Uzun bir hikaye Sonay ve Serkan 02

Story Info
Alıntı Hikayelerden Oluşmuştur.
10.8k words
4.33
10.2k
1
0
Story does not have any tags

Part 3 of the 3 part series

Updated 06/10/2023
Created 06/04/2020
Share this Story

Font Size

Default Font Size

Font Spacing

Default Font Spacing

Font Face

Default Font Face

Reading Theme

Default Theme (White)
You need to Log In or Sign Up to have your customization saved in your Literotica profile.
PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here

Onur karımı sikerken terden sırılsıklam olmuştu bir eliyle beline sarılmış diğeri ile göğüslerini sıkıp elliyordu. Ben Onur'un karımı sikişine konsantre olmuş sanki büyülenmiş gibi bir elim yarağımda müthiş zevk alarak onları izliyordum. Onur karımı kucaklayarak koltukların üzerine yatırıp bacaklarını aralayıp tekrar sikmeye başladı. Karımın dizlerini yukarı bükmüş yüzü koyun üzerindeydi ellerini karımın altından sokup kalçalarını sıkıca tutup iki yana açarak tüm gücüyle sikiyordu. Karım ise çığlık çığlığa boşalıyordu.

"Yarağı çok güzel yarağı müthiş sevgilim bu delikanlının yarağı çok güzel defalarca boşaldım harika sikiyor beni götümü de siktiricem bu yarağa mutlaka götümü de siktiricem."

Karım en az iki kere daha boşaldıktan sonra Onur karımın amından çıktı karımın götünü yalamaya başladı. Karımın götünü dün gece siktiğim için alışık ve yumuşaktı. Onur karımı domalttı karımın zevk suları ve Onur'un tükürüğü ile ıslanmış sikini karımın götüne dayadı bir hamlede ve sertçe soktu ve dibine kadar sokup çekmeye başladı. Karım

"Oooooooohhhhhhhh ne güzel girdi içime gördün mü karının götüne nasıl soktu sikini ooohh götüme çok güzel girdi kocacığımmmm. Ooooohhhh ne güzel sikiyor karını harika sikiyor aşkım bu çocuk karını. Dibine kadar sokuyor senin de hoşuna gidiyor değil mi aşkım."

Gerçekten hoşuma gidiyordu ve onları izlerken nasıl boşaldığımı hatırlamıyordum bile ama yarağım hala dimdikti.

Burada başka kadınları da sikmiş miydi bilmiyorum ama tam bir profesyoneldi bu genç adam. Karımın bacaklarını neredeyse yüzlerine dayayarak iki büklüm yapmış hızlı bir şekilde sokup sokup çıkarıyor ve bir türlü boşalmıyordu.

Bu sevişme başlarken bu kadar hoşuma gideceğini düşünmemiştim ama şimdi sanki ben sikiyormuşum gibi zevk alıyordum, hata daha da fazla. Gözümü Onur'un karımı sikişinden ayıramıyordum. Onur karımı domaltmış sertçe sokup çıkarıyordu karımın götüne.

"Görüyor musun aşkım bana neler yapıyor beni uçuruyor nefis sikiyor beni oooooohhhhhh götümü adeta parçalıyor yarağı doyuruyor."

Onur iyice gerildi kendini kasıyordu boşalmak üzere olduğunu anladım sikini dibinden sıkıca kavrayarak birden karımın götünden çıkardı yarağı adeta taş kesilmiş damarları patlayacak gibiydi başı mosmor olmuştu. Karımınsa götü iyice açılmış sanırım fincan ağzı kadar vardı. Bir anda Sonay'ı saçlarından tutup kendine doğru çekti ve yüzüne doğru boşalmaya başladı. Karım ağzını iyice açmış tüm spermleri ağzına doldurmaya çalışıyordu.

