Ayla

PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here

"Immmmnnnnhhhhh..." diye inledi, "Ohhhhh çok güzel... Ohhhhhh..."

Tek tek parmaklarını ağzına alıyor, emiyordu adam. Tanrım, böyle bir şeyi hiç yaşamamıştı şimdiye kadar. Sıra öbür ayağına geldiğinde, gözlerini çevirip balkona baktı tekrar. Değişen hiç bir şey yoktu neredeyse. Kocasıyla bir Yunanlı'nın sırtları, odaya dönüktü hala. Ama öbür Yunanlı, olup bitenleri görüyordu. Ayla, onun kapkara gözlerinin alevler saçtığını görerek ürperdi.

Bu arada adam da, ayak bileklerinden başlayarak, yavaş yavaş yukarılara çıkmaya koyulmuştu. Dudakları ve dili, bacaklarının iç taraflarında dolaştıkça, zevkten mestolduğunu hissediyordu Ayla. Dizleri kendiliğinden, alabildiğine açıldılar. Şimdi tam amının içine bakıyordu Yunanlı. Kendini, tabak gibi açmıştı onun önünde. Adam iki elini kalçalarının altına sokup onu tuttu ve biraz öne çekti.

"Amın da çok güzel..." dedi sonra da, "Resim gibi... Sikimi içine alabilmek için açılmış bekliyor..."

Yunanlı'nın sözleri, ateşten birer ok gibi beynine saplanıyordu Ayla'nın. Alev alev yanan eller, hala kalçalarının altındaydı. Sonra adamın başparmağını, götünün deliğinde hissederek, çıldıracak gibi oldu Ayla. Vücudunun en duyarlı yerlerinden biriydi götü. En az amı kadar, hatta belki de daha fazla duyarlıydı o küçük delik. Amından akan sularla, şimdi vıcık vıcık ıslak ve kaygandı. Hafifçe bastırdı Yunanlı ve birden içine kayıverdi başparmak.

"Götünü sikmek istiyorum, biliyorsun değil mi..?" diye sordu adam, "Çok güzel götün... Tam sikilecek göt..."

Ayla, onun kapkara başının, bir anda kasıklarına gömüldüğünü gördü. Dudakları, amının susamış bir ağız gibi açık duran dudaklarına yapıştılar ve aynı anda da, dili içeri kayıverdi. Hiç durmuyordu Yunanlı'nın dili. Küçük bir sik gibi içine girip çıkıyor, zaman zaman yukarıya bızırına gelip, aklını başından alıyordu. Gözlerinin önünde şimşekler çakıyordu sanki. Birden beli gelmeye başladı. Götü, içindeki parmağı, koparacak gibi sıkıştırmıştı. Vücudu sarsılıyor, kıvranıp, bükülüyordu.

Kendini tekrar toplamasına, Yunanlı'nın ondan uzaklaşması neden oldu. Hala yerde oturuyordu adam. Ama biraz uzağına gitmişti şimdi. Sonra balkon kapısındaki hareketi farketti Ayla. Kocası içeri girmişti. Elindeki bardak boştu ve içkisini tazelemeye gidiyordu. Bir an gözgöze geldiler. Ayla, müthiş bir biçimde oturduğunun farkındaydı. Kalçaları koltuğun kenarında, yarı yatar gibi oturuyordu. Eteği beline kadar sıyrılmıştı. Bacakları alabildiğine açıktı.

"Eğleniyor musun..?" diye sordu Burhan, "Görüyorum ki, kendini seyrettirmeyi, bayağı ileri boyutlara götürmüş durumdasın..."

