Kaçamak

PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here
hulasa
hulasa
23 Followers

Ben manzaraya dalmışken arkamdan sarılarak bardağımı uzattı. Bir yudum alıp kendimi ona doğru yaslayarak:

"Hımmm... Biran ve manzaran harikaymış. Ama bu hissettiğim sertlik ne böyle?" diyerek kıkırdadım. Dudaklarını enseme gömerek:

"Seni sadece ben özlemedim!"

"Yaaa... Öyleyse arkama batan sertliğini daha fazla sıkıntıda bırakmayalım o zaman. "

Bardağımı bırakıp Barış'a döndüm ve dudaklarımız buluştuğunda pantolonunun üzerinden sikini avuçlayarak oynamaya başladım. Kollarıyla beni sardı ve öpüşürken kemersiz pantolonunu açtım.

Kenarlarından tutup aşağı çekerken kendim de yavaş yavaş çömeldim. İşte o muhteşem siki ile göz gözeydim yine. Dudaklarımı aralar aralamaz alışmış bir şekilde kalçalarını hafifçe bana iterek ağzıma giriverdi.

Pantolona hapsolmaktan yarağın üstüne sinen hoş kokusu beni mest etmişti. Ağzımdaki aletle çıkardığım hoşnutluk mırıltısını duyunca elleriyle başımı tutup ağzımda yavaş yavaş gidip gelmeye başladı.

O sikini çekerken emiyor, ağzımın derinliklerine iterken dilimi altına yapıştırıp üzerinde kaydırıyordum. Biraz sonra inlemeye başladı ve hareketleri düzenli ritmini kaybediyordu. Ağzımdaki muhteşem aletle ona bakarak gülümsemeye çalıştım ve taşaklarını okşamaya başladım. İniltileri homurdanmaya dönüştü ve bacakları titriyordu. Öyle bir boşaldı ki ağzımda tutamadım onu. Dudaklarımın arasından kayıp çıktı.

Hemen yakalayıp otuzbir çektirmeye başladım. İnleyerek hala geliyordu. Yüzüme çarpan sıcak spermleri üzerime akıyor, dilimle başına küçük dokunuşlar kondurup onu daha da delirtiyordum.

Boşalması bitince onu ağzıma alıp üzerindekileri emerken elime bulaşan spermlerini de ağzımdaki siki çıkarmadan dilimin ucuyla yalayıp yuttum. Hala ağzımda titriyordu zevkle. Onu rahat bırakıp diz çöktüğüm yerden masum masum gözlerine bakınca:

"Harikaydın aşkım teşekkür ederim ama elbiseni mahvettim" dedi.

Gerçekten de elbisemin ön tarafında sperm lekeleri vardı. Gülümseyerek arkamı döndüm ve:

"Fermuarımı açıp çıkarmama yardım edersen hemen yıkarız ve kuruyana kadar benimle ilgilenmek zorunda kalırsın. Çıplakken rahat duramam ben..." dedim.

Saçlarımı tutup enseme topladım fermuarımı açarken dudaklarını enseme gömüp koklarken ıslak diliyle yakıyordu tenimi. Kendimi tutup ayaklarıma düşen elbisemi aldım ve:

"I-ıh yaramaz! Önce temizlik..." diyerek banyoya yürüdüm.

Elbisemi su ve sabunla çitileyip duruladım. Asacak yer bakarken Barış kapıdan beni izlemeyi bırakıp elimden aldı ve nereden bulduğunu anlamadığım askıya takarak kapıya asıverdi.

"Seni izlemek bile delirtiyor beni... şimdi sıra sende!" fısıldayarak yaklaşıp önüme diz çöktü ve ben cevap bile veremeden külodumu eli ile kenara çekip dilini amıma yapıştırdı.

Öyle güzel ve usul usul yalayarak ara sıra dilinin ucunu içime doğru itiyordu ki beni yine duvara dayanmak zorunda bırakmıştı. Halimi görünce dudaklarını amımdan ayırıp külodumu bacaklarımı okşayıp yalayarak çıkardı.

Ben bacaklarımı aralayınca kalçalarımı avuçlayıp diliyle beni becermeye başladı. Bacaklarım titrerken bu zevk hiç bitmesin diye saçlarından kavramış yüzünü sıkıca amıma bastırıyordum. Dilim damağım kurumuştu. İniltiler arasında beni boşaltmıştı ağzıyla.

