Uzun bir hikaye Sonay ve Serkan 01

PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here

Öylesine vıcık vıcıktı ki amı, bir anda köküne kadar girdi yarağım. Sonay başını arkaya attı ve sarsıla sarsıla orgazm olmaya başladı. Yalnızca sikimin içine girmesi bile yetmişti karıma. Sonra göğsüme devrildi. Derin derin soluklanıyordu.

Büyük bir güç harcayarak kendimi tutuyordum ben de bu arada. Karımın halinden sabaha kadar sürecek bir sikiş maratonu yaşayacağımızı anlamıştım ve mümkün olduğu kadar geç getirmek istiyordum belimi. Nitekim biraz sonra doğruldu Sonay. Tekrar ata biner gibiydi şimdi üstümde. Gözlerimin tam içine bakıyordu.

"Dans pistinde olanları gördün değil mi sevgilim?" diye sordu birden.

Başımı sallayarak yanıtladım onu. Hala kendimi tutmaya uğraşıyordum çünkü. Her an fışkırtabilirdim karımın amına.

"Ohhhh gördün değil mi?" diye devam etti Sonay. "Gördün değil mi neler yaptı bana o İtalyan? Gördün değil mi karına neler yaptı?"

Daha fazla tutamadım kendimi. Bir top gibi patladım adeta. Gözlerim kararıyordu. Ve bu Sonay'ın da bir kez daha orgazm olmazı için yeterli olmuştu bile. Yine göğsüme devrildi. Ama bu sefer ikimiz de soluklanıyorduk.

Ama çok sürmedi bu. Karım bir kere daha doğruldu. Yarağım hiç inmemişti zaten. Tekrar dans etmeye başladı üstümde. Gözleri yarı kapalıydı. Kendini müthiş bir zevk seline kaptırmış olduğunu görebiliyordum.

"Anlatsana." dedim alçak bir sesle.

"Neyi anlatmamı istiyorsun sevgilim?"

"Sana neler yaptığını anlat. Ben yalnızca uzaktan gördüm biliyorsun."

"Ohhhhhhhhh."

"Hadi anlat. Ne yaptı da seni böyle azdırdı?"

"Ahhhh sevgilim."

Hafif bir kararsızlık sezinliyordum Karımda. Sanki her şeyi anlatarak beni incitmekten korkuyor gibiydi.

"Bebeğim." dedim, "Benim halimi görmüyor musun? Olanların beni ne hale getirdiğini görmüyor musun?"

"Ohhhh evet sevgilim."

"O zaman anlat hadi."

"Önce normal dans ediyorduk, farkındasın değil mi sevgilim? Herkesin yaptığı gibi, gözleriyle her yerimi didik didik ediyordu yalnızca."

"Evet bebeğim. Ama sonra müzik yavaşladı."

"Ohhh evet sevgilim. O zaman sarıldı bana. Sımsıkı. Sikini dayadı karnıma. Offffff öyle bir kalkmıştı ki sevgilim. Bir bilsen. Taş gibiydi. Kocamandı. Alev alev yanıyordu sanki. Bir anda koptum."

Anlattıklarından çok etkileniyordum ama, kendi benden de çok etkileniyor gibiydi. Birden anlatmanın onu müthiş tahrik etmekte olduğunu anlayarak, mümkünmüş gibi daha da çok tahrik oldum ben de.

"Bıraktım kendimi sevgilim. İtiraf etmeliyim ki kanım tutuşmuştu sanki. Ben de ona sarıldım. Orada öylece sanki ayakta sikişiyormuşum gibiydi. Ahhhh sevgilim."

Yine kıvranıyordu üstümde. Tanrım müthiş bir kadındı karım. Bir İtalyan'ın onu pistte nasıl kasnağa aldığını anlatmaktan acayip tahrik oluyordu. Boğuklaşmış bir sesle anlatmaya devam etti sonra.

