Deniz Kenarında

Story Info
Deniz kenari
3.7k words
5
1k
00
Share this Story

Font Size

Default Font Size

Font Spacing

Default Font Spacing

Font Face

Default Font Face

Reading Theme

Default Theme (White)
You need to Log In or Sign Up to have your customization saved in your Literotica profile.
PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here
astronot
astronot
19 Followers

Her yaz amcamın Dikili'de ki yazlığına gider yazı orada geçirirdim üniversite yıllarımda. Çok hareketli bir yer sayılmaz ama gece hayatı çok fazla olmadığından ötürü geceleri gençler ya etrafta ki diskolar için uzun yollar yapıyordu ya da sahilde kendi eğlencesini kendi yaratıyordu.

Ben ve benim grubum genelde kendi eğlencesi yaratan taraftaydık. Bizler genelde sahilde yapılmaya başlanan fakat sahile çok yakın olmasından ötürü belediyenin mühürlediği bir inşaatın önünde ki kumsalı mekan edinmiştik. Çünkü hem sahilde bol bol bira içtiğimiz için inşaat çişimizi yapmak için süper bir mekandı hemde inşaatta ortada kalan kalaslar sahilde yaktığımız ateşin kaynağıydı.

Yine bir gün sahilde oturmuş müzik yapıyorduk. Ellerinde şarap şişeleri olan kendi kendilerine eğlenen 5-6 tane kız önümüzden yürüyerek geçerken bizim o sırada çaldığımız şarkıya eşlik edercesine bağıra bağıra şarkı söylemeye başlamışlar. Birlikte gitar çaldığım arkadaşım Altuğ'un kardeşi Burak birden arkama saklanınca irkildim.- "Hakan abi, kızlar geliyor beni kurtar" dediğinde birden dünyaya geri dönmüş ve "Ne kızları abicim ne oluyor çekil götümün arkasından" dediğimde "Abi kızlar duymaz diye, Kızlar gelin birlikte söyleyelim böyle olmaz ki diyerek laf attım, beni kurtar nolur" dediğinde kızlar dibimize gelmişti zaten. Bende ters birşeyler söyleyecekler, bizi öküzlükle falan suçlayacaklar düşüncesiyle bir yandan canım sıkılıyor, bir yandan Burak'a kızıyor, bir yandan da neler söylemem gerektiğini düşünüyordum ki, kızlar pat diye yanımıza oturuverdi. - "Kim laf attı?" diye sordu aralarında yaşça en büyük olanı. Bende kusura bakmamaları gerektiğini belirterek. "Arkamda ki ufaklık ki adı Burak olur bu zevzekliği yapan, diyerek söze girdim ve kendilerinden nazikçe özür diledim.

Aralarında en güzel olanı " yok önemli değil bizimde canımız sıkıldı bizim içinde değişiklik olur "diyerek O zamanlar üniversite ikinci sınıfa yeni geçmiş, üniversitede de çeşitli yerlerde müzik yapmanın vermiş olduğu cool tavır ile hangisinin bana düşeceğini bekliyordum. Oturduklarında hemen gitar çalmaya devam ettim ve hiç birine adını bile sormadım sanki orada olmalarının benim için önemi yokmuş gibi. Sohbet esnasında en güzel olan sürekli diğer arkadaşlarımla konuşuyordu fakat bana hiç ama hiç pas vermiyordu.