Sonunda Onur'un o inanılmaz sertlikteki yarağı yumuşamış ve bitkin düşmüştü. Karım ise ağzından taşan spermlerle ve yüzündeki mutluluk ifadesi ile mükemmel görünüyordu. Ağzındaki dölleri yuttuktan sonra bana bakarak gülümsedi

"Bir dahakine ikinizi de istiyorum kocacığım ikiniz birden sikin beni olur mu?"

"Tamam aşkım!" Dedim.

"Biriniz amımı sikerken diğeriniz götümü siksin. İkinizin sikini aynı anda yalamak istiyorum ikinizin sikini da içimde istiyorum, dölleriniz ağzımda birbirine karışsın istiyorum."

Ertesi gün uyandığımızda saat 10 olmuştu aşağı restorana inerek kahvaltımızı yaptık sonrada mayolarımızı alarak denize girdik. Hemen yan tarafımızda bir çift çocukları ile oynuyor kadın arada bir bizden tarafa kaçamak bakışlar atıyordu. Kumsalda çocuğun oynadığı küçük top yuvarlanarak yanımıza kadar geldi çocukta peşinden güleç yüzlü tatlı bir erkek çocuğuydu. Sonay topu çocuğa uzatırken adın ne bakayım senin ne tatlı şeysin sen böyle diye sevmeye çalıştı. Derken annesi yattığı yerden kalktı ve

"Oğlum ne yapıyorsun sen? Amcayla ablayı rahatsız etme!"

"Yok annesi ne rahatsızlığı, topunu alıyordu sadece." Dedi. Sonay çocuğun yanığını okşayarak, Kadın

"Tamam, o zaman, topunu al, ama bir daha rahatsız etme!" Dedi. Ve bizden özür dileyerek çocuğun elinden tutup götürdü. O sırada kadının kocası da bize bakıyor, dinliyordu....

Sonra biz denize girdik, Denizden çıktığımızda çocukla annesi de kumla oynuyorlardı. Sonay'da da yanlarına oturdu, kadınla tanıştı. Kadının adı Serpilmiş. Biraz irilideki yazlıklarda oturuyorlarmış. Otelin sahibi kadının kocasının arkadaşı olduğu için onlarda otelin tesislerinden ücretsiz olarak yararlanıyorlarmış.

Ben elimdeki havluyu Sonay'ın sırtına dolayıp, sonra da şezlonga gidip uzandım. Onlarsa çocukla oynuyorlardı. Her tarafları kum olmuştu. Biraz oynadıktan sonra, Sonay kalktı kumlardan temizlenmek için denize doğru yöneldi. Serpil de

"Bekle Sonay, ben de geleyim!" Dedi, beraber denize girdiler. Denizde temizlenip çıktılar, Serpil kocasının yanına gitti, Sonay da benim yanına gelip uzandı. Biraz sonra Serpil'in kocası dondurma almış gelmiş, çocuğa karsına ve bize verdi. O sayede onunla da tanıştık, adı Burak imiş. Sohbet filan derken, Serpil de geldi, hep birlikte konuşmaya başladık.

Artık akşam olmaya başlamış, saat 20:00 civarı idi. Bu arada Sonay'ın Burak'ı bayağı süzdüğünü gördüm, adam hoşuna gitmişti belli ki. Burak'ın bakışlarından, onun da Sonay'dan hoşlandığı belliydi. Kalkarken,

"Akşam beraber yemek yiyelim!" Dediler. Biz de "Olur!" Dedik ve buluşmak için sözleştikten sonra otele doğru yola çıktık. Otelde duşumuzu yaptık, giyindik, kuşandık, saat 22:00 gibi dedikleri yerde buluştuk. Güzel bir restoranda oturduk, yemek yedik, sohbet muhabbet ettik. Sonra kalktık bir Kafeye gittik bir şeyler içtik, sonra vedalaştık...

Ertesi gün denize gittik, onlar da geldiler, yine sohbet muhabbet. Arada denize girip çıktık. Ama adam hep Sonay'a bakıp, onu tepeden tırnağa süzüyordu. Serpil'i de ben süzerken birkaç defa Sonay'a yakalanmıştım.