"Giderek daha saldırgan oluyordu sevgilim. Belime yapışıp beni öyle bir çekmişti ki kendine, neredeyse yarağı karnıma girecekti. Ara sıra sana bakıyordum bu arada. Öyle gözlerini dikmiştin üstümüze. Bu da bana çok zevk veriyordu biliyor musun sevgilim? Bir İtalyan karını herkesin ortasında ayakta sikiyordu adeta ve sen hiçbir şeyi kaçırmamaya çalışarak izliyordun. Yüzündeki ifade müthişti. Sonra tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de beni okşamaya başladı adam. Elleri her yerimde dolaşıyordu. Kalçalarımı avuçluyordu. O zaman başımı onun boynuna gömdüm. Beni istediği gibi ellemesine izin veriyordum artık. Üstelik bir de konuşmaya başlamıştı, biliyor musun? Offff neler söylüyordu bana bir bilsen sevgilim. Ne kadar sik kaldırıcı olduğumu söylüyordu. Beni nasıl sikmek istediğini söylüyordu."

Hareketleri giderek hızlanıyordu karımın. Kalçaları yukarı aşağı, öne arkaya, sağa sola çalkalanıyordu. Yarağım içinde mahvoluyordu tabii. Giderek o kritik noktaya bir kez daha yaklaştığımı hissediyordum.

"Çok kötü kaptırmıştım kendimi sevgilim. Ne olacağını bilmiyordum. Aldırmıyordum da buna. Çevremizdekilerin dikkati üstümüzdeydi. Nelere yaptığımızın farkındaydılar. Ohhhh bu da bana müthiş bir zevk veriyordu biliyor musun? Öyle ayakta sikildiğimi seyretmelerinden inanılmaz büyük zevk alıyordum. Ohhhh çok güzeldi sevgilim."

Birden doğruldu üstümde. Yarağım çıkmıştı amından. Uzanıp sağ eliyle yarağımı dibinden kavradı ve götüne dayayıp tekrar oturdu ondan sonra da. Hiç zorlanmadan, yağ gibi almıştı beni içine. Ve gözlerimin tam içine bakarak anlatmaya devam etti sonra da.

"Adam konuşmayı kesmemişti bu arada sevgilim. Konuştukça daha da azdırıyordu beni. Kıçımın ne kadar tahrik edici olduğunu anlatıyordu bana. Ona götümü verip vermeyeceğimi soruyordu bana. Ahhhh Beynime giriyordu sanki sözleri. Sonra öyle bir şey yaptı ki, kopardı beni sevgilim. Kalçalarımı mıncıklayan ellerinden birini aşağı indirdi ve eteğimin altına soktu. Orta parmağı kalçalarımın arasına girmişti sevgilim. Uçuyordum. Ve birden götümü buldu parmağı. Hafif hafif bastırıyor, okşuyordu. İşte o zaman tam bittim. Ohhhh orgazm oldum o zaman. Tanrım herkesin içinde orgazm oldum. Gözlerim karardı sevgilim. Ahhhh orgazm oldum. Mmmmmnhhhhhh."

Şimdi de orgazm oluyordu yine. Amının dudakları açılıp kapanıyor, yarağımı adeta sağıyordu. Bir top gibi patladım içinde. Bir zevk girdabının içinde kaybolmuş gibi ikimiz de sarsılıyorduk...

Bir süre ne kımıldayabildik ne de konuşabildik. Ama ben kendimi karımdan önce toplamayı başardım.

"Sonra seni kendi masasına götürmek istedi ama sen gitmedin." dedim "Neden?"

"Gidemezdim sevgilim. Korktum açıkçası."

"Neden korktun?"

"Gidersem ne olacağını bilemiyordum."

"Ne olabilirdi ki, orada herkesin içinde?"

"Ohhhh sevgilim bilmiyorum. Pistte yaptıklarını da herkesin içinde yapmıştı, unutuyor musun? Hem o masada başkaları da vardı. Arkadaşları."

