Otobüste Başladi 05

Story Info
Hayatım tümüyle değişti.
8.9k words
4.75
5.1k
1
0
Story does not have any tags

Part 5 of the 5 part series

Updated 06/07/2023
Created 08/25/2015
Share this Story

Font Size

Default Font Size

Font Spacing

Default Font Spacing

Font Face

Default Font Face

Reading Theme

Default Theme (White)
You need to Log In or Sign Up to have your customization saved in your Literotica profile.
PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here

Otobüste Başladı 5 (Son)

Kurulandım. Hafif bir makyaj yaptım. Giyinip giyinmeme konusunda kararsızdım. Çıplak kalmayı tercih ettim sonunda. Salona yürüdüm.

"Güzel olmuşsun lan sürtük" diye güldü adam, "Cemal Abi memnun kalacak".

Beş dakika kadar sonra kapı çaldı. Adam fırladı hemen, açtı. Orta yaşlarda, pis sakallı, bıyıklı iri yarı bir adam girdi içeriye. Gerçekten de ürkütücü bir tavrı vardı. Diğerlerinin paniğinden gayrı ihtiyari ayağa kalkmıştım ben de. Doğrudan bana baktı. "Güzel karıymış" dedi, "kedi olalı bir fare tuttunuz keratalar."

Doğruca kanepeye gitti, oturdu. Ne yapacağımı, nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum.

"Ne dikiliyorsun orada lan orospu" diye bağırdı, "yaklaş."...

Yanına yürüdüm.

"Yavaş yavaş dön bakayım" dedi.

Etrafımda dönmeye başladım. Bir tur, iki tur, üç...

"Tamam lan tamam" dedi, "ne salak karıymış be. Bir kere dön dedik, fıldır fıldır dönüyor amına koyduğum".

Onlara döndü.

"Haydi siz yaylanın bakalım" dedi, "sabaha kadar dönmeyin."

Cebinden bir tomar para çıkardı, verdi.

Kapıdan çıkarken ofisboy bana acıyan gözlerle bir bakış attı. Çıktılar.

"Gel bakayım önüme" dedi Cemal, "çök yere".

Dediğini yaptım ikiletmeden. Herkesin istediğini istediğini düşündüm ve elim pantalonuna uzandı. Hayatımda yediğim en sert tokat indi suratıma. Yere fırladım o şiddetle ve bir an gözlerim karardı.

"Kalk lan amcık" diye gürledi. Zorla yeniden önüne dizlerimin üstünde doğruldum. Başım hala dönüyordu. Bir tokat daha geldi. Kendimden geçmişim. Saçlarımın acısıyla kendime geldim. Saçıma asılmış sarsıyordu.

"Amma dayanıksız orospuymuşsun lan" dedi zorla dizlerimin üzerine kaldırırken.

"Şimdi dinle" dedi, "bu tokatlar bir şey yaptığından değildi. Baştan ne olduğunu anlaması için her karıyı önceden biraz ıslatırım. Bu tokatlar laga luga yaparsan olacakların yanında hiç kalır. Anladın mı?"

"Evet" diye fısıldadım.

Elini kaldırdı. Vuracak diye başımı çevirdim ve gelecek tokatı beklemeye başladım. Cemal gürledi: "ne diyorsun lan, duymadım".

"Evet" diye bağırdım, "evet anladım."

"İyi" dedi elini indirirken, "benimle konuşurken ben başka bir şey istemedikçe erkeğim diyeceksin. Ne diyorsam ikiletmeden yapacaksın. 'Camdan atla' desem sorgusuz atlayacaksın, 'bileklerin kes' desem keseceksin. Anlaşıldı mı?"

"Evet erkeğim" diye bağırdım.

Saçlarımı bıraktı. "Aferin" dedi, "iş başına. İndir bakalım şu pantalonu."

