Sevgili Barbro Ch. 06

Story Info
A Swedish Wife in Turkey. (Turkish)
3.4k words
3.5
18.6k
1
Story does not have any tags

Part 6 of the 6 part series

Updated 10/24/2022
Created 05/10/2007
Share this Story

Font Size

Default Font Size

Font Spacing

Default Font Spacing

Font Face

Default Font Face

Reading Theme

Default Theme (White)
You need to Log In or Sign Up to have your customization saved in your Literotica profile.
PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here
mofilius
mofilius
65 Followers

Artık geri dönülemeyecek bir noktaya gelmişti yaşantı biçimimiz. Normal bir evlilikte, hatta sıradan bir kadın-erkek ilişkisinde kabul edilmesine olanak bulunmayan şeyler, bizim için normal olmuştu. Ya da, daha doğruyu söylemek gerekirse, bunlar bizim için olmazsa olmaz durumundaydılar.

İşin dışındaki saatler, benim için tam bir zevk girdabına dönüşmüştü artık. Hafta sonlarında, hatta kimi zaman hafta içi gecelerde bile, karımla iki avcı gibi sokaklara dökülüyor ve çeşit çeşit, boy boy sikler buluyorduk. Barbro da, ben de, sikişmenin gerçek anlamda zevkini, ancak işin içine başka sikler de girdiği zaman çıkarabiliyorduk.

Hafta sonlarının en ilginç av alanları, izine çıkan askerlerin bulunduğu yerler oluyordu bizim için. Gencecik Anadolu çocukları, her zaman abazan, her zaman açtılar. Karımın söylediği gibi, taşakları her zaman bel dolu oluyordu. Ama tabii ki, bir tek onlarla sınırlı tutmuyorduk avlarımızı. Her an birilerini bulmak mümkündü bizim için. Barbro'nun görüntüsü, bunu çocuk oyuncağı haline getiriyordu. Geceleri ise barlara, gece kulüplerine gidiyor,oralardan sik buluyorduk. Böyle durumlarda büyük otellerden birinde bir oda tutuyorduk. Avın sonundaki birbirinden güzel sikişler de, işte bu odalarda gerçekleşiyordu. Böylece, bir gecelik siklerden hiç biri, daha sonra bize ulaşamıyordu.

Yaklaşık iki ay geçti böyle. Arada bir yerine iki, hatta bir keresinde üç sik birden bulduğumuz bile olmuştu. Böyle durumlarda, ortaya çok daha müthiş, çok daha yoğun bir sikiş çıkıyordu tabii. Bir akşam karımla oturup hesap yapmaya kalkıştık ve sonuçta bu yeni yaşam biçimimize başladığımız andan beri, tam 41 değişik erkeğin onu siktiğini keşfettik. Doğrusu müthiş bir sayıydı bu. Eğer Türkiye'ye gelmemiş olsaydık, örneğin İsveç'de, bunu asla yapamazdık. Türkiye'den ayrılana kadar da böyle devam edeceğimiz kesindi. Ondan sonra ne olacağını ise düşünmek bile istemiyorduk. Galiba ben de karım da, zaman içinde çözüm yolları bulabileceğimize güveniyorduk. Her şıkta, Türkiye'den ayrılma zamanı gelene kadar, böyle yaşamak konusunda kararlıydık.

Aslında yaptıklarımız o kadar uç şeylerdi ki, daha başka maceralara girebileceğimizi, şimdiye kadar hiç yaşamadığımız şeyleri yaşayıp, tadına hiç bakmadığımız zevkleri deneyeceğimizi, en azından ben sanmıyordum. Ama ne kadar yanıldığımı, bir süre sonra anladım. Galiba, Barbro'nun karım olduğunu unutmuştum.