"Belki de hepsi mıncıklardı seni."

Bu son söylediğim karımın vücudunun birden yeniden hareketlenmesine yol açtı. Kalçaları hafif hafif kımıldanmaya, çalkalanmaya başladılar yine.

"Ohhhhhhhh." diye inledi, "Mutlaka öyle olurdu sevgilim. Ohhhh mutlaka."

"Görüyorum ki bunun fikri bile tahrik ediyor seni. O zaman neden korktuğunu anlayamıyorum sevgilim."

Kendini yeniden sikişmeye kaptırmıştı karım. Gözleri yarı kapalı, sikimin üstünde yeni bir dansa girişmişti. Bu kez götündeydi yarağım. O küçük delik kapanıp açılıyor, yarağımı eziyordu. İki eliyle omuzlarımı tutmuş, ayak parmaklarının ucunda yükselmiş, yine dans ediyordu üstümde.

"Neyse." dedim soluk soluğa, "Bir şeyi kaçırmış sayılmayız hala. Yarın akşam var önümüzde."

Sözlerim, Sonay'ın üstünde müthiş bir etki yarattı. Tüm vücudu sarsıla sarsıla Orgazm olmaya başladı yeniden. Götü yarağımı öyle bir sıkmıştı ki, ben de tutamadım kendimi. Tohumlarım karımın karnının derinliklerine bir kere daha fışkırmaya başladım. Öylece yığılıp kaldık.

Pazar günü hem ben hem de Sonay, biraz gerilimliydik. Ama galiba benim gerilimim karımınkinden bir hayli fazlaydı. Gece kulübünde yaşadıklarımız gözümün önünden, sonra Sonay'la odamızda yaptıklarımız ve konuştuklarımız kafamın içinden gitmiyordu bir türlü. Sabaha kadar defalarca orgazm yaşamış olmama rağmen, bunlar her aklıma geldiğinde yarağım yeniden kazık gibi kesiliyordu aniden. Kısacası, durumum berbattı.

Sonay da sabah kahvaltıya inerken elimi sıkı sıkı tutmuş ve sanki beni bırakmak istemiyormuş gibiydi. Üstünde Beyaz bir t-shirt vardı yalnızca. Penye kumaş ancak kalçalarını örtebilecek uzunluktaydı ve altına hiçbir şey giymemiş olduğunu anlamak için şöyle bir bakmak bile yetiyordu. Deniz kenarındaki masalardan birine oturduğumuz anda geceki İtalyan asker grubunun, yalnızca birkaç masa ilerimizde oturduğunu fark ettik ikimiz de. Ama asıl onlar bizi fark etmişti tabii. Koyu renkli aç gözler, siker gibi dikilmişti karımın üstüne.

"Sevgilim, " dedi karım, "Buradalar işte. Nasıl bakıyorlar bana görüyor musun?"

Yalnızca başımı salladım yanıt olarak. Yarağım yeniden kazık gibi olmuştu ve en azından etraftakilere bunu çaktırmamaya çalışıyordum. Sonay ise neredeyse tam tersine bir tutum içindeydi. Hafifçe onların tarafına dönerek bacak bacak üstüne attı. Beyaz, yüksek topuklu ve dekolte terliklerinin olduğu gibi ortada bıraktığı ayağını, hafif hafif oynatmaya başladı. Aramızdaki masa nedeniyle göremiyordum ama, eteğinin alabildiğine sıyrıldığından ve İtalyanların gözlerinin önünde müthiş sik kaldırıcı bir manzara bulunduğundan emindim.

Kısacası o sabah kahvaltı, benim için bir keyif değil azap oluyordu. Bunun tek nedeni de o anda en çok istediğim şeyi yapamıyor olmamdı yalnızca. O da karımı yatırıp hemen sikmekti tabi isteğim. Sonay, sanki bunu anlamış gibi bakıyordu yüzüme. Onun yüzünde de içindeki sikilme isteğini açıkça belli eden o müthiş ifade vardı.