Kızı çaktırmadan süzüyordum. Üzerinde vücudunu saran mor bir elbise vardı. Eteğinin kesimi asimetrikti benim tarafımda bulunan bacağına doğru kısalıyordu. Rahat bir şekilde oturduğu için neredeyse kalçasına kadar çıkıyordu eteği. Tatil yeri olduğu için ne kadar açık olursa olsun bir kadına bakmak içimden gelmezdi ama bu kadına gözlerim kayıyordu istemsiz bir şekilde. göğüsleri çok iri ve dimdikti sürekli diğer tarafta ki arkadaşlarımla sohbet ettiği için o fark etmeden doya doya vücudunu süzebiliyordum. Bir yandan doya doya ona bakmak hoşuma gitse de bana doğru bir kere bir kafasını çevirip bakmaması beni çileden de çıkarmıyor değildi. Bende artık yavaş yavaş cool tavrı bırakıp, ilgi isteyen çocuk moduna geçip "eee ben yoruldum biraz ara vereyim" falan dediğimde kafasını bana çevirmeden "valla iyi olur bizimde kulaklarımız dinlenir" diyerek beni göt etme serisini bayağı ilerletiyordu.

Ben artık olursa olur olmazsa olmaz diyerek fiziksel temas için bahane yaratmaya çalışıp parmaklarım ile önüme doğru uzattığı bacaklarını dürtüp, adını gerçekten bilmediğimden "arkadaşım birayı uzatır mısın" dediğimde " Bacaklarıma dokunmak için birayı bahane etmene gerek yok bana sorman yeterli olurdu" diyerek hayatımın şokunu yaşatıyordu. Bende konu bira olunca yanımda oturan diğer gitarist arkadaşımı göstererek "Altuğ'u bile ellerim ki emin ol sana dokunduğumdan da daha çok zevk alırdım ama maalesef birayla aramda olan kişi sensin" diyerek artık uzanamadığım ciğere mundar diyordum.

Ben öyle dediğimde kızın gözleri fal taşı gibi açılmış, "aaa duydunuz mu ne dedi" diyerek arkadaşlarına. Normalde arkadaşlarım arasında bir namım vardı. Her zaman yanımda güzel kızlar olur, kızlar sürekli bana asılır bende kendimi ağırdan satardım.Çok yakışıklı olduğumdan değildi tabi bu durum. Babamın maddi durumu iyiydi. Cebimde her zaman istediğim kadar alkol alacak param olur, müzik yaparım, arabam altımda istediğim yere giderdim ve ağzım iyi laf yapardı. Beni hiç tanımayan biri ile girdiğimiz bu ilk diyalog ise evlere şenlikti. Ortam bayağı gerildi ve Duygu ayağa kalkarak avucuna taş doldurarak denize doğru yürüdü ve sinirle tüm taşları teker teker denize fırlatmaya başladı. "Hakan sen Duygu'nun kusuruna bakma geçen hafta eşinden boşandı. Bizde gelip kafasını dağıtsın diye tatile getirdik" dedi adının Nihal olduğunu sonradan öğrendiğim kız. "O yüzden biraz sinirleri biraz bozuk ve şuanda erkeklerden nefret etme aşamasında lütfen kendi üstüne alınma"diyerek sözlerine devam etti. Ben ise yaşasın en azından bakire değil( o yaşlarda yaşadığımız en büyük sorun) diyerek için için seviniyor, bir yandan da erkeklerden nefretinden ötürü asla ona yaklaşamayacağımı düşünüyordum.

Yaşım o zamanlar daha 19'du üniversite öğrencileri arasında kız tavlama numaralarım işliyordu ama evlenmiş boşanmış ve benden tahminen 7-8 büyük kadınlarda demek ki bu numaralar işlemiyordu. O zamanlar bile yaşımdan büyük gösterdiğim için kendimden büyük kızlarla oluyordum ama yaşça benden hiç bu kadar büyük biriyle daha önce hiç beraber olmamıştım. Zaten yaşanan atışmadan sonrada pek bir imkanı da kalmamıştı. Duygu hiç birşey olmamış gibi geri döndü ve yine benim yanıma oturdu. Bu sefer ise bacaklarını toplamıştı ve güzel bacaklarını izleme imkanımı ortadan kaldırmıştı. Acaba daha önce bacaklarına bakmam için izin verdi de şimdi kızdığı için bu izni mi iptal etti diye kendi kendime sormadan edemedim. Gitar, şarkılar derken ortam tam yumuşamıştı derken arkadaşlardan biri olan İbrahim gidip arkada ki inşaata çişini yaptığında Duygu "ayıp be ilerde camping alanı var orada tuvalet gidip orada yapsana"diye çıkışınca ortam yine bir gerildi ve tadımız iyice kaçacağa benziyordu. Duygu'nun bu çıkışından sonra bende laf yememek için çişimi tutayım dedim bari bunlar kalkana kadar kendi kendime. Kız bayağı kafayı bulmuş önüne gelene sataşıyordu. Bende kız ne kadar güzel olursa olsun artık hiç bulaşmıyordum. Serseri mayın gibi kime ne zaman patlayacağı hiç belli olmuyordu.

