Kim Daha Iyi Siker? Ch. 01

PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here
mofilius
mofilius
65 Followers

- "Ohhh çok güzel sikişiyorsun yavrum..." dedi adam birden, "Amın çok güzel... Ohhh amın aklımı başımdan alıyor..."

Yine beyninin içinde şimşekler çaktıracak sözler söylemişti adam. Birden tüm vücudu kasılmaya başladı Tuba'nın. Amının iç adeleleri de çıldırmıştı sanki. Bir kez daha beli gelirken öyle bir sıktı ki içindeki siki, artık neredeyse sokup çıkaramaz oldu adam. Durup, yine Tuba'nın sakinleşmesini beklemeye başladı. Sonra da, yine hareketlendi. Ama bu sefer, eskisi gibi yumuşak hareketlerle değil, hırsla sikiyordu. Giderek de daha hızlanıyordu. O kocaman siki, Tuba'nın küçücük amına, bir piston gibi girip çıkmaya başlamıştı artık. Böyle giderse patlayacak, bellerini içine fışkırtacaktı. Bunu kavramak, Tuba'nın daha da çıldırmasına neden olmuştu sanki.

- "Hadi getir..." dedi fısıltıya benzeyen bir sesle, "Hadi getir belini... Ohhhh tohumlarını fışkırt içime... İçimi doldur n'olursun... Ohhhh hadi... Hadi erkeğim benim... Doldur içimi... Doldur amımı tohumlarınla... Ohhh n'olursun... Çok istiyorum... Ohhhhh... Ohhhhh..."

Amı, içine girip çıkmakta olan sikin giderek artan kasılmalarını iyice hissetmeye başlamıştı. Kendini kontrol etmeye, ondan önce belini getirip bayılmamaya çalışıyordu Tuba. Tüm vücudunun sinirleri tel tel gerilmiş, o müthiş anı bekliyordu. Bir yetişkinin, gerçek bir erkeğin bellerinin ilk kez karnının içine fışkıracağı anı bekliyordu. Dünyadan tümüyle kopmuştu artık. Onun için bir tek, içine girip çıkan ve tohumlarını ona vermek üzere olan sik vardı şimdi.

Birden bir nara çıktı adamın ağzından. Aynı anda da Tuba'nın karnının içinde yangın çıkmış gibi oldu. Bir volkanın ağzından fışkıran lavlar gibi, değdikleri her yeri yakan tohumlarını, sikini sıkıştıran küçük amın içine boşaltmaya başladı adam. Kalçalarının hareketleri ise durmamıştı. Hala sokup çıkarıyordu sikini. Böylece de belleri, amının ağzından, karnının en derin yerine kadar, Tuba'nın tüm içine fışkırıyordu. Hem sikiyor, hem de bitmek bilmeyen salvolar halinde tohumlarını boşaltıyordu adam. Gözleri karardı Tuba'nın. Dev bir elin onu tutup savurduğunu hissetti birden. Ta bulutların üstüne kadar.

Tekrar kendine geldiğinde, hala adamın altında yatıyordu. O kollarını çektiği için, şimdi bacakları düşmüştü. Ayakları adamın iki yanında, kanepenin üstündeydiler. Onu zevkten çıldırtan kocaman sik, hala içindeydi. Ama eskisi kadar büyük ve sert değildi artık. Tam gözlerinin içine, gülümseyerek bakıyordu adam. Kendine geldiğini görünce, uzanıp dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. Halinden, onun da yorulduğu belliydi. Hafifçe kımıldayıp, sikini biraz çıkardı. Bu da Tuba'nın çıldırmasına yetti de arttı bile. İçindeki sik onu öylesine mutlu ediyordu ki, çıkarılmasına asla razı değildi. Gerçi adamın biraz dinlenmesi gerektiğini anlıyordu ama, yine de onu bırakmak istemiyordu. Amını iyice sıkıştırıp onu içinde hapsetmeyi denedi. Ama tam tersi oldu. Öylesine bel dolmuş, öylesine vıcık vıcık kayganlaşmıştı ki amı, sıkınca içindeki sik, bir anda yağ gibi kayıp, dışarı çıkıverdi. Adam da onun üstünden indi.