Ellerim fermuarına gitti. Bu sırada o da gömleğini çıkarıyordu. Pantalonunu ve kilodunu indirdim. Cemal'in vücudu acaip kıllıydı. Ama asıl siki ürkütücüydü. Daha kalkmamış olmasına rağmen heybetliydi. Kalkmış halini düşününce bu yarağın içime girmesi fikri beni azdırdı iyice. Ellerim doğruca sikine gitti. Okşamaya başladım.

"Hoşuna gitti mi orospu?" dedi kendinden emin bir şekilde.

"Evet erkeğim" dedim, "harika bir sikin var. Muhteşem..."

"Evet kaltak" dedi, "sana bu yarağı yeme şansını vereceğim bu gece. Her kadın bulamaz bu şansı haaa..."

Bir kahkaha attı.

"Teşekkür ederim erkeğim" dedim dudaklarım sikinin başına kapanmadan önce. Dilimle daireler çiziyor, yalıyordum sikinin başını. Sonra emmeye başladım. Ellerimle de kalan kısmını sıvazlıyor, arada taşaklarını okşuyordum. Giderek sertleşen sikinin daha çoğunu ağzıma almaya başladım.

"Hepsini alabilecek misin bakalım" dedi gülerek, "yani alacaksın elbette, boğulup gebersen de boğazına kadar sokacağım hepsini de, sen becerebilecek misin bakalım. Şimdiye kadar sadece birkaç karı yapabildi kendiliğinden."

Daha çoğunu soktum ağzıma bu laflar üzerine. Siki iyice sertleşmişti. Yalayarak çıkardım ağzımdan iyice görebilmek için. Elimde tuttuğum sik şimdiye kadar gördüğüm en kalın ve uzun yaraktı. Hayranlıkla bakıyordum. Beni kötü dağıtacağı kesindi, ama inanılmaz bir şekilde istiyordum bu siki içimde. Dilimle okşayarak gezindim üstünde. Yavaşça taşaklarına kaydım. Emiyor, ağzıma alıp dilimle masaj yapıyordum taşaklarına. İki eli de başımın üstündeydi. Kendine bastırıyordu. Sonra saçımı çekerek sikine doğru yöneltti ağzımı. Dudaklarım aralandı ve o muhteşem yarak ağzıma kaydı. Daha yarısı bile girmemişti ki ucu boğazıma dayandı. Son zamanlarda o kadar çok pratik yapmıştım ki irili ufaklı siklerle, mideme kadar bile alabilirdim. Bundan endişem yoktu hiç. Bu muhteşem sikin sahibini mutlu edecektim. Boğazımı düzleştirerek sikinin başını kaydırdım içine. Ancak gerçekten kalındı ve ağzımı tümüyle dolduruyordu. Burnumdan zorla nefes almaya çalışarak zorluyordum hala. Biraz daha, az daha, iyice yükleniyordum. Sikinin başı boğazımı yara yara gırtlağıma girmişti artık. Çok zor nefes alabiliyordum, ama pes etmeyecektim. Var gücümle yüklenmeye devam ettim. Ve sonunda dudaklarım Celal'in kasıklarına yapıştı.

"Aferin lan kaltak" dedi memnun bir ifadeyle, "bu kadar iyi olmanı beklemiyordum ne yalan söyleyeyim. İyi orospuymuşsun. Kal öyle"...