Ayla o kadar şaşırdı ki, konuşamadı bile. Acaba salak mıydı kocası? Hangi kendini seyrettirmekten söz ediyordu bu adam? O balkonda oturup, aptal aptal sohbet ederken, bu Yunanlı amını yalamış, parmağını götüne sokmuş, belini getirmesine neden olmuştu. Olduğu gibi meydandaki amının halinden de mi hiç bir şey anlamıyordu acaba? Bu durumu, hem şaşırtıcı, hem de garip bir biçimde tahrik edici buluyordu Ayla. Bardağına viski doldurmakta olan Burhan'ı seyrederken, Yunanlı'nın da yerden kalkıp, yeniden koltuğuna oturduğunu farketti. Onun gülümsemeden, onun da kocasının tepkilerine biraz şaşırdığını anlamıştı. Gerçi Türkçe konuşmaları anlamamıştı Yunanlı ama, kocasının hiç de kızgın bir hali olmadığını görebiliyordu. Sonra Burhan, elinde bardağı, yeniden balkona çıkıp, onları yalnız bıraktı.

Gözlerini yeniden Yunanlı'ya çevirdiğinde, Ayla kocasını tümüyle unutuverdi. Pantolonunun önü, bir çadır gibi kabarmıştı adamın. Gece kulübünde, eline almıştı onu Ayla. Okşayıp, belini getirmişti. Bunu hatırlamak, içinde müthiş bir ateşin yanmaya başlamasına neden oldu yalnızca. Çok istemesine rağmen orada yapamamıştı gerçi ama, şimdi burada, ağzına alabilirdi onu. Yerinden kalkıp, adamın bacaklarının arasına diz çöktü. Elini uzatıp, gözlerini bir türlü ayıramadığı kalkmış sikini okşamaya başladı.

Adamın buna yanıtı çok basit oldu. Fermuarını indirip, dışarı çıkardı sikini. Tanrım, ne kadar da büyüktü. Esmer, kıllı ve kocamandı. Morarmış başı bir mantar gibi şişmişti. Ayla elini yeniden götürüp, parmaklarını onun çevresine sımsıkı doladı. Böyle tuttuğunda, Burhan'ın siki kadar bir bölüm, yine de açıkta kalmıştı. Gözlerini kaldırıp balkona baktı. kocasının yine sırtı dönüktü içeriye. Ayaktaki Yunanlı ise onları seyrediyordu. Bu içindeki ateşin daha da büyümesine neden oldu yalnızca. Dizlerinin üstünde doğrulup, elindeki sikin üstüne eğildi. Dudakları, onun ateş gibi yanan başının üstüne kapandılar. Gözlerinin karardığını hissetti Ayla. Alabildiği kadarını ağzının içine alıp, emmeye başladı.

İlk defa bu kadar büyük bir siki ağzına alıyordu. Bu da, zevkten başının dönmesine neden oluyordu. Gece boyu içtiği içkilerin de etkisiyle, iyice umursamazlaşmıştı artık. Burhan şu anda odaya girecek olsa bile aldırmayacak gibi hissediyordu kendini. Yunanlı'nın tadı çok hoşuna gitmişti. Tüm kocamanlığı ve sertliğine rağmen, teni, inanılmaz bir kadife yumuşaklığındaydı ağzındaki sikin. Burnuna, adamın kasıklarından gelen koku doluyor ve bu başının dönmesini daha da arttırıyordu. Ama en müthişi, ağzının içini dolyduran o mantar gibi başın tepesindeki delikte zaman zaman beliren damlaların tadıydı. Neredeyse tüm benliğiyle Yunanlı'nın fışkırtmasını, tohumlarını ağzına doldurmasını istiyordu Ayla. Adamın erkeklik sıvısını içmek için duyduğu istek, giderek büyüyor, dev boyutlara ulaşıyordu.

Sonra birden, iki ateş gibi yanan elin kalçalarında dolaşkmaya başladığını hissederek titredi. Gözlerini açı baktığında, Yunanlı'lardan birinin gelip arkasında diz çökmüş olduğunu görerek, iyice heyacanlandı. Böyle dizlerinin üstünde öne eğildiğinde, eteği beline kadar sıyrılmıştı. Yeniden balkona baktı. Şimdi Burhan ve yanında oturan Yunanlı, yalnız kalmışlardı balkonda.