Yanyana, sarmaş dolaş, öylece yattılar bir süre. Sonra Tuba hafifçe doğrulup, dirseğini kanapeye dayadı ve onu mesteden, zevkten bayıltan erkeğin vücudunu hayran hayran seyretmeye başladı. Onu yorduğunu görebiliyordu. Geniş, kaslı ve kıllarla kaplı göğsü, hala körük gibi kalkıp iniyordu. Teninin koyu rengi, Tuba'nın bembeyaz cildiyle, son derece tahrik edici bir kontrast yapıyordu. Yarı inmiş siki, karnının üstünde bir yılan gibi yatıyor ve her tarafına bulaşan bellerle, pırıl pırıl parlıyordu. Ne kadar da çok, ne kadar da şiddetli fışkırtmıştı tohumlarını Tuba'nın içine. Şimdi onu seyrederken, bellerin hala hafifçe açık duran amından yavaş yavaş sızdığını hissederek, zevkle ürperiyordu Tuba.

- "Çok güzel siktin beni..." dedi adama, "Zevkten uçurdun beni, biliyorsun değil mi..."

- "Sen de çok güzel verdin..." diye yanıtladı adam da onu, "Tanrım ne kadar güzel sikişiyorsun... Amın çok güzel... Sikimi yedi bitirdi sanki... Her yerin çok güzel..."

Tuba, yeni bir heyecan dalgasının beynini sarstığını hissetti. Hiç bir şeyi bilinçli yapmamış, yalnızca içinden geldiği gibi davranmıştı. Ve adam şimdi öçok güzel sikiştiğiniö söylüyordu bir kez daha. Bu çıldırtıcı derecede güzel ve tahrik edici geliyordu ona. Küçük elini uzatıp, adamın sikini okşamaya başladı. Daha parmakları değdiği anda, ikisi de, elektrik çarpmış gibi titrediler. Hala istiyordu adam onu. Bunu anlamamak için kör olmak gerekirdi. Tuba ise zaten o sikin bir an önce tekrar içine girmesinden başka bir şey düşünemiyordu bile. Kanepeden yavaşça aşağıya halının üstüne kaydı. Sonra da dizlerinin yere dayayıp, başını adamın kasıklarına götürdü. Ufak ufak kımıldanmaya başlayan erkeklik organından gelen koku, başını döndürüyordu. Bir elinin parmakları adamın taşaklarında dolaşmaya başlarken, öbür eliyle de siki dibinden kavrayıp, ucunu havaya kaldırdı. Ağzı açılıp, dudakları onun bir mantar gibi başının üzerine kapanıverdi birden. Adamın karın kasları kasıldı. Tuba ise ağzına gelen tadla, kendinden geçer gibi oldu. Tüm sanatını kullanarak, her an biraz daha sertleşip büyümekte olan siki emmeye başladı.

Bir kaç gün önce Ali'nin, şimdi ağzındaki sikin sahibinin oğlunun sikini de, yine bu kanepenin üzerinde emmişti. Ve o sik, sonuçta şimdi ağzını dolduran sikin içinden, tohum olarak çıkmıştı bir zamanlar. Bunu düşündükçe, daha da tahrik oluyordu Tuba. Artık başı hareketlenip, yukarı aşağı oynamaya başlamıştı. Siki ağzına okup çıkarıyor, onun her an biraz daha sertleşip büyüdüğünü farkettikçe de, aldığı zevk biraz daha büyüyordu. Sonra birden taş gibi oldu adamın siki. Tıpkı ilk baştaki kadar sertleşmişti artık. Tuba, okşayan parmaklarının altındaki iri taşakların dolmaya başladığını da hissediyor ve zevkten uçuyordu. Öbür elini götürüp bacaklarının arasına soktu. Orta parmağı amını bulduğunda, tüm vücudu titredi. Hala açıktı amının dudakları. İçinden sızan beller, her yere bulaşmıştı. İyice yumuşamış bir kalıp tereyağın içine sokarmış kadar rahatlıkla içine kaydırdı parmağını. Amının içi de vıcık vıcıktı. Alabildiğine ıslak ve alabildiğine kaygan. Aynı anda da, bir kez daha beli gelmeye başladı. Sikle dolu ağzının yerine, burnundan derin bir inleme çıktı birden.