Her şey, bir gün öğlenden sonra karımdan gelen telefonla başladı. Söylediğine göre, İstanbul'daki İsveç Konsolosluğu'nda görevli dostlarımız Sven ve Kerstin, bir aylık tatil için İsveç'e gidiyorlardı ve Barbro'yu arayıp, bu süre içinde köpeklerini bize bırakıp bırakamayacaklarını sormuşlardı. O da kabul etmişti tabii. Şimdi telefon etmesinin nedeni ise akşam işten çıktıktan sonra, Sven'in evine uğrayıp köpeği almamız gerektiğini söylemek içindi. Doğrusu caım sıkıldı biraz. Sven, karşıda Beylerbeyi'nde oturuyordu ve trafik akşam saatlerinde çok yoğundu tabii.

Bu nedenle biraz erken çıktım işten. Eve uğrayıp Barbro'yu aldım ve doğruca Beylerbeyi'ne geçtik. Sven ve Kerstin toplanmışlardı. Köpekleri Zorro ile birlikte bize verecekleri gerekli malzemeleri ve mamaları da hazırlamışlardı. İçeri girip biraz oturduk. Sonra Sven'le birlikte malzemeleri taşıyıp arabanın bagajına yükledik. Sonunda da Zorro'yu alıp, eve gitmek üzere arabaya atladık.

Burada biraz Zorro'dan söz etmem gerekiyor. Sven'in anlattığına göre, onu Türkiye'ye gelmeden önce görev yaptıkları Danimarka'dan yani anavatanından almışlar. Üç yaşında, siyah bir Grand Danua, Zorro. Yani, dev gibi bir köpek. Bu nedenle de, arabanın arka koltuğuna biraz zor sığdı tabii. Sven, sırf bu nedenle, kocaman bir Amerikan cipi aldığını anlatmıştı bana. Ama, o inanılmaz iri cüssesine karşın, müthiş yumuşak başlı bir köpekti Zorro. Güzel ve sakindi. Bizi önceden de tanıdığı için, hiç sorun çıkarmadı yol boyunca.

Eve gelince ona ait eşyaları indirdim. Sonra da mama kaplarını mutfakta uygun bir yere koyup yemek verdim. Geniş ve kapalı bahçemiz, onun için büyük bir kolaylık olacaktı her halde. Yemeğini yedikten sonra, bir süre evin içinde dolaştı. Sonra da salona, yanımıza geldi.

Elimizde viski bardaklarıyla, karşılıklı koltuklarda oturuyorduk. Karım, son zamanlarda hep yaptığı gibi, çırıl çıplak soyunmuştu. Benimse üstümde yalnızca incecik bir şort vardı. Konuşuyorduk ve konumuz iki gece önce yaşadığımız bir maceraydı. Şimdiye kadarkilerden çok değişikti bu macera. O gece ilk kez Türk olmayan sikler bulmuştuk çünkü. Pek de sağlıklı bir iş olmamasına rağmen, Beyoğlu'nun ara sokaklarındaki barlardan birine gitmiştik o akşam. Barbro, ilk yarım saat içinde işi bitirmiş ve Amerikan Bar'ın önündeki yüksek taburelerde, hemen yanımızda oturan iki Nijeryalı zenciyi avucunun içine alıvermişti.

İkisi de alabildiğine uzun boylu ve iriyarı, simsiyah ve biraz da ürkütücüydüler zenciler. Oldukça da saldırgandılar. Kısa bir süre sonra elleri Barbro'nun orasında burasında dolaşmaya başlamıştı. Hatta bir ara karımı orada, herkesin içinde sikeceklerini bile sanmıştım. Sonunda da onları alıp, The Marmara otelinde ayırttığımız odaya gitmiştik. Bundan sonrası, müthiş bir sikiş olmuştu tabii.

- "Ne kadar büyüktü sikleri, değil mi sevgilim..?" diyordu şimdi karım, "Simsiyah ve kocaman sikleri vardı..."

- "Sen farkına varamadın tabii..." dedim ona, "Ama en çarpıcı olan, bence, onların siyahlığı ile senin beyazlığın arasındaki kontrasttı... Hele seni aralarına sıkıştırıp, biri amını öbürü götünü sikerken, müthiş oldu görüntü..."

- "Ohhhhh anlat sevgilim... Nasıl görünüyordu..?"