Ayla, kocasının salaklığına iyice inanmaya başlamıştı artık. Tanrım, sikilmek üzereydi ve Burhan bunun farkında bile değildi. Bir taraftan da, kocasının bu kadar yakında olması, içindeki sikilme isteğini daha da büyütüyordu sanki. İhanet yasak bir şeydi. Kocasının bu kadar yakınında ihanet ise daha da yasak ve bu nedenle daha da çekici, daha da güzel geliyordu ona.

Kalçalarını okşayan Yunanlı, kanının kaynama noktasına gelmesine neden oluyordu. Gerçekten ustaydı elleri. Kıçının yuvarlaklarını mıncık mıncık ediyordu. Sonra öpmeye başladı kalçalarını. Sonunda da dudakları, yuvarlakların arasına girip, amının dudaklarına yapıştılar. Tüm vücudu, elektrik çarpmış gibi titredi Ayla'nın. Belini büküp, kıçını yükseltti ve adamın yüzüne bastırdı. Dili her yerde dolaşıyordu. Ama asıl darbeyi, götünü yalamaya başladığında indirdi Yunanlı. Sıcacık, ıslak ve kaygan bir dilin götünün alabildiğine duyarlı deliğinin üstünde dolaşmaya başlamasıyla, delirecek gibi oldu Ayla. Sikle dolu ağzından derin bir inleme çıktı. Tüm yaşamı boyunca, ilk defa götü yalanıyordu ve bundan duyduğu zevk o kadar büyüktü ki, şimdiye kadar boşa geçen zamana acımaya başlamıştı.

Dudakları, emmekte olduğu sikin çevresine daha da hırsla yapıştılar. Aynı anda, arkasındaki Yunanlı'nın dudakları da götünün deliğine yapışmıştı. Sanki içini boşaltmak istiyormuş gibi emiyordu adam. Gözlerinde şimşekler çakmaya başlamıştı Ayla'nın. O da aynısını, ağzındaki sike yapmaya, tüm gücüyle emmeye başladı. Kocası, tümüyle çıkmıştı aklından.

Bir taraftan da, götünün her geçen an biraz daha açıldığını ve içine girecek bir sik için hazır hale geldiğini hissediyordu. Tek başına bu bile, inanılmaz bir heyecan veriyordu Ayla'ya. Götünden sikilmek istiyordu. Sik istiyordu götü. Kocaman bir Yunanlı siki hem de. Arkasındaki adam biraz uzaklaştığında, bu nedenle daha da heyecanlanarak beklemeye başladı. Hareketlerinden, onun pantolonunun önünü çözüp, sikini dışarı çıkarmakla uğraştığını anlıyordu.

Az kalmıştı.

Sonra dizlerinin üstünde, ona iyice sokuldu Yunanlı. Ne var ki, onun kocaman sikinin ateş gibi yanan başını, götünde değil de amında hissetti Ayla. Öylesine sulanmış, öylesine açılmıştı ki amı, tek bir harekette, dribine kadar sokuverdi adam. Yağ gibi içine kaymıştı o kocaman sik. Yunanlı'nın iri ve kıllı taşaklarının, amının dudaklarında ezildiğini hissetmek, onu deli ediyordu. Ama adam hareketlenip, sikini sokup çıkarmaya başladığında, zevkten bayılacak gibi oldu Ayla.

Sonunda sikiliyordu.

O akşama kadar hiç tanımadığı, yakışıklı ve kocaman sikli bir Yunanlı, balkonda oturmakta olan salak kocasından yalnızca bir kaç metre uzaklıkta, sikiyordu onu. Üstelik ağzında da, en az onun kadar kocaman, en az onun kadar yabancı ve yakışıklı başka bir Yunanlı'nın siki vardı. Kafasının içi, zevkten uğuldamaya başlamıştı. Bu nedenle, amının içinde ileri geri hareket etmekte olan sikin tümüyle dışarı çıktığını hissettiğinde, panikledi Ayla. büyük bir boşluk olmuştu içinde. Ama hemen peşinden, adam, sikini getirip götüne dayadı. Şimdi am sularıyla iyice ıslanmış, vıcık vıcık kaygan hali gelmişti siki. Hafifçe bastırıyordu. Bu temas, götünün de birden açılmaya başlamasına neden olmuştu. Tanrım, tıpkı et yiyen bir bitki gibi, içine girmeye çalışan siki kolaylıkla alabilmek için açılıyordu götü. Biraz daha bastırdı Yunanlı ve o mantar gibi baş, yavaşça kaydı içine.