Biram bittiğinde kalkıp kendim alıyordum, o tarafa artık hiç bakmıyordum, hatta inadına diğerleri ile sohbet etmeye bile başlamıştım aralarda. Müziğe ara verdiğimizde kolumda ki dövmenin anlamını sordu kızlardan biri anlamını söyleyince Duygu "inanamıyorum bu o" gibi saçma sapan bir cümle kurdu. "Anlamadım" dedim birden bire o ise sadece yok bişey diyebildi. Bende zaten çok muhatap olmamak adına konuyu uzatmadım.Zaman gittikçe dördüncü biradan sonra artık idrar kesem patlamak üzereydi ben ayağa kalkınca " nereye diye" sordu herkes çünkü normalde tuvaletimiz olan inşaat arka tarafımızdaydı ben ise kampa doğru hareket etmiştim. Bende "izin verirseniz İŞEYECEĞİM" "hemde kimseden laf yemeyeceğim bir yerde" diyerek yine istemsizce laf atmış oldum. Duygu birden hareketlenerek "bende hiç kimse oraya gitmeyecek sandım, karanlık olduğu için tek başıma da gitmeye korktum" dedi ve ardından ekledi "beni bekler misin?" Ben yine ikilemde kalmıştım çok güzel bir kadınla başbaşa kalacağıma sevinsem mi yoksa erkeklerden nefret eden bir kadınla onca yolu beraber yürüyeceğime üzülsem mi bilemiyordum.

Neyse ben beklemesem de yavaş adımlarla yürümeye başladım o da arkamdan gelip bana yetişti. En azından ona taviz vermeyeceğimi ona göstermiş oldum. Kampa vardık ve ardından yine epeyce yol yürüyerek tuvaletlere ulaştık. Kampın tuvaletleri pek temiz değildi ve kadınların tarafında ki tuvaletin kapısı bozulmuş kapanmıyormuş. Çişimi yapıp çıktığımda beni kapıda bekleyen Duygu "kapı kapanmıyor yapamadım ben kapıda bekler misin" dedi. Kadın bazen çok sarhoş bazen de normalden çok ayık duruyordu kadını çözemedim. Tuvaletten çıktı ellerini yıkadı ben beklemeden arkamı dönüp yürümeye başladım ne de olsa korkuyor peşimden koşsun bari dedim içimden. Arkamda geldi omuzlarımı tuttu. Bende benden birşey istiyorsan seslenebilirsin, dokunmana gerek yok diyerek intikam aldım kendimce. Duygu ise " sana olan ilgim havluya olan ilgimle aynı ellerimi kuruladığın için sağol" dedi.

Yine göt olmuştum ve artık pes ettim derken, "koluma girdi başım çok döndü sana yetişmek için koşarken" dedi ve ekledi "koluna girdim diye beni öpebileceği sanma" bu hayatımda duyduğum en aptal cümleydi. Beni öpmeye kalkarsan kıyameti kopartırım mı demek istedi yoksa hadi ne duruyorsun beni öpsene mi demek istedi diye bir gelgit yaşadım. O beş saniye o ana kadar ki en uzun beş saniyeydi. Bir yandan bana hiç yüz vermemesi nedeniyle normalden kat be kat arzuluyordum onu ama yapacağım bir hamle karşısında ise ne tepki vereceğini hiç ama hiç kestiremiyordum.Düşündüm ve şu cevabı verdim " Seni öpmek istesem, zaten şu cümleyi kurmaya zamanın kalmazdı" dedim. Bir yandan bana hiç yüz vermemesi nedeniyle normalden kat be kat arzuluyordum onu ama yapacağım bir hamle karşısında ise ne tepki vereceğini hiç ama hiç kestiremiyordum.Düşündüm ve şu cevabı verdim " Seni öpmek istesem, zaten şu cümleyi kurmaya zamanın kalmazdı" dedim.

