Deniz Kenarında

- Ben kendi amımın tadına baktım. Sende kendi spermlerinin tadına bak

Kendimi neden geriye çektiğimi anlamıştı ama Duygu'ya karşı altta kalmamalıydım. Ne yapmak isterse iki kat daha çılgın birşeyler yapmalıydım. Tam lafını bitirdiğinde dudaklarına yapıştım tereddütsüz. Ekşi bir tadı vardı spermlerimin ama kötü sayılmazdı. Hatta onu öpemeyeceğimi düşündüğü anda ateşli bir şekilde onu öptüğüm için onu daha fazla gaza getirdiği için zevk bile alıyordum kendi spermlerimi yalamaktan.

Öpüşürken sol kolu boynuma dolanmıştı bana daha yakın olabilmek için arkamda ki yatağa kaldırıp bir ayağını yatağa koymuş, baldırını vücuduma dayamış, sağ eli ile sikimi sıvazlıyordu. arada öpüşmeyi durduruyor eline tükürüyor, sonra sikimi sıvazlamaya devam ediyordu. Kadının yaptığı hiçbir şeyden tiksinmiyor aksine yaptığı her hareket beni daha çok tahrik ediyordu. Resmen güzelliği ve yetenekleri karşısında büyülenmiştim. Ardından iki eliyle beni yatağa itti. Böyle bir hareket beklemediğim için resmen yatağa yapmıştım. elleri belinde şöyle dedi hafifçe kikirdeyerek; -Bu kadar oynaşma yeter artık gerçek birşeyler yaşayalım. Nutkum tutulmuştu. Heyecandan yerimde duramıyordum. İlk seks tecrübemde bile böylesine heyecan yaşamamıştım.

Ardından önce sağ dizini yatağa koydu ardından bacaklarını aralayarak ve beni de arasına alacak şekilde sol dizini yatağa koydu. artık üstümde otuyordu ama sikim kalçasının arkasında kalmıştı. Ellerimi tutarak başımın üzerinde birleştirdi ve " sen şimdi uslu çocuk ol bakayım" dedi. Kalçasını üstümden kaldırınca tamam şimdi gireceğim o güzel kadının o sıcak deliğine diye düşünürken aklıma prezervatif geldi. Prezervatifi çıkartayım dediğimde güldü ve -"içimde plastik birşey istesem dildomu sokardım evde" dedi ve ardından memelerini dayadı suratıma ve suratıma bastırdı. Resmen nefes alamıyordum iri memeleri tüm suratımı kaplamıştı ve Duygu'nun da pek acıması yoktu. Nefes alamıyordum onu ittiriyordum, ama acıması yoktu sanki beni öldürmek boğmak istiyor gibi bastırıyordu.

Böyle biraz itiştikten sonra sağ eliyle sikimi kavradı kalçasının ardından ve nefes alamıyorken bile taş gibi "ölsende sikeceksin yani beni bu gece" dedi. Kadın benimle oynuyordu ben heyecandan ve neler yapabileceğini düşünmekten tüm kontrolü ona bırakmıştım ama o benimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu ve bu belki gerçekten kızdırmıştı. Bir hışımla üstümden attım ve sinirli yüksek bir ses tonuyla;- "eeee yeter be. Sen mi beni sikeceksin ben mi seni" dedim ben üstümden attım bir hışımla ve artık altta olan o üstte olan bendim.

Hala bacaklarının arasındaydım. artık sikim benim karnım ile onun amı arasında yatay bir şekilde kalmıştı. Amının tüm sıcaklığını ve kayganlığını sikimde hissedebiliyordum. Artık tek yapmam gereken onu o güzel amına sokmaktı. Elimle sikimi kavradım ve başı sokmaya başladım. Yalarken bu kadar dar gelmemişti Sikimi amcığına sokarken biraz zorlanır gibi oldu. Sanırım sikim daha önce bir kadını böylesine istemediği için olabildiğinden de büyük bir hale gelmişti. Tam sikimin başı amına girdiğinde - "Ohhhh evet işte böyle diyerek" bir çığlık attı.