Çabuk yedik kahvaltımızı. Benim için gerçekten de dayanması zor bir durumdu zaten. Aslında dönüp İtalyanlara bakmak, onların karımın üstünde dolaşan o siker gibi bakışlarını görmek istiyordum ama, bunu açık açık yapmanın pek de şık olmayacağını düşünerek kendimi kontrol altında tutmaya çalışıyordum. Bereket Sonay imdadıma yetişti çok geçmeden.

"Sevgilim." dedi buram buram şehvet kokan bir sesle, "Odamıza çıkalım mı?"

Ama ben ona kolaylık göstermek istemiyordum açıkçası.

"Neden bebeğim?" diye sordum, "Rahatsız mı oldun?"

"Hayır sevgilim rahatsız olmadım. Ama canım çok sikilmek istiyor yine."

"Ben onların sana nasıl baktığını göremiyorum bebeğim. Bu yüzden merak da ediyorum biraz. Ne yapıyorlar ki seni bu hale getirdiler? Bak şimdi daha da meraklandım."

"Gözleriyle sikiyorlar beni sevgilim. Karını gözleriyle sikiyorlar. Nasıl ıslandığımı anlamışsındır.

"Bana mı vermek istiyorsun, yoksa onlardan birine mi?"

"Bana böyle gereksiz şeyler soracağına hadi odamıza çıkalım da kime vermek istediğimi kendin gör o zaman sevgilim, " dedi karım, "Lütfen hadi hemen çıkalım olur mu?"

Zaten dayanacak halim yoktu benim de. Ama onun dediği gibi hemen kalkabilecek durumda da değildim bu arada. Yarağım üzerimdeki şortu yırtmak üzereydi çünkü. Üstelik yanımda önüme tutup durumu maskeleyebileceğim hiçbir şey de yoktu bu sefer. Dikkatimi dağıtmaya çalıştım ve yanımızdan geçmekte olan garsonla konuşmaya başladım. Beş dakika sonra ayağa kalkabilecek duruma gelmiştim biraz.

Sonay önümden yürüyordu ve içeriye girebilmek için İtalyan askerlerin masasının yanından geçmemiz gerekiyordu. Onların hala karımın üstünde dolaşan aç bakışları bile zaten yarağımı tekrar kaldırmak için yeterliydi ama, şimdi bir de böyle arkadan baktığımda Sonay'ın çalkalanan kalçaları vardı. T-shirt zaten doğru dürüst gizlemiyordu bir şeyi. Kendimi asansöre zor attım kısacası. Bereket başkaları da vardı ve böylece katımıza çıkana kadar soluklanma fırsatı buldum.

Odamıza girer girmez bir kaplan gibi saldırdı bana karım. Kolları boynuma dolanmış, vücudu vücuduma yapışmıştı adeta. Ateş gibi yanıyordu. Sonra bir adım geri atıp adeta telaşla üstümdekileri çıkarmaya başladı. Şortum ve gömleğim çıkınca da ben ayakkabılarımı çıkararak ona yardımcı oldum. Peşinden göğsümden itip yatağa düşürdü beni. Yüzünde öylesine müthiş ve şehvet dolu bir ifade vardı ki, yalnızca seyrederek kafayı yiyebilirdim.

Ama buna fazla izin vermedi Sonay. Üstüme adeta atladı ve bir anda artık çatlama noktasına gelmiş durumdaki sikimin üstüne oturuverdi. Öylesine ıslaktı ki, bir anda taşaklarıma kadar yutuverdi yarağımı. Ve aynı anda da tüm vücudu dalga dalga sarsılıp, kıvranmaya başladı. Boşaldığını hissediyordum. Gözleri yarı kapalı, başı yana devrik, inliyordu.

