Zeliha 06. Bölüm

NOT: ADI GEÇEN KARAKTER VE OLAYLARININ TAMAMI HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE HİÇBİRİ GERÇEK DEĞİLDİR!

Merhaba. Ben Zeliha.

Daha önceki yazılarımda hep ilklerimi yazdım. Bu bölümle birlikte de ilk fazımı tamamlayacağım. Neticede ilk fazımı tamamlamak istiyorum. Daha anlatacağım çok hikayem var.

Seks konusunda deneyim edindikçe, içimdeki utangaçlığımı atıyor ve kendime özgüveni getiriyordum. Artık aile - okul - arkadaş üçgenine cinsel hayatı gizliden olsa içine katmış, keyfimi yerine getirmişti. Lezbiyen ilişkimi Şeyma ile yapıyordum. Kendimi siktireceği zaman da Demir'in yanına gidiyordum. Ayrıca derslerimi aksatmamaya özen gösteriyordum.

Bu anlatacağım hikaye ise ilk dönemin sonlarına doğru yaşandı. 1997'nin son günlerinde, hava iyice soğumuştu. O sıralar final sınavlarında çalışıyordum. Bazı dersler iyi olsa da, belli başlı dersler daha zor olduğundan, kendimi o sınavlara vermiştim. Sınav öncesi son ders gününde ise kütüphanede vakit geçiriyordum. Bir-iki saat olmuştu ve çantamı toparlayarak kantine yemek için uğramaya koyuldum. Koridorlar arasına giderken kariyer kulübünün odası bulunmaktaydı. Önündeki panoda da iş ve staj ilanları yazılıydı. Ben de içeriye girmek için kapıyı çaldım. Buyrun deyince de odaya girdim. Odada bir kız bulunuyordu, adı Nurcan'dı. Kendi üye ilişkilerden sorumlu olarak kulüpte bulunuyordu. Onla sohbet etmeye başladım.

Ben: Merhaba. Orada staj ilanlarını gördüm de, bazı ilanlara daha yakından öğrenmek istiyorum.

Nurcan: Buyrun, sizi dinliyorum.

Ben: Öncelikle stajda ne oluyor, bana anlatabilir misin?

Nurcan: Şimdi şirketler yeni bir çalışan aramak için bazı kıstaslara bakıyorlar. Örneğin bazı şirketler not ortalamalarına bakarken, bazı şirketler ise deneyimlerine göre işe uygunluğunu denetliyorlar. Sen hangi ilanları seçmiştin?

Ben: "A", "B", "C" ve "D". (Aslında onların isimleri var. Ancak şirket tanıtımı yapmak istemediğimden böyle kısaltma uyguladım.)

Nurcan: Öncelikle bu saydıkların içerisinde "C" şirketi teknoloji şirketi ve genelde bilgisayar deneyimi olanlarına öncelik arıyorlar. Sen hangi bölümdesin?

Ben: Endüstri Mühendisliği.

Nurcan: Onlar Bilgisayar Mühendisliği öğrencilerini daha çok tercih ediyorlar, seni almayabilir. Ayrıca "A" şirketi hakkında öğrenciler pek de iyi sözler etmiyorlar. Şansın varsa "B" ve "D" şirketlerini dene. Şu anda ilk sınıf olduğun için o şirketler seni kabul etmeyebilir. Ancak yine de şansını deneyebilirsin.

Ben: Tamamdır.

Nurcan: Peki seni daha iyi tanıyabilir miyim?

Ben: Öncelikle adım Zeliha. 1979 doğumluyum. İlk öğretimini takdirle geçtim ve lisede not ortalamamı yüksek tuttum. Yanlış hatırlamıyorsam 5 üzeri 4,63. Ayrıca rock, basketbol ve seyahat benim tutkumdur.

Nurcan: Öyleyse ben sana özgeçmiş formu ileteyim. Yanlış yapma ihtimaline karşı dört formu da sana iletiyorum. Evine gittiğin zaman bunları doldur, yanına vesikalık fotoğrafı da sağ üste yapıştır. Ondan sonra da kırtasiyede iki mektup zarfı al. Hafta içerisinde de odaya tekrar uğra, bu odada olanlar neler yapacağını söyler.