Ardından birden bire durdu ve kafasını çevirip bana sert bir bakış fırlattı. Ben kesin tokat yiyeceğim kaygısıyla kendimi biraz geri çektim ama sonuçta koluma girmişti bu sebeple ondan çokta fazla uzaklaşamadım. Koluma girdiği eliyle bileğimi kavradı ve beni kendine doğru çekti ve şöyle dedi;- Korkmana gerek yok seni yemem. -Bense cevap olarak;"Korkmam tabi ama yesen bile nereden yemeye başlayacağın önemli" dedim şımarıkça ondan bulduğum yüz sayesinde.Bu cümleyi duyduktan sonra Duygu'da hınzırca gülümsedi, bileğimi tuttuğu elini gevşetip, elimi kavradı, diğer eliyle elbisesinin düşen askısını düzeltti ve bana daha fazlaca sokuldu. Yavaş çekim yaşanıyordu sanki herşey. Önce kafalarımız birbirine yaklaştı, alınını yanaklarıma yapıştırdı. Hava sıcaktı ama Duygu'nun teni resmen yanıyordu. Alnını yanağım ile boynum arasında biraz gezdirdikten sonra boşta olan elimle diğer omzunun başını tutup okşamaya başladım.

Gecenin başında ki o sert kadın gitmiş, yerine resmen kedi misali sevilmek için okşanmak için sırnaşan bir kadın gelmişti. Kafasını kaldırdı, yavaş yavaş, ufak ufak önce boynuma, sonra yanaklarıma öpücükler kondurmaya başladı. Dudakları yumuşacıktı, öpüşmeden önce göz göze geldik ama benim gözlerim onun o tatlı, yumuşacık ve yakından baktığım zaman net olarak gördüğüm kalın dudaklarındaydı. Önce küçük bir öpücük kondurdu dudaklarıma, dudakları o kadar kalındı ki dudaklarım resmen dudakları arasında kayboldu ve sonra vahşi bir şekilde dudaklarıma yapıştı. Alt dudağımı emiyordu, ısırıyordu, arada çeneme iniyor dilini ve dudaklarını çenemde gezdiriyordu. dudaklarımız en sonunda hiç birbirinden ayrılmayacakmış gibi birbirine kenetlendi. Dillerimiz birbirimizin ağzında resmen sevişiyordu. Harika öpüşüyordu. Öpüşürken bile boşalacağım diye korktum bir an. Sonra iyice ateşlendiği için ayak üstü sevişmemiz ben onu kalçalarından kavrayarak kendime çektim, kalçaları yusyuvarlaktı ve avuçlarım kalçalarında kayboluyordu.

Gece saat 02:00 civarı olsa da resmen yolun ortasında sevişiyorduk. Sahilde daha önce kuytularda kızlarla öpüşmelerim oluyordu

ama bu kadar ortada herkesin görebileceği bir yerde ilk kez bunu yaşıyordum ve bu durum beni inanılmaz tahrik ediyordu. Kalçalarından tutup kendime doğru çekince iri memelerini kendime kalkmış aletimi de karnına doğru bastırınca durumun vahametini anlayıp. - "Bu kadar yeter şimdilik, bizi merak edip bakmaya gelirler" dedi ve ufak bir öpücük daha kondurdu dudağıma ardından bileklerimden tutup "bunları da artık buradan çekelim di mi?" diyerek sırıttı.