Elimden geldiğince kendime hâkim olmaya çalışıyordum ben de. Gerçekten de çok tahrik olmuştu karım. Yine de kendimi tutmayı başardım. Sonay durulup üstüme yığıldıktan sonra da yavaş hareketlerle onu sikmeye başladım. Bu, onun yeniden tutuşmasına yetip de arttı bile. Tekrar sikimin üstünde dans etmeye başlamıştı işte.

"Aşkım, sikin çok güzel." diye inledi birden, "Çok güzel."

"Ama aklın hala kaldırdığın öbür siklerde değil mi bebeğim?"

O zaman tüm vücudu bir kez daha titremeye, kasılmaya başladı Sonay'ın. İnanılmayacak şekilde yine orgazm oluyordu. İtalyanların siklerini hatırlatmam yetmişti bunun için. Bir kez daha yığıldı üstüme.

Kımıldamadan öylece durup onun biraz kendini toplamasını beklemeye başladım. Derin derin soluklanıyordu.

"Senin askerlerin kahvaltıda neler yaptığını göremedim ben biliyorsun, " dedim sonra da "Sırtım dönüktü onlara. Anlatsana biraz bebeğim."

"Beni tahrik ettiler."

"Bence asıl sen onları tahrik ettin galiba bebeğim. Yanılıyor muyum?"

"Evet sevgilim, " dedi karım, "Siklerini kaldırdım. Ama onlar da öyle bir bakıyordu ki, ben daha çok tahrik oldum sonunda. Siker gibi bakıyorlardı sevgilim. Hele bir tanesi, gözümün içine baka baka şortunun üstünden sikini sıvazlamaya başlayınca, iyice koptum ben de."

"Seni sikmek istediklerini açıkça belli ettiler yani."

Yine heyecanlanıyordu Sonay. Vücudu yavaş yavaş hareketlenmeye başlamıştı. Kalçaları, belli belirsiz oynuyordu ve hala amına gömülü duran yarağım bu hareketlerden nasibini alıyordu tabii.

"Hoşuna gidiyor değil mi bebeğim?" diye bastırdım biraz daha.

Ama alabildiğim tek yanıt hafif bir inilti oldu. Bu arada kalçaları daha çok oynamaya başlamıştı. Aslında yanıtı bildiğim bir soru sorduğumun farkındaydım tabii. Elbette ki tüm bu olup bitenler son derece hoşuna gidiyordu karımın. Bu o kadar belliydi ki.

Ama benim de işin peşini bırakmaya niyetim yoktu bu arada.

"Peki sen de istiyor musun?" diye sordum bu sefer de.

Yanıt yalnızca derin bir inilti oldu. Kalçaları da daha çok hareketlendiler.

"Söylesene bebeğim, " diye ısrar ettim, "İstiyor musun sen de? Hadi söyle bebeğim. İstiyor musun onların seni sikmesini?"

Sonay'ın bu seferki yanıtı, göğsümden kalkıp yeniden sikimin üstünde oturmaya başlamak oldu. Gözlerini gözlerimin içine dikmişti.

"Çok korkuyorum sevgilim." dedi sonra da.

"Neden korkuyorsun ki bebeğim? Sikilmekten mi korkuyorsun?"

"Hayır sevgilim. Seni incitmekten korkuyorum. Sen benim kocamsın, sevgilimsin. İncinmeni istemem."

"Ve aynı zamanda da sikilmek istiyorsun bebeğim, öyle mi?"

"..."

"Ama beni incitmekten korkmana gerek yok ki bebeğim. Birilerinin seni sikmek istemesi beni ne hale getiriyor, farkında değil misin? Hissetmiyor musun içindeki sikimin ne kadar kalkmış olduğunu?"

