All Comments on 'Sebnem'in annesi Mefharet'

Hikayenin ilk kısmına katılıyorum.

Her anne oğlunun güçlü bir erkek olmasını ister. Genç kızlar bir yana, hele kendi yaşında olgun kadınların oğlu için yanıp bittiğini, kapısına kedi yavrusu gibi bağlandığını görmek her anneyi gururlandırır. Böyle bir oğlu olduğunu bilen anneler tereddütsüz başka kadınları, özellikle oğlunu elinden alma riski olmayan evli kadınları oğluyla tanıştırır. Böylece kendi iş, arkadaş çevresinde statüsü artacaktır. Hem oğlunu mutlu edecek, hem de bu işten kendisi kazançlı çıkacaktır.

Hele bu kadınlar arasında erkek evlat anaları varsa... Bir kadının kendi oğlu dururken, başka kadınların oğluyla sikişmesi demek, "senin oğlun benimkinden daha güçlü, daha erkek" demektir... Bu da "sen benden daha iyi koca buldun, daha üstün erkek doğurdun, daha iyi büyüttün" itiraf etmektir. Artık hepten teslim olsa yeridir...

Böylesi gururu kendi annesine yaşatmak da her erkeğin hayalidir.

Ancak... Sonrasında annenin izlediği yol bence yanlış. Elin adamıyla evleneceğine, İlk başta denediği gibi, kapanmaya devam etse daha iyi olurdu. Zaten Emre'nin etrafındaki kadınlar onu etkilemek için daha da açılıp saçılacaklar, Mehfaret gibi. Onlarla orospuluk yarışına girmektense kendini ayrı, üstün bir yerde konumlandırması daha doğru olurdu. Mesela, önceden açıksa, tesettüre girmesi, kapalıysa, çarşafa girmesi, hem iffetine söz getirmez, hem de oğlunu onurlandırırdı.

Emre'nin buna göz yummasını da ya toyluğuna ya da içten içe gavatlığına bağlıyorum. Kendi annesi evde tatminsizken başka kadınları kovalamak hayırlı evlada yakışmaz. Hele annesini başka adamlara teslim etmeyi aklım almıyor. Bir kere, başka kadınlarla ilişkisi ortaya çıkıp da annesini boşlarsa "acaba bende mi bir eksik var, benim yaşımda kadınları sikerken beni bırakıyor, beni beğenmiyor mu" diye kuruntuya düşer, üzülür. Artık Annesine erkenden el koyması, yatakları birleştirmesi gerekirdi. Tabi dışarıda ilişkileri de devam edecek. Siktiği kadınları tanıştırdığında, "sen bunlardan ayrısın, bunlar gelip geçici ama sen kalıcısın, beni doğuran kadın, benim tanrıçamsın" demesi olurdu. Böylece annesi de "acaba bende mi eksiklik var da oğlum başka kadınlara gidiyor" diye düşünmez, kendi kendine başka kadınları oğluna bulup getirirdi. Kah köşesinden izler, kah aralarına katılırdı.

Böyle aydınlık bir yol dururken, elalemin saçma fikrini dinleyip, serseri biriyle evlendi. Emre'yi de Mefharet gibi ortalık orospusu olmuş bir kadına az kalsın kaptıracakmış. Yine de bir araya gelmeleri iyi. Aklını başına alıp, güvenlikçi midir nedir, onu ya şutlaması ya da annesini, kız kardeşini vs. Emre'ye sunması lazım.

Zeycan hanımn güvenlikçi kocaya varması gerçekten hata olmuş.