Elleri başımın üstünde sıkıca bastırıyordu. Burnum da yapışmıştı Celal'in kasıklarına ve nefesim kesilmişti iyice. Koca yarak gırtlağıma kadar ağzımın içinde kalçalarını oynatmaya başladı Celal. Gırtlağıma kadar sikiyordu şimdi. Başımı bırakması için dua ediyordum. Hiç değilse ellerinin baskısı azalırsa burnumdan nefes almaya çalışabilirdim. Ama elleri hala başımdaydı ve ciğerlerim yanmaya başlamıştı. Başımı geri çekmeye çalışıyordum, bırakmıyor, bastırıyordu var gücüyle. Gözlerim kararmaya başlıyordu. Herifin birisi boğazımı sikerek öldürecekti beni. Müthiş bir panik sardı her yanımı. Çırpınmaya başladım. Hiç umursamadan kalçalarını oynatıyordu hala. Kendimden geçmek üzereyken çekti sikini ağzımdan. Öksüre öksüre derin nefes almaya çalıştım. Her nefeste ciğerlerim yanıyordu adeta. Kısa süre nefeslenmeme izin verdi, sonra o koca yarağını yeniden köküne kadar soktu boğazıma. Defalarca tekrarladı bunu. Bayılacak hale gelene kadar boğazımı sikiyor, sonra kısa bir süre bırakıyordu. Siktiği kadının hayatının ellerinde olduğunu, ona tümüyle hakim olduğunu gösteriyordu. Ben bir paçavraydım onun için, bir et parçası. Ölmem ya da ölmemem umurunda değildi. Sadece ona zevk vermek için oradaydım. Aklımdan bu düşünceler geçtiği anda, ağzımda koca bir yarakla sarsıla sarsıla boşalmaya başladım. "Oha lan" diye güldü Cemal, "senin gibi bir orospu görmedim hiç ne yalan söyleyeyim." Biraz insaflı davrandı bu kez ve kasılmalarım geçene kadar kımıldamadı. Elbette siki hala boğazıma dayanmış haldeydi, çıkarmadı. Dakikalardır ağzımı sikiyordu ama hala boşalma emaresi yoktu adamda. Bu ölüm kalım oyunu bir beş dakika kadar daha sürdü. Sonra çekti sikini ağzımdan. Derin derin nefes aldım.

"Şu masanın üstüne yat hemen ve bacaklarını iyice aç" dedi. "Evet erkeğim" diyerek fırladım hemen ve dediğini yaptım. Siki hala kazık gibiydi. İçime girmesini bekliyordum. Ama o bunun yerine amıma bir tokat patlattı. Acıyla bağırdım. Bir tane daha geldi. Refleks olarak dizlerimi kırıp bacaklarımı kapadım. Tokat mememe indi bu kez. "Sana bacaklarını kapatabilirsin diyen oldu mu ulan orospu" diye böğürdü Cemal, "amcık karı, senin kafanı gözünü kırarım bir daha böyle yaparsan. Aç şu folloş amını hemen."

Panikle dediğini yaptım. Tokatlar amıma, memelerime ardı ardına iniyordu. Çığlık çığlığa bağırıyordum. Bir süre sonra durdu. "Şimdi dön ve masaya domal hemen" dedi, ikiletmeden yaptım. Yerdeki pantalonuna uzandı, kemerini çıkardı. Götümün üstünde şakladı kemeri. Beynimde şimşekler çaktı sanki. Bir tane daha ve bir tane daha. Arada sırtıma vuruyor, ama çoğunlukla götüme indiriyordu kemeri. Acı inanılmazdı. "Hoşuna gidiyor mu sürtük" dedi. "Evet erkeğim" diye inledim. "Daha istiyor musun amcık?" dedi, "evet erkeğim" dedim. Birkaç kez daha vurdu, durdu. Yaklaştı, sikini amımın üstüne dayadı. "Şimdi ödülün geliyor orospu" dedi. Saçlarımdan kavradı, başımı var gücüyle geriye çekti. Saç diplerim kopacaktı neredeyse. Sikinin başını sertçe yüklenerek soktu ıslak amıma. O koca alet içimi doldururken acıyı unutmuştum neredeyse. Sadece içimde istiyordum o koca siki.

"Sok erkeğim" diye inledim isterik bir şekilde, "doldur amımı koca yarağınla"

Var gücüyle yüklendi. O koca alet içimi yara yara doldurdu amımın tümünü. Elleri hala saçıma dolanmış, koparacakmışçasına çekiyordu. Sikini sertçe çekip çekip sokmaya başladı. Bir eliyle de uzanıp bir mememi yakaladı. Sıkıyor, parmaklarıyla ucunu sıkıştırıyor, beni bağırta bağırta sikiyordu. Can acısına rağmen içimdeki sike odaklanmıştım ve bir kez daha gelmek üzereydim. Kasılmaya başlamıştım. Aniden çıkardı sikini içimden. "Lütfen erkeğim" diye yalvardım, "durma, devam et. Sik beni."