- "Müthişti dedim ya... Üstelik, anladığım kadarıyla çifte sikişin yabancısı da değildiler... Çok uyum içindeydiler seni sikerken... Öyle oturmuş, iki tane kapkara sikin amınla götüne girip çıkışını seyretmek müthiş zevk vericiydi..."

- "Ahhhhh anlat n'olursun... Ohhhhhh"

Şimdi iyice geriye yaslanıp bacaklarını birbirinden ayırmış, amıyla oynamaya başlamıştı. İnanılmayacak kadar güzel, inanılmayacak kadar sik kaldırıcıydı. Orta parmağı, bızırının üstünde oynuyordu.

- "Bir taraftan da, bu kadar büyük siklerin canını acıtmasından korkuyordum..." diye devam ettim.

- "Ahhhh evet sevgilim... Çok büyüktü sikleri... Eğer iki ay önce olsaydı, o sikleri götüme alamazdım her halde... Ama şimdi sikile sikile genişledi götüm galiba... Alıştı içine sik almaya sevgilim... Ama yine de zorlandım... O kocaman zenci sikleri götüme girerken zorlandım sevgilim... Ohhhh çok güzeldi, biliyorsun değil mi..? Ohhhh çok güzeldi..."

Parmakları şimdi hızlanmıştı. Amının müthiş sulanmış olduğunu görebiliyordum. Dudakları şişip, alabildiğine açılmıştı. O her duyduğumda başımı döndüren inanılmaz güzellikteki am kokusu, yine burnumu doldurmaya başlamıştı.

- "Biliyor musun ne istiyorum sevgilim..?" diyerek konuşmayı sürdürdü, "Afrika'da tatil yapmak istiyorum... Ama öyle beyazlarla dolu lüks otellernden birinde değil... Orman içinde bir köyde mesela... Ahhhh bir düşünsene nasıl sikerler beni orada... Üstüme çöreklenip sikerler... Ohhhhh ne güzel olur kimbilir sevgilim... Ahhhhh..."

Am kokusu, daha da şiddetlenmişti şimdi. O kadar sulanmıştı ki, parmaklarından şakırtılı sesler çıkıyordu. Sikim taş gibi sertleşmiş seyrediyordum karımı. Ama birden, Zorro aramıza giriverdi.

İkimiz de onu unutmuştuk galiba. Gerçekten de sessiz bir köpekti. Şimdi onu hareketlendiren ise burnunun sürekli oynamasından anladığım kadarıyla, salonu dolduran am kokusu olmuştu. Bir iki kere gidip geldikten sonra, halının ortasına oturdu. Yüzü Barbro'ya dönüktü. Sanki seyrediyordu onu.

Nedenini pek anlayamadığım bir biçimde heyecanlandığımı hissettim. Karım, gözleri yarı kapalı, amıyla oynamayı sürdürüyordu bu arada. Onun da köpeğe baktığını farkettim. Büyük bir sessizlik oluşmuştu şimdi. Tek duyulan, sürekli hareket halindeki parmaklarının çıkardığı şakırtılardı. Bana neredeyse sırtı dönük olduğu için, köpeğin suratını pek göremiyordum gerçi ama, ağzının yarı açık olduğunu ve sık nefes aldığını farkındaydım.

- "Ohhh sevgilim..." dedi birden Barbro, "Manyak bir şey bu..."

- "Seyircin iki tane oldu değil mi..?" diye sordum.

- "O da çok hoş gerçi ama, daha da manyak bir şeyden söz ediyorum ben... Sanki insan gibi bu köpek..."

- "Nasıl yani..?"

- "Siki kalktı bunun... Ohhhh siki kalktı sevgilim... Tanrım öyle de kocaman ki... Ahhhh kocaman sevgilim..."

