..." diye inledi Şule,bilmem kaçıncı kez kendi de belini getirirken, "Ohhh fışkırt götüme hadi... Ohhh doldur içimi yavrum... Doldur karnımı... Immmmnnnnnhhhh..."

Hakkı ise aşağıdan pompalamayı, sikini karımın amına sokup çıkarmayı sürdürüyordu. Ne de olsa, Can'dan bir kere fazla getirmişti belini o. Bu nedenle de hala dayanıyordu.

Sonra Can Şule'nin arkasından uzaklaştı. Karımın götü, içinden çıkan siki sanki bırakmak istemiyor gibiydi. Ama bunu başaramadı tabii. Can'ın yarı inmiş siki içinden çıktığında ise ürperdiğini farkettim. Birden doğrulup, kendi de Hakkı'nın üstünden kalkıverdi. Bir eliyle Can'ın elini tutmuş, gitmesine izin vermiyordu. Sırtını Hakkı'ya dönüp tekrar üstene oturduğu gördüm. Bu arada öbür elini aşağı uzatıp herifin o koca sikini tutmuş ve mosmor başını getirip götüne dayamıştı. Kendini bıraktı ve Hakkı'nın siki, Şule'nin götüne gömülüverdi. Can'ın elini de bırakmamıştı, bütün bunlar olup biterken. Hakkı'nın kıllı taşakları amının dudaklarına yapıştığında ise Can'ı kendine çekmeye başladı. Ağzı açıldı ve dudakları, götünden daha yeni çıkmış o yarı inik sikin üstüne kapanıverdiler. Hırsla emmeye başladı. Aynı anda da kalçaları hareketlendiler. Şimdi bir taraftan Can'ın tohumlarını içine henüz fırkırtmış sikini emiyor, bir taraftan da götünü dolduran o koca sikin üstünde oturup kalkıyordu.

Tanrım, gerçekten doymayacak gibiydi karım. Kendini sikişin labirentlerinde kaybetmişti sanki. Geri dönmeye de hiç niyeti yokmuş gibi görünüyordu.

Can dinlenememiş, kendine gelememişti bile. Ama Şule'nin ağzı o yarı inik sikine öyle şeyler yapıyordu ki, kendini yeniden kaptırmıştı. Giderek daha çok kalkıyordu siki. Sonunda iki eliyle karımın başını tuttu ve sikini hırsla sokup çıkarmaya başladı. Bu doymak bilmeyen kadınının ağzını sikme sırası ondaydı artık.

Karımı bu sefer de, bir sik götünde, bir sik ağzındayken seyrediyordum. Tıpkı daha önce olduğu gibi. Tek fark, bu sefer siklerin yer değiştirmiş olmasıydı. Gözleri sımsıkı kapalıydı Şule'nin. Zevkten kendinden geçmişti. Hakkı'yla Can da, yine transa girmiş gibiydiler. Dünyadan kopmuş, karımı sikiyor, sikiyor, sikiyorlardı.

Şule birden durup, Can'ın sikini ağzından çıkardı. Hayran gözlerle, dibinden sımsıkı kavradığı siki seyretti bir süre. Sonra vücudunu geriye verdi ve ellerini Hakkı'nın iki tarafından yere dayadı. Bacaklarını iyice açıp, dizlerini karnına doğru çekti. Manzara müthişti. Herifin o kacaman siki, dibine kadar gömülmüştü götüne. Onun üstünde de, vıcık vıcık olmuş, susamış bir ağız gibi açılmış amı görünüyordu. İçine yeni bir sik almaya hazır, hatta bunun için yalvarır gibi duran o güzelim am, başımı döndürdü.

- "Hadi sok..." dedi zevkten ağdalanmış bir sesle, "Hadi gel amıma sok sikini... Çabuk ol n'olursun... Hadi gel sik beni... Ohhh hadi... Yine amımdan götümden sikin beni n'olur..."

Hırsla saldırdı Can. Bir anda üç vücut birbirine girmişti yine. Aynı anda da, karım yine peşpeşe belini getirmeye başlamıştı. İki sik birden yemek, aynı anda iki erkeğe birden sikilmek, bir sikin amına, diğerinin götüne girip çıkması, onu zevkten çıldırtıyordu. İp tam anlamıyla kopmuştu artık. Üçünün de hareketleri giderek hızlanıyor, sertleşiyordu. Sanki dövüşür gibiydiler. İnlemeleri, haykırmaları, tam anlamıyla birbirine karışmıştı.