"Bilmem ki" dedi, "değer misin, karar veremedim." Sırıtıyordu. O halimden zevk aldığı belliydi.

"Lütfen erkeğim" diye yalvarmaya devam ettim, "devam et. Sok o muhteşem yarağını amıma, sik beni, doldur içimi ne olursun, yalvarırım devam et".

Ceketine uzandı. Bir sustalı çıkardı. Klik diye açıldı.

"Ne verirdin karşılığında sürtük" dedi gülerek.

"Ne istersen erkeğim" dedim, "ne istersen"

Gerçekten de o anda öyle hissediyordum. O yarağı içime alabilmek için her şeye razıydım. "Sırtüstü dön ve aç bacaklarını" dedi.

Hemen yaptım dediğini. Yaklaştı. Sikinin başının amıma değdiğini hissediyordum ve titremeye başladım yeniden. Bıçağın ucunu vücudumda dolaştırıyor, bazen hafifçe çiziyordu. Bıçak meme ucuma kadar geldi. Bir eliyle meme ucumu yakaladı ve havaya çekti. Bıçağı meme ucumun altına dayadı.

"Bu memenin ucuna ne dersin" dedi sadist bir ifadeyle, "seni sikmem için meme ucunu feda eder miydin?"

Panik ve orgazm isteği çarpışıyordu içimde. Ama öyle bir haldeydim ki, o anda sadece o sik için değil, herhangi bir sik için bile her şeye razı olabilirdim. Hele ki Cemal'in koca siki için...

"Evet erkeğim" dedim inleyerek, "evet. Sik beni lütfen ama..."

"Büyük arızasın gerçekten" diye güldü, "peki o zaman. Memene veda et."

Sikini amıma sokarken bıçağı bastırdı mememin hemen altından. Hafif bir acı duydum sadece. Kesmemiş, çizmişti. Ama bir an için yaşadığım panikle zangır zangır boşalmaya başladım o içimde gidip gelirken. Bu kez durmadı. Ben sarsılırken hala sikiyordu amımı. Bir an bıçağı tutan eli havaya kalktı. Bıçağı yüzüme doğru indiriyordu. Gözlerimi yumdum. "Tak" diye bir ses duydum. Gözlerimi açtığımda bıçak yüzümün hemen yanında masaya saplanmıştı.

Bu kez boğazıma doladı ellerini ve sıkmaya başladı. İçimde koca bir yarakla sikilirken boğuluyordum. Çırpınmaya başladım, ama onun kuvvetiyle baş etme şansım yoktu. Gözlerim kararıyordu. Bir an için kendimden geçiyordum ki ellerini çekti. Derin nefes aldım. Elleri bir kez daha dolandı boynuma hala içimde gidip gelirken. Kendimden geçmeden önce son hissettiğim amımdaki sikinin kasılmaya başladığıydı.

Kendime geldiğimde hala masanın üstünde yatıyordum. Cemal ise koltuğa oturmuş bana bakıyordu. Amımdan dölünün sızdığını farkettim. Dirseklerimin üstünde doğruldum ve ona baktım. Gözlerini dikmiş, doğruca bana bakıyordu. Ne düşündüğünü anlamak imkansızdı. İki orgazmdan sonra biraz daha kendime gelmiştim ve asıl panik şimdi başlamıştı. Daha ne kadar ileri gidecekti? Ve bu geceden sağ çıkacak mıydım? Bu kez çok ileri gitmiştim? Ya da gitmiş miydim? Başka bir çarem var mıydı? Ben seçmemiştim bu gece yaşananları. Gerçekten seçmemiş miydim?

"Ne bakıyosun lan" diye gürledi Cemal, "kaldır kıçını da gel".

Hemen kaltım, önüne gidip ne yapacağımı bilmez halde durdum.