Artık kontrol bendeydi ve artık emindim benim onu istediğim kadar o da beni istiyordu. Artık oynama sırası bendeydi. sikimi ittirmem için bacaklarını biraz daha araladığında ben kendimi geri çektim ve sikimi dışarı çıkarttım.- "Ne oldu devam etsene" dedi duygu -"Acelen mi var" dedim-"Devam et bozma gir içime"-"Sihirli kelimeleri duymadan olmaz" dedim-"sik beni erkeğim, yalvarırım nolur sik beni" dedi ben ne olur gir içime tarzında bir cümle bekliyordum o zaman ki çocukluğun verdiği psikolojiyle.

Bir yandan şok olmuş bir yandan da acayip tahrik olmuştum. Sikimi yine yavaş yavaş sokacağımı düşünüyordu aslında bende öyle düşünüyordum ama o sözleri duyunca Sikimi tek seferde tüm gücümle amının içine en derinine doğru kaydırmıştım. ahhh diye inledi. "Yavaş olsana öyle mi sokulur" dedi. Benimde canım acımıştı ama onun gözlerinin fal taşı gibi açılmasını görmeye değmişti. Artık hayatımda tanıştığım en ateşli kadının içindeydim. Rüya gibiydi. Bir süre öyle hareketsiz kaldık. Ardından yavaş yavaş kalçalarımı oynatmaya başladım, sikimi en derinlere kadar yerleştirmeye çalışıyordum. saçlarımı ellerinin arasına aldı ve deli gibi öpüşmeye başladık. Memeleri iri olduğu için dudaklarına ulaşabilmek için bayağı bir bastırıyor memelerini eziyordum.

Artık kalçalarımı sağa sola hareket ettirmeyi bırakmış ileri geri hareket ettirmeye başlamıştım. Gözlerinin içine baka baka bu muhteşem kadını sikiyordum. Cam olmadığı için cam yerine olan boşluktan ay ışığı süzülüyor o güzel yüzüne vuruyordu. Bende ay ışığı altında sevişmenin tadını çıkartıyordum. Yatak işçi yatağı olduğu için çokta konforlu değildi. İleri geri yaptığımda senkronu yakalamak için ayrıca bir efor sabrediyordum.

En sonunda ayak bileklerinden tutarak kalçasını yataktan kaldırdım ve dizlerini resmen kafasına yapıştırdım. Bir kaç saat önce tanıştığım havalı kadın şimdi iki büklüm sikmem için yalvarır gözlerle bana bakıyordu. ikimizde sırılsıklam olmuştuk. Tüm gücümüzle sevişiyorduk, tüm gücümle içine girip çıkıyor, her giriş çıkışımda kasıklarımın kalçalarına değmesinden ötürü şak şak şak şak diyerek odayı inletiyorduk.

Bomboş bir yer olmasından ötürü her sesimiz inlememiz çığlığımız duvarlarda yankılanıyordu. İyice hızlandık artık nefes nefeseydik on dakika pozisyon değiştirmeden arada ufak düzeltmelerle içine girip çıkıyordum. Terimiz, nefesimiz, zevk sıvılarımız kısacası herşeyimiz birbirine karışmıştı. Artık gücümün kalmadığını yine volkan gibi patlayacağımı hissettiğimde "nereye boşalacağım" diyerek içinden çıkmaya çalıştım. O ise bacakları ile belimi kavrayarak "çıkma içime boşal erkeğim" "spermlerimi en derinimde hissetmek istiyorum herşeyi boşalt içime" dedikten sonra dört beş sefer "geliyorum" diyerek titreye titreye içine boşalmaya başladım. Boşalmamın ardı arkası gelmeyecek gibiydi. Resmen artık amından taşıyordu ben girip çıkmaya devam ederken. En sonunda içinde sabit kaldım ve üstüne yığıldım.

Tüm enerjim tükenmiş gibiydi fakat kendimi tüy gibi hissetmeye başlamıştım. O ana kadar ki hayatımın en mutlu dakikaları o anlardı. Biraz öpüşüp koklaştık ve ardından saate baktı sabah olmak üzereydi.

Benim gitmem lazım dedi birden bir yataktan fırlayarak. Hızlıca giyindi bana kocaman bir öpücük verdi ve ardından koşar adımlarla inşaattan çıktı. Ben pencereden arkasından bakabildim sadece. Onunla bir kaç kez telefonda konuşsak ta bu onu yüz yüze son görüşüm olmuştu.