Great Adventure in London

PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here

Yeşim banyonun kapısı olmadığından kakasını gündüz gittiğimiz restoranlardan birinde yapmıştı. O işi herkesin önünde yapmaya utanıyordu.

Herkes ilk iş tuvalete yönlenmişti. Cem önce bayanlar dedi ve yeşime öncelik verdi.

Yeşim sımsıkı jeanini zar zor çıkardı ve salonda kenara koydu. Minicik siyah stringiyle geniş kalçalarını cemin önünde sallayarak banyoya gitti ve klozete oturup işemeye başladı. İşemesinin şırıltısını salondan duyabiliyorduk. Ev zaten küçüktü ve kapısız banyodaki klozetle bizim kanepenin arası en fazla 4 metre falandı.

Çişi bittikten sonra karım bize seslendi ve hazır buradayken duşunuda almak istediğini söyledi.

Cem "yenge bizimde çok çişimiz var ama" diye seslendi.

Yeşim : "tamam canım, ben duşa gireyim gelip işersiniz, ama önce bir arkamı döneyimde, az bekleyin".

Sonra üstündeki atleti, sutyenini ve stringinide çıkarıp duşa girdi. Şu anda yine karımı arkadan çırılçıplak görüyorduk emmioğluyla beraber.

Pürüzsüz sırtı, geniş kalçaları, selülitli löplöp göt yanakları gözlerimizin önündeydi. Karımın bacakları bitişikken bile apış arasında kalan boşluk oradaki görünmeyen hazineyi bize hatırlatıyordu. Bu aradan sırtının yanlarından koca memelerinide sallanırken kısmen görebiliyorduk tabi.

Cem "ben işicem Osman abi" diyerek banyoya gitti.

Yeşimi dahada yakından daha uzun süre görebilmek için o kadar yavaş yürüyorduki... neyse banyoya girdi çırılçıplak karımın sadece 1 metre yanında arkasını dönüp sikini çıkardı ve işemeye başladı. Bu sırada olay gayet normal bişeymiş gibi birbirleriyle sohbet etmeye başladılar.

Cem "yeşim ablacım memnun kaldınmı bugünkü programdan" diye sordu. Yeşimde "çok teşekkür ederiz bize memlekette göremeyeceğimiz bir eğlence yaşattın cem, umarım yarın içinde benzer şeyler vardır programda" ddi.

Cem de aklında bir şey olduğunu ama o eğlencenin bugünkünden bile daha yaramaz bir şey olduğunu söyledi.

Yeşim : "ay dur ayol hemen söyleme, yarın sürpriz olsun" diyerek zaten yeşil ışığı yaktı ceme.

Bizim oğlanın çişi bitince banyodan çıktı. O sırada yeşimde suyu kapatmıştı zaten

Havlusunu almak için yan döndüğünde bir eliyle apış arasını kapatıyordu, artık memelerini kapatma çabasında değildi. Bugün cem o eşiği aşmıştı zaten

Memelerini sallayarak eğildi, havluyu aldı ve üzerine sarıp çıktı.

Sabahki gibi gelip yanımıza oturdu.

Bu arada bende gidip işedim, bir döndümki cem banyoya girmiş ve soyunuyor.

Hemen yanında olduğumdan emmioğlu donunuda çıkarınca sikini gördüm. Ve gözlerime inanamadım. Yılan gibi uzanmıştı ve çok çok büyüktü.

"Oğlum sen bunu nerede büyüttün, bizim ailede böyle ebat yoktur" dedim.

"Abi bizim pederlerde meret küçük, benimki dayıya çekmiş herhalde" demezmi. Maalesef bende böyle dayı yoktu.

Ben : "Büyüyünce ne kadar oluyor bu palamut, vay maşallah"

"abi ayıptır söylemesi 20 santimi buluyor, Allah bana cömert davranmış bu hususta" dedi.

Bunları söylerken sesinide biraz yükseltmişti. Belliki yeşimin duymasını istiyordu. Zaten ben anlatacaktım, ama karım muhabbeti direkt duyarak öğrendi.

Cemi banyoda bırakıp karımın yanına gittim.

Karım cemin güzel vücudunu arkadan seyrediyordu. Oldum olası erkek vücudunu beğenir ve bunu hiç gizlemez zaten.

O sırada cem hiç beklenmedik bir şey yaptı ve bariz bir biçimde 31 çekmeye başladı.

Yeşim bana dönüp fısıldayarak "geç bile kaldı bugünden sonra" dedi.