"Ne duruyorsun salak" dedi, "ben mi söyleyeyim ne yapacağını? Yalvarıyordun sikim için az önce"

Hemen dizlerimin üstüne çöküp ağzıma aldım sikini. Çok uğraşmama gerek kalmadan sertleşmişti yine.

"Domal koltuğa" dedi, yaptım.

Sikinin başını götüme dayadı. Son zamanlarda çok anal seks yapmıştım ve götümden sikilirken çok zorlanmıyordum artık, ama bu kez gerçekten de büyük bir yarak girecekti içine. Razıydım...

Biraz zorlayarak başını soktu, durdu. Elleri omuzlarımdaydı. Biraz bekledi. Sonra aniden var gücüyle yüklendi beni de kendine çekerek. İnanılmaz gücü vardı ve o abanmayla siki tek seferde kasıklarına kadar girdi götüme. Ne kadar alışmış da olsam bu büyüklükte bir aletin bir hamlede içimi doldurmasıyla bağırdım. Gözlerimden yaş gelmişti.

"Ne oldu lan yarak hastası" dedi Cemal, "canın mı yandı?"

"Hayır erkeğim" dedim hıçkırarak, "hayır..."

"Hala istiyor musun?"

"Evet erkeğim, evet. Seninim. Ne yapmak istiyorsan yap bana."

"Yapacağım zaten kaltak" dedi, "sana sormayacağım onu. Sen istiyor musun hala diye sordum".

"Evet erkeğim" dedim, "istiyorum. O koca yarağını her deliğimde istiyorum. Sik, parçala beni".

Sertçe sikmeye başladı. O ilk sert giriş bir şeylere yol açmış olmalıydı. Her girişinde canım yanıyor, bağırıyordum acıyla. Ben bağırdıkça o daha sert, daha hızlı sikiyordu götümü. Hiç durmadan neredeyse on dakika sikti götümü. Darmadağın olmuştum. Bir eliyle amımı okşaması üzerine kasıla kasıla boşalmaya başladım yine. Aynı anda Cemal de götümü doldurmaya başlamıştı. Bir süre sonra çıktı içimden. Yanıma oturdu. Hala koltukta domalmış bekliyordum.

"Tamam" dedi, "normal oturabilirsin."

Oturdum yanına.

"Şimdiye kadar siktiğim en manyak karısın" dedi, "sevdim. Bundan böyle ben bıkana kadar benimsin. Ne zaman nereye istersem sorgusuz sualsiz geleceksin. Hatta kısa bir süre sonra seni tümüyle yanıma alacağım. Ama aklına yanlış şeyler gelmesin. Sevgilim filan değilsin, sadece malımsın, ona göre. Anlaşıldı mı?"

Öyle deli bir bakışı vardı ki o anda hayır demek imkansızdı. Başımı salladım sadece. Tokatı patladı yüzümde yine.

"Anladım erkeğim" dedim panikle, "anladım. Evet."

"İyi" dedi, kalktı, giyindi ve çıktı.

Şimdi iyice batmıştım işte. Ne işim, ne hayatım kalmıştı. Mafyatik bir ayının metresi, malı, sermayesi olmuştum ve bundan nasıl kurtulacağımı hiç bilmiyordum.

Güzelce yıkandım, giyindim ve çıktım. Bir taksi çevirip eve gittim. Üstümdekileri bile çıkartamadan sızmışım. Cumartesi'yi bütün gün düşünerek geçirdim. Daha birkaç ay önce normal, güzel bir hayatım, iyi bir işim vardı. Ailemden kalan miras sayesinde paraya ihtiyacım yoktu pek, ama çalışmak iyi geliyordu. Bir anda hayatım allak bullak olmuştu. Sik delisi bir orospuya ve beni sikmek isteyen erkeklerin kölesi haline dönüşmüştüm ve giderek daha fazla batıyordum. Seksten şikayetim yoktu. İçimde yaşayan köle ruhlu nemfomanı sen ortaya çıkarmıştın. Ve bunu tümüyle kabullenmiştim artık. Dönüş yoktu. Ama işimi kaybetmek, tanıdığım, çevremdeki kişilerin gözünde bu hale düşmek, sikilirken filmlerimin insanların telefonlarında olması yetmemişti, şimdi de bir yer altı ayısının kapatması olacaktım. Belki de daha kötüsü. İsteklerine boyun eğmezsem başıma gelecek en iyi şey ölüm olurdu herhalde. Çok daha kötü cezalandırma yöntemleri olacağını biliyordum. Ne yapabilirdim ki? Tam bir çıkmazdaydım. Çok kötü bir gün geçirdim. Pazar günü kapı çaldı. Sendin, nihayet...