Vücudunun dalgalanmaları durulurken, adamın kanapede doğrulduğunu, ayaklarını yere basıp oturduğu farketti. Şimdi onun bacakları arasındaydı Tuba. Bütün bunlar olup biterken, onun sikini ağzından bırakmamıştı. Sonra adam bir elinin parmaklarını onun uzun saçları arasına geçirip, başını iyice bastırdı sikinin üstüne.

- "Ağzın da, en az amın kadar güzel..." dedi sonra da, "En az amın kadar usta ağzın da... Em hadi... Em sikimi yavrum..."

Yine uçtu Tuba. Tanrım, bu nasıl bir adamdı böyle. Ağzını açıp iki laf söylüyor ve onu çıldırtıyordu. Belki de, evvelce sikiştiği yaşıtlarından hiç duymadığı, orların söylemeyi akıl bile edemedikleri sözleri söylemesiydi bunun nedeni. Ama nedeni ne olursa olsun, sonuç muhteşemdi. Zevk verdiğini bilmek, Tuba'nın da kendini dehşetli bir zevk seline kaptırmasına neden oluyordu işte. Yine gözlerinin önünde şimşekler çakmaya başlamıştı. Ağzından sikiliyordu ve o da, adam da bundan müthiş bir zevk alıyorlardı. Üstelik onun bu sefer belini ağzında getirmek istediğinin farkındaydı. Bellerini, tıpkı biraz önce amının içine fışkırttığı gibi, bu kez ağzına fışkırtacaktı. Bunu düşünmek bile uçurucuydu. Daha da hırsla, daha da hızlı hareket ederek emmeye, o tapılası siki ağzıyla sağmaya başladı.

- "Ohhhh getireceksin beni yavrum..." dedi adam, "Belimi getireceksin... Ağzına fışkırtacağım bellerimi... Ahhh getiriyorsun beni... Belimi getiriyorsun... Hadi em... Hadi al ağzına tohumlarımı... Hadi yut hepsini... Bellerimi iç hadi... Hadi yavrum ohhhh... Ohhhh.... Ohhhhh.... Immmgghhhh..."

Ve azından çıkan bu son inlemeyle birlikte fışkırtmaya başladı adam. Eliyle Tuba'nın başını sikinin üstüne alabildiğine bastırmış, gırtlağına fışkırtıyordu tohumlarını. Alev alev yakan lav dalgaları gibi, boğazından aşağıya, mide borusuna akmaya başladı beller. Zevkten delirmek üzere olduğunu hissediyordu Tuba. Karnının içinde bir yerlerde bir bomba patlamış gibi oldu o anda. Kendinden geçip, halının üstüne yığılırken son hissettiği, ağzından çıkan sikin hala fışkırtmakta olduğu bellerin yüzüne geldiğiydi.