Bende dayanamayıp karımın havlusunu aşağı indirdim ve göbeğine doğru inmiş olan yumuşacık sol memesini emmeye ve mıncıklamaya başladım. O da gözlerini ayırmadan cemin götünü ve sağ elinin hızlanan hareketlerini seyrediyordu.

Sonra kafamı tutup aşağı doğru bastırdı. Bu hareketin anlamını biliyordum, kukusunu emmemi istiyordu. Demek azmıştı epey.

Zaten küçücük olan havluyu tutup kalçalarının üstüne çıkardım, önünde diz çöküp bacaklarını açtım. Havlu şimdi karnının üstündeydi ve hem memeleri hem alt tarafı komple ortadaydı.

Bacaklarının arasına girip sırılsıklam olmuş kaymak gibi kukusuna daldım. Klitorisi ağzıma alıp emmeye başladım. Arada da yarığına dil atıyordum.

Cem banyoda 31 çekiyor, biz hemen arkasında bunu yapıyorduk.

Yeşim zaten çok azmış olduğundan kısa sürede kalça hareketlerine başladı, geniş kalçalarını giderek daha hızlı çevirmeye devam etti ve sonunda ses çıkarmamak için tırnaklarını sırtıma geçirip, dudağını ısırarak boşaldı.

Hemen bacak arasından çıktım ve havluyu tekrar aşağıya indirip kalça seviyesine getirdim ve bacaklarını bitiştirdim.

Günün yorgunluğu ve orgazmdan iyice bitap düşüş karımın kıpırdamaya mecali yoktu, en azından birkaç dakikalığına.

Tam havlusunu yukarı çekip memelerine sararken cemin belinde havluyla banyodan çıktığını gördük.

Memeleri görüp görmediğini bilmiyordum, umurumda da değildi.

Zaten o da boşalmıştı

İyi geceler diyip odasına çekildi. Bende banyoya girip 31imi çektim ve uyuduk.

4. Bölüm

Ertesi sabah yine aynı ritüel tekrarlandı ve herkes birbirine götünü sergileyerek duşunu aldı, karım minicik havlusuyla iki havlulu erkeğin arasına otururken dün kuliste neler olduğunu sordum. O da "ay çocuklar çok enteresan bakın anlatayım, gerçi bu öyle herkese anlatılacak mevzu değil ama cem yabancı değil nasılsa" diyerek başladı anlatmaya.

"önce 3 tane yarma badigard biz 4 yarışmacıyı önlerine katıp arka tarafa götürdüler. Tabi mekan tiyatro falan değilki soyunma odası olsun, bir ofise girdik. Tahminen 20 metrekare yerde biz 4 hatun ve 3 badigard duruyoruz. İçlerinden biri bize ikişer tane bikini altı ve 2-3er adet yarım penyeyi verdi, ve soyunup üzerimize uyanlarını giymemizi istediler. Ben nerede giyinecez falan diye saf saf bakınırken diğer hatunlar soyunmaya başladılar bile. Badigardlar içinde yaptıkları işin keyifli tarafı buydu herhalde. Yarışmacıları çırılçıplak seyretmek.. neyse bende mecburen soyunmaya başladım. Önce üstlerimizi ve sutyenlerimizi çıkardık. Heriflerin önünde 4 çift çıplak meme çıktı ortaya, birer tane penyeyi alıp üstümüze geçirdik. Herifler teker teker kontrol ettiler ve mümkün olan en dar penyeyi giymemizi istediler, memelerin tüm dolgunluğunun ve uçlarının tamamen farkedilmesi gerekiyor dediler. Dahası, elleriyle penyenin üstünden yoklamaya başladılar. Benim zaten malum ebatlardan ötürü penye zarzor geçmişti üzerime, seninki ok dedi biri pis pis sırıtarak. Miriam da epey balık eti olduğundan onada sımsıkı oturmuştu atlet. Jo'nunkini değiştirdiler, kadıncağızın memeler tekrar ortaya çıktı.