Boynuna sarıldım, ağlamaya başladım.

Şaşırtıcı bir şekilde ağlamam hafifleyene kadar bir şey yapmadan bekledin. Sonunda "tamam, yeter" dedin, "otur konuşalım."

Oturdum.

"Seni özellikle uzun süre yalnız bıraktım" diye başladın söze, "bana ihtiyacını anla, değerlendir istedim. Ya da kendine başka bir yol çiz diye. Bir şekilde izliyordum ama. Tam bir itaatkar orospuya dönüşmeni memnuniyetle izledim aslında. Daha biraz bekleyecektim, ama senin ofisboy aradı dün. Bazı şeyler söyledi. Başın belada olabilirmiş. O yüzden geldim."

Yeniden ağlamaya başladım ve olup bitenleri anlattım.

"Tamam" dedi, "telefonlarını filan kapat ve benden haber bekle." Çıktın.

Gün geçmek bilmedi. Akşam yeniden geldin.

"Sanırım çözeceğiz sorununu" dediğinde yeniden boynuna atladım. "Tamam, dur" diye ittin beni. "Otur".

Oturdum.

"Emniyette üst düzeyde bir abim var" dedin, "konuyu ona anlattım. Celal'in kulağını biraz çekecekler. Bu adamlar sonuçta devletle başlarını sudan sebeplerle derde sokmak istemezler. Yarın haber alırız. Muhtemelen rahat bırakır seni."

"Teşekkür ederim" diyebildim sadece.

"Gelelim diğer konuya" dedin, "çocuk konusunda karar verdin mi? Doğuracak mısın, aldıracak mısın? Bu karar senin. Beni ilgilendirmiyor."

Bir an düşündüm. Bütün bu yaşadıklarım esnasında hiç aklıma gelmemişti.

"Sanırım aldırmam gerek" diye fısıldadım.

"Sen bilirsin. Karar senin. Ama bir an önce ne yapacaksan yap" dedin, "bu kadar muhabbet yeter. Önemli konularımızı hallettiğimize göre asıl yerine döneceksin artık. Şu andan itibaren..."

Hemen fırladım. Yatak odama koşup soyundum. Tasmamı taktım ve dört ayak üstünde salona geri döndüm.

"Aferin uslu köpeğime" diye güldün, "sahibini unutmamış."

Köpek okşar gibi başımı okşadın.

"Şimdi de bu sürede yaptığın yaramazlıkları ödeme zamanı."

Saçlarıma asılıp kaldırdın, salonun ortasına getirdin ve bileklerimden tavandan sarkan ipe bağladın.

"Saymaya başla" derken ilk kamçı sırtıma inmişti bile...

Sabah bütün gecenin işkencesinin acısıyla uyandım. Gece boyu dayak yemiş, sikilmiş, aşağılanmıştım. Sen çoktan gitmiştin. Kendime biraz çeki düzen verip işe doğru yola çıktım. Odamda otururken ofisboy içeri girdi. Biraz çekingen ve mahçup bir hali vardı bu kez. "Özür dilerim" dedi, "istemezdim. İşler kontrolden çıktı. Gerçekten üzgünüm. Artık benden bir zarar gelmeyecek sana. Bak filmleri de siliyorum" diyerek telefonunu çıkarttı.

