Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.
You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.
Click hereOna dokunmayı hayal ettiğim zamanları hatırladım bir an; tanışmadığımız zamanlarda bu gün yaptığım şeyleri gözlerimle yapardım, onu göz ucuyla izlerken. Ne imkânsız anlar olarak gelirdi bana, bir o kadar da inanılmaz tabi ki. Şimdi kollarımın arasındaydı, kollarının arasındaydım. Uzun zamandır böyleydik ne muhteşem bir armağandı benim için. Nasıl oldu da hayat böyle bir kıyak yapmıştı bana. Ona her dokunduğumda, baktığımda bunu düşünüyordum, yaşadığım her ana hayret ediyordum. Şaşılacak şeydi sanki ilk defa oluyormuş gibi şu an memeleri avuçlarımın içindeydi, yoğura yoğura hamur kıvamına gelmişlerdi. Üzerlerindeki bilumum eylemim sonunda, iç çekişlerle şarkılar söylüyordu bana. Tutkuların, hasretlerin, aşkın nihavent nameleri dökülüyordu dudaklarından. Memeleri uzaya uzaya dudaklarımdan ayrılırken hüzzama dönmüştü sanki müzik bir anda.
Acı içindeki bu ayrılış, yüzümün gözümün yine saçına, başına, dudaklarına karışmasına sebep olmuştu. Aralıksız öpüşler birer ikişer dolanıp duruyordu, sonra boynuma, çeneme hızlıca geçişler oluyordu. Kalçası bacaklarımın üzerindeydi, alt egomu kasıkları araya almıştı, üzerinden sürünerek aşağı indi. Dudakları şimdi göğsümde dolanıyordu, ben sarılmaya çalıştıkça ellerimden kayıp gidiyordu en son saçlarına taktım ellerimi gövdemde dolaşan başını tutuyor, saçlarını okşuyordum. Üstüme örtü gibi olmuştu saçları. Şimdi benim memelerim onun dişleri arasında intikama kurban gidiyor. "Görürüsün sen" hırıltıları ile dişleniyorlardı. Ellinin biri aşağıda kavramıştı beni, diğeri oramda buramda dolaşıp duruyordu.