Vücudu titremeye başlamıştı artık. Belinin gelmek üzere olduğunu farkediyordu. Tam o sırada da, müthiş bir şey oldu ve ağzındaki sik, birden fışkırmaya başladı. İnanılmaz bir hız ve bollukla fışkırtıyordu koltuktaki Yunanlı. Belleri, Ayla'nın ağzının tavanına çarpıyor, oradan da gırtlağından aşağıya midesine akıyordu. Müthiş bir şiddetle, onun da beli gelmeye başladı. Vücudu, dalga dalga sarsılıyordu. Gözleri karardı yine.

Kendini yeniden topladığında, başı, komltukta oturan Yunanlı'nun kucağındaydı. Adamın şimdi yarıyarıya inmiş olan siki yanağına değiyordu ve vücudu, arkadan sikini götüne sokup çıkarmakta olan öteki Yunanlı'nın haeaketleriyle, ileri geri gidip geliyordu. Bir anda kanının yeniden tutuştuğunu hissetti. Başını çevirip dudaklarını araladı, ve yanağını sürtünmekte olan, yapış yapış, bel içindeki yarı inik siki, yeniden ağzına alıp emmeye koyuldu.

Şimdi, tadını çıkara çıkara, yavaş yavaş sikişiyordu Ayla. Götünü sikmekte olan Yunanlı da acele etmiyordu hiç. Uzun ve yumuşak hareketlerle sikini götüne sokuyor, çıkarıyor, sokuyordu. Ayla, Yunanlı'nın sikini bir eldiven gibi saran götündeki binlerce sinir ucundan gelen zevk dalgalarının beynine gittiğini hissederek, mestoluyordu. İnanılmaz zevk alıyordu. Her zaman çok sevmişti götünden sikilmeyi. Ama bu seferki bambaşkaydı. Zevkten çıldıracak gibiydi.

Bu arada hırsla emmekte olduğu sik de, yeniden kalkmaya başlamıştı. Giderek büyüyüp kalınlaşıyor, ağzına zor sığar hale geliyordu. Ayla, bunu da inanılmaz tahrik edici buluyordu. Sonunda, Yunanlı'nın sikinin o kocaman başı gırtlağına dayanmaya başladığında, iyice kaptırdı kendini sik emmeye. Arkasındaki Yunanlı, götüne her geçirişinde onu ileri, arkadaşının üstüne doğru itiyordu. O zaman da, ağzının içindeki sik, gırtlağının en dibine kadar dayanıyor, gözlerinde şimşekler çakmasına neden oluyordu.

Götünün içindeki sik birden kasılıp, tohumlarını fışkırtmaya başladığında ise sanki içinde bir top patlamış gibi oldu Ayla'nın. Onun da beli geliyordu yine. Götü, inanılmaz bir biçimde açılıp kapanıyor, içindeki siki sanki sağıyor, tüm bellerini, tek bir damla bile kalmamacasına emip boşaltmaya çalışıyordu. Bu sefer, kendinden geçmemeyi başardı. Ama, Yunanlı'nın artık inen siki götünden çıkarken, bayılacak gibi oldu.

