Karimin Yaptiklari 03

DOKTORUN ÇITIRI HURİYE

Doktorun karısı hem kocasını hem de işyerindeki müdürü olan sevgilisini yıllardır kavgasız, gürültüsüz, dedikodusuz idare ediyor.

Doktor karısını çok seviyor. Karısının mutluluğu doktor için her şeyden önemli sayılır. Karısının başka erkeklerle sevişmesi, bundan zevk alması, mutluluk duyması doktoru sevindiriyor. Doktor Huriye'ye aşık. Müdür de Huriye'ye aşık.

Huriye'nin hayatta kendisini çok seven iki sevgilisi var. Kocası genç, sevgilisi yaşlı. Müdürün çocukları ile Huriye aynı yaştalar.

Huriye iki sevgilisi arasında kıskançlık doğmasını engellemiş. Kocası ile çektikleri sikiş videolarını sevgilisine seyrettiriyor. Aynı şekilde müdürle aşk maceralarını da kocasına seyrettiriyor.

Huriye müdür sevgilisi için "Ben onu babam gibi seviyorum, babamın yerine seviyorum, babam hayatta olsaydı ona yapacaklarımı yapıyorum" diyor.

Müdür kravatlı, takım elbiseli iken Huriye soyunuveriyor, müdürün kucağına oturuveriyor, bir gece önce doktor kocasının kendisini nasıl siktiğini anlatıyor. "Koltuğun üstüne beni yaydı, bu güzel amcığa koca sikini soktu, çıkardı, soktu çıkardı, işte buraya soktu"

Bazen de müdürün kucağında otururken telefondan kocasını görüntülü arıyor. Müdürün biraz önce kendisini kasa dairesinde domaltıp arkadan nasıl siktiğini anlatıyor.

"Kapıyı kilitledi, sandalyeyi önüme itti, eğdi beni, arkamdan soktu, beni köpek siker gibi sikti hayatım, işte bu koca yarağı bana soktu kocacığım".

Müdürün sikini eline alıp kocasına gösteriyor. Telefonu müdürün eline verip sikini ağzına alıyor, sevgilisinin sikini emişini kocasına seyrettiriyor.

"İşte bu sikini bana sokuyor hayatım, beni bu koca yarakla sikiyor, hayvan siker gibi sikiyor beni, sen de bunun genç kızını sik kocacığım, yaşlı karısını sik, olmaz mı kocacığım"

Huriye çok güzel, çok seksi, bir o kadar da sempatik bir kadın. Herkesle iyi geçiniyor. Çok mütevazidir. Çok dürüsttür. Doktorla bakire iken evlendi, müdürden başka sevgilisi hiç olmadı, onu da kocasından gizlemedi, kocasının izni ile müdürün metresi oldu.

Huriye son zamanlarda müdürün dul kızını diline dolamış durumda. Sürekli olarak kocasının bu genç dul hanımı, sevgilisinin kızını sikmesini istediğini açık açık söylüyor.

BENİM ÇITIRIM MEHTAP

On yıllık karım Mehtap bu dünyadaki en güzel, en seksi, en akıllı kadındır. Ben böyle düşünürüm. Yüzü de güzeldir, vücudu da çok güzeldir. Sikişi muhteşemdir. Yavaş yavaş başlar, seviştiği kimseyi perişan edene kadar hızlanarak, artarak devam eder.

Erkeklerle de sevişir, kadınlarla da sevişir. Küçük kızları da sever, yaşlı kadınları da. Hele yaşlı hanımları sevdiğinde, onları zevkten hüngür hüngür ağlatacak kadar güzel sever, okşar.

Mehtap tam bir çıtırdır. Zevkle, keyifle sikişir.

Evli olduğumuz on yıl boyunca beni hiç aldatmadı. Bazı bayan öğretmen arkadaşlarıyla sikişmek istediğini bana söyledi. O hanımlarla beni tanıştırdı. Ben de o bayan sevgilileriyle bazı okul gezilerine gitmelerine, bazı yurtdışı turlarına katılmasına itiraz etmedim.