Duygu konuşmaları sırasında ertesi gün Dikili'den başka bir yere gideceğinden aynı yerde çok fazla duramadığından bahsediyordu. Bana da şimdilik bu kadar yeter demişti. Benim de İstanbul'a dönmeme bir ay vardı daha. Bir ay boyunca onu nasıl sikemediğimi düşünerek geçecekti anlaşılan. Bunları düşünürken Duygu'ya o kadar boş boş bakmıştım ki ellerini gözümün önünde sallamasıyla irkildim. "Merhaba, dünyadan Hakan'a, dünyadan Hakan'a" diyerek benle dalgasını da geçmiş oldu. Yolda yürürken bana cep telefonum, olup olmadığını sordu. Malum o zamanlar cep telefonu herkeste yok bende öğrenciyim ama babam sağ olsun bana en son modelini mutlaka alırdı) Neyse yürürken ayak üstü ben telefon numaramı söyledim ama bir yere kaydetmedi. Bende çok ciddiye almadığını bununda ilk ve son öpüşmemiz olduğunu düşünmeye başladım. Bana yapabileceği en büyük kötülük bu olmuştu sanırım. Bu kadar güzel bir şeyi gösterip ardından gitmek....

Karanlık sahilden, arkadaşlarımızın olduğu yere doğru geçmiştik. Sahilde yaktığımız ateş iyice zayıflamıştı, elde ki tüm içkiler tüketilmişti yani herkes artık yavaş yavaş dağılmaya hazırlanıyordu. Kızlar kendi aralarında şarkı söylüyorlardı. Duygu oraya varınca, " Arkadaşlar artık gidelim mi eve malum yarın yola çıkacağım" dedi gideceğini gözüme sokmak istermiş gibi. Biraz söylenseler de beş dakika içinde kızlar ayaklanmış ve gitmek için bizlerle vedalaşıyorlardı. Duygu ondan beklemediğim bir tavır ile bizlere dönüp, sizde gidip yatın hatırım için aklım burada kalır uyumam sonra. "Hem bizim ev yakın görürsem bir daha konuşmam hiçbirinizle" dedi. Bende mesajı bana verdiğini anladım ve zaten o kadar erkekle ve kalkmış bir aletle sahilde ne yapabilirim diye düşünerek "hadi arkadaşlar bizde kalkalım" dedim ve evlere dağılmaya başladık. Bizim arkadaşlarla kalktık ve siteye doğru yol aldık.

Siteye girdiğimizde telefonuma bir mesaj geldi.

- Ne yaptın vardın mı eve?

- Kimsiniz?

- Sen her öptüğün kıza böyle mi yaparsın? Duygu.

- Hayır ama senden bir daha haber alamayacağımı düşündüm.

- Kızları eve soktum. Yarım saate kadar sızarlar. Sahilde buluşalım bir saat sonra.

Şoka girmiştim. Meğerse yaptığı şeylerin amacı benimle başbaşa kalmak içinmiş. Bayağı sinirlenmiş hatta nefret etme derecesine gelmiştim. Ama bu yaptığımdan ötürü suçluluk duygusu da hiç yaşamadım. Kalkmış bir aletle eve dönmenin acısını çekenler anlar. Bende arkadaşlarımı sepetledim. Gitarımı eve bıraktım ve ardından yola koyuldum. Evden ne olur ne olmaz diye de prezervatif takviyesi aldım. Yanımda bir tane acil durum prezervatifi vardır hep ama bu kadını daha öperken boşalıyordum ve bir adet sadece 1 dk gidecek gibi duruyordu. Normalde erken boşalma sorunum yoktur ama bu kadınla da geç boşalmanın imkanı yok gibiydi.