Sonra gözlerini kaldırıp, sikini emmekte olduğu Yunanlı'ya baktı. Biraz önce koltukta amını yalarken, "götünü sikmek istediğini" söylemişti ona adam. Bunu o da istiyordu. Götü sikilmeye doymamıştı daha. Yavaşça ayağa kalktı. Kocasıyla üçüncü Yunanlı, hala sırtları odaya dönük, oturuyorlardı balkonda. Ama Ayla, eğer kocası yanıbaşında bile olsa, bunu umursamayacağını, yine de kendini bu Yunanlı'ya götünden siktireceğini biliyordu.

Adam götünü istemişti, o da verecekti.

Sırtını oturan Yunanlı'ya dönüp, elini bacaklarının arasından uzatarak sikini kavradı onun. Emerek, ilk baştaki sertliğine ulaştırmıştı bu kocaman siki. Sonra dizlerini büküp, kalçaları adamın kucağına indirmeye başladı. Sikin başı götüne değer değmez de, bırakıverdi kendini. Götü bir anda açıldı ve o kocaman sik, dibine kadar girdi içine. Zevkten bağırmamak için, alt dudağını ısırdı Ayla. Tanrım, sikildikçe, daha çok sikilmek istiyordu. Sonra gözleri, şimdi ayağa kalkmış, önünde durmakta olan ikinci Yunanlı'ya takıldı. Yarı inmiş siki, hala pantolonunun dışındaydı ve bu manzara, Ayla'nın ağzının sulanmasına neden oluyordu. Elini uzatıp, yakaladı adamın sikini ve onu kendine doğru çekti. Sonra da ağzını açıp, üstüne eğildi. Az önce götünden çıkan, tohumlarını götünün en dibine fışkırtan sik, şimdi ağzındaydı.

Şimdiye kadar amından yeni çıkmış sikleri ağzına aldığı çok olmuştu Ayla'nın. Ama ilk kez götünden yeni çıkmış bir siki alıyordu ağzına. Tadı da kokusu da çok değişikti. O kadar çok heyecanlandı ki, yine gözleri kararmaya başladı. Büyük bir hırsla emmeye başladı. Bir taraftan da, koltuktaki Yunanlı'nın sikinin üstüne oturup kalkıyor, onu götünün içine alıyordu. Bir taraftan da, Yunanlı'ları iyice heyecanlandırdığını farkedebiliyordu.

Sikildikçe daha çok sikilmek istiyor, sikildikçe, daha güzel, daha istekli sikişiyordu. Adamlar etkilenmişlerdi. Ağzının içindeki sik, yine alabildiğine kalkmış, kocaman olmuştu. Geri çekilip onu ağzından çıkardı ve hayranlıkla seyretti Ayla. Tanrım, ne kadar da büyüktü. Dibinden sıkı sıkı tutup, kocaman başını yalamaya başladı. Sonra adamın, arkadaşına Yunanca birşeyler söylediğini duydu. Ne dediğini anlamamıştı tabii. Kucağında oturduğu Yunanlı, iki eliyle giysisinin askılarını düşürdü önce. Şimdi memeleri çıplak kalmıştı. Sonra adamın kıllı elleri, birer pençe gibi avuçladılar memelerini. İçi çekiliyordu Ayla'nın. Adam onu iyice kendine çekip, sırtını göğsüne yasladı. Öteki Yunanlı da birden eğilip iki bacağını, dizlerinin arka tarafmlarından tutup havaya kaldırdı. Dengesini iyice yitirmiş, altındaki adamın kucağında hareketsiz kalmıştı Ayla. Zevkten kısılmış gözlerle, adamın bacaklarını biraz daha kaldırıp, iyice birbirinden ayırdığını gördü. Böyle oturunca, altındaki Yunan'lının siki, tümüyle girmişti götüne. Sonra ayaktaki biraz daha sokuldu. İki bacağı, koltukta oturan arkadaşının bacaklarının iki yanındaydılar.

Ayla, onun müthiş bir istekle amına bakmakta olduğunu gördü. Gözlerini indirip, o da baktı oraya. Susamış bir ağız gibi dudaklarını açmıştı amı. Birden ne olacağını anladı ve inanılmayacak kadar heyecanlandı. Tanrım, o da sikini amına sokacaktı. Arkadışının siki dibine kadar götüne gömülüyken, o da amına sokacaktı sikini. Yalnızca inleyebildi.

