Kuaforun Ust Kati

Story Info
Sevilen neler yapacak.
1.5k words
3
2.8k
00
Story does not have any tags
Share this Story

Font Size

Default Font Size

Font Spacing

Default Font Spacing

Font Face

Default Font Face

Reading Theme

Default Theme (White)
You need to Log In or Sign Up to have your customization saved in your Literotica profile.
PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here
sevilenn
sevilenn
26 Followers

Bu hikâye "Beyaz Bacaklar" dizisinin devamıdır. Hikâyede anlatılanları ve karakterleri kavrayabilmek için okuyucunun "Beyaz Bacaklar 1-5" bölümlerini okumasını öneririz. Kısaca özetlersek, Sevilenin kaynanası ve onun arkadaşları Sevim ile Nalan, son yıllarda toplum içinde sayıları gittikçe artmakta olan ileri yaşlardaki bakımlı, şık ve yaşlanmanın getirdiği vücut değişikliklerini teknolojinin yardımıyla aşıp, gençlik yıllarından çok daha fazla seks ile ilgilenen, eskiden yaşayamadıkları fantezilerini genç erkeklerle yaşayan "mature" kadınların örnekleridir.

Kaynanam, kaynanamın arkadaş Sevim, ben, üçümüz Mücella Kuaförün kadrolu çalışan kızları olduk. Kaynanam dul, Sevim ve ben evliyiz. Kocalarımız durumu biliyorlar ve çok memnunlar. Kaynanam ve arkadaşlarının hepsi 60 yaşı geçkin kadınlar. Hepsi çok şık giyiniyor, vücutları "yapılmış".

Mücella ile ilk tanışan ben oldum. Birbirimizden çok hoşlandık. Neşeli, konuşkan, içi dışı bir denilen türden bir kadındı Mücella. Bazen Mücella telefon eder, "Çok sıkıldım, bir kahve içelim mi" derdi. Bir kafede buluşur laflardık. Bazen birlikte sinemaya gittiğimiz olurdu.

Dükkânın üstündeki kat da Mücella'ya aitmiş. Mücella'nın yanında çalışan kızlar. "Orası depo" diyorlardı Biri sarışın diğeri esmer güzeli ve çok gençtiler. Mücella ise kırkına merdiven dayamış, bekardı.

Kahve sohbetlerimizden birinde Mücella bana "Senden hoşlanıyorum" dedi. "Ben de senden hoşlanıyorum" dedim. Çok iyi bir arkadaşlığımız vardı. Aklıma başka bir şey gelmedi.

Bir seferinde kuaför Mücella bana oldukça geç bir saatte randevu verdi. Ben gittiğimde kızlar kapatıp çıkmaya hazırlanıyorlardı. Bana bakıp bakıp aralarında fısıldaşıyorlar, zaman zaman gülüşüyorlardı. Kızlar gitti, Mücella kapıya gidip "açık" yazan levhayı tersine çevirdi, kapıyı kilitledi yanıma geldi. "Bugün ben çok yoruldum, gel seninle depoya çıkalım, sen orasını görmedin, şöyle bir ayaklarımızı uzatalım bir şeyler içelim, ne dersin" dedi. Kasanın arkasında bir düğmeye dokundu, yandan bir kapı açıldı. Bu bir asansördü. Yukarı çıktık. Depo dedikleri yer lüks döşenmiş bir daire idi.

Mücella "Müsaade edersen ben şu üstümü bir değişeyim" dedi. Yandaki odaya geçti. Kapısını kapatmadı. Oturduğum kanepenin karşısında büyük bir ayna vardı ve çaprazdan, odadaki Mücella görülebiliyordu. Soyundu. Çıplak vücudunun üst kısmını, beline kadar görebiliyordum. Çok güzel memeleri vardı.