Tekrar kendine geldiğinde, adam onu kucaklamış bir yerlere götürüyordu. Nereye götürdüğüne aldırmadı bile Peter. Yalnızca kollarını onun boynuna dolayıp, başını kıllı göğsüne yasladı, o kadar. Adam onu yavaşça yere bıraktığında da, kendini bir anda banyoda buldu. Öyle yorulmuştu ki. Ama duştan gelen sıcak suyu hissetmek iyi geldi. Sonra adam onu yıkamaya başladı. Önce duşu eline alıp, saçları dışında tepeden tırnağa tüm vücudunu ıslattı. Peşinden de, bayıltıcı kokulu bir sıvı sabunu avuçlarına sıkıp, her yerini ovmaya başladı. Önce kollarını, sırtını ve memeleriyle karnını, sonra da önünde diz çöküp bacaklarını sabunladı adam. En sonunda da sıra, alabildiğine hassas bölgelerine geldi. Adamın elleri, parmakları, kasıklarında, kıçının yuvarlaklarında, amında ve son nokta olarak götünde dolaşmaya başladığında, kendini yeni bir heyecana kaptırıverdi Tuba. Yine sikilmek istiyordu. Yorulmuştu ama doymamıştı. Adamın onu bir daha, bir daha ve bir daha sikmesini istiyordu. Tekrar başı dönmeye başlamıştı.

Sonra da o adamı yıkamaya koyuldu. Tıpkı onun yaptığı gibi, kollarından başlayıp, artık iyice inmiş olan ama görüntüsüyle hala ağzını sulandıran sikine kadar her yeri sabunladı. Ellerinin teması, adamı huylandırmış, siki hafifçe baş kaldırmaya başlamıştı bile. Tümüyle duruladıktan sonra tutup, bir anda ağzına aldı onu Tuba. İlk başlarda dudakları, adamın kasıklarındaki kapkara kıvırcık kıllara değiyordu. Ama bir süre sonra bunu başaramamaya başladı. Hızla sertleşip büyüyordu ağzının içindeki sik. Bu nedenle de, artık hepsini alamıyordu Tuba. Ama, onu çelik gibi sertleştirip kocaman yapana kadar vazgeçmedi emmekten.

Adam onu koltukaltlarından yakalayıp kaldırdığında da, zorla bıraktı sikini dudaklarının arasından. Kapıda asılı bir havluyla, vücudunun her tarafını, özenle kuruladı adam. Sonra da yine kucağına alıp, salona götürdü tekrar. Ama bu sefer, o müthiş sikişin geçtiği kanepeye değil, yemek masasının üstüne bıraktı onu. Elleriyle omuzlarından itip masaya yatırdı sonra da. Kalçaları masanın tam kenarına gelmişti. Yarı kapalı gözlerle, adamın bacaklarının arasına girip, hemen oradaki iskemleye oturduğunu gördü. Sonra bacaklarını yukarı kaldırdı adam. Tabak gibi açılmıştı şimdi onun önünde. O kadar zevk verici bir şeydi ki bu. Amına bakıyordu adam. Tuba, onun hiç bir şey yapmasına gerek olmadığını, yalnızca böyle bakmayı sürdürmesi halinde bile, bir süre sonra belinin geleceğini anlıyor ve şaşırıyordu. Ama adam hareketsiz kalmak niyetinde değildi. Hafifçe öne eğildi ve burnu, Tuba'nın kalçalarının arasına girdi. Sonra da dilini uzatıp, götünü yalamaya başladı. Tüm vücudu sarsıldı Tuba'nın. Zevkten delirmek üzereydi.

Neden götünün yalanmasından böylesine büyük bir zevk aldığını anlamıyordu Tuba. Çılgın bir şeydi bu. Adama kolaylık olsun diye, ama biraz da böylece kendini onun önünde daha çok açacağını düşündüğünden, iki eliyle bacaklarını diz altlarından tutmuş, alabildiğine karnına doğru çekmişti. Böylece elleri boşalan adam da, bacaklarının iç taraflarıyla kalçalarını okşamaya başlamıştı. Dili ise Tuba'yı mahvediyordu. Kımıl kımıl, değdiği her yeri yakan, ıslak ve kaygan küçük bir sik gibi, götünün deliğinde dolaşıyordu. Ve her geçen an, biraz daha duyarlı hale gelip, biraz daha açılıyordu götü bu dilin altında. Tuba birden, adamın onu götünden sikeceğini, o kocaman sikini götüne sokacağını anlayıverdi. Bu da, inanılmayacak kadar çok tahrik etti onu. Hiç sikilmemişti götünden. Hatta o küçük deliğe bir sik girebileceğini bile getirmemişti aklına. Ama şimdi hem adamın yaptıklarından, hem de kendi tepkilerinden bunun olabileceğini anlıyordu. Yalandıkça, açılıyor o küçük delik. Sonunda adam onu diliyle sikmeye başladı. O hafif pütürlü şey, giderek daha çok giriyordu götüne. Kendini tutmasına olanak kalmamıştı yine. Birden beli gelmeye başladı. Ağzından, çığlığa benzeyen inlemeler çıkıyordu.