Mehtap geçtiğimiz yıl doktorla tanıştı. İlk kez bir erkekle, doktorla sikişmeye başladı. Doktor Mehtap'ı yaptığı gibi, bununla yetinmedi, Mehtap'ın annesini de sık sık sikmeye başladı. Böyle gelişmeler olunca doktorun çıtır karısı Huriye devreye girdi. "Hop, ne oluyoruz" dedi. Sonuçta doktor Mehtap ile Huriye'yi tanıştırdı.

HURİYE'NİN ANNESİ

Doktorun çıtırı Huriye'nin annesi Sevda Almancıdır. Kesin dönüş yapanlardandır. Doktorla tanışması tesadüf olmuştur. Sevda, başı kapalı, şalvarlı, tipik bir Anadolu kadınıdır. Almanya'da da, kesin dönüş yaptıktan sonra Türkiye'de de Sevda hiç değişmemiştir. Aynı başı bağlı, şalvarlı Sevda.

Doktorla tanışmaları Sevda'nın hafif bir rahatsızlığı nedeniyle hastanede kontrol altında tutulduğu bir dönemde olmuştur.

Doktor henüz asistanken, diğer asistanlardan biri, sabahleyin nöbeti devrederken,

"Şurada bir Almancı kadın var, gece nöbetçi odasına geldi, tansiyonumu ölç diye tutturdu. Yatağına git, burada durma falan dedim, dinlemedi. Yatağa gitti uzandı, şalvarını indirdi" demiş. Nöbetçi asistan korkmuş. "Ödüm patladı, bu iş nasıl bir iş, ne olacak derken kadın elini uzattı, kolumdan tuttu beni yatağa çekti. Haberiniz olsun, yatan hastaların arasında böyle biri var" demiş.

O akşam bizim doktor nöbetçi imiş. Gece saat üç gibi sözü edilen o Almancı kadın gelmiş, doktoru kaldırmış, tansiyonumu ölç diyerek doktorun yatağına yatmış. Doktor kendisinden önceki arkadaşından haber aldığından, hiç itiraz etmeden, kadının şalvarını indirmiş, başörtüsünü çözmeden kadını sikmiş.

Almancı kadın "Ohh, hadi, hadi, hadi" diyormuş. Amcığı ıslakmış. Doktor kadının ıslak amına yerleşmiş. Kadının içine girmesiyle Almancı orgazm olmuş. Titremeye başlamış. Doktor kadını yatağına göndermiş. Az sonra kadın tekrar gelmiş. Şalvarını indirmiş, doktorun sikinin üstüne oturmuş. Kadın tekrar orgazm olmuş.

Doktorun sonradan karısı olan Huriye'nin annesi Almancı Sevda ile tanışması, ilk karşılaşmaları böyle olmuş. Sevda taburcu olduktan sonra doktora sık sık gelir gider olmuş. Sık sık sikişirlermiş. Kızlarını da doktora getirirmiş. Doktor çıtır karısı Huriye'nin hem anasını hem de ablalarını sikermiş. Huriye'ye dokunmazmış.

Sevda'nın kocası Almanya'da ölünce üç kızı ile Türkiye'ye kesin dönüş yapmışlar, Huriye'nin dayısına sığınmışlar. Sevda küçük kızı Huriye'yi doktora getirmiş, "Bunu al, bununla evlen, bu kız kurtulsun, bizim gibi orospu olmasın" demiş. Doktor Huriye'yi evine götürmüş. Altı ay evde kapatma tutmuş. Sonra evlenmişler.

Doktor Huriye'yi sevmiş. Huriye'ye "Serbestsin" demiş. "Ne yapsan kabulümdür" demiş.

Huriye de doktoru sevmiş. "İster sev, ister öldür beni" demiş. "İstediğine sat beni ama sev beni" demiş.