Herkes kendine uyan üstü bulunca sıra bikini altlarına geldi. Mecburen pantolon-etek ne varsa çıkardık, bir bende bir de Allisonda ince g-string vardı, diğer kızlarda tam külot vardı. Haydi, vaktimiz daraldı yarışma başlayacak diyerek külotlarımızıda bir an önce çıkartmamızı istediler. 4 kadın 3 tane ayı gibi herifin önünde külotları çıkardık. İşin kötüsü arkamızı dönemize imkan yoktu çünkü 3 yarma 3 taraftan bizi çevrelemişti, yani herkesin bir şekilde ön tarafını görmeyi garanti altına almışlardı. Neyse artık o noktada ok yaydan çıkmıştı tabi. Hepimiz heriflerin önünde en mahrem yerlerimizi sergileyip bikinileri giydik, sonrasını biliyorsunuz zaten. Tabi bunun tam tersi birde yarışmadan sonra yaşandı ve yine heriflerin önünde giyindik."

Bunu anlattıkca hem emmioğlu hem ben iyice fenalaşmıştık.Yeşimde bugün kısacık bir etek, ince topuklu siyah terlikler ve yine atlet penye vardı. Bugünkü penyesi kırmızı olduğundan askıları görünen sutyeni ve minnacık g-stringi de kırmızıydı

Cem bizi çok enteresan bir moğol restoranında yemeğe götürdü. Akşam programını sürpriz olması için gizli tutuyordu ama bize dünkünden daha da yaramaz birşey olduğunu tekrar hatırlatıp onayımızı aldı.

Öğle yemeğinden çıkıp dolaşırken ceme bir telefon geldi. Biz mağazalara girip çıkarken o dışarıda kalıp telefon görüşmesini yapıyordu.

Kapattıktan sonra suratının biraz bozulmuş olduğunu farkettik ama kendisi söylemeden birşey sormadım.

Bir pubda oturup biralarımızı içerken canının sıkıldığını söyledi. Arayan çinli ev arkadaşıydı (çinliler kendilerine batılı isim takıp öyle çağrılmayı seviyorlarmış, oğlanın adını bilmiyorduk ama Joe diyordu herkes). Joe'nun profesörü kendisini beraber çalıştıkları bir proje için tatilden erken çağırmıştı ve oğlan yarın tekrar londrada olacaktı, dahada fenası yunanlı Niko da aynı projedeydi ve bir gün sonra da o gelecekti.

Cem çok bozulmuştu "abi çok fena oldu evde rahatımız kaçacak, size karşı çok mahcubum, isterseniz bir otele geçin, masrafı ben karşılayacağım" dedi

"oğlum bizi bu oğlanlar evden mi kovacaklar, yoksa senmi istemiyorsun" dedim.

"abi olurmu öyle şey, hadi ben odamı size verdim, ama durumu biliyorsun banyonun kapısı yok, yengem ve sen nasıl rahat edeceksiniz 2 yabancı adamla, onu düşünüp kahroluyorum, bende sizi çok özlemiştim, planlanandan önce giderseniz çok üzülecem, ama bu şartlarda anlayışla karşılamak zorundayım" dedi.

Aslında yengesinin hergün çıplak seyretme fırsatını kaçıracağına üzülüyordu büyük ihtimal.

"cem sen demedinmi bize herkesin kız arkadaşı var, gelip burada duş alıyorlar diye" dedim.

"o doğru abi, siz de görürsünüz kalırsanız"

Yeşim , "oooh cümbüşe bak sen, ben hayatta kaçırmam bu fırsatı, kesin kalıyorum" diyip o meşhur kahkahalarından birini attı.

Cem biraz daha rahatlamıştı.

Pubdan kalkmadan önce cem, "sürpriz yere gitmek için metroya binecez, aktarma durağında benim Maya'yla buluşacaz, gittiğimiz yere damsız almıyorlar bu gece" dedi.

Bizde yakın akrabamızın kız arkadaşıyla tanışmaktan çok memnun olacağımızı söyledik.

Yarım saat kadar sonra metrodan indiğimiz durakta biraz bakındıktan sonra Cem brezilyalı sikiş arkadaşı Mayayı gördü. Kız gerçekten çok seksiydi. Üzerinde yeşiminkinden az daha uzun bir etek ve straplez bir penye vardı. Ayağında dolgu mantar topuklu, yeşimin ince topuklusu kadar olmasa da seksi sayılabilecek bir terlik vardı. El ve ayakları bordo ojeyle boyanmıştı ve çok çok tahrik ediciydi. Karımın çok iri memelerinden ötürü giyemediği straplez minicik memelerini ancak saklıyordu Mayanın.

Cem bizi tanıştırdı, kız Latin sıcaklığıyla ikimizede sımsıkı sarılıp öptü ve cemin bizden çok bahsettiğini, kendisinin de çok merak ettiğini söyledi.