Gittikçe daha çok sokuluyordu Yunanlı. Sikinin başı amının dudaklarına değdiğinde, beli gelmeye başladı Ayla'nın. Sonra sokmaya başladı adam. Tanrım, zevkten uçmak üzere olduğunu hissediyordu Ayla. Götü, kocaman bir sikle doluydu ve ikinci bir kocaman sik, amına giriyordu. Karnının içini sik doluyordu. Bu kadar büyük bir zevki hiç yaşamamıştı. Bulutların üstüne çıkmıştı sanki. Yunanlı, biraz da zorlanarak bastırıyor ve siki, amına giriyordu. Sonunda, köküne kadar geçirdi. Bu da, Ayla'nın belinin bir kez daha gelmesi için yeterli oldu. Kelimenin tam anlamıyla yıldızları görüyordu.

Sonra onu sikmeye başladılar adamlar. Biri amını, öbürü götünü sikiyordu. Kocaman Yunanlı sikleri, birer piston gibi içine giriyor, çıkıyor, giriyor, çıkıyordu. Yine beli geldi Ayla'nın. Sonra da bir daha ve bir daha. Kendini bir sik kölesi gibi hissediyordu. Tüm benliğini, müthiş bir zevk girdabına kaptırmıştı. Çevresindeki her şey, sanki silinip gitmişti ve tüm evren, yalnızca amıyla götü ve oralara girip çıkmakta olan siklerden ibaret bir hale gelmişti.

Böylesine büyük bir zevkin olabileceğini bile, şimdiye kadar hiç düşünmemişti Ayla. Gerçek anlamda sikilmekti bu. Sikilmekti. Bir taraftan da, amını sikmekte olan Yunanlı'nın yüzünü seyrediyordu Ayla. Zevkle çarpılmıştı bu esmer ve yakışıklı erkek yüzü. Gözleri kısıktı. Derin derin soluyordu. Onun da, müthiş zevk aldığını görebiliyordu. Bu da, kendi zevkini kat kat arttırıyordu nedense. Altındaki adamın da yüzünü görebilmek için başını yana çevirdi ve bir anda kocasıyla gözgöze geliverdi.

Hiç de öyle sarhoş görünmüyordu Burhan. Sonra birden, müthiş bir ayrıntıyı farkediverdi Ayla. Kocasının pantolonunun önü açıktı ve sikini dışarı çıkarıp eline almıştı. Yine gözgöze geldiler.

"Müthiş..." dedi Burhan, "İkisi birden sikiyorlar seni..."

Yalnızca inleyebildi Ayla. Kendini bir hayal aleminde hissediyordu. Olup bitenlere aklı ermiyordu bir türlü. Bu odaya geldiklerinden beni balkonda aptal aptal oturup içmekte olan kocası, şimdi yanıbaşında duruyor ve onun sikilişini seyrediyordu. Üstelik kalkmış siki de elindeydi. Yeniden inledi.

"Seni sandviç yapmışlar..." diye soludu kocası, "İnanılmaz güzel görünüyor, biliyor musun..?"

"Beni sikiyorlar sevgilim... Biri amımı, öbürü götümü sikiyor.... Ohhhh sikiyorlar beni... Karını sikiyorlar... Karını sikiyorlar sevgilim..."

Sonra gözleri, üçüncü Yunanlı'yı da yakaladı. Kocasının biraz arkasında duruyordu adam. O da sikini dışarı çıkarmıştı. Ohhh tanrım, kocaman bir Yunanlı siki daha vardı şimdi.

Birden müthiş bir şey oldu. Yunanlı'ların ikisinin birden beli gelmeye başladı. Biri amına, öbürü götüne fışkırtıyordu tohumlarını. Erkeklik sıvılarının yakıcı sıcaklığı, aklına başından aldı Ayla'nın. Dev bir elin onun tutup gökyüzüne fırlattığını hissetti.