Sahile indiğimde kimse yoktu oturduğumuz yerde. Beklemeye başladım ama gelen giden kimse yoktu. Mesaj attım, cevap gelmedi. Artık dayanamayıp aradım telefonu kapalıydı. Artık kesin beni kandırdı iyice maskara etmek için böyle yaptı diye düşünürken. Mesaj geldi. - Kusura bakma tangamı değiştirirken telefonu düşürdüm. Bataryası çıktı telefon kapandı. beş dk içinde oradayım. Anlamıştım artık bu gece öpüşmeden fazlası olacaktı.

O zamana kadar dört veya beş kızla ilişkiye girmiştim ama hepsi zaten çokta gaza getirici olmayan seks nedir bilmeyen kızlardı. Bu kadın farklıydı. Bir erkeği nasıl azdıracağını çok çok iyi biliyordu. Bende de o yaşların genel korkusu olan ya sikimi beğenmezse, ya onu boşaltamazsam gibi saçma sapan düşünceler vardı. Çünkü kadın bu işin profesörüydü resmen.

Gerçekten de beş dakika sonra geldi. Kıyafetini değiştirmiş, pileli daha kısa bir etek giymiş, üstünde de body vardı. memeleri biraz daha aşağıya doğru duruyordu, sanırım iç çamaşırı giymemişti. geldi yanıma oturdu. Burası çok aydınlık biraz daha karanlığa doğru gidelim mi dedi. Aklıma arkamızda ki mühürlenmiş olan inşaattan başka bir yer gelmedi. inşaatı gösterdiğimde ise çok istekli davranmadı ama sahilde jandarmalar geziyor orada rahat ederiz dediğimde rıza göstermek zorunda kaldı.

Ben önde o arkada el ele tutuşarak inşaata doğru ilerledik. Sonra iki katlı binanın üst katına çıktık. İnşaatı yapan ustalardan kalma iki tane yatak zaten vardı. İnşaat zaten bir iki ay önce mühürlenmiş olduğu için yataklarda kötü durumda değildi. Yataklardan birine o birine ben oturduk. Birdenbire;

-"Biliyor musun ben daha önce kocamdan başka biriyle olmadım" dedi sanki pişman olmuş gibi.

-"Olmak zorunda değilsin" diyebildim sadece. Birden kedi çevikliğiyle üstüme atladı ve "Seni istediğim için üzülmüyorum, başka birini bugüne kadar neden bu kadar çok istemediğime üzülüyorum" dedi ve dudaklarıma yapıştı. Üstüme atladığında yatağa düştüm o da benim üstüme kapaklandı resmen. Tahmin ettiğim gibi sütyen takmamıştı. Üzerinde ki kıyafetinden sol memesi fırlamıştı. Memeleri irice ve oldukça dik gözüküyordu. Göğüs uçları ise sertlemiş ve çok büyük değilde memelerine kıyasla. Yalıyordu beni ; boynumu, kulaklarımı, çenemi artık öpmeyi bırakmış resmen dondurma bulmuş çocuk gibi her yerimi yalamaya, tükürüğünü her yanıma bırakmaya başlamıştı. Bacağının birini diğer tekini diğer tarafıma attı ve artık tamamiyle bacaklarının arasındaydım. tanıştığım hiç bir kıza benzemiyordu,

Çok ateşli ve kontrol etmeyi seviyordu. ellerimi pileli eteğinin altına soktuğumda en azından tanga ile karşılaşmayı bekliyordum ama o neydi içine tanga bile giymemişti. "çamaşır giymedin mi" diye sordum iyice azmış bir sesle. Onunsa cevabı; " bir saniye bile kaybetmeye gerek yok bu gece"... tshirtümü hızlıca bir şekilde çıkardı.

Artık tüm kontrolü ona bırakmıştım. zaten kontrolü ele almaya çalışınca omuzlarımdan bastırıyor "bu gece benimsin ben ne istersem o olacak" deyip beni iyice azdırıyordu. Boynumu yalıyor. omuz başlarımı yalıyor, arada ufak ısırıklar alıyordu. Yavaş yavaş aşağıya indi ve şortumun önünü yavaş yavaş açtı. - Göbeğime dayadığın canavar burada mı??? Cevap bile veremedim benden 5-6 yaş büyük bir kadını acaba mutlu edebilecek miyim korkusundan ötürü.