"Gerek yok" dedim bezgin bir halde. O filmlerden birçok insanda vardı artık. Çok da önemli değildi yani. "Kalabilir. Bence sorun yok. Sana kızgın da değilim."

Yüzü aydınlandı. "Yani" diye kekeledi, "arada sırada yine... Yani, anlarsın..."

Cevap vermedim. Erkek erkekti işte. Beş dakika önce suçluluk hissederken şimdi aklı yine sikine gitmişti. Uzatmadı, çıktı. Ama gün gelecek, yine isteyecekti. Biliyordum. Çok da farketmiyordu artık.

Aynı hafta doktordan randevu aldım. Çocuğu aldırdım.

Birkaç hafta boyunca iş ve ev arasında geçti. Sen sıkça uğruyor, beni cezalandırıyor, gidiyordun. Onun dışında kimseyle olmadım. Yetiyordun zaten bana. Sen izin verdikçe boşalmam yetiyordu sanki. Yine de zaman zaman Cemal'in gaddarlığı aklıma geliyordu. Ölümün sınırında o koca yarağıyla beni dağıtışını özlüyordum bazen. Ama zor kurtulmuştum büyük bir beladan. Aklımdan atmaya çalışıyordum bu düşünceleri.

Hafta içinde bir akşam evde yalnız otururken kapı çaldı. Açtım ve şoka uğradım. Kapıdaki Cemal'di.

"Ne o yavrum" dedi pis bir sırıtışla, "buyur etmeyecek misin misafirini?"

Kenara çekildim, "buyur" diye kekeledim.

Rahat tavırlarla girdi, salona geçti ve kanapeme oturdu. Ne yapacağımı bilmeden ayakta dikiliyordum. Rahatsızlığımdan keyif alıyordu.

"Ulan orospu" dedi, "seni kıtır kıtır kesmeliydim. Ama rica büyük yerden. Götü kurtardım sanma. Aklımdasın hep. Benden kimse kurtulamadı henüz. Er ya da geç zamanı gelecektir. Beklerim."

"Ben... Ne... Ama..." diye saçmasapan kekeliyordum korkudan.

"Tamam" diye kesti lafımı, "şimdilik biraz uzağız. Ama rica arada sırada görüşmemizi kapsamıyordu. En azından ben öyle anladım" diye güldü. O sırada pantalonunu indirmişti. Siki yarı kalkmış öylece duruyordu. Gözlerim o muhteşem sike kaymıştı ve bakışlarım değişmişti.

"Senin gibi bir yarak delisinin de uzak kalabileceğini sanmıyorum" diye güldü, "bu buluşmaları aramızda tutarız, sorun olmaz."

Hala öylece sikine bakıyordum.

"Sana dedim orospu" diye gürledi, "buraya geldiğimi kimseye şikayet etmeyeceksin, değil mi amcık?"

"Evet" diye fısıldadım.

"Evet ne ulan götveren" diye bağırdı.

"Evet erkeğim" dedim yüksek sesle.

"İyi" dedi, "şimdi köpek gibi dört ayağın üstünde gel ve yakından bak o zaman"...

Hemen dört ayak üstüne çöktüm ve yaklaştım. Azmıştım bu siki görünce yine. Hiçbir şey umurumda değildi şu anda. O sikin kölesi olmak istiyordum sadece. Bir anda aklıma bir şey geldi.

"Bir saniye izin verir misin erkeğim?" dedim.

Başını salladı.

Koşarak yatak odasına geçtim. Soyundum. Tasmamı ve bilekliklerimi taktım ve dört ayak üstünde salona geri döndüm. Yine şaşırtmıştım onu. Memnun bir ifadeyle güldü.

"Boşuna araya adam soktun be yavrum" dedi, "sen kendin sürüne sürüne geleceksin bana. Köpek gibi yalvaracaksın seni sikmem için. Ayrılamayacaksın yanımdan. Seni köpeğim gibi, aynen böyle tasmayla dolaştıracağım yanımda. Amına koyduğumun kaltağı seni..."