Dolaba uzandı, eline şeffaf bir sutyen aldı, giydi, aynada sağa sola dönerek baktı. Sonra sutyeni çıkardı, bu kez alttan destekli meme uçlarını açıkta bırakan siyah bir sutyen taktı. Tekrar aynada kontrol etti. Bunu da beğenmemişti. Onu da çıkardı. Eline bir altın zincir aldı, uçlarındaki halkaları meme uçlarına taktı. İki memesinin arasından hafifçe kavis yapan zinciri tutarak yukarıya kaldırdı, yine sağa sola dönerek aynada kendini kontrol etti. Sonra eğildi, hareketlerinden donunu giydiği belli oluyordu. Aynada kendine baktı. Onu da çıkardı. Bu kez eline bir tanga aldı. Tangayı görebiliyordum. İncecik ipli idi. Bu kez de eğilip onu giydiğini hareketlerinden anladım. Yine dolaba uzandı, bir bornoz giydi, beğenmedi, çıkardı, bir sabahlık giydi, önünü kapadı, aynada baktı, ardından belini gevşetip önünü hafifçe açtı. Bunu da çıkardı. Kısa, yarı şeffaf, tünik tarzı bir şey giydi. Önü oldukça açıktı.

Memelerinin zinciri fark edilebiliyordu. Sonra bunu çıkardı ve eline bir fırça alıp memelerini, boynunu, göğsünü pudraladı. Uzandı, bir kutudan buz çıkardı, buzu meme uçlarına tuttu. Kabardıkları belli oluyordu. Halkaları çıkartıp bu kez kabarık meme başlarının en dibine doğru oturttu. Halkaları sıktı. Meme uçları daha da kabardı. Ardından koltuk altlarına, memelerine, boynuna, en sonunda eğilip bacaklarının arasına parfüm sıktı. Şeffaf tüniğini tekrar giydi. Aynadan döndü bana baktı. Gülümsedi.

Yanıma geldi, kanepede biraz uzağıma oturdu. Tedirginliği belli oluyordu. Sanki diken üstünde oturuyor gibiydi. Yüksek ve incecik topuklu terlikler giymişti. Bacak bacak üstüne attı. "Seni beklettim, kusura bakma" dedi. "Hiç de beklemiş sayılmam, seni seyrettim" dedim. "Neler gördün acaba" dedi. "Bana değer veren bir güzel kadını seyrettim" dedim. Çok sevindiğini belli eden bir gülümseme ile "Ben martini içeceğim sen de içer misin veya sana başka bir şey vereyim mi" diye sordu. "Martini uygun olur, hem zaten zincirin ucundaki zeytinlerle iyi gider martini" dedim. Rahatladı. Sanki üstünden bir yük kalkmış gibi oldu. Gülmeye başladı. "Ben hazırlayayım o zaman" dedi. Şeffaf giysiden fark edilen sol memesinin ucunu iki parmağı ile tuttu. Ayağa kalktı. Bana doğru tam gelmek üzere iken telefonum çaldı. Döndü, içkilerin olduğu masaya yöneldi.

Telefon eden kocam Hakan'dı. Telefonu açar açmaz o gün başından geçenleri anlatmaya başladı. Arada bir "Öyle mi", "hayret", "hakikaten mi" diyerek Hakan'ı dinledim. Mücella bu arada iki tane martini hazırladı. Zeytinlisini kendisi aldı, benimkine zeytin koymamıştı. Bu kez hemen yanı başıma, yanlamasına oturdu. Bir bacağını kanepenin üstüne çekti, kıvırdı, diğerinden terliğini attı, ayağını yan duran bacağının üstüne doğru gelecek şekilde dizinden büktü, o ayağıyla kanepeye bastı. Tangasının rengi beyazdı. "Tatlım bir dakika beni dinler misin" diyerek Hakan'ı susturdum. Durdu, dinledi. "Tatlım, ben arkadaşım Mücella'dayım. Mücella bugün çok sıkıntılı bazı durumlar geçirmiş. Sen beni bekleme, yemeğini ye, hizmetçiye sarkma, ben belki saat 12 gibi gelebilirim. Gelemez isem, sana mesaj atarım. Tamam mı benim yakışıklı hayvanım" dedim. Bu sırada Mücella bana bakarak eliyle giysisinin dekoltesini iyice açtı. Memeleri ve zincir ortaya çıktı.