Onur ve Serpil denize girdiklerinde

"Ne o beğendin galiba Serpil'i bakıp duruyorsun." Dedi.

"Nolmuş adam da sana bakıyordu?"

"Kısasa kısas diyorsun yani."

"Ehhh yani."

"Allah ve hoş kadın ama"

"Bence de öyle." Dedim.

"Ama biliyor musun Serpil'de senden etkilendi galiba seni süzerken kaç defa yakaladım! Hatta bir keresinde kalkmış sikine bakıyordu."

"Yok artık daha neler! Kadının işi gücü yok, benim yarağıma mı bakacak? Hem kocası devamlı yanında üstelik kocası Gayet yakışıklı bir adam!"

"Eeee sende yakışıklısın nolmuş ama bende adama bakıyorum." Deyip şuh bir kahkaha attı.

"Kızım korkulur senden." Dedim.

Bir müddet sonra Burak ve Serpil geldiklerinde artık iyice dost olmuş denize sürekli birlikte girmeye başlamıştık. Öğleden sonra vedalaşarak bizler odamıza onlarda evlerine gittiler

Aradan 3-4 saat geçtikten sonra Burak beni cepten aradı,

"Bugün görüşelim mi?" Dedi. Ben de

"Olur!" Dedim. Akşam otelin yakınındaki bir barda buluştuk, Eğlendik, içtik, dans ettik, oynadık, kurtlarımız döktük. Oradan çıkınca onlar,

"Hadi bize gidelim, birer kahve içelim, kendimize gelelim!" Dediler. Zaten içmeye gideceğiz diye ben arabayı almamıştım.

"Tamam!" Dedik, onlara gittik. Yolda sohbete devam ederek evlerine geldik. Dubleks iki kattan oluşan çok güzel evleri vardı. İçeri girdiğimizde, Serpil

"Siz oturun, biz üstümüzü değiştirip gelelim!" Dedi. İçeri giderken Burak'ta, "Orda dolapta Viski var, içerseniz alın, kendi eviniz gibi davranın, çekinmeyin!" Diye ekledi. Sonay

"Kahve içmeye geldik, içki içmeye değil." Deyince. Burak,

"Kahveleri Serpil yapacak nasılsa, siz o zamana kadar boş durmayın!" Dedi.

Sonay kalktı, bir duble kendine, azda bana getirdi.

5 dakika sonra Serpil geldiğinde üstüne ince tek parça penyeden, çiçek desenli, diz üstü, gecelik gibi, vücudunu saran dar bir elbise giymişti. İçinde sutyen de yoktu ve göğüs uçları belli oluyordu.

"Böyle giyindim, ama siz yabancı değilsiniz, zaten denizde bikiniyle gördüğünüz için."

"Aşk olsun canım ne kusuru dediğin gibi biz yabancı mıyız?"

"Ben kahveleri yapıp geliyorum, Burak'ta gelir şimdi, duşa girdi!" Dedi ve yanımızdan ayrılarak mutfağa doğru giderken kalçalarına baktım. Penye elbisesinin altından dolgun kalçaları gayet hoş görünüyordu. Serpil'in kalçalarına baktığımı karımda fark etmiş olacak ki

"Hayırdır aşkım o kalçaları birazdan nasıl sikeceğini mi hayal ediyorsun yoksa?"

"Anlamadım!"

"Serpil'in kalçalarını diyorum."

"Nolmuş?"

"Aşkım içine düşeceksin kadının nerdeyse. Ama merak etme oda kendini sana siktirmek için yanıp tutuşuyor."

Tam cevap verecektim ki Burak'ta üzerinde penye bir capri ile geldi. "Tekrar hoş geldiniz!" Diyerek. Hoş bulduk derken Serpil'de geldi

"Kahveler de geldi!"

