Sanat Galerisinde Yakın Dostumla

Ben Furkan, 28 yaşında bir fotoğrafçıyım. Genelde şehirleri, manzaraları, gece görünümünün fotoğrafını çekerim. Bunun karşılığında fotoğraflardan para kazanırım. Bunla geçimimi sağladığım olmuştur. Ayrıca bunla bağlı olarak kendimi geliştirmek için sergilere giderim. Orada büyük üstatlara bakarak not alır, kendimi geliştirmeye bakarım.

Günlerden bir gün İstanbul'da yine bir sergiye gittim. Bu sefer genç sanatçıların yer aldığı bir sergiydi. Orada dolaşırken, bu sefer yakın dostum Melisa'yı gördüm. Kendisi ressamdı. Kardeşi ise ilk defa fotoğraflarını burada sergileyecekti. Ona hal hatır sordum. Sonra havadan sudan konuşmaya başladık. Bu arada onu da tanıtayım. Melisa benden bir yaş küçük. 167 cm boyunda kızıl ve dalgalı saçlı, ne çıtkırıldım ne de balık etliydi. Bu sefer sergiye de sade bir giyimle gelmişti. Siyah bir tişört ve krem renginde bir pantolon vardı. Kardeşi Melda ise benden üç yaş küçüktü. 165 cm boyunda zarif bir vücudu vardı.

Ben onla sohbet etmeye devam ettiğim sırada hem onun, hem de kardeşinin benim üzerimde daha arzular gibi bakmaya başlamıştı. Yine de ben bozuntuya vermeden sohbete devam ettim. Sohbet devam edince farklı şeyler sezmiştim. Onun göğüslerinin ucu dikleşmişti ama pek belli etmiyordu. Diğer yandan konuşmanın her geçen kısmı beni kendine bağlıyordu. Konuşmanın içeriği boş olsa da, bu konuşmanın sürmesini istiyordum. En sonunda Melisa, beni galerinin kafe kısmına götürdü.

Kafe kısmı galerinin en üst katında, sanatçılara özel alanın yanında bulunuyordu. Kafe küçüktü ama dışarıyı görebiliyorduk. Cam kenarında, caddeye bakan kısmında ikimiz, bir masada oturuyorduk. İki kahve ve bir pasta alıp yemeye başladık. Orada serginin nasıl olduğunu soruyordu. Ben de yeni profesyonelleşen biri için gayet iyi olduğunu, o konuda geleceğinin parlak olduğunu belirttim. Bu esnada kız kardeşi de kafeye geldi. Sohbete dahil olup ikimizle de resim konularında sohbete başlamıştık.

Birden konu Mina'ya geldi. Kendisi, Melisa'nın en yakın arkadaşı olmakla beraber, benim de son sevgilimdi. İki yıl önce bir hastalık sonucu kaybetmiştim. Mina'yı kaybettiğim günden beri kız arkadaşı edinmedim. Onu ne zaman hatırlasam içim kahrolurdu. Bu durumu Melisa'ya söyledim. Şimdilerde daha iyi olduğum için bir gelişme vardı, ama kendisi bir eksiklik hissetmişti. Kahvelerin bitmesinin ardından kardeşi Melda, serginin başına geri dönmüştü. Melisa da benle birlikte sanatçıların bulunduğu alana geçmişti.

Orada sadece ikimiz vardı. Kapının anahtarları da Melisa ve Melda'daydı. Melisa kapıyı kitledikten sonra bana şöyle söyledi:

"Onun senin için önemini biliyorum. Onla ilgili anılarını almaya gelmedim. Ancak en azından hayata geri dönmen gerekiyor. Evet, belki onu hayattan kayıp gitmesine engel olamadın. Ancak, en azından hayat devam ediyor. Sen onun için de yaşamalısın. Belki bu sana hakaret gelecek, biliyorum. Ama... ben seni arzuluyorum."

Orada benim kayışım koptu ve onun dudağına yumuldum. Belki de en son ölüm döşeğindeyken Mina ile bu denli tutkuyla öpmüştüm. Melisa o an pantolonumu indirmeye çalışıyordu. Ona yardımcı olduktan sonra pantolonumu ve boxerımı indirmişti. Melisa'yla uzun süre devam eden birlikteliğim ardından aletim baya dik olmuştu. Melisa, hemen aletimi yalamaya başlamıştı. Git gelle beni azdırmaya başlamış, tam bir orospu edasıyla aletimi emiyordu. Saçlarının telleri ağzına gelince onları toparladım. Toparlanıp toparlanmaz aklıma o tişörtü çıkarmak geldi. Ancak şu anda bu oral seksi durdurmak istememiştim.