Oturduğum yerden bunu göremiyordum tabii. Mümkün olduğu kadar sessiz olmaya çalışarak, koltuktan kalkıp yer değiştirdim. Şimdi yandan bakıyordum köpeğe. Gördüğüm manzara ise birden müthiş heyecanlanmama neden olacak kadar çarpıcıydı. Gerçekten de siki kalkmıştı Zorro'nun. Gerçekten de, aklımın almakta zorlanacağı kadar büyüktü üstelik. Böyle kalçalarının üstünde oturduğunda, neredeyse karnına değiyordu. Kısacık, simsiyah karın tüyleriyle uyumsuzluk gösteren kırmızı rengiyle, hemen farkediliyordu. Birden ayağa kalktı. Sikinin ne kadar büyük olduğunu, işte o zaman anladım. Tanrım, yirmi santimin üstünde olmalıydı. Benim sikimden de kalındı. Huzursuz huzursuz dolaşmaya başladı. Ama gözlerini karımdan asla ayırmıyordu.

Barbro'nun da çok heyecanlanmış olduğunu görebiliyordum. Artık konuşmuyordu. Gözleri iyice kısılmış köpeği seyrediyor ve amıyla oynamayı sürdürüyordu. Bir süre ileri geri gidip geldi Zorro. Huzursuz, daha doğrusu iyice heyecanlanmış bir hali vardı onun da. Her seferinde biraz daha sokuluyordu karıma. Havada bir kaç bin voltluk elektrik akımı varmış gibi gerilmiştim.

- "Seni heyecanlandırıyor muyum..?" dedi karım birden köpeğe, "Seni tahrik mi ediyorum Zorro..? Kerstin'den daha güzelim değil mi..?"

Donup kalmıştım. Gerçek birden dank etmişti kafama. Boğazımın kuruduğunu hissediyordum.

- "Kimbilir kaç kere siktin Kerstin'i..?" diye devam etti Barbro, "Ohhhh kimbilir kaç kere siktin onu... Şimdi de beni sikmek istiyorsun değil mi..? Ohhhh beni sikmek istiyorsun..."

Artık iyice sokulmuştu köpek. Birden karımın dizini yalamaya başladı. O kocaman dilin temasıyla, bütün vücudunun büküldüğünü gördüm. Elini amından çekmiş, koltuğun iki yanını sımsıkı kavramıştı. Bacakları iyice açıldı. Sonra biraz daha yukarıyı yalamaya başladı köpek. Peşinden de, uzun burnu, aklını başından alan kokunun kaynağına, karımın amına yapıştı. O kocaman dili, şimdi, susamış bir ağız gibi açık duran dudakların içini yalıyordu. Barbro, çığlıklar atarak belini getirmeye başladı.

Büyülenmiş gibiydim. Köpek, karımın amını yalıyordu. Siki kocaman olmuyştu ve bu yetmiyormuş gibi, kalçalarıyla sikiş hareketleri yapmaya başlamıştı. Müthişti doğrusu. Sikim öyle bir kalkmıştı ki, şortumu yırtabilirdi. Ayağa kalkıp, çırıl çıplak soyundum. Sonra yeniden oturup seyretmeyi sürdürdüm.

Şimdi Barbro'nun amını bırakmış göbeğini yalıyordu köpek. Koltuğun üstünde kıvranmaya başlamıştı karım. O kocaman köpek dili, aklını başından almış gibiydi. Tanrım nasıl bir köpekti bu böyle. Usta bir erkek gibi, ne yapacağını çok iyi biliyordu. Sonra karımın memelerini yalamaya başladı. Şimdi iki ön ayağıyla koltuğun üstüne basmıştı. Siki Borbro'nun bacağına değmeye başladığında, işler iyice çığrığından çıktı. İkisi birden hareketlendiler. karım titriyordu. Köpek ise sikini, hızlı sikiş hareketleriyle onun bacağına sürtmeye başlamıştı.

- "Ohhhh bacağıma fışkırttı sevgilim..." diye inledi Barbro, "Ahhhh bacağıma fışkırttı sevgilim... Ahhhh belini getirdi sevgilim... Ahhhhh fışkırttı bacağıma..."

Zorro geri çekilmişti şimdi. Halının üstüne oturmuş, hala kocaman olan sikini yalıyordu. Ama benim gözlerim, karımın bacağındaydı. Köpek belleriyle sırıl sıklam ıslanmış bacağından başka yere bakamıyordum. Onun yanına gitmek için yerimden kalktım.