Can ayakları yere basılı, öne doğru eğilmiş ve kollarını Şule'nin bacaklarının altından geçirerek, onu omuzlarından kavramıştı. Güçlü kollarıyla yarı havada tutuyordu karımı. Sikini de büyük bir hırsla amına sokup çıkarıyor, neredeyse öldüresiye sikiyordu onu. Hakkı ise üstünden karımın ağarlığının kalkmasıyla rahatlamış, iki eliyle onu leğen kemiklerinden kavramıştı. Kalçaları bir motor hızıyla yerden havalanıp geri dönüyor, o koca siki Şule'nin götüne dibine kadar giriyor, ucuna kadar çıkıyor, tekrar dibine kadar giriyordu.

Sonra karımın vücudu, şimdiye kadar hiç görmediğim bir biçimde sarsılmaya başladı. Öyle ki, onu tutabilmek için, Hakkı da, Can da durmak zornda kalmışlardı şimdi. Beli kıvrulup bükülüyor, kalçaları sert hareketlerle sağa sola, yukarı aşağı oynuyordu. Bu sefer çok büyük geliyordu beli. Çıldırmış gibiydi. Üstelik bir türlü de durulmuyordu. İçindeki siklere acayip şeyler yapıyor olmalıydı. Ne Hakkı'nın ne Can'ın buna dayanamayacaklarına emindim. Sorun hangisinin önce patlayacağıydı. Herhalde Hakkı ilk olacaktı.

Ama yanılttılar beni. Çünkü birlikte patladılar. Biri amının öbürü götünün derinliklerindeki iki sikin aynı anda fışkırmaya başlaması, karımı da bitirdi.

Çığlıklar atarak, yığılıp kaldı.

Bense tepeden tırnağa sik kesilmiş bir halde kalmıştım olduğum yerde. Bu sefer onlar getirmiş, ben getirmemiştim. Şikayetçi de değildim. Çünkü artık karımı sikmek istiyordum. Saatlerdir sikildiği her yerinden ben de sikmek istiyordum onu.

İçerdekiler hala halının üstünde yatıyorlardı. Hakkı altta, karım onun üstündeydi. Can ise hemen yanlarında uzanmıştı. Bu sefer onları bıkarıp içeri gitmeyecektim. Bunu karımın odaya gelmeye kalkışmasından sonra yapmaya kararlıydım. Gerçi bu sefer her şey gerçekten bitmiş gibiydi ama, yine de emin olmak, bir şeyler kaçırmamak istiyordum.

On dakika kadar öylece yattılar içerdekiler. Sonra Şule kımıldadı ilk olarak. Hakkı'nın üstünden inip yere, ikisinin arasına oturdu. Gözleri bir Hakkı'nın, bir Can'ın sikine takılıyordu. Ama artık ikisi de inmiş, süklüm püklüm olmuştu siklerin. Sahiplerinin de, hiç bir şeye aldıracak halleri yoktu. Karım ellerini uzatıp ikisinin de siklerini okşamaya başladığında, hafifçe kımıldandılar, o kadar.

- "Sikilmek istiyorum..." dedi karım, "Daha sikilmek istiyorum..."

Can'ın yanıtı, yalnızca derin bir inlemeydi. Hakkı ise sesini bile çıkarmamıştı.

- "Heyyy, duymuyor musunuz..? Sikilmek istiyorum dedim size... Hadi kalkın bir daha sikin beni... Ohhhhh çabuk olun... Sik istiyorum.... Daha çok sik istiyorum..."

- "Pezevenk kocanı denesene..." dedi Hakkı, "İçerde uyuyor kocan... Biz burada orospu karısını sikerken, kocan içerde uyuyor... Git uyandır onu... Git ona siktir artık kendini orospu... Hadi git kocana ver artık... Böyle taze sikilmiş halinde git, onu uyandır, amını, götünü, ağzını ona da siktir hadi..."

Tam bir rüya aleminde gibi, karımla birlikte ben de dinliyordum bu rezil herifin söylediklerini. Ve tıpkı karım gibi benim üstümde de müthiş bir etki yapıyor, beynime işliyordu bu sözler. Çünkü sonuçta doğru söylüyordu Hakkı. Beni içerde uyuyor sanıyordu. Ve bu süre içinde karımı sikmişlerdi. Tanrım, hem de nasıl sikmişlerdi. Ama sonunda işleri bitmişti onların da. Karım ise bol afrodizyak etkisindeydi hala. Doymamıştı sikilmeye.

Şule birden kalktı ayağa. Saçı başı iyice dağılmış, giysisi vücudunun orta kısmında toplanmıştı. Onlara bakmadan içeri yöneldiğini görünce, ben de yıldırım gibi odama döndüm. Pencereyi kapadım, kapının kilidini açtım ve yatağın üstüne uzandım. Aynı anda da karım girdi içeri. O kapıyı kaparken, ben de başucumdaki küçük lambayı yaktım.