Yeşim gülerek "bizden nasıl bahsetti, yaşlı akrabalarım diye mi" dedi.

"kesinlikle tam tersi, yaşlarını göstermeyecek kadar güzel ve seksi, aynı zamanda açık görüşlü olduğunuzu söyler hep, gerçektende öyle olduğunuz en azından görünüşünüzden belli" diye cevapladı Maya. Bunu söylerkende yeşimin vücudunu göstererek mükemmel işareti yaptı.

Çok hızlı kaynaşmıştık. Herkes mutluydu.

Diğer metroya binip 4-5 durak sonra indik ve dışarı çıktık. O noktadan 100 metre kadar yürüyerek gideceğimiz yere gelmiştik. Kapıda hiçbirşeyin yazmadığı bir villaydı son adres.

"cem, kimin evine geldik olum biz?" diye sorunca Cem ve Maya kikirdemeye başladılar ve 2 dk daha sabredin göreceksiniz dediler.

Çaldığımız kapı açıldı ve içeri girdik.

5. Bölüm

Geldiğimiz yer son derece lüks bir swinger club idi. Avrupadaki bu tür klüpler eş değiştirmek isteyenlerin buluştuğu yerler olarak faaliyet gösteriyorlardı. Cemin dediğine göre normalde tek erkekleri sınırlı sayıda, tek kadınları sınırsız alıyorlardı. Ancak bu akşam sadece çiftler içindi. Anladığım kadarıyla cemin mayayı almasının asıl sebebide buydu zaten.

Kibar bir şekilde içeri buyur ettiler, giriş ücretlerini ödedik. Bir sonraki adımda bizi karşılayan 50 yaşlarında, memelerinin yarısı dışarıda, seksi bir hatun soyunma odalarının tarafına götürdü ve bize birer dolap, havlu ve anahtarları verdi. Sorduğumuzda içeride hemen herkesin iç çamaşırlı olduğunu söyledi, ama nasıl giyineceğimiz tamamen serbestti.

Karım mayaya döndü ve "o zaman biz de çamaşırlı gidelim, ne dersin maya" diye sordu. Maya cevap olarak gülümsedi ve soyunmaya başladı.

Üstündeki straplezi çıkardı ve altından askısız beyaz sutyeni çıktı. Tabiki karımın sutyenlerinin yanında minicik birşeydi. Eteğinide sıyırınca altından bembeyaz bir tanga çıktı. Götü tam latin götüydü, jennifer Lopeze benziyordu, geriye doğru çıkık ve kalkık. Hiç selüliti yoktu, pürüzsüz ve mükemmel bir göttü. Ve ayağındaki dolgu topuk terlikler içindeki güzel bordo ojeli ayakları görüntüsünü tamamlayan bir aksesuar gibiydiler.

Bu arada yeşimde kırmızı sutyeni ve kırmızı g-stringiyle kalıvermişti. Ayağındaki siyah ince topuk terliklerin içindeki ayaklarının ve ellerinin kırmızı ojeleri çamaşırlarının rengiyle mükemmel uyum içindeydi. Tabi sutyeninin büyüklüğü mayanın 2-3 katı kadar görünmekteydi. kalçaları mayaya göre çok daha geniş, götü çok daha yayvan ama doğal olarak onunki gibi kalkık ve çıkık değildi. Ve bol bol selülit vardı tabi tamamı açıkta olan göt yanakları ve kalçalarında. Ama her zamanki gibi onlar bile olgun bir kadının seksiliğine seksilik katmaktaydılar.

Cemle biz de soyunup külotlarımızla kaldık. Onda boxer bende penye-şort vücuda yapışık bir külot vardı.

Ayağımızda ayakkabılarla ama sadece donlu vaziyette komik görünüyorduk.

Hatunların bellerinden tutup büyük salona geçtik. İçeride yaklaşık 13-14 çift vardı. Hızlı bir tarama ve gözlem yaptığımda büyük çoğunluğun bizim yaş grubunda olduğunu farkettim. İçlerinde 2 çift 55-60 civarında görünüyordu, genç olarak cemlerden başka sadece 1 çift daha vardı.

Samimi ama saygılı bir ortam vardı. Herkes birbiriyle tanışıp sohbet ediyor ama yarı çıplak olmasına rağmen kimse kimseyi elle veya sözle rahatsız etmiyordu. Zaten buradaki kural kesin olarak buydu.

Bizde hemen en yakında birbirleriyle sohbet eden 3 çiftin arasına katıldık ve tanışabilirmiyiz dedik.

