Makbule Ve Minnos

Bu hikâye "Makbule ve Kaynanam"ın devamıdır. Makbule "bakımsız" kaynanam ise "çok bakımlı" ileri yaştaki kadınlardır. Makbule tesettürlüdür. Küçük bir memuredir. Kaynanam çok zengindir. Mini eteklidir.

Minnoş ile Kuaför Mücella'nın deposunda tanıştık.

Mücella benim bayan sevgilimdir. Benden yirmi yaş büyük olmasına rağmen çok genç görünür. Bana aşıktır ama o kadar akıllı bir kadındır ki beni kocamdan kıskanmaz. Sevgililerimden de kıskanmaz.

Kocasından çok genç yaşta boşanmış. Çocuğu hiç olmamış. Kuaförlüğe başladığında yanına Mehtap'ı çırak olarak almış. Mehtap kalfa olduğunda Mücella ile sevgili olmuşlar. Kuaförde de ortak olmuşlar. Sonra Mehtap evlenmiş. Aralarındaki aşk ilişkisine son vermişler. Daha sonra Mücella ve Mehtap Semra'yı yanlarına almışlar. Semra o zaman küçücük bir kızmış. İkisinin ortak sevgilisi olmuş. Kuaföre yeni başladığı zamanlardaki fotoğraflarını, filmlerini gördüm, inanılmaz derecede güzel bir kızmış.

Zamanla Mehtap'ın kocası problem yaratmış. Karısı ile Semra'nın sevişmelerini istememiş. "Bırak o işi, evde otur" demiş. Mücella, Semra, Mehtap üçü oturmuşlar konuşmuşlar. Semra'yı uygun gördükleri müşterilerinin kocalarına satmaya başlamışlar. Gelen parayı da ne Semra ne de diğerleri almıyormuş. Mehtap'ın kocası Hilmi'yi bir çeşit muhasebeci yapmışlar. Hilmi gelen parayı adil bir şekilde bölüştürüyor, üçünün adına hesaplarda biriktiriyor, yatırım yapıyormuş. Semra'nın tek başına getirdiği para Hilmi'nin dikkatini çekince, kendisi teklif etmiş, Mehtap'ı da satmaya başlamışlar.

Müşterilerinin hepsi evli, karıları da kuaför dükkanından müdavimleri. Başkasını kabul etmiyorlar. İnce eleyip sık dokuyorlar.

Mücella erkeklerle ilgilenmiyor. Onun da kadın devamlı müşterileri var.

Ben kuaför dükkanının ilk "çalışan kızı" oldum.

İlk müşterilerimden biri Minnoş oldu. Minnoş'u annesinin müdürü, Tapu müdürü Hayri getirmiş.

Minnoş bir gün annesinin dairesine gitmiş. Annesini orada, depo gibi bir yerde sikerken bu müdür Hayri'nin oraya gireceği tutmuş. Deponun anahtarı bir Minnoş'un annesi Makbule'de bir de müdür Hayri'de varmış. Minnoş annesini o depoda domaltmış sikerken kapı açılmış Hayri içeri girmiş. Minnoş olayın farkına varmamış. Makbule müdürü görmüş. Müdür Hayri hiç sesini çıkarmamış. Kapıyı kapatmış gitmiş.

Aradan birkaç gün geçince Müdür Hayri Makbule'ye "Bu akşam sizde kalacağım, bir itirazınız olur mu Makbule bacım" demiş. Makbule "Yarın olsa daha iyi olmaz mı Onur'u yarın akşam bir yere gönderirim" demiş. Müdür Hayri de "Tam tersine, ben zaten muhterem oğlunuz için gelmek istiyorum" demiş.

"Başımdan aşağı kaynar sular indi derler ya, işte aynen öyle hissettim" diye anlattı.

O akşam Hayri gelmiş, Minnoş ile Hayri birlikte rakı içmişler. Hayri minnoşa bir sigara sarmış. Makbule'ye "Uygun bir kıyafet giyseniz de çocuk biraz canlansa" demiş. Makbule transparan, yırtmaçlı, önü bele kadar açık bir gecelik giyip gelmiş. Minnoş'un önü kabarıvermiş. Hayri eliyle bir Makbule'yi bir Minnoş'u azdırmış. Minnoş annesini Hayri'nin yanında sikmeye başlamış.

"Ben sanıyorum ki Müdür Hayri de beni sikecek, meğer onun derdi Onur imiş. Onur benden çıktı, Hayri Onur'un sikini ağzına aldı. Tekrar kaldırdı, Onur'un götünü parmaklarken memelerine yumuldu. Onur'un her yerinden öpmeye başladı. Onur çok sarhoştu. Hayri oğlumu benim yanımda sikti. Onur çok zevk aldı. Sabaha kadar üç dört kere sikiştiler. Beni yanlarından hiç ayırmadılar. Hayri Onur'u sikerken ben de oğluma sarılıyor, dudaklarından öpüyordum. Sonra Onur'un sikine otuz bir çektirdim. Elime fışkırdı. Sabahleyin önce müdür bey sonra oğlum Onur beni siktiler."