Üstünü başını düzeltmek zahmetine bile katlanmamıştı Şule. Bacaklarının iç tarafları, am suları ve bellerle sırılsıklam ıslaktı. Hakkı yüzüne fışkırttığı sırada saçlarına gelen beller kurumuştu. Gözgöze geldik.

- "Sik beni sevgilim..." dedi yavaşça, "Canım sikilmek istiyor..."

Sonra yürüyüp yatağın üstüne sokuldu. Elleri uzanıp içeri sokmaya fırsat bulamadığım, dim dik sikimi okşamaya başladı. Ama fazla dayanamadı. Bacaklarını açıp üstüme oturdu ata biner gibi. Yattığım yerden amını görebiliyordum. Şişmiş dudakları iyece açık, içinden peltelenmeye yüz tutmuş beller sızan amı başımı dördürdü. Biraz doğruluşunu ve sikimi dibinden kayvayıp amının altına getirişini izledim. Bir anda oturdu sikimin üstüne. Alışık olmadığım kadar gevşemişti amı. Bir anda, taşaklarıma kadar aldı beni içine. Ellerini göğsüme dayamış, gözlerimin içine bakıyordu. Amından sızan beller ılık ılık taşaklarıma akıyordu. Zevkten çıldıracak noktaya geldiğimi hissediyordum.

- "Canım sikilmek istiyor..." dedi şehvet dolu bir sesle, "Canım sikilmek istiyor kocacım..."

- "Doymadın mı..?" dedim.

Birden donup kaldı karım. Hala gözgözeydik ama artık hareket etmiyordu. Sorumu anlamaya çalıştığının farkındaydım. Kalçalarımı yukarı doğru bastırıp, sikimi biraz daha kökledim gevşemiş amına. Bu, vücudunun elektriklenmesine neden oldu. Sonra yeniden hareketlendi. Kalçaları şimdi üstümde dansediyordu.

- "Doymadın mı...?" diye tekrarladım sorumu...

- "Biliyorsun..." dedi, "Neler olduğunu biliyorsun..."

- "Biliyorum..."

- "Ama nasıl..?"

- "Seyrettim..."

- "Her şeyi mi...?

- "Her şeyi, en ince ayrıntısına kadar hem de..."

- "Kızmadın mı..?"

- "Saçlamala, aksine çok hoşuma gitti..."

- "Doğru mu söylüyorsun..?"

- "Evet... Çok hoşuma gitti..."

- "Neler yaptılar bana sevgilim..."

- "Siktiler..."

- "Ah evet sevgilim, siktiler beni... Hem de ne biçim siktiler... Ahhh ikisi birden siktiler beni ve zevkten uçtuğumu sandım... İki sik birden yemek o kadar güzeldi ki... Bir sik amımda, bir sik götümde... Ohhh öyle güzeldi ki... Dünyadaki hiç bir şey bunun yerini tutamaz biliyor musun sevgilim... Hiç bir şey... Yine istiyor canım..."

Hem konuşuyor, hem sikişiyorduk. Elimi götürüp orta parmağımı götüne değidirdim. Vıcık vıcık ve alabildiğine açıktı o küçük delik. Parmağımı sanki içine çekti. Birden vücudu yine titremeye başladı. Bir kez daha geliyordu beli. Ben de fışkırmaya başladım.

- "Ohhh canım çok sikilmek istiyor sevcgilim..." dedi durulduğumuzda, "Canım çok sikilmek istiyor sevgilim... İki sik birden istiyorum hem de... Biri amıma, öbürü götüme..."

- "Hadi yine git içeri o zaman..."

- "Faydası olmaz ki... O sikler kalkmıyor artık... İkisini de boşalttım... Bir daha kalkmayacak kadar boşalttım ikisini de..."

Şimdi yatakta oturmuş, sırtını duvara dayamıştı. Bacaklarını iyice açıp dizlerini toplamıştı. Hem konuşuyor, hem de amını okşuyordu.

- "O zaman talihine küs..." dedim, "Kalkmıyorlarsa, sen de siksiz kalacaksın demektir..."

- "Niye..?" diye sordu gözlerimin içine bakarak, "Dünyadaki tek sikler onlar mı sevgilim... Hadi gel gidelim buradan... Sokağa çıkalım ve bana sik bulalım... Bir sik daha bulalım, ikiniz sikin beni... Ya da daha güzeli, iki sik birden bulalım, üçünüz birlikte sikin... Ohhhh o daha da güzel olur sevgilim... Amımdan, götümden, ağzımdan aynı anda sikersiniz beni... Ohhhh o çok daha güzel olur sevgilim..."

Saate baktım. Neredeyse dörde geliyordu. "Neden olmasın" diye düşündüm kendi kendime. Türkiye'deydik, İstanbul'daydık. Burada abazan erkekten bol ne vardı ki..?