- "Otur yerine sevgilim..." dedi Barbro, "Otur yerine ve seyet... Daha yeni başlıyor... Bu köpeğin neler yapabileceğini seyret önce..."

Çaresiz tekrar oturdum. Bu sefer de karım kalktı yerinden. Hemen koltuğun önünde, halının üstüne oturdu sonra da. Zorro da, neredeyse aynı anda, başında bitiverdi. Siki, en ufak bir inme belirtisi bile göstermiyordu. Barbro'nun çevresinde dolanıp duruyordu. Bense, heyecandan ölecek hale gelmiştim. Müthiş bir şeyi, şimdiye kadar aklımın köşesinden bile geçmemiş olan bir şeyi yaşamak üzere olduğumu farkediyordum.

Karım elini uzatıp köpeğin sikini yakaladı. Tanrım, gerçekten de kocamandı bu hayvanın siki. Şimdi yine o hızlı sikiş hareketlerine başlamıştı.

- "Offf ne kadar büyük siki sevgilim..." dedi Barbro, "Şuna bak... Kocaman... Üstelik o kadar da sıcak ki... Hiç bu kadar sıcak sik tutmamıştım... Ohhh çok güzel..."

Öbür eliyle de, hayvanın kocaman taşaklarını avuçlayıp, mıncıklamaya başlamıştı. Her yanımı ateş basmıştı. Büyülenmiş gibiydim.

- "Ohhh taşakları da kocaman..." diye inledi karım, "Ohhhhh kocaman sevgilim... Ahhh çok güzel..."

Zorro, sikini karımın elinden kurtarıp onun üstüne çıkmaya çalışıyordu. O ise buna izin vermiyordu. Şimdi hayvanın sikini bırakmış, onunla oynaşıyordu. Kimi zaman elleriyle dizlerinin üstünde duruyor, sonra tam köpek arkasına geçip üstüne çıkacakken, yeniden oturuyordu. Sanki cilve yapıyordu hayvana. Müthiş bir manzaraydı doğrusu Bir keresinde böyle domalmış dururken, Zorro başını kalçalarının arasına sokup yalamaya başladı. Tüm vücudu titredi Barbro'nun. Bu sefer kaçmadı. Kendini köpeğin diline bırakmıştı.

- "Ahhh çok güzel yalıyor sevgilim... Ohhhh acayip yalıyor... Ohhhh deli edecek beni sevgilim... Immmmnnnnhhhh... Çok güzel... Ahhhhh amımı götümü yalıyor sevgilim... Ohhhh çok güzel dili... Ohhhhh... Ohhhh..."

Sonra Zorro birden çıkıverdi üstüne. Arkadan gelmiş ve uzun ön bacaklarıyla beline sarılmıştı karımın. Çok telaşlı bir hali vardı.

- "Ahhh sikecek beni sevgilim..." dedi Barbro, "Ahhhh beni sikecek sevgilim... Ahhhh sikecek... Ohhhh soktu... Ohhhh soktu sevgilim... Ohhh sikini soktu amıma... Ohhhh sikiyor beni... Sikiyor beni... Ahhhh sikiyor beni sevgilim..."

Şimdi daha da mütmiş bir manzara vardı gözlerimin önünde. Kocaman bir köpek, karımı sikiyordu. Sikini, inanılmaz bir hızla karımın amına sokup çıkarıyordu. Ön bacaklarıyla beline sımsıkı sarılmış, ağzı açık, dili yayı yarıya dışarda, sürekli gidip geliyor ve karımı sikiyordu. O kadar çok tahrik olmuştum ki, belim her an gelebilirdi.

- "Ohhhhhh çok güzel..." diye inledi karım, "Ohhhh sevgilim çok güzel... Sikiyor beni... Kocaman siki amımın içini yakıyor sanki sevgilim... Ahhhh sikiyor beni... Ohhhhh çok güzel... Immmmnnnnnhhhh... Ahhhhhhh.... Ohhhhh... Beni sikiyor sevgilim... Sikiyor... Ahhhh sikiyor..."