Nurcan daha sonra odada bulunanları tanıttı. Aktif üyelerden Mehmet'i gösterdi, kendisi mimarlık okuyordu. Diğer yandan Burcu'yu tanıttı. Kendisi etkinliklerin hazırlanmasında sorumlu olmakla birlikte başkan yardımcısıydı. Odada şu anda üç kişi bulunmaktaydı. Sonrasında içerisinde takım elbiseyle gezen birisi, Sercan'ın yanı sıra Demir ile birlikte etkinlik üzerine konuşuyordu. Nurcan'a takım elbiseliyi sorduğumda "Onla da tanıştırayım, kendisi başkanımız Arif. Senle aynı bölümde üçüncü sınıfta." Sonra da Arif'le merhabalaştık ve Nurcan'ın bana verdiği belgelerle birlikte odadan ayrıldık. Daha sonrasında Demir ve Sercan da bana geldi ve şu diyalog geçti:

Demir: Hey Zeliş?

Zeliha: Aaa merhaba Demir, nasılsın?

Demir: İyiyim, sen nasılsın?

Zeliha: Ben de iyiyim.

Demir: Elimde kış partisi için bir davetiyem var. Final sınavlarının sonrasına denk geliyor.

Sercan: Ayrıca elektronik müzik de olacak. En azından seveceğini umuyorum.

Zeliha: Ben Şeyma ile görüşsem olur mu?

O sırada Şeyma yanıma geldi ve o da partinin ne olduğunu sordu. Demir aynısını anlatınca sevinerek kabul etti. Ondan sonra takvime baktım, o gün bir şeye ayarlamadığını görünce ben de kabul ettim. Ondan sonra hep beraber bir yerlere uğrayalım dedik ve Furkan'ın yanı sıra Mina'yı da alarak şehirde dolaşmaya çıktık. Biraz Nişantaşı, Taksim, Harbiye derken Beşiktaş'a doğru yolu saptık çünkü Banu'nun evde bir işi vardı. Nişantaşı'nda yokuş aşağıya uğrarken sol tarafa geçerek Banu'nun evine ulaştık. O sırada Akaretler - Nişantaşı arasındaki sokakta o kadar fiyatlar uçmamıştı. Sokağın oradaysa lise arkadaşımız Mete vardı. O da bize katılarak Banu'nun evine geçtik. Orada bir süre kapıda kaldık ama iş kısa sürdü ve bize Taksim'e doğru geri döndük. İstiklal Caddesi'nde takılırken bir tane bar bulduk ve oraya atladık. Oraya atladıktan sonra birbirlerimizle biraz hal hatır soralım dedik ve aile, spor vesaire anlattık. Bir - iki saat sonra hepimiz evlere dağılmaya başladık. Ancak ben, Demir ve Şeyma, Şeyma'nın evine doğru gitmeye koyulduk. Demir ilk defa gittiği için heyecanlıydı, ancak en azından ben ve Şeyma için kolay bir yerdi. Beraberce Şeyma'nın evine uğradık.

Uğradıktan sonra beraberce masaya oturduk. O sırada Şeyma kahveyi koyarken Demir de keyifle sandalyesine uzanmış, sokak manzarasına bakmaya başlamıştı. Bense biraz dinlenmek istedim. O anda teybe rastladım. Teypte belli başlı rock grupları vardı. Ben bir tanesini buldum. Onu dinlemeye başladım. Hafif rock janrı vardı ama müziği beğenmiştim. O sırada Demir de grubun adını sordu, ben de ona söyledim. Sonra da Şeyma geldi. "Vay beğendiğim parçayı açmışsın" demişti. O da katılınca albümün tamamını dinlemeye başladık. Çay kurabiye eşliğinde birbirimizle havadan sudan konuşmaya başladık. Albüm bitince de bu sefer Şeyma bir kasedi koydu. Bu sefer rock albümüydü. O albümdeki parçayı dinlerken Şeyma ile bir elektriklenme olmuştu. Bu elektriklenmede ellerimiz bir olunca Demir "Çekinmeyin, benden sır çıkmaz. İkinizi de aynı görüyorum." dedi. O anda Şeyma'yla aynı şey aklımıza getirdik.