- "Hadi kalk o zaman..." dedim karıma, "Ama önce biraz üstünü başını düzelt... Bakalım neler bekliyor bizi sokakta..."

Sevinçle fırladı yerinden. Giysisinin askılarını omuzlarına geçirdi. Eteklerini biraz düzeltti. Odadan çıktık birlikte. Salonda Hakkı ve Can sızıp kalmışlardı. Şule sessizce içeri girip ayakkaplarını buldu ve yanıma geldi. Sırtını duvara dayayıp onları giyerken, gözlerim bacaklarının iç taraflarına takıldı. Hala sırılsıklam ıslak ve yapış yapıştılar. Nereye baktığımı görmüştü.

- "Böyle daha güzel sevgilim..." dedi, "Her gören sikildiğimi anlar böyle olunca... Yeni sikler istediğimi, aradığımı da..."

Yavaşça dışarı çıkıp, merdivenleri indik. Hava hala alabildiğine sıcaktı... Ortalık hafif hafif aydınlanmaya da başlamıştı. Sokakta kimse yoktu tabii. Elele tutuşup, caddeye doğru yürümeye başladık.

Karımın kısmeti, daha caddeye çıktığımız anda ayağımıza geldi birden. Sol tarafımızdan, yavaş yavaş gelen bir panel-van'dı bu. Gerçi içinde kim ya da kimler olduğunu görememiştik ama, Şule birden caddeye inip arabanın sürücüsüne durması için işaret etmişti bile.

- "Acele etmesen..." dedim karıma, "İçindekilerin ne biçim insanlar olduğunu bilmiyoruz..."

- "İnsanlar umurumda bile değil sevgilim... Sikleri olsun ve kolay kolay inmesin yeter bana... Sikilmek istiyorum..."

Doğrusu Hakkı'nın kullandığı afrodizyakı nereden aldığını merak etmeye başlamıştım. Saatlerdir sikiliyordu karım, ama doymak bilmiyordu. Ondaki bu seks gerilimi de, bulaşıcı bir hastalık gibi, aynen bana geçiyordu işte. Ben de defalarca belimi getirmiştim ama, sikimin yeniden kalktığını hissediyordum.

Bu arada panel-van da tam önümüzde durmuştu. Şoförün yanında oturan camı indirip ne istediğimizi sorduğunda, Şule, hala bırakmamış olduğu elimi iyice sıkıştırdı. En çok yirmi yaşlarında görünen, karayağız bir Kürt delikanlısıydı karşımızdaki. Kapkara gözleri, daha ilk andan itibaren karımın üzerine kilitlenmişti bile.

- "Bizi de alsanıza..." dedi Şule, "Nereye gittiğinizin önemi yok..."

Bu arada ben de, direksiyon başında oturana bakıyordum. İlkinden biraz daha yaşlı olmalıydı sürücü. Ama aynı onun gibi, kapkara bir Kürt'tü o da. Gözleriyle karımı sikmekte olan arkadaşına Kürtçe birşeyler söyledi. Sonra aralarında bir süre tartıştılar ikisi. Bu arada ben de Şule'nin gözlerinin içine, "yapmak üzere olduğumuz şeyden emin olup olmadığını" sormak istercesine bakıyordum. Ama karımın gözlerinden yalnızca müthiş bir sikilme isteği fışkırıyordu. Onu engellememe olanak olmadığı açıkça belliydi. Eli, elimi sımsıkı yakalamıştı. Ne benim, ne de arabadakilerin bir şey yapmasına izin vermeden, öbür elini uzatıp panel-van'ın kapısını açıverdi birden. İçerdekiler hala bir karara varamamış gibiydiler. Ama Şule'nin buna aldırdığı yoktu. Eliyle bizden taraftaki oğlana, ileri kaymasını işaret etti. O bunu yaparken de kendi daldı arabaya ve kalçasıyla oğlanı iteleyerek bana da yer açtı. İçeri girip kapıyı kapadığımda, üçümüz iyice sıkışıp kalmıştık. Aramızda yalnızca, üçümüzün oturduğu iki kişilik koltuktan ayrı ve biraz yüksekçe bir koltukta oturan sürücü rahattı.

Ne var ki, rahat olması bir işe yaramışa benzemiyordu. Çünkü arabayı vitese takıp yürüyeceği yerde, gözlerini önündeki muhteşem manzaraya dikmiş, öylece heykel gibi duruyordu. Arabaya binerken meydana gelen itiş kakış sırasında karımın etekleri, neredeyse kalçalarına kadar sıyrılmış, o baştan çıkarıcı bacakları, tüm güzelliğiyle ortaya çıkmıştı. Araları da hala ıslaktı.

mofilius
mofilius
63 Followers