Aslında kendisi daha önce bir kaç sevgiliye oral yapmıştı. Ancak bana nedense açmış gibi yalamaya devam ediyor, beni zevke getirmeye devam ediyordu. Tam deep throat yapamıyordu belki ama beni keyfe getirebiliyordu. Böyle 3-4 dakika devam etti. En sonunda onun yüzüne boşaldım. Melisa döllerimi gayet güzel yuttu. Yuttuktan sonra da "tadı baya iyiymiş" diyerek memnuniyetini dile getirdi. Onun yüzünü silmesi için etrafta ıslak mendil var mı diye baktım ama bulamadım. Ancak onun yeniden benim yanıma çağırmasıyla onun yanına sokuldum. Yine öpüşmeye başlamıştık. Ancak bu sefer dilim diline dolanıyordu. Birbirimize sımsıkı sarılmıştık.

O anda elim onun sırtındayken bir şey fark etmiştim. Kendisi sütyen takmamıştı. Bunu fark edince onun göğsüne sıkmak istedim. Usulca yaklaşmış ve o siyah tişörtünü aralayarak güzel göğsüne ulaşmıştım. O göğsünü elimle kavradığımda hem bende rahatlama gelmiş, hem de aletim yeniden canlanmaya başlamıştı. Onun narin yanaklarını öptüğümden inlemesini biraz duyabiliyordum. Bu öpücüklerimi yavaşça göğüslerine taşıdım. Dil darbelerimle onu biraz daha azdırıyor, sonrasında o göğüslerini emiyordum. Ben bunu yaparken Melisa, elimi başını üstüne tutarak destekliyordu. Bunu yaparken de bir elimle de göğsünü sıkmaya devam ediyordum. Daha sonrasında öteki göğsünü bir güzel yaladım. Sonrasında onun pantolonun düğmesini açıp elimi vajinasına götürdüm. İkisi birlikte olunca Melisa inlemelerini arttırmış, kendinden geçmeye başlamıştı. İki göğsünü de emdikten sonra Melisa'yı yine dudağından öpmeye başladım. Elimde onun amının sıcak olduğunu hissediyordum. Ancak uzun süredir sevişmemiş olsa gerek ki parmakla girdiğimde darlığı hissediyordum. Bir süre sonra kendisi boşaldı. Parmaklıklara uzanan sıvının tadına baktığımda güzel bir tadı vardı. Daha sonrasında bu sıvıyı ona da tattırdım.

En sonunda aletim yine kalkınca artık onu amına sokmaya karar verdim. Am gerçekten dar ve kendisi alev alev yanıyordu. İleri geri hareketlerle amının içinde gezmeye başladım. Kendisinin inlemeleri artınca ağzını kapatmak durumunda kaldım. Çünkü başkalarının gelmesini istemiyordum. Ayrıca sergi saati daha bitmemişti. Kapı kilitliydi ama tatsız olay yaşanabilirdi. Bu şekilde amını sikmeye devam ettim. Bir süre normal tempoda gezdikten sonra hızını arttırdım. Melisa kendini tamamen bana teslim etmiş, keyfini çıkarıyordu. Ben de ikimiz de terli haldeyken bu keyfin hemen bitmesini istememiştim. Onun narin vücudu görünce de zevke geliyordum. Bu böyle yaklaşık on dakika sürdü. Sonrasında onu kucağıma aldım ve kucağımda hoplatmaya başladım. Normalde bu pozisyonda kadınlar kontrolünü eline almayı severlerdi. Ancak kendini bana bırakan Melisa kontrolünü benden teslim almadı. Ben de bu hızla git gellere devam ettim. Bu sırada sürekli sağlayan göğüsleri yeniden sıkmaya başladım. Zaten ona baktığımda üçüncü orgazmına yaklaşıyordu. Benim sikim de patlamaya hazırdı. "Geliyorum" diye ona söyledim. Melisa da "İçime ak..." diye inleyerek karşılık verdi. Ben de fazla dayanamadım. Biraz daha hızlanarak Melisa'nın içine patladım.

Spermlerim onun vajinasını doldururken, o da tükenmiş vaziyette baş ucumdaydı. İkimiz de nefes nefese kalmıştık. Sevişmeyi o an yeniden öğrenmiştim sanırım.