Sonra adam başını çekip, ayağa kalktı. Şimdi tam bacaklarının arasında duruyordu. Kocaman siki, kıvrık bir yay gibiydi. Gözlerini Tuba'nın gözlerine dikerek, iyice sokuldu ona. Artık sikinin başı Tuba'nın kalçalarına dokunuyor, içini kaplayan sikilme isteğinin daha da büyümesine neden oluyordu.

- "Sok..." diye inledi yalvaran bir sesle, "Sok n'olursun... Dayanamıyorum artık... Sikilmek istiyorum, anlıyor musun...? Hadi sok bana... Nasıl istersen öyle sik beni... Neremden istersen sik... Hadi sok sikini götüme... Ohhh hadi sik beni..."

Hiç konuşmadan ve gözlerini onunkilerden bir an bile ayırmadan, öylece duruyordu adam. Tüm vücudu tel tel gerilmişti Tuba'nın. Amından durmadan sızan sular, adamın tükürükleriyle ıslanıp kayganlaşmış küçük götünün deliğine akıyordu. Sonra adamın orta parmağını hissetti orada. Daha da açıldı götü. Parmak yağ gibi kaydı içine. Aynı anda da beli gelmeye başladı Tuba'nın. Depreme yakalanmış gibiydi. İçine giren parmak öylesine büyük bir zevk veriyordu ki ona, inanılır gibi değildi. Bir taraftan da, küçük deliğinin alabildiğine açıldığını, o kocaman siki içine alabilmek için sabırsızlandığını hissediyordu. Bir süre sonra parmağını çekti oradan adam. İyice sokulup, bir eliyle dibinden tutup hafifçe aşağı eğdiğini sikinin kocaman, mosmor başını getirip dayadığında, daha da açıldı götü. Sonra o kocaman sikin başı, yavaşça kaydı içine. Bunu hissettiğinde, tüm vücudu kıvrandı Tuba'nın. Tanrım, ne kadar büyük bir zevkti bu. Götünden sikiliyordu ve inanılmaz bir zevk alıyordu bundan. O küçük delik, ayrı bir canlışmış gibi, kendiliğinden hareket etmeye başlamıştı. Götünün kasları, hızla açılıp kapanarak, içine giren bu ateş gibi şeyi, sanki yoğuruyordu.

Adam iki elini uzatıp, bacaklarını karnına doğru biraz daha bastırdığında, elleri boşta kaldı Tuba'nın. İkisini birden ona doğru uzattı bacaklarının arasından. Ama aralarındaki mesafe nedeniyle ulaşamıyordu bir türlü. Onun yerine, elleri, yakaladığı hayali etleri sıkıyormuş gibi açılıp kapanıyordu. Biraz daha sokup, tüm vücudunun yeni bir depreme tutulmasına neden oldu adam. Gözlerini Tuba'nın gözlerinden asla ayırmıyordu. Sonra biraz daha soktu ve biraz daha. Bayılacak gibi olmuştu Tuba. Ve adam tek bir harekette, sikinin dışarda kalan kısmının tamamını götüne sokup, taşaklarını kalçalarının yuvarlaklarına yapıştırdığında da, bir kez daha beli gelmeye başladı.