"Evet sevgilim. Hissetmez olur muyum? "

Şimdi iyice hareketlenmişti karımın kalçaları. Sikimin üstünde yeni bir dansa başlamıştı sanki. Ağzından küçük çığlıklar kaçırarak kalçalarını yukarı aşağı oynatıyor, yarağımı içine alıp çıkarıyordu yeniden. Tanrım, konuşmam bile müthiş tahrik ediyordu Sonay'ı. Gözlerini kapamış, başı göğsüne düşmüş, büyük bir hırsla sallanıyordu sikimin üzerinde. Son darbeyi indirmenin zamanı gelmişti yani.

"İçindekinin benim değil de o İtalyanlardan birinin yarağı olduğunu hayal etmiyor musun şimdi bebeğim?" diye sordum birden.

"Evet." diye bağırdı karım, "Immmmmhhhhh evet, evet, evet."

Tüm vücudu dalgalanmaya başlamıştı. Artık ben de tutamazdım kendimi. Tohumlarımı, yarağımı bir mengene gibi sıkıştıran amının en dibine fışkırtmaya başladım. Bunu hissetmek Sonay'ı da kopardı. Sarsıla sarsıla oda boşalmaya başladı.

Sonra kelimenin tam anlamıyla bitkin düştük ikimiz de.

Kendime geldiğimde karımla sarmaş dolaş yatıyorduk. Başını göğsüme gömmüştü. Ben hareketlenince yüzünü kaldırıp gözlerimin içine baktı. Sanki bir suçlu çocuk ifadesi vardı o güzelim yüzünde. Dudaklarımı dudaklarına yapıştırıp onu öpmeye başladım.

Bana sımsıkı sarılmış, öpüşlerime büyük bir ateşle karşılık veriyordu. Yeniden şehvetten alev alev bir hale gelmesi için yalnızca küçücük bir kıvılcımın yetebileceğini görüyordum. Ama bir taraftan da dikkatli olmam gerektiğinin farkındaydım. Nerdeyse akşam olmak üzereydi.

"Sanrım artık kalksak iyi olur sevgilim" Dedim. Bana daha da sokuldu

"Ohhhh sevgilim, " dedi kısık bir sesle, "Seni o kadar çok seviyorum ki."

"Bende" dedim dudaklarını öperken

Banyoya girerek bir duş alıp akşam yemeğini yemek için dışarı çıktık. Bu gece otelde kalacaktık. Restoranda yemeğimizi yedikten sonra iki kadehte şarap ısmarladım Garson

"Efendim terasımız çok güzeldir isterseniz şaraplarınızı orada içmenizi tavsiye ederim." Diyerek gitti.

Restorandan direk otelin terasına çıkılıyordu. Teras gerçekten de garsonun dediği kadar vardı. Çevreyi seyretmeye başladık. Terasın odlukça güzel bir manzarası vardı. Otelimiz ise yeşillikler ve mavilikler içinde bir oteldi. Otelin arkasındaki ormandan gelen temiz hava ile denizin kokusu birbirine karışmıştı.

Bu arada garson şaraplarımızı getirmiş Şaraplarımızı içtikten sonra terasta biraz daha oyalanıp doğruca odamıza çıktık. Eğer o İtalyanların olduğu bara bir kez daha gidersek biliyorum ki karım kendini tutamayacaktı.

O akşam sabah 4'e kadar seviştik. İkimiz de kıtlıktan çıkmış gibiydik. Seks yüzünden yemek yemeyi bile unuttuk, karnımız çok acıkmıştı. Öyle ki kahvaltıyı bile bekleyemedim ben. Sonay'a ben büfeye gidiyorum, varsa tost yaptıracağım, ister misin? Dedim. O da "Hayır aşkım." Dedi, daha ben çıkmadan uyuyuverdi.

Büfeye giderken yorgun ancak oldukça mutluydum. Otelin yakınında ki büfeden bir tost yaptırıp açlığımı bastırdım, geldim odaya. Sarıldım karıma ve tekrar uyudum.