Oturduk kahvelerimizi içerken sohbet muhabbet gırla gidiyordu, bir ara Burak,

"Bir fıkra anlatmak istiyorum, ama biraz açık, eğer dinlemek isterseniz anlatayım?" Dedi. Sonay'la birbirimize baktık ve mecburen,

"Anlat!" Dedik. Bol küfürlü, belden aşağı bir fıkra anlattı. Sonra birkaç tane daha anlattı. Bu arada Serpil benim karşımda oturuyordu, bir ara bacaklarını araladığını gördüm, ki o anda altına külot da giymediğini fark ettim. Ara ara komple açıyor, arada bacak bak üstüne atıyor ve bana bakıyordu. Sonay'a baktım, o da arada Serpil'in bacaklarına ve bacak arasına bakıyor, süzüyor, sonrada bana "Nasıl ben demedim mi?" Der gibi Serpil'i işaret ediyordu.

Serpil orospusu ise beni baştan çıkarmaya çalışıyor ve işi de biliyordu orospu... Burak'ta devamlı Sonay'ı süzüyor, resmen gözleriyle soyuyordu karımı. Bu Sonay'ın da hoşuma gitmiyor değildi hani, nede olsa adam gerçekten yakışıklı idi, yakışıklı olduğunu Sonay bile söylemişti. Bir ara Sonay lavaboyu sordu, Burak hemen kalktı,

"Sonay göstereyim, buyurun!" Diyerek yolu gösterdi. Sonay önden geçti, o arkadan Sonay'ı takip ediyordu. Ama gözlerinin karımın kalçalarında olduğunu tahmin edebiliyordum, üstünde zaten kalçalarını sergilediği, dizinin 1-2 parmak üstünde siyah, hafif yırtmaçlı, üstüne oturan etek vardı. Serpil'le ben da salonda yalnız kalmıştık. Bir yanda Serpil'e bakarken aklım bir yandan da ordaydı, acaba orospu karım benim yokluğumda Burak'a ne orospuluklar yapıyor, onun aklını çelmeye çalışıyordu kim bilir.

As sonra Burak tekrar salona dündü. Hiçbir şey söylemeden direk Serpil'in yanına oturarak karısının dudaklarını öpmeye başladı. Serpil ise itaatkâr bir tavırla kocasının öpücüklerine karşılık veriyordu. Serpil bir ara dudaklarını Burak'tan kurtardı ve yanında duran ayaklı lambanın reostasını biraz daha kıstı. Ortam iyice loşlaşırken bir hamlede Burak'ın kucağına çıktı. Kısacık elbisesinin kapatamadığı biçimli kalçalarını kocasının önü kabarık kucağına yerleştirdi güzelce... Burak'ın gömleğinin düğmelerini çözerken, kalçaları sürekli kıpırdanıp duruyor, bacaklarının arasını altındaki kabarıklığa sürtüyordu. Burak tüm yönetimi ona bırakmıştı.

Bu arada Sonay da lavabodan gelmiş ben le birlikte oturduğumuz koltukta hemen önümüzde oldukça ustalıkla sergilenen mizanseni izliyorduk. Sonay arkasına yaslanmış, eli gömleğinin üst düğmelerini çözerek sutyenin içine girmişti. Titreyen parmaklarıyla kendi memelerini okşuyordu. Parlayan gözlerle, arzuyla aralanmış ıslak dudaklarıyla izliyordu onları... Benim yarağım de pantolonumun içinde taş kesilmişti. Elimi önüme atıp rahatlatmaya çalıştım.

Serpil askılısını omuzlarından sıyırdıktan sonra parlak ve yumuşak kumaş yavaşça beline doğru indi, içinde sutyen yoktu. Yüzü Burak'a dönük olduğundan memeleri gözükmüyordu ama sırtı muhteşemdi. Yanılmıyorsam gelmeden önce krem ya da yağ kullandığından, enfes cildi o loş ortamda bile parlıyordu. Nefis bir görüntüsü vardı kadının...