Aletimi boxerdan çıkartınca ooo küçük beyimiz de aslında küçük değilmiş dedi sanki beni rahatlatmak istermiş gibi. Çok rahatlamıştım aletimi beğenmişti. Aletimle doya doya sikebilecektim artık bu güzel kadını. Taşşaklarımdan yalamaya başladı, yumurtalarımı ağzına alıyor emiyordu. Resmen tek bir hareketiyle ruhumu bedenimden söküyordu. Hatta biraz daha abartıp, taşşaklarımdan göt deliğime doğru inmeye başladı diliyle, erkekliğe ters geldiği için bana elimle kafasını ittirdim ve sadece yapma onu diyebildim. O zaman sen yala dedi ve kalktı ayağa tek ayağı yerde tek ayağı yatakta ayakta duruyordu. İndim yataktan geçtim arkasından bacak arasına doğru girdim ve dudaklarımı o güzel amına dayadım. Amı çok sulu ve ekşiydi. Amını yaladıkça bacaklarını biraz daha açıyor daha çok girmem için beni teşvik ediyordu. Dilimi artık klitoristinden çekip amının güzel deliğine sokmaya başlamıştım. Dilimi ileri geri yaptıkça o da kalçalarını oynatıyor, kalçaları ile dilim arasında bir ritm tutturuyordum. Ardından onun bana yapmaya çalıştığını ben ona yapmaya başladım. Göt deliğini yalıyordum. Am suyu oralara kadar akmıştı.

Kadının her noktası bir harikaydı. Sonra ayağa kalktım. Arkasına geçip sikmeye başlarım diye düşünürken yüzünü bana döndü, kollarını boynuma doladı ve - "Bakayım amımın suyunun tadına" dedi ve dudaklarıma yapıştı. Sikimi kökünden kavramış bir yandan onu sıvazlıyordu. Önümde diz çöktü ve sakso çekmeye başladı. Zaten bir iki dakika içinde boşalacak gibi olduğumu anladı. Hızlıca sikime ileri geri yapmaya başladı eliyle. Şiddetli bir şekilde bağıra bağıra boşalacağımı anlayınca tek eliyle body'i çıkarttı üstünde ki ustaca bir hamle ile... Memelerine deli gibi boşalıyordum. Boşalmanın ardı arkası gelmiyordu, sanki yıllarca boşalmamışım gibi tüm spermlerimi memelerine boşaltmıştım. Göğüslerinden bacaklarına oradan da yere damlıyordu spermlerim.

Kendime gelememiştim daha ama bunun inmeye niyeti yok galiba deyince farkına vardım bir santim bile inmemişti aletim hala dimdik duruyordu. Son bir kez daha ağzına aldı sikimi ve resmen tüm gücüyle emdikten sonra ne kadar dolmuşsun sen dedi ağzına gelen spermlerim dudaklarından süzülürken. Aletim sanki şimdi kalkmış gibi oldukça sert ve dikti. Sanki saatlerce bu anı bekleyen benim aletim değildi. Bende çok şaşırmıştım ama bir yandan da sevinmiştim, çünkü zamanımız kısıtlıydı böyle bir kadın kollarımda iken hele alkol almışken aletin inmesi bütün herşeyi mahvetmeye yeterdi. Ama aletim beni utandırmadı sürekli ilişkiye girmeye hazır olduğunu duruşuyla Duygu'ya göstermiş oldu. Aletimin bu kadar sert kaldığını görünce. Ara vermeye niyetin yok dedi ve kollarını boynuma dolayarak beni öpmeye çalıştı. Daha bir dakika spermlerimin dudaklarının kenarından süzüldüğü için kendimi bir geri çektim(çocukluk işte) iğrenç geldiği için bana.

astronot
astronot
19 Followers
12