Birden belim gelmeye başladı. Kendimi daha fazla tutamamıştım. Karımın, gözlerimin önünde, siki de kendi kadar ocaman bir köyek tarafından sikilmesi, beni uçurmuştu. Tohumlarım büyük bir hızla fışkırıyor ve havada geniş kavisler çizerek halıya dökülüyordu.

- "Ayyyyhhhhh..." diye bir çığlık attı Barbro, "Ahhhh getirdi sevgilim... Ohhhh belini getirdi sevgilim... tohumlarını doldurdu içime... Ohhhhh.... Immmmhhhhh... Ahhhhh..."

Onun da tüm vücudunun dalga dalga sarsıldığını görebiliyordum. Amındaki köpek sikinin fışkırmasıyla çıldırmıştı sanki. Zorro ise şimdi yine onun üstünden inmiş ve oturup sikini yalamaya koyulmuştu. Tanrım, hiç bir şekilde inmemişti bu kıpkırmızı ve kocaman sik.

Bacaklarımın titrediğini hissediyordum. Aslında istediğim, hemen yerimden fırlayıp, hala domalmış duran karımın arkasına geçmek ve belimin gelmesine rağmen hala taş gibi sert olan sikimi, az önce köpeğin siktiği amına sokmaktı. Ama sanki tutulup kalmıştım. Yerimden kalkamıyordum. Zorro ise tekrar ayaklanmıştı bile. Bir iki dolandıktan sonra, yeniden çıktı Barbro'nun üstüne. Yine iki ön bacağıyla beline sarılmıştı. Sert hareketler yapıyor, sikini yeniden sokmak istiyordu.

- "Ahhhhhhh..." diye inledi Barbro, "Ahhhhh götüme soktu sevgilim... Ahhh şimdi de götüme soktu... Manyak bir köpek bu... Ahhhhh... Götümü sikiyor... Götümü sikiyor sevgilim... Ahhhh götümü sikiyor... Ohhhhh delirtiyor beni... Ohhhhh çok güzel... Ohhhhh... Ohhhhh... Ohhhhh... Immmnnnhhh... Ohhhh..."

Karımın zevkten uçtuğunu görebiliyordum. Ben de heyecandan uçmuştum tabii. Büyülenmiş gibi, bu kocaman, simsiyah köpeğin, kadınımı sikişini seyrediyordum. Akıl almaz bir hızla sikini sokkuyor, çıkarıyor, sokuyordu.

- "Ooouuuuvvv fışkırttı yine..." dedi karım, "Ohhhhhh götüme fışkırttı... Ahhhhh yine geldi beli... Ohhhhhhh..."

Tüm vücudu dalga dalga sarsılıyordu yine. Gözleri zevkten kaymıştı. Ama doymadığı kesindi. Köpek yine üstünden inmiş ve biraz ilerde oturup, tekrar sikini yalamaya başlamıştı. Ama Barbro pozisyonunu bozmadan bekliyordu. Kalçaları hafif hafif sağa sola çalkalanıyor ve bekliyordu. Birden yerimden fırlayıp arkasına geçtim. Manzara müthişti. Amı da götü de, vıcık vıcık bir haldeydi. Sikimi dayayıp, tek harekette dibine kadar geçirdim amına.

- "Ahhh sik beni sevgilim..." diye inledi, "Sik beni... Hissediyor musun içimdeki köpek bellerini..? Ohhhh hissediyor musun..? Ahhhh nasıl doldurdu içimi... Ohhhh ne güzel fışkırttı amıma da götüme de... Ohhhh hadi sik sevgilim... Sik beni n'olursun... Ohhhhh... Ohhhhh... Ohhhhh..."