Serpil Burak'ın kulağına benim duyamadığım bir şeyler fısıldıyor, Burak da başıyla onaylıyordu. Bu sırada hareket halindeki Serpil'in iri memeleri yandan görünüyordu. Burak yavaşça Serpil'i kanepeye yatırırken ben de Serpil'in iri ve diri nefis memelerini nihayet görebildim. Bu sırada Burak ve Serpil öpüşürken Burak kızın ayağındaki tanga külotu çıkartmaya çalışıyordu. Birden Serpil'in adımı seslendiğini, beni yanına çağırdığını duydum. Ağır ağır kalkıp iki sevgilinin yanına doğru gittim. Serpil

"Lütfen külotumu çıkartır mısın?" Dedi.

Burak yana çekilmiş memelerini öpmeye başlamıştı Serpil'in... Önce ayaklarını elime alarak o nefis ayaklarını öptüm, kendine has harika mis gibi ayak kokusunu kokladım. Dilimi önce başparmağında sonra diğerlerinde sonra da topuğunda gezdirdim. Bu arada eteği iyice sıyrılmış Kenarı ipli, siyah parlak külotu meydana çıkmıştı. Yavaşça bacaklarını okşamaya başladım. Bu arada ellerimi gezdirdiğim yerlerde daha sonra da dudaklarımı gezdiriyordum. Serpil sevgilisi memelerini yalarken, ben harika bacaklarını okşayıp öperken zevkle kıvranıyordu. İç çekerek inledi,

"Külotumu da çıkart lütfen..." dedi. Yavaş yavaş onu da çıkardığımda ise bacaklarını aralayarak sadece

"Hadi... Gel..." dedi bana...

Uzanıp külotunu tamamen çıkardım ve sikimin kafasını Serpil'in kaymak gibi, adeta ışıl ışıl parlayan kadınlığının ağzına dayadım. Bu sırada Burak hem bizi izliyor hem de Serpil'in memelerini emiyordu.

Sonay ise arkamda kaldığından onu göremiyordum. Bir an kafamı çevirdiğimde Sonay'ın da çırılçıplak soyunup bizi izlerken, bir yandan da kendisiyle oynadığını gördüm. Erotik film izler gibi parmakları kasıklarında memelerinde dolaşıyor, önünde çevrilen filmi izliyordu canlı canlı... Benim ona baktığımı görünce gülümseyerek,

"Devam et aşkım, sik onu... İkiniz beraber sikin güzel orospuyu..." dedi şehvetten çatallanan sesiyle...

Serpil kendini bana doğru ittiği anda sikimin başı yavaşça içeri girdi. Burak bu sırada usulca karısının belinden kaldırınca bana da istediğim açı oluştu ve yavaş yavaş cinsel organının tüm duvarlarına sürtünerek aletimi içeri kaydırdım. Burak karısına

"Güzel mi hayatım? İstediğin bu muydu?" Derken ben içinde gidip gelmeye başlamıştım. Serpil uzun bacaklarını belime sarıp gözleri zevkten kaymış bir şekilde inliyordu,

"Ohhh... Evet... Kocacığım... Bu... İstediğim buydu... Senin yanında bunu yapmak... Çok... Çok manyak bir şey... Zevkten ölüyorum şu anda..."

Çok geçmeden Serpil daha fazla dayanamayıp orgazma ulaştı. Ben pompalamaya devam ettim. İyice hızlandım, tam boşalmak üzereydim ki Burak arkamdan,

"Dostum, bekle biraz istersen..." dedi.

Dönüp baktığımda onun da aletini dışarı çıkarıp hazır bir şekilde beklediğini gördüm. O da karısının içine girmek istiyordu. Kendimi frenleyip durdum. Yarağımı içinden çıkarınca bu sefer kocası hoyratça girdi Serpil'e, acımasızca gidip gelmeye başladı. Ben hemen yanlarında bu güzel manzarayı izlerken Sonay yavaşça yanımıza gelerek diğer yandan Serpil'in yanına çöktü ve kızı okşayıp kadınlığını yalamaya başladı. O sırada Burak da Serpil'e girdiği için ikisini de yalayabiliyordu. Pembe ıslak dili hem Serpil'in klitorisinde hem de Burak'ın girip çıkan yarağında dolaşıyordu.