Mücella'nın dudaklarına bakmaya başladım. Başını hafifçe bana doğru uzatırken elimle zinciri tuttum. "Hayatım gelebilirsem sabaha kadar sikişiriz, yok gelemezsem sakın aletinle oynama, mutlaka sen çıkmadan yetişirim" dedim. Mücella'nın elini tuttum, parmaklarımla elini okşarken "Hayatım sana haberlerim var, bugün Minnoş aradı, çok dertli, kötü not almış, annesi eziyet ediyormuş, kadını telefonla bir arasan, biraz yumuşatsan" dedim. "Tabii senin haberin yok ama" dedim. Hakan bana bir şeyler söylerken Mücella'ya döndüm, dudaklarımla "bu önemli" dedim. "Anladım" der gibi başını salladı, elini uzattı, saçlarımı okşamaya başladı. Boynumdan çekip dudaklarıma iyice yaklaştı, "Mücella geliyor tatlım çav" deyip kapatma düğmesine basarken Mücella dudaklarıma yapıştı. "Çav" kelimesi ağzımdan zor çıktı.

Öpüşmeye başladık. Sesli sesli, tükürükler saçarak öpüştük. Memelerine saldırdım. Uçlarına kan oturduğu belliydi. Zincirin halkalarını çekerek çıkarttım. Acıyla bağırdı. Hemen sırayla emmeye başladım. Başımı tutuyor, memelerine doğru çekiyordu. İnliyordu. Elimi amcığına götürdüm, okşamaya başlayınca titreye titreye gelmeye başladı. Boynunu, kollarını, omuzlarını, sonra da koltukaltlarını emmeye başladım. Koltuk altının koluna doğru yakın bir yerini emip ısırmaya başladım. Diş izlerim tek tek sayılıyordu. Tekrar titremeye bu arada da bağırmaya başladı. Amcığını parmakladım. İki parmağımla hızlı hızlı sikmeye başladım. Çığlık atmaya başladı, boynuma sarılıp dudaklarımdan öptü. Öperken duruyor, bir çığlık atıyor sonra yeniden dudaklarıma saldırıyordu. Boynu kıpkırmızı olmuştu. Dayanamayacağını anladım. Bıraktım. Uyumaya başladı. Yatak odasına gittim, bir örtü aldım üstüne örttüm. Örterken gözünü açtı, "kusura bakma" dedi. "Sen uyu sonra konuşuruz" dedim.

Soyundum, banyoya geçtim, duşun altına girdim. Ben duştan çıktım, kurulandım, Mücella'nın dolabına gittim, üstüme bir sabahlık giydim, salona döndüm, Mücella hala uyuyordu.

Bir koltuğa geçtim oturdum. Martinimi içmeye devam ederken Mücella uyandı. Örtüyü attı kalktı. Bana doğru gelirken avına doğru yaklaşan bir panter gibi gergin, heyecanlı ve sessiz yaklaştı. Kucağıma oturdu, sabahlığımı açtı, memelerimi öpmeye başladı. Saçlarını, sırtını, bacaklarımı okşamaya başladım. Kucağımda kıvrıldı, boynuma sarıldı, ağlamaya başladı. "Seni ne kadar uzun zamandır istiyorum biliyor musun" diyerek, hıçkıra hıçkıra ağladı. Boynumu öpüyor, elimi tutup yüzünde gezdiriyor, sonra elimi memesine götürüyordu. Ağladı, sustu, tekrar ağladı. Ağlayınca çok güzelleşiyordu. Gözlerini öptüm, burnunu, sümüklerini yaladım. Daha çok ağlamaya başladı.

Ellerimi tutup öpüyor sonra vücudunun değişik yerlerine götürüyordu. Bir ara işaret parmağımı tuttu, kucağımda kıvrılarak yan döndü, parmağımı göt deliğine götürdü, dudaklarımdan öpmeye başladı, ara verdi, "sok" dedi. Sokunca tekrar titremeye başladı. Dudaklarımdan öperken titriyor, bir yandan da ağlıyordu.