O bunları söylemese de, başka bir şey yapmama olanak yoktu zaten. Hırsla sikmeye başladım. Başım dönüyordu. Sikimi sokuyor, çıkarıyor, sokuyordum. Karım da, aldığı zevkin etkisiyle, inanılmaz tahrik edici sesler çıkarıyordu. Köpek ise yeniden ayaklanmış, etrafımızda dolaşmaya başlamıştı. Bu da beni, sanki mümkünmüş gibi, daha çok tahrik ediyordu. Siki hala kocamandı hayvanın.

- "Ohhhh şunun sikine bak sevgilim..." dedi Barbro, "İnmedi hala... Yine sikmek istilyor beni... Ohhh yine sikmek istiyor beni... Sırasını bekliyor sevgilim... Ahhhh beni bir daha sikebilmek için sırasını bekliyor..."

Büyük bir telaşla çevremizde dolaşıyordu Zorro. Bir keresinde yandan gelip, karımın üstüne çıkmaya bile çalıştı. Sabırsızdı. Ama böyle bir şey yapamayacağını anlamıştı galiba. Tekrar inip, dolaşmayı sürdürdü. Sonra da gidip, karımın önünde oturdu. Tanrım, siki tüm kocamanlığı ve çarpıcılığıyla meydandaydı yine.

Başka yere bakamaz olmuşum. Barbro'yu iki elimle belinden tutmuş, sikimi amına sokup çıkarmayı sürdürüyor ve köpeğin sikini seyrediyordum. Onun da gözlerini oradan ayıramadığının farkındaydım. İkimiz de müthiş gerilmiştik yine. Sonra birden müthiş bir şey yaptı Zorro. Önce yerinden kalktı ve bir anda başının hizesından üstüne çıktı karımın. Yine iki ön bacağıyla beline sarılmıştı. Başı, yüzümün hizasında ve biraz uzağımdaydı. Kalçaları, tekrar o hızlı sikiş hareketlerini yapıyordu. Siki ise Barbro'nun yüzüne değiyordu.

Büyülenmiş gibi karımın ağzını açıp biraz eğildiğini ve dudaklarının köpeğin o kocaman, kıpkırmızı sikinin çevresine kapandığını gördüm. Tanrım, neler oluyordu. Köpeğin sikini ağzına almıştı Barbro. Beynimde şimşekler çakıyordu sanki. Ama daha da müthişi, Zorro'nun hareketlerinin şimdi daha da hızlanmış olmasıydı. O inanılmaz hızıyla, sikini karımın ağzına sokup çıkarıyordu artık. Tanrım, karımı ağzından sikiyordu köpek.

Belimin gelmesini engellemek için dudaklarımı ısırıyordum. Sokup çıkarmaktan vazgeçmiştim gerçi ama, Barbro delirmiş gibi kalçalarını oynatıyor, sikimi içine alıp çıkarıyordu. Köpek sikiyle dolu ağzından, insanın kanını kaynatan şapırtılar geliyordu. Burnundan kaçan inlemeler ise çıldırtıcıydı.

İnanılır gibi değildi doğrusu. Köpekle birlikte sikiyorduk karımı. Aynı anda, ben amından, o ağzından. Şimdiye kadar yaşadığım hiç bir şeye benzemiyordu bu. Alabildiğine uçuk, alabildiğine akıl almaz, alabildiğine tahrik edici alabildiğine yasak bir şeydi. Zorro'nun gözleri hiç bir yere bakmayacak şekilde sabitlenmişti. Ağzı açıktı. Dili hafifçe dışarı sarkmıştı. büyük bir hızla karımın ağzını sikiyor, sikiyor, sikiyordu.

Birden Barbro'nun amı, sikimi inanılmaz bir biçimde sıkıştırıverdi. Vücudu öyle şiddetle sarsılmaya başladı ki, onu zaptedebilmek için zorlanmaya başladım. İnanılmaz bir şiddetle belini getiriyordu. Bunun nedeninin, köpeğin belini getirmesi olduğunu anladım bir anda. Bu da, beynimin patlamasına neden oldu. Tohumlarımı, karımın amının en dibine fışkırtmaya başladım. Gözlerim kararıyordu. Halının üstüne oturup kaldım.

mofilius
mofilius
65 Followers
12