Sonay'ın bir eli kendi amında diğer eliyle de Burak'ın taşaklarını okşadığını gördüğümde onun da uçmaya hazır olduğunu anladım. Az önce boşalmadığımdan hazır ve nazır bekleyen yarağımla hemen karımın arkasına geçtim. Dört ayak yapıp bir hamlede içine giriverdim.

Manzara harikaydı. Serpil kanepede uzanmıştı, Burak onun üstünde ve içinde gidip geliyordu. Sonay sikişen karıkocanın arasına domalmış vaziyette başını sokmuş, ikisini de yalıyor, ben ise karımın arkasında gidip geliyordum. Müzik setinde dönüp duran CD'deki müziğin yanı sıra birbirine çarpan vücut sesleri, inlemeler, feryatlar ortalığı çınlatıyordu. Çok geçmeden peş peşe boşalmaya başladık. Birbirine çarpıp devrilen domino taşları gibiydik. İlk kim başladı bilmiyorum ama, birimizin orgazmı, kasılmaları diğerini delirtiyor, tetikliyordu. Bir yumak gibi birbirimize girdik, serilip kaldık.

Biraz soluklanmıştık ki Sonay Burak'ı yanına çağırdı ve öpüşmeye başladılar. Sonay dudaklarını vantuz gibi emen erkeğin dudaklarından zorlukla kurtarıp,

"Beni yalamanı istiyorum Burak... Amımı yala lütfen..." dedi. Burak çabucak aşağı kayıverdi ve dudaklarını Sonay'ın cinsel organına yapıştırdı, büyük bir iştahla yalarken Sonay gözleri kaymış, başını sağa sola atarken kıvranıyor, inliyordu. Ellerini erkeğin saçlarına attı, okşuyor, çekiştiriyordu. İnlemelerinin arasında

"Nasıl, güzel mi? Amımı yalamak hoşuna gitti mi?" Diye sordu. Burak ise ağzında karımın amını emerken sadece evet anlamında başını sallayabildi.

Onlar karşımızda oral seks yaparken, biz de Serpil ile diğer koltukta onları izliyorduk. Serpil kulağıma eğilip

"Sen Sonay'ın içinde boşalmadın mı az önce?" Dedi. Eli karnımda kasıklarımda dolaştı, sertleşen yarağımı okşadı. Ne demek istediğini anlamıştım. Başımla sevgililerimizi gösterdim,

"Evet, az önce boşaldım ama, baksana şunlara Serpil... Nasıl da iştahla sevişiyorlar... Onları böyle görünce benim de yarağım kalkıyor ister istemez... Canlı porno film izler gibiyiz..."

"Haklısın hadi bizde yapalım" diyerek kucağıma çıktı. Bir yandan öpüşüyor, bir yandan altta havaya dikilmiş yarağımı ıslak amının içine almaya çalışıyordu. Aldı da... Bir süre oturup kalktı kucağımda... Kuvvetli bir inleme sesi duyunca başımı çevirdim. Burak karımın amını yalamayı bırakmış, sikini acımasızca karımın o öpmelere doyamadığım amcığına geçirmiş sert hareketlerle gidip geliyordu.

Serpil kalçalarını hafif hafif oynatıp içinde kazık kesilmiş yarağıma vajina masajı yaparken ben de memelerinin birini bırakıp diğerini yalıyor, emiyor, kalçalarını okşuyordum. Birbirimize zevk alıp verirken bir yandan da karşımızda sevişen eşlerimizi izliyorduk.