Ben Şeyma'yla öpüşmeye başladım. Bir yandan dudaklarımız ayrılmıyordu, diğer yandan birimizin götünü elliyorduk. Demir de heyecanla bizi izliyordu. Daha fazla dayanamadı ve yanımıza gelerek katılmaya başladı. İkimizin yanaklarından öpmeye başladı, ardından eliyle amlarımıza ulaşmaya çalıştı. Ben bunu fark edince pantolonumu ve külodumu indirmiştim. Daha sonrasında Şeyma bluzunu ve kumaş pantolonunu çıkardı. Demir ise bir süre giyinik kaldı, elleriyle bazen götümüzü, bazen de mememizi ve amımızı elliyordu. Demir daha fazla dayanamadı ve önce pantolonu, sonra da boxerı indirdi. Yarrağına ilk atılan Şeyma oldu. Şeyma yarrağın büyüklüğü karşısında tutundu ve onu ağzına almaya başladı. Ben de Şeyma'yı kavradım ve göğüslerine yumuldum. Artık onun göğüslerini daha iyi kavrıyor, onları görünce daha bir zevke geliyordum. Bir süre sonra Şeyma yarrağını yalamayı bıraktı ve benim göğüslerimi yalamaya başladı. Ben de Demir'in yarrağını yalamaya başlamıştım. Şeyma yarrağı sertleştirdikten sonra vakumlamak pek zor olmadı. Bir yandan gözlerini kapatıp ritmimi yakalıyordum, diğer yandan onun yarrağını hissediyordum. Şeyma ise bir yandan göğüslerimi sıkıyor, diğer yandan amımı yalıyordu. Bu bir kaç dakika sürdü. İyice sertleşince Demir yarrağını benden çekti ve beraberce koltuğa geçelim dedi.

Üçlü kanepeye geçince Şeyma yüzüstü uzandı. Demir de yanına geçip sikini onun amına yerleştirdi. Ben de ona sarılarak öpmeye, o da amına sokarak sikmeye başladı. Şeyma ikimizin arasındaydı. Ben onun vücudunu kavrayınca keyfim yerine geliyordu. Demir ise ritmini bulmuştu. Bir süre yavaş ilerleyip ara sıra hızlanıyordu. Bir süre sonra da Şeyma ahlayıp inlemeye başlamıştı. Kendini ikimizin kollarına bırakmış, dilediği gibi kasılıyordu. Ben de memelerini okşamaya devam ederken, amın klitorisini dokunmaya devam ediyordum. Şeyma kendinden geçmeye başlamıştı. Bir yandan Demir'in diğer yandan benim ismimi inleyerek bir kaç defa söyledi. Zevkini alırken Demir'in belini tuttu ve onu kendine çekti. O da Şeyma'nın dudağına yapışmaya başlamıştı. Bir süre sonra bıraktı ve bir elini Şeyma'ya, diğer elini de beni kavramaya başladı. Bu sayede arada bir beni dudaktan öpmeye başlamasını sağladı. Bu pozisyonda bir süre devam ettik. Sonra da Şeyma kasılmaya başladı. Orgazm olmuştu. Orgazm olduğunu görünce sıranın bende olduğunu düşündüm ve Demir'e bana sıranın gelip gelmediğini sordum. "O zaman hemen domal Zeliş." diye yanıtlayınca Şeyma'nın üstüne çıktım. O da sevinerek beni kavradı. Ben de onun üstünde götümü domaldım ve kendimi ona hazırladım.