Bir ara sessizleşti. "Gidecek misin şimdi" dedi. Cevap vermedim. Kulaklarını öptüm. "Gidersen kocan seni sikecek" dedi. "Herhalde" dedim. "Amcığını sikecek, sikecek, tekrar sikecek" dedi. "Seni seviyorum" dedi. "Seni sikişirken görmek istiyorum" dedi. Cevap vermedim. "Seni sikiştirmek istiyorum" dedi tekrar. "Kocandan başkalarıyla sikişir misin burada" dedi. "Olabilir" dedim. Doğruldu, kucağımda bacaklarımın üstüne ata biner gibi oturdu, memelerimi tutup sıkmaya, okşamaya başladı. "Parayla" dedi. "Para verip seni sikecekler, bu memeleri yiyecekler, amını sikecekler" dedi. "Yaptırır mısın" dedi. "Neden olmasın" dedim. Heyecanlanmaya başladım. Bacaklarımın arası ıslandı. Beni tekrar öpmeye başladı. Ayağa kalktı, elleriyle bacaklarımı iki yana açtı, dizlerinin üstüne oturup amcığıma uzandı, emmeye başladı. Birden elektrikle çarpılmış gibi oldum. Boşaldım. "Benim güzel sevgilim olur musun, sikişken sevgilim olur musun" dedi. "Olurum" dedim. Tekrar amcığıma saldırdı. Hem öptü hem de emdi. Tekrar çarpılır gibi oldum. Bir daha geldim. "Hadi, bunları sonra konuşuruz, sen kocanı bekletme" dedi. Kalktım, giyinmeye başladım. Sessizce ağlıyordu. Gitti içeriden bir sabahlık giydi geldi. Kapıya gittik, boynuma sarıldı, "kocana git" dedi. Sakinleşmişti. Artık ağlamıyordu. Yanağımdan öptü. "Seni seviyorum" dedi. Dairenin asansörden başka bir de merdiveni varmış. Merdivenlerden indim, sokağa çıktım, elim ayağım titriyordu. Geri döndüm. Kapıyı çaldım. Hemen oracıkta bekliyormuş. Parmağımı zilden çekmeden kapı açıldı. Sabahlığını çıkarmış, memelerinin zincirini yerine takmıştı. Bir elinin iki parmağıyla zinciri tuttu, bana uzattı, "gel hadi" dedi.

Sabaha kadar uyumadık. Sabah uyuyakalmışız.

Akşam Hakan geldiğinde kapıda beni yanağımdan öperken "Sana verdiğim sözü..." diye başlamışken kocam eteğimi kaldırdı, beni duvara yasladı, bir bacağımı kaldırdı, donumu kenara çekti, sikini bir hamlede içime soktu. "Ben anlamıştım hayatım" dedi.

"Yaladı mı" dedi.

"Yaladı" dedim.

"Sen de onu yaladın mı" dedi.

"Sabaha kadar" dedim.

Boynumu öpmeye başladı.

"Buralarda hiç iz yok" dedi.

"Onunkinde var" dedim.

Boynumu ısırmaya, canımı acıtmaya başladı.

"Bu da benden selam olsun ona, buranı öptürürsün" dedi içime fışkırmaya başladı.

Çığlık atmaya, sarsılarak gelmeye başladım.

Moldovyalı hizmetçi koşarak geldi, durdu, gözünü Hakan'ın sikine dikti, bakmaya başladı. Sonra bana baktı. Sırıtarak dudaklarımı yaladım, Hakan'ın omzunun üstünden öpücük yaptım. Hakan'ın elinden kurtuldum. Eteğimi arkasından tutup kaldırdım, halının üstünde domaldım. Dönüp Hakan'a baktım, sırıtarak "götümü sik" dedim. Arkama geçti yavaşça götüme girmeye başladı. Moldovyalı hizmetçiye elimi uzattım, önümde yere çömeldi, elimi tuttu. Elini çekerek ağzıma getirdim, parmağını emmeye başladım. Hakan girip çıkmaya başladığında Moldovyalının kolundan tuttum, çektim, dudaklarımı araladım, anladı, dudaklarıma yumuldu, öpmeye başladı.

Sonrasını hatırlamıyorum.

Uyandığımda yatağımda idim, çıplaktım. Sabah olmuştu. Mememin birinde ısırık vardı, morarmaya başlamıştı.

sevilenn
sevilenn
26 Followers
Please rate this story
The author would appreciate your feedback.
  • COMMENTS
Anonymous
Our Comments Policy is available in the Lit FAQ
Post as:
Anonymous
Share this Story