Sonunda dayanamadım. Kucağımda inip kalkan Serpil'i bir anda kaldırıp kanepeye uzatarak üstüne çıktım ve sonrada en sevdiğim pozisyon olan bacak omuza pozisyonuna geçtim. İki elimle tuttuğum güzel, pedikürlü ayaklarını öperken içinde gidip geliyordum. Bir müddet bu şekilde siktikten sonra bacaklarını yüzüne doğru yaklaştırarak kalçalarını iyice ortaya çıkardım

Yavaşça aletimi çıkardım, elimi cinsel organına götürdüm. İçindeki ıslaklık ve sıvılarından alıp bolca arka deliğine sürdüm. Arka deliği gerçekten çok çekici gözüküyordu ve hiç ellenmemiş gibiydi.

"Daha önce buradan yaptırmadın mı hiç?" Dedim.

"Hiç anal yapmamıştım. Buraya gelince Burak'la iki gün önce yaptık."

Eğilip amını yaladım, kalçasını kaldırıp arka deliğine indim. Dilimin ucunu gezdirip zorladım biraz...

"İzin verir misin, ben de istiyorum..." dedim yalarken... Kıvrandı Serpil, güldü,

"Peki... Nasıl istersen... Ama çabuk yap, içim boş kaldı..."

Minik delik yalamamla, ön taraftan aldığım sıvılar yardımı ile iyice kayganlaşmıştı. Yarağım de zaten içinden çıktığı için ışıl ışıl ıslak ve kaygandı. Çok zorlanmadan başını soktum. Biraz bekledim. Sonra o yavaşça kendini itti. Sonra biraz daha... Sonra biraz daha... En son ben yüklendim ve kasıklarım kasıklarına dayandı.

"Ahhh..." diye inledi. Acıdan çok, zevk inlemesiydi bu... kocası son birkaç gündür iyice alıştırmıştı anlaşılan... Ağzımda nefis ayakları, karşımda diri memeleri, bacakları omzumda ben de daracık göt deliğinin içindeydim. Gidip geliyordum sürekli... Artık boşalmaya yaklaşmıştım yine ama Serpil pek kolay boşalacağa benzemiyordu arkadan...

Ben minik deliğinde gidip geliyor, ayak parmaklarını yalayıp duruyordum. Onun elleri de sürekli memelerinde parmakları amında klitorisinde çalıştığı halde... Kökledikçe inliyor, çığlıklar atıyordu.

Beraber gelmek istiyordum onunla... Aynı anda... Kasılmalarını yarağımda hissetmek istiyordum. Boşalmak üzereyken duruyor, dinleniyor, ayak parmaklarına ağırlık veriyordum. Kendime gelince tekrar gidip gelmeye başlıyordum götünün deliğinde... Derken benim anlayışlı karım, Sonay imdada yetişti.

Serpil'in zevk çığlıkları atan ağzına kapandı önce, dudaklarını öptü öptü... Sonra aşağıya indi, Serpil'in memelerine... Elleriyle okşadı, dudaklarını da işe kattı. Burak geldi ardından... Karısının bir memesini Sonay yalayıp emerken o da diğerini paylaştı. Zavallı Serpil, üçümüzün arasında zevkten bayılacak hale gelmişti. Artık zevk inlemeleri feryatlara dönüşmüştü,

"Ahhhh... Ne yapıyorsunuz bana böyle? Delirteceksiniz beni... Ooohhh... Çılgınlar... Ölüyorum zevkten..." diye diye kalçalarını indirip kaldırıyor, zevkten kasılan parmaklarıyla memelerini somuran ikilinin saçlarına asılıyordu.

Öldürücü darbeyi aramıza giren karım indirdi. Ben Serpil'i köklerken Sonay de emdiği memeyi bırakıp aşağıya inmişti. Deli gibi Serpil'in klitorisini emiyordu diliyle şaplata şaplata sesler çıkararak... Sona yaklaşıldığını anlayan Burak ise karısının memesini emmeyi bırakmış, diğer tarafta geçip Sonay'ın arkasında yerini almıştı. Damarları fırlamış, parmak gibi olmuş sikini karımın amına daldırmış, kalçalarına parmaklarını geçirip kendine çekiyor, çılgın gibi gidip geliyordu.