- "Ender bulunan bir keman gibisin..." dedi adam, Tuba biraz kendini topladığında, "Seni sikmek, böyle müthiş bir kemanı çalmak kadar güzel... Her yerinden ayrı, birbirinden güzel başka bir ses çıkıyor... İnsan doyamıyor seni sikmeye... Tam sikilmek için, hem de her yerinden sikilmek yaratılmışsın, biliyor musun... Üstelik sikildikçe, daha da güzelleşiyorsun..."

Bu sözler, Tuba'nın bir kez daha belini getirmesine neden oldu yalnızca. Artık kaç kez belini getirdiğinin bile fankında değildi. Duyduğu zevk o kadar büyüktü ki, nerede olduğunu, hatta adını bile unutmuştu.

- "Ohhhhh..." diye inledi masanın üstünde kıvranırken, "Ohhhhh çok güzel... Beni delirtiyorsun... Sikerek delirtiyorsun beni... Ohhhhh hadi yine sik beni... Götümü sik... Hiç durmadan sik n'olursun... Ohhhh sik..."

Onu daha fazla yalvartırmadı adam. Tıpkı ilk seferinde olduğu gibi, sikini, uzun ve yumuşak hareketlerle sokup çıkarmaya başladı yine. Tek fark, o aklını başından alan sikin bu sefer götüne girip çıkıyor almasıydı. İnanılmaz büyük bir zevk duyuyordu Tuba. En az amından sikildiğinde aldığı kadar büyük bir zevkti bu. Adam, geri çekildiğinde neredeyse başına kadar çıkarıyor, ileri geldiğinde ise dibine kadar köklüyordu götüne. Yüzü, aldığı zevkle çarpılmıştı. Tuba, yattığı yerden, zevkten bulanıklaşmış gözlerle seyrediyordu onu. Kendi yüzünün de çarpıldığının farkındaydı. Ağzı alabildiğine açıktı. Aradabir gözlerini adamın yüzünden uzaklaştırıp aşağıya bakıyor ve küçük götüne girip çıkmakta olan o kocaman sikin görüntüsüyle deliriyordu. Tanrım ne kadar da büyük bir zevkti bu. Hiç beklemediği, yepyeni bir zevki keşfetmişti. Sikilmekten, o kocaman Hataylı sikinin götüne girip çıkmasından başka bir şeyi düşünemiyordu.

Götü öylesine duyarlı bir hale gelmişti ki, inanılır gibi değildi. Kendiliğinden hareketlerle, içine girip çıkmakta olan siki sıkıyor, bırakıyor, adeta sağıyordu. Sonra adam yine hızlanmaya başladı. žimdi daha hırsla, sanki döver gibi sikiyordu Tuba'yı. Dayanılır gibi değildi bu. Peşpeşe belini getirmeye başladı. Daha biri tam bitmemişken, bir daha ve bir daha çıkıyordu bulutların üstüne. Her beli gelişinde götü, içine girip çıkan siki sanki koparacakmış gibi sıkıştırıyordu. Ve adam, her an biraz daha hızlanan bir tempoyla, onu sikmeyi sürdürüyordu. O kocaman sik, hızlı devirde çalışan bir motorun pistonu gibi, götüne giriyor, çıkıyor, giriyor, çıkıyordu. Artık çırpınıyordu Tuba. Aklını kaybedeceğinden korkuyor ve çırpınıyordu. Tüm vücudu dalga dalga sarsılmaya başlamıştı. Ama adam durmuyordu. Öylesine sert, öylesine şiddetli sokuyorduki sikini Tuba'nın götüne, her seferinde kalçalarına çarpan kasıklarından şaplama sesleri çıkıyordu. Böyle dibine kadar geçirdiği bir anda da tohumlarını fışkırtmaya başladı içinde. Sonra sikini yarıyarıya çıkarıp, bir daha soktu köküne kadar. Ve Tuba, karnının alev alev yanmaya başladığını hissetti. Adam bir daha geri çekildiğinde de, siki çıkıverdi götünden. Az önce içini yakan o ateş gibi gibi tohumlar havaya fışkırıp Tuba'nın karnına, memelerine, boynuna ve hatta yüzüne gelmeye başladılar. Bu da onun, kelimenin tam anlamıyla kendinden geçmesine neden oldu.