Makbule bunları anlatırken yatakta idik. Beni okşuyordu. İkimiz de çıplaktık. Makbule devam etti:

"Müdür Bey bana sık sık gelmeye başladı. Her geldiğinde Onur'a hediyeler getiriyordu. Sonra bana bir hesap açtırdı. Her ay oraya para yatırıyordu. Çok para veriyor bize. Bir gün geldi bana cip aldığını, cipin aslında Onur'un olduğunu, yaşı tutmadığı için benim üstüme aldığını söyledi. Özellikle Onur'un beni sikmesini izlemekten çok hoşlanıyor. Onur benim üstüme fışkırtınca taş gibi sertleşiyor, hemen Onur'un arkasına geçip sikmeye başlıyor. Bir gün evli olan kızını bize getirdi. Benim yanımda sikiştiler. Sonra Onur'un elinden tutup yandaki odaya götürürken, kızıyla bana devam etmemizi söyledi. Ben ilk defa Müdür Bey'in kızıyla kadın kadına seviştim. Meğer çok zevkli imiş. Sonraları öbür kızları da gelir oldular. Üçü de tesettürlü idi, ben normal kıyafetli idim. O kızlar beni kapattılar. Onların orospusu oldum ben. Onların cariyesiyim."

"Mücella'ya Onur'un gidişi nasıl oldu" diye sordum.

"O da Hayri babasının Onur'a tavsiyesi ile oldu. Bana, bu çocuk bir harika ama senin amından başkasını tanımıyor. Ben Onur'u kadınlarla tanıştırmak istiyorum ama benim kızlardan uzak durması lazım, tanıdığım çok iyi bir kadın satıcısına götüreceğim diyerek kuaföre götürmüş, o şekilde tanışmışınız. O günden beri sana müteşekkirim. Sana hayranım. Hele o bir hafta Hakan'ı bana yolladın ya, ben kocamdan ve Onur'dan sonra ilk defa bir erkekle oldum. Bir hafta biz evden dışarı çıkmadık. Senin kocan Hakan bana kadınlığımı yeniden öğretti. Onur'la sikişmemiz başka, Hakan'la bir başka. Onur'la aramızda sevgi var aşk var. Hakan beni orospu yaptı. Seks dedikleri işte. O bir haftadan beri çok değiştim ben. Onur bana yetmiyor artık" dedi.

"Hakan Onur'u da sikiyor galiba, bana öyle geliyor" dedim.

"İlk başlarda oldu birkaç kere ama şimdi yok. Zaten Onur artık kadınlara düşkün oldu. Senin sayende oldu. Hakan'ın da senden dolayı hakkı var tabii. İstediği zaman Onur'u sikebilir, ben hiç itiraz etmem, teşvik de ederim" dedi.

"Hayri duyarsa, hissederse ne olacak" dedim.

"Hayri'nin Hakan'dan haberi olmaması lazım. Çok kızar, kızmanın da ötesinde üzülür. Üzülmesini istemem. Onur için de benim için de iyi olmaz" dedi.

"Fenik kesilebilir" dedim.

"Tabii o olabilir ama o işin ufak bir kısmı. Hayri Onur'u seviyor. Aşık. Basbayağı sevgi" dedi. "Çok üzülür, çok" dedi.

Sonra Makbule yanaklarımı okşarken "Mücella ile benim için konuşsan" dedi. "Beni de uygun kişilere satsa."

"Mesela nasıl uygun kişiler olabilir" diye sordum.

"Dindar kadınlar da olabilir, dindar erkekler de. Özellikle annesini sikmek isteyen, sikemeyen dindar erkek o kadar çok ki" dedi.

"Ben kaynanamı düşünüyorum, Mücella'ya da söyledim. Kaynanamın elleri, boynu, kolları buruşuk, yüzü pürüzsüz, karnı, bacakları, memeleri o biçim. Çok isteyeni olur diye düşünüyorum. Sen daha gençsin, anne durumundan ziyade abla durumundasın sen" dedim.

"Beni genç kızlardan çok isteyen var" dedi. "Ufacık kızlar, daha memeleri yeni kabarmış kızlar var isteyenler arasında. Bir sevgilim var mesela, annesi de sevgilim. Küçücük bir kız. Yatağa bağlatıyor kendini. Gözlerini de kapatıyorum, bağlıyorum. Sonra annesi ile beraber saatlerce yaladığımız oluyor. Götüne tıkaç koyuyoruz, bir annesi bir ben seviyoruz"

"Böyle kız çok, tahmin edemeyeceğin kadar çok. Ben de emekli olurum, yerleşirim kuaföre. Güzel manikür yaparım ben. Tesettürlü manikürcü gelmiş deyince o kesim işi anlar" dedi.