Kendine geldiğinde, yatağın üstünde yatıyordu. Çırıl çıplak soymuşlardı onu. Tüm vücudu sızlıyordu. Dirseğini yatağa dayayıp doğruldu ve kocaman, kıllı bir sikle burun buruna geldi o anda. Üçüncü Yunanlı yatakta, yanıbaşındaydı. Dizlerinin üstünde duruyordu adam ve o da çırılçıplaktı. Ayla'yı saçlarından yakalayıp, yüzünü sikine doğru çekti. Yalnızca ağzını açabildi. Sonra adam, sikini ağzına soktu. Peşinden de kalçaları hareketlendi ve ağzına sokup çıkarmaya başladı. Daha tam kendine gelemeden, yeniden zevkten uçma noktasına gelmişti Ayla. Tanrım bu sefer de ağzından sikiliyordu. Yunanlı, düpedüz ağzından sikiyordu onu.

Sonra, Burhan'ın koltuklardan birinde oturmakta olduğu gördü. Pantolonunu çıkarmıştı kocası. Sikini sıvazlıyor ve onu, daha doğrusu, ağzından nasıl sikildiğini seyrediyordu. Bu inanılmayacak kadar heyecanlandırdı Ayla'yı. Yunanlı'nın yaptığı çok büyük zevk veriyordu gerçi ama, kocasının seyretmesi, bu zevki bir anda yüze katlamıştı sanki.

Birden ağzındaki sikin kasıldığını hissetti. Aynı anda fışkırtmaya başladı adam. Bellerini ağzına dolduruyor, gırtlağından aşağıya, midesine akıtıyordu. Öyle de çok fışkırtıyordu ki, hepsini yutamıyordu Ayla. Bir kısmı dışarı taşıp, dudaklarından çenesine, oradan da boynuna doğru sızıyordu. Beli gelirken, içinde bir top patlamış gibi oldu. Yeniden kendinden geçti.

Bilincini yeniden toplayabildiğinde, Yunanlı'nın alındaydı Ayla. Memelerini yalıyordu adam. Kendini, yeni bir zevkin pençesinde buluvermişti yine. Başını çevirip kocasına baktı. Büyülenmiş gibi seyrediyordu Burhan. Öbür koltuğa da öteki Yunanlı'lardan biri oturmuştu. Tıpkı ayaktaki arkadaşı gibi, o da çırılçıplak soyunmuştu şimdi. İkisinin de sikleri, yarı kalkmış bir haldeydi.

Üstündeki Yunanlı, şimdi bacaklarının arasına girmişti. Sonra dizlerinin üstünde doğrulup, Ayla'nın bacaklarını iki eliyle tutup havaya kaldırdı adam. Sikecekti onu. Tanrım, bir kez daha, kocasının hemen önünde sikilecekti. Dizlerini karnına doğru çekti Ayla. Kendini Yunanlı'nın önünde, bir tabak gibi açmıştı şimdi. Yunanlı'nın kocaman sikinin başı, amının dudaklarına değiyordu. Birden ve tek hamlede, dibine kadar geçirdi adam.

"Ahhhhh..." diye inledi Ayla, "Sik beni... Ohhh hadi sik beni..."

İngilizce konuşuyordu onun anlayabilmesi için. Ama adamın, böyle bir istek gelmesini bekleyecek hali olmadığını da görebiliyordu. o kocaman sikini, amına sokup çıkarmaya başlamıştı bile. Arkadaşlarınınkilerden de büyüktü bunun siki. Alabildiğine açılmıştı Ayla'nın amı. Başını kaldırıp aşağıya baktı. Her çıkarışında, amının dudakları o kocaman sikin çevresine sımsıkı yapışıp çekiliyor, her geçirişinde ise içeri bükülüp gözden kayboluyordu. İnanılmaz zevk alıyordu Ayla. İnlemeye başlamıştı.