Yeniden kendine geldiğinde, kanepede, adamın kucağında oturuyordu. Tanrım, onu sikerek bayıltmıştı adam. Sonra taşıyıp kanepeye getirmiş, kucağında tutuyordu. Mutlu bir kedinin sokulganlığıyla, adamın kucağında büzüldü Tuba. Yüzünü, onun boynuna gömdü. Çok yorulmuştu. Belinin kaç kez geldiğini bile bilmiyordu. Hele en sonunda, durmamacasına, peşpeşe gelmişti beli. Adam da yorulmuştu tabii. İki kere sikmişti onu. Bir kere de ağzına fışkırtmıştı bellerini. Öyle kucak kucağa, belki de saatlerce oturdular. Birbirlerinden ayrılmak istemiyorlardı ikisi de. Adamın iri kıllı elleri zaman zaman vücudunda dolaşıp, onu mestediyordu. Özellikle de, güzel bacaklarının okşanması hoşuna gidiyordu. Öylesine mutluydu ki. Bu an hiç bitmesin istiyordu neredeyse.

Sonra adamın okşayan elleri azgınlaşmaya başladılar yine. Şimdi her yerini mıncık mıncık yoğuruyordu. Yüzünü adamın boynundan çıkarıp, dudaklarını onun ağzına verdi Tuba. Çok hoşuna gidiyordu böyle öpülmek. Hırsla emiyordu adam dudaklarını. Bir ara Tuba'nın aralık ağzından dilini yakalayıp kendi ağzına çekti adam. Bir vantuz gibi emiyordu. Çok hoşuna gitti bu Tuba'nın. Tıpkı adamın aha önce ona yaptığı gibi, dilini onun ağzının içinde oynatmaya başladı. Öpüşmeleri, bir anda dehşetli elektrik yüklü hale gelmişti. Adamın elleri de, her yerinde dolaşmayı sürdürüyordu bu arada. Memeleri okşandıkça delirecek gibi oluyordu. Yeni bir sikilme isteğinin pençesine düştüğünün farkındaydı. Ama elbetteki şikayetçi değildi bundan. Oldukça dinlenmişti. Yeniden sikilmeye hazırdı. Adam da dinlenmiş ve onu bir daha sikmeye hazır hale gelmiş görünüyordu. Kalçalarında dolaşan elin orta parmağı götünün deliğini bulduğunda, zevkle kıvrandı Tuba. Hiç zorlanmadan, hala tam kapanamamış duran ve bellerle vıcık vıcık kaygan götüne giriverdi parmak. Tanrım, adam parmağını sanki götüne değil, beynine sokmuştu. Bir taraftan da üstünde oturmakta olduğu sikin yeniden kalkıp taş gibi sertleştiğini hissediyordu Tuba. Hızla, onu tekrar sikmeye, zevkten bayıltmaya hazır hale geliyordu adam. Bir elini bacaklarının arasına sokup, alev alev yanan siki sımsıkı avuçladı.

- "Bir daha mı sikmek istiyorsun beni..?" diye inledi sonra da adamın ağzının içine.

Ama yanıt alamadı bu sorusuna. Adam onu hırsla öpmeyi sürdürüyordu. Yine zevkten başı dönmeye başlamıştı Tuba'nın. Dudakları ve dili adamın ağzında erimiş, götü içindeki parmağı sımsıkı sarmıştı. Sonra adamın öbür eli de girdi devreye. O kalın ve kıllı parmaklardan biri amının dudakları arasından kayıp içine girdiğinde beli gelmeye başladı yine. Şimdi iki deliği de doluydu. Tekrar zevkten delirme noktasına gelmişti.

mofilius
mofilius
65 Followers