Huriye'lerin Almanya'daki ev sahipleri Greta adında bir Alman kadınmış. Greta, pek çok sevgilisi olan bir kadınmış. Mahallenin erkeklerinden Greta'yı tanımayan yokmuş.

Greta evini oda oda Almancılara kiraya verirmiş. Türk kadınlarını da mahallenin erkekleriyle sikişmeleri için teşvik edermiş. Almancı kadınlardan bir tek Sevda Greta ile konuşurmuş. Diğerleri, hiçbiri Greta' ya uymamış. Sevda Greta'yı arkadaş edinmiş, ona uymuş.

Zamanla Greta Sevda'yı çeşitli erkeklerle tanıştırmış, görüştürmüş, sikişmeye alıştırmış. Sevda gündüz mahalledeki Almanlarla, akşam olunca kocasıyla sikişirmiş. Sevda bu duruma o kadar alışmış ki günde birkaç kez sikilmezse huzursuz, huysuz olmaya başlamış. Üç kızı da bu durumu bilirlermiş. Babalarına söylememişler.

Babaları Sevda'yı eski, bildiği Sevda'sı sanırmış. Sevda zamanla o kadar seks ister hale gelmiş ki, kızlarının yanında, televizyon odasında, mutfaktaki sandalyenin üzerinde hatta kızların herhangi birinin yatağında kocasıyla sikişir olmuş.

Sikişirken de konuşmayı sever olmuş. Sevda kocasına yüksek sesle "Sok Hüsrev sok, Sevda'nın amına sok" dermiş.

"Hüsrev'im, ananı siktiğin gibi siiiiiiiik, ananın amına soktuğun gibi sooooooook banaaaaaaaa" diye bağırırmış.

"Herkes sikiyor Hüsreeeeeeev, sen de sik karınıııııııııııı, geçir, geçiiiiirrrr" dermiş.

Babaları rahmetli de Sevda'nın bu konuşma huyuna bayılırmış. "Canımmmm benimmmm, güzelimmmm benimmmm" diye diye kızların annesini, kendi kızlarının gözü önünde, yanı başında sikermiş.

Kızlar evde böyle görmüşler, böyle alışmışlar.

Sevda'nın kızlarından gizlisi, saklısı, ayıbı kalmamış. Gündüzleri baba işe gittiğinde Sevda eve erkek almaya, kızların yanında sikişmeye başlamış.

Şalvarın içine don giymez olmuş. Mahallenin erkekleriyle sikişirken sırtüstü uzanıverir, şalvarını indiririverirmiş. Bacaklarını geriye doğru toplar, adamın ellerini tutup kendisine çekermiş. Sikiştiği erkeğin sikini kendisi tutup amcığına sokuverirmiş. Almanlara "Komm, komm" dermiş. Türk erkeklere "Göm içime, göm, parçala beni" dermiş. "Sok sok, dibine kadar sok" dermiş.

Sevda çok tanınır olmuş. Sevda ile birlikte kızları da tanınır olmuşlar.

Erkekler Greta yerine Sevda'yı ve kızlarını tercih etmeye başlamışlar. Greta bu durumdan hoşlanmamış.

MEHTAP'IN ANNESİ

Mehtap'lar mahalleden komşumuz olurlar. Ailecek tanışırız. Mehtap'ın babası sert ve muhafazakar bir adamdı. Mehtap'ın annesi ben bildim bileli kapalıdır. Mehtap öyle değildir ama biz evlenene kadar Mehtap kısa kollu bir bluz, diz kapaklarının hizasında bir eteklik giyememiştir. Hava karardıktan sonra babası yanında olmadan sokağın karşısına bile geçememiştir.

Mehtap'ın öğretmen olarak tayininin çıktığı sene ben de avukatlık stajımı tamamladım. Yazıhane açtım. O sene Mehtap'ın babası öldü. Mehtap'lara gittik, istedik, nişan, düğün derken aynı mahallede bir ev tuttuk. Mehtap arka arkaya hamile kaldı, iki oğlan doğurdu.