Kendimizi tanıtıp türk olduğumuzu söyleyince çok büyük ilgi gördük. 3 çiftde ingilizdi ve biz yaşlardaydı, içlerinde biz 3 türk ve maya brezilyalı olamk üzere 4 yabancı olduk böylece.

İlgi hemen kzılara kaydı ve erkeklerin 3üde yeşimin ve mayanın ellerini öptüler.

Yeşimin destekli kırmızı sutyeni memelerini tüm ihtişamıyla kaldırmış, sıkıştırmış ve üst yarılarını tamamen ortaya çıkarmıştı. Tüm erkeklerin ve hatta kadınların gözleri onlardaydı. Yan gözle baktığımda bizim emmioğlununda gözlerini karımın memelerinden ve vücudundan alamadığını farkettim. Diğer hatunlarda fena değildi, en azından hepsi çok bakımlıydı. Memeleri karımınki kadar iri olanı bizim küçük grupta yoktu, hepsi siyah iç çamaşırlar giymişlerdi, sadece yeşimde kırmızı ve mayada beyaz renk vardı. Erkeklerde genelde hafif göbek hakimdi. İçlerinden 2si de tanga giymişlerdi. Etrafa şöyle bir bakınca en az 3-4 tane daha tangalı erkek gördüm. Bu arada kadınlardada bol miktarda vardı tabi tanga ve g-string.

Yeşiminki kadar minik string sadece 1 hatunda daha gördüm ve bir kez daha karımla cesaretinden ötürü gurur duydum. Biz yaşlardaki hatunların birçoğunun kalçaları selülitliydi.

Sanırım en geniş kalçalar yine benim karımdaydı.

Diğer bir köşede memeleri yeşimden bile daha iri bir hatun gördüm ve çok heyecanlandım. Yaşı 46-47 civarındaydı ve sutyeni yeşim kadar destekli değildi. Bu haliyle yaşına ve meme ebadına rağmen memelerinin yeşimden daha dik olabileceklerini anladım.

Kadınların çoğunda dövme vardı, en güzelleri popolarda ve memelerde olanlardı tabi ki.

Bu arada karımın göbek piercingide o muhteşem ayva göbeğinde harika duruyordu ve dikkat çekiyordu.

Sonra alt tarafları incelemeye başladım. Zaten yeşimin minnacık stringi neredeyse sadece kukusunun yarığını kapatabiliyordu. Sezaryen izi stringten 4-5 parmak yukarıda kalıyordu.

Kadınların bazılarının külotlarından alt tarafın ormanlık olduğu belli oluyordu, özellikle şeffaf olanlarından.

Mayanın kılları anladığım kadarıyla şerit şeklinde trimliydi.

Az sayıda da olsa yeşim gibi tamamen kaymak kukular da mevcuttu.

Biraz daha içip, sohbet edip göz banyosu yaptıktan sonra sıra oyunlara geldi. Önce tüm çiftlere birer numara verildi. Bizimki 9, cemlerinki 7 idi. En son numara 15 olunca içeride kaç çift olduğunu anladık.

Hem kadınlar hem erkekler numaraları külotlarına iliştirdiler.

Sonra hatunları arka tarafa çağırdılar.

Derken içeriye giren bir görevli hatun (bizi kapıda karşılayan) hepimize tahmini bedenlerimize göre birer siyah tanga mayo verdi ve kendimizinkileri çıkarıp onları giymemizi istedi.

Hep beraber soyunduk. Cemle beraber diğer heriflerin siklerine bakıyorduk. İçeride bizden başka sadece 1 kişi daha sünnetliydi, ve genelde ingilizlerin sikleri epey büyüktü. Muhtemelen benimki en kısa olanlarıydı 15 erkeğin içinde, çok şükür kalınlık olarak çoğundan iyiydim.

Tabi bizim emmioğlununki salondakiler arasında ilk 3e rahat girer belkide birinci olurdu.

Hepimiz tangaları giyince mayo kumaşının bedene yapışan ve sikimizi olabildiğince ortaya çıkaran bir kumaş olduğunu anladık. Bu arada hafif bol gelen ve sikine tam yapışmayanların tangalarını birer beden küçüğüyle değiştirdi hatun. Tabi bu arada kendisi de herkesin siklerini inceleme fırsatı buldu bol bol. Bazı meslekler gerçekten muhteşem 

Sonra 9 numarayı gösteren kartonuda tangama iliştirdim ve hazır hale geldim.