Uyandığımızda öğlen olmuştu. Kahvaltıyı kaçırdığımız için ilk olarak öğlen yemeği yiyelim dedik. Çevredeki restoranların birinde güzel bir yemek yiyip çevreyi gezdik biraz. Sonra da otele dönerek mayolarımız aldık ve otele ait olan plajda denize girip yorulana kadar yüzdük ve sonrasında da odamıza çıkarak dinlendik. Hatta bir iki saat uyumuştuk bile.

Akşama doğru duşlarımızı alıp giyindikten sonra yemek için aşağı indik. Bugün etrafı dolaşacaktık biraz

Tam otoparka çıkıp arabaya gidiyorduk ki Sonay cep telefonunu odada unuttuğunu söyledi.

"Ya boş ver ne gerek var" dedim, "Tatildeyiz."

"Yok olmaz dedi, Annemler arayacaktı bugün şimdi açmazsam, merak ederler."

"İyi o zaman ben arabada bekliyorum git al."

Karım çıkalı birkaç dakika geçmişti ki odanın geriş kartının bende olduğunu fark ettim. Yetişmek için hızla karımın peşinden koştum fakat yetişememiştim. Odamıza vararak kapıyı cebimdeki kartla açtım baktım odada yoktu. Ancak banyodan şakır şakır su sesi geliyordu acaba duşa mı girdi diye düşünerek banyoya yöneldim. O anda gördüklerim karşısında bir anda afallamış şaşkına dönmüştüm. Karım gencecik bir çocuğun sikini ağzına almış iştahla emiyor, beni otelin temizlik görevlisi ile aldatıyordu. Ne yapacağımı ne edeceğimi bilemeden öylece kala kalmıştım. Çocuk

"Ah oh harikasın abla" diye sesler çıkarınca kendime geldim. Çocuk bir yandan sikini daha derinlere sokabilmek için karımın kafasını eliyle kasıklarına doğru bastırıyor, bir yandan da

"Ohhhh abla öyle güzel emiyorsun ki! Çok teşekkür ederim... Çok teşekkür ederim." Diye inliyordu.

Karımı o şekilde görmek bana garip bir zevk vermiş az önceki şaşkınlığımda geçmişti. Farkına varmadan kazık gibi olan yarağımı okşamaya başlamıştım. Birden çocuk sikini karımın ağzından çekerek

"Geliyorum abla!" Diye inlemeye başladı. Çok geçmeden de spermlerinin hepsini karımın suratına boşalttı. Sonay son bir hamleyle çocuğun sikini ağzına alıp yaladı böylece sikin etrafında kalan spermleri de son kırıntısına kadar yutmuş yarağı iyice temizlemişti. Karımınsa eli yüzü ve elbisesinin her yeri sperm olmuştu.

Ben aceleyle toparlanarak oradan uzaklaştım çünkü beni görmesini istemiyordum. Arabaya binerek karımı beklemeye başladım. Bir yandan da olanları balayından bu yana yaşananları düşünüyordum Beklediğimden ve tahmin ettiğimden çok daha değişik bir karım vardı. Bunun iyimi kötümü olduğuna karar verememiştim. Kötü tarafı artık biliyordum ki orospu bir karım vardı ve eminim benden önce birçok kişiye vermişti ve bundan sonrada verecekti. İyi tarafı ise seks konusunda kurduğum gerçekleştirmeyi hayal bile edemeyeceğim her türlü fanteziyi karımla çok kolay gerçekleştirebilecektim.

Şimdi ben nasıl davranacağıma karar vermeliydim. Çünkü artık işler fantezi ve başkalarını tahrik etme boyutundan çıkmış farklı bir aşamaya gelmişti. Sonunda kararımı verdim. Biraz önce yukarıda gördüğüm manzara karşısında duyduğum heyecan ağır basmıştı. Üstelik karımı seviyordum da ben.