İlk oğlana hamile iken kaynanam beni evine çağırdı, birlikte rakı içtik, kaynanam kucağıma oturdu, beni öpmeye başladı. Daha sonra elini sikime attı, çıkarttı, ağzına aldı, boğazına kadar soktu, beni boğazına boşalttı. Kaynanam ile böyle sevgili olduk.

Zaman içinde kaynanam tesettürden çıktı. Kıyafetine dikkat etmeye başladı. Mehtap ile konuşmuş. "Erdoğan senin kocan ise benim sevgilimdir. İtiraz etmeyeceksin" demiş. Mehtap "Bir tek şartım var" demiş. "Acelem yok, halen niyetim de yok ama ileride bir gün benim de sevgilim olursa, sevgililerim olursa beni destekleyeceksin, ortada bırakmayacaksın" demiş.

Kaynanam bu konuşmalarını bana çok seneler sonra söyledi. Bana ise sürekli olarak "Mehtap da sikişsin, Mehtap'ı sikiştir, Mehtap'ın sevgilisi olsun" deyip durdu. "Mehtap'ı kadınlar sikince hoşuna gidiyor da erkekler sikince neden rahatsız olacaksın" diye sordu.

Kaynanam hep kızından yana çalıştı durdu. Kapıdan içeri girmem ile beni duvara dayar, sikimi çıkartır, çömelip ağzına alır, emmeye başlardı. Bir ara verir "Erdoğan Mehtap'ın da benim gibi bir tokmakçısı olsa, Mehtap da onun sikini böyle ağzına alsa" der sonra tekrar sikimi ağzına alırdı.

Yatakta tam kaynanamın amına sokarken "Ah Mehtap'ım benim, yanımızda olsa da sevgilisinin yarağını ben elimle amına yerleştirsem, sen de Mehtap sikilirken memelerini emsen" der, sikimi amına koyardı.

Kaynanam çok zevkli kadındır. Önümde domalır, "Erdoğan koy ananın amına, sok, ananın dibine, göm" der.

Sofrada oturmuş yemek yerken memesini çıkartır, "Yemekten sonra bunu ye, ısır, sonra da morartana kadar memelerimi tokatla Erdoğan, morarmış memelerimi Mehtap'ın bayan öğretmen sevgilisine göstereyim" der.

Bir gün telefon etti, "Akşam Mehtap bayan sevgilisini bana yemeğe getirecek, sakın gelemem, işim var falan demeyesin. Mutlaka geleceksin. Koridorda boğazımı sikeceksin. Öğürte öğürte ağzımı sikeceksin. Ağzıma, yüzüme fışkırtacaksın. Sonra ikimiz beraber Mehtap'la sevgilisinin yanına, sofraya gideceğiz" dedi.

Dediğini yaptım. Daha doğrusu yaptık. Kaynanam koridorda durduğu yeri öyle bir ayarlamış ki, öğretmen hanım benim kaynanamın ağzını sikmemi olduğu gibi seyredebilmiş. Kaynanamın ağzında, çenesinde, gözünde benim fışkırmış belim ile sofraya, Mehtap ile öğretmen hanımın yanına gittik. İkisi de bembeyaz olmuşlardı. Kaynanam kucağıma oturdu, öpüşmeye başladık. Öpüşürken kendi belimi emiyordum.

O akşam Mehtap eve gitti. Kaynanam ile ben öğretmen hanımı sabah ezanı okunana kadar siktik. Sabah kahvaltı yaptık. Kaynanam ile birlikte öğretmen hanımın kocaman memelerini morarana kadar tokatladık. Kadını bir sandalyeye bağladık. Mehtap'a telefon ettik. "Gel, sevgilin seni bekliyor, gel de iplerini çöz" dedik. Evden çıktık, parka gittik. Öğlen kebapçıya gittik. Öğleden sonra eve döndük.

Mehtap ile öğretmen sevgilisi çıplak vaziyette sızmış, uyuyorlardı. Öğretmen kadının iri kalçaları dövülmüştü. Yer yer kanlı, genellikle mor idi.