Şeyma dağınık saçlarıyla bana sarıldığında Demir kulağıma "Kendini hazırla, götünün bekaretini alacağım" diye fısıldadı. "Ağzımı kapa, millet duymasın." diye yanıtladım. O da bana "Merak etme Zelişim, bundan zevk alacaksın." diye yüreklendirdi. Mutfağına gitti, ayçiçek yağı vardı. Onu getirerek ilk benim götümü yağladı. Ardından sikimi sıvazlayıp yağlattı. Bana doğru "Geliyorum bitanem." diyerek yarrağının başını dayadı. Şeyma önce ağzımı eliyle kapattı. Sonra da başımı göğsüne yasladı. Demir ise yarrağını götüme sokmaya başladı. Acı veriyordu, biraz inlemiştim. Sonra Demir yeniden yanıma sokuldu ve devam edip etmeyeceğini sordu. "Sonuna kadar" dedim. O anda Demir birden yarrağının tamamını soktu. Az kalsın bayılıyordum. Ancak sonunda dayanabilmiştim. Bir süre öylece bekledim. Götümün Demir'in demir gibi yarrağına alışmasını bekledim. Acısı geçince önce yavaş tempoda ileri geri yapmaya başladı. Yine bende acı yapıyordu ama acıyla karışık zevk de gelmeye başlamıştı. Daha da devam etmesini umdum. Bir süre sonra da hızını arttırdı ve tıpkı amımı sikerken olduğu gibi bir hisse dönmeye başlamıştı. Hazzı daha fazla alıyordum. İnlemeye başladım. Daha öncekisinden daha iyi inliyordum. Bu haliyle biraz daha dinlenmiş ve kendine gelmeye başlayan Şeyma'yla öpüşmeye başladım. O an Demir de Şeyma da bana bir başka gelmeye başlamıştı. Bu keyif bitsin istememiştim. Şeyma da amımı sürtmeye başlayınca artık gözüm dönmeye başladı ve ilk orgazmı olmuştum. Ancak diğer ikisi durmak bilmiyordu.

Bir süre bu pozisyonda sikildikten sonra Demir beni kaldırdı ve duvara dayadı. Orada gelgit yaparken elini amıma sokarken, diğer eliyle de elimi kavradı. Bu şekilde ben sürekli uyarılıyordum. Ne kadar inlediğimi hatırlamıyordum, o kadar inliyordum. Demir arkadan git-gel yaparken hızını arttırdı. Bunun olmasıyla beraber artık dayanacak gücüm kalmadı ve kendimi serbest bıraktım. İnlemelerimin yerini ahlamalar almıştı. Keyfimi çıkarıyordum. En sonunda Demir kulağıma "geliyorum" diye fısıldadı. "Çabuk ol" diye mırıldayarak cevap vermiştim. O cevabı verir vermez Demir döllerini götüme doldurmaya, ben ise titreyerek nefes nefese kalmaya başladım. İkimiz de duvardan yere yığılmıştık. Zor nefes alıyorduk. Onun yarrağı ise götümün dar olmasından dolayı zor çıkıyordu. Üç - dört dakika böyle kaldık, ondan sonra yarrağı küçülünce götümden çıktı. Bu sefer de dölleri götümden akmaya başlamıştı. Şeyma da ikimizi bu halde görünce bu sefer bana yığılmıştı. "Çok güzel bir akşamdı" diye sevinmişti. "Ay canım" diye ona sarıldım. Gülümsemişti.

Sonra göz ucuyla saate bakmıştım. Sekize geliyordu. O an eve gidip gidemeyeceğini düşünmeye başlamıştım. "Ben yavaştan eve gidiyorum." diye ayağa kalkayım dedim ama anal seksi ilk defa yaptığım için belini doğrultmakta zorlanmıştım. Mecburen kanepeye geri oturup dinleneyim dedim. Etkisi geçmeye başlayınca da giyindim ve ilk önce Şeyma'yla vedalaştım. Sonra da Demir ile birlikte mahalleye doğru yola çıktık. Otobüste yan yana otururken insanları izledim. Bu esnada Demir beni kollarına sardı ve beraberce caddeleri izledik. Duraktan inince de birbirlerimizle vedalaştık ve evlere geçtik.