Az sonra 15 tane hatun içeri girdi. Onlarada tek tip beyaz bikini giydirmişlerdi.

Muhteşem bir manzaraydı. Hatunların hepsi beyaz bikinileriyle ve tek tip cam dolgu topuklu pornografik dolgu topuklarıyla salona tek sıra girdiler. Bikini altlarında numara kartonları iliştirilmişti. Erkekler ve kadınlar tek sıra olarak karşılıklı dizildik. 9 numarasıyla yeşim muhteşem duruyordu diğer hatunların arasında. Bikini üstlerinin en büyüğü muhtemelen onda ve diğer iri memeli hatundaydı. Yine de üst bikini karımın koca memelerini tam olarak kavrayamamış ve yarısını açıkta bırakmıştı. Özellikle sol memesini.

Karım normalde hep destekli, kalın kumaşlı ve balenli bikini üstü alır. Bu sayede memeleri plajda hem dimdik ve yusyuvarlak görünür hemde üst yarıları olduğu gibi meydandadır. Ancak bu kez kendisine verdikleri bikini sıradan ince mayo kumaşına sahip, desteksiz ve balensiz bir modeldi. Bu durumdada bikini karımın memelerini toplamakta zorluk çekiyordu ve olanca irilikleriyle sarkmış durumdaydılar.

Tabi bu kumaşın bir de avantajı vardı, ve irileşmiş meme uçlarını olduğu gibi belli ediyordu. En büyük bikini üstü olmasına rağmen hem alttan hem üstten dışarı taşıyordu memeleri.

Bize de tangalarımızı giydiren hatun tarafından az sonra yarışmanın başlayacağı söylendi, ve hatunlara alıcı gözle bakmamız tavsiye edildi. Bizim emmioğlu, abi az sonra hangi göt hangi hatuna ait bilmece oyunu oynicaz.

Bize tangaları giydiren hatun gibi kadınlarada tanga bikinilerini seçme ve giymelerinde yardımcı! olup yanlarında bulunan Jason diye bir erkek vardı. Kendisi muhtemelen bu dünyadaki en keyifli işlerden birini yapmaktaydı

Jason kadınların yanına gelerek herkese susmasını işaret etti ve yarışmamız başlıyor dedi:

"Şimdi hanımlar numaralarını da gösterecek şekilde arkalarını dönüp sizlere birbirinden güzel popolarını sunacaklar. bu harika popoların herbirini incelemek için 20şer saniye süreniz var, tüm baylar önündeki hanımın poposunu inceleyecek, 20 saniye sonunda gong çalınca sağa doğru birer kişi kayıp diğer hanımın poposunu inceleyeceksiniz, baylar için güzel haber şu ki bu inceleme sırasında ellerinizi kullanmak serbest, daha sonra erkeklerin gözlerini bağlayacağız ve yine elleriyle hatunların popolarını tanıyıp numaralarını söylemelerini isteyeceğiz. En çok popoyu doğru bilen bir şişe şampanya kazanacak"

Tabi bizim emmioğlu ve müdavim olan çoğunluk olayı biliyordu zaten. Sadece biz dahil 3-4 yeni çiftden bunu dediği anda salonda sevinç dalgası yükseldi.

Sonra numara sırasıyla dizildik ve hatunlar önümüze gelip sıralandılar. Herkesin önünde kendi hatunu vardı öncelikle. Bu arada jason "zaman kaybetmeye gerek yok, herkes kendi kadınının poposunu tanıyor zaten, erkekler hemen birer tane kaysınlar" dedi.

Birer kişi sağa kayınca ben 10 numaralı hatunun tangalı poposunun önüne geldim, bizim emmioğluda 8 numaraya. Böylece bir sonraki turda yengesinin poposunu elleme şansını yakalamış olacaktı. Bu durumda cem mi, ben mi yoksa yeşim mi daha heyecanlıydı kestirmek zor.

Ben kendime bir taktik yaptım. Tüm hatunların popolarını tanımaya imkan yoktu, herkes zaten kendi karısını tanıyacaktı. Bunun yerine çok farklı yapıdaki götlere odaklanıp onları tanımamı sağlayacak farklılıklara odaklanmaya ve 3-4 tanesini tesbit edecek durumda olmaya karar verdim. Bunlardan biriside mayanın götüydü, çünkü o geriye doğru çıkık, sert, dolgun, selülitsiz götü diğerlerinden ayırabilmek daha kolaydı.