Duşakabine sarsılarak yürüdüm ve yüzüme su çarpıp ağzımı çalkalayarak bir nebze toplanmaya çalışırken sertliğini bacaklarımın arasında hissettim.

Elleri sırtımı okşayarak memelerimi bulduğunda başıma geleceği anlayıp biraz daha eğildim ve musluğa sıkıca tutundum. O kadar ıslanmıştım ki bir hamlede sonuna kadar içime girmişti. Zevk çığlığımı duyunca sanki delip çıkmak ister gibi iyice bastırdı yarağını içime. Kalçalarımı oynatarak:

"Bu nasıl yarak böyle? İçimde hiç boşluk bırakmadı... Hadi tutma onu, domalta domalta sik beni..." diyerek heyecanlandırdım onu.

Elleriyle kalçalarımı kavrayıp içimde gidip gelmeye başladı o koca yarak. Her kökleyişinde taşakları akan sularımla ıslanan kasıklarıma çarparak şakırtılar çıkarıyordu. Çıkan seslerle ikimiz de coşmuştuk ve daha hızlı sikiliyordum. İçimde hareket ettikçe zevkten ölecek gibi oluyordum.

Ellerimle fayanslardan destek alıp belimi çukurlaştırarak iyice domaldım ve daha derinlerde hissetmeye başladım bu muhteşem aleti. 
Barış iyice hızlanmıştı:

"İçime boşal, korunuyorum. İçimde hissetmek istiyorum seni..."

Zevk iniltileri arasında kesik kesik sözlerimi duyan erkeğim daha sert darbelerle gidip gelmeye başladı. İyice abanıp inleyerek boşaldığında içime vuran spermler sanki serinletmişti beni ve gıdıklanarak bir ateş yükselmeye başladı kasıklarımdan mideme ve göğsüme doğru. Amımda kasılarak titreyen yarağın ve içimi dolduran spermlerin etkisiyle küçük çığlıklarla göğsüme sıkışan zevk dalga dalga vücuduma yayılıp uçurdu beni.

Neden sonra kendime gelebildim. Nefes nefeseydim ve Barış içimde küçülürken sırtıma öpücükler kondurarak göğüslerimi nazikçe okşuyordu. Zevkten sarhoş olmuştum. Bu şekilde becerilip doyurulmayalı yıllar olmuştu sanki. Duşa uzanıp açtım ve duvara yaslandım. Birbirimizi okşayarak yıkadık ve yatağa zor gittim. Erkeğime sarılır sarılmaz uyumuşum.

Gözümü açtığımda saat yediyi geçmişti fakat kendimi doyurulmuş, dinlenmiş ve zinde hissediyordum. Hızla fırlayıp çamaşırlarımı buldum, kuruyan elbisemi geçirdim, elimle kırışıkları düzeltip saçımı topladım.

"Hemen beni bırakabilir misin? Kimse fark etmeden otelde olmalıyım. Saat 10'da çıkacağız yine..."

Oyuncağı alınan çocuklar gibi baktı bana ve hazırlanıp otele bıraktı. Neyse ki bizimkiler daha ortalıkta yoktu. Akşam seminer dağılırken hepimize sertifikalarını dağıtıp pazar günü çalışma olmayacağını, fakat isteyenler için bir deniz gezisi yapılacağını açıkladılar. İş arkadaşlarım akşam Taksim'e inip sabah da bu tura katılmayı kararlaştırdılar.

Bense lise arkadaşım buluşup pazar günü otelde dinleneceğimi, gece geç geleceğim için mümkünse sabah rahatsız etmemelerini söyledim. Otele döner dönmez hemen yıkanıp hazırlandım. üstüme ketenli kumaştan içini belli etmeyen tek parça elbisemi geçirip, büyük el çantama da yedek çamaşır ve giysi atarak lobiye indim.

Barış'ı arayıp beni akşam 21. 00'de her zamanki yerimizden alarak yemeğe götürmek isteyip istemediğini sorduğumda tepkisinden bir an telefondan çıkıp beni öpeceğini sandım. Gururumu okşuyordu böyle arzulanmak.

Buluşup hoş bir restorana gittik. Baş başa romantik bir yemek ve şarap eşliğinde flörtleştik. Tekrar aşk yuvamıza yola çıkmıştık. Yol boyunca ben pantolonun üzerinden onun sikini okşarken o da fırsat buldukça bacaklarımı okşuyordu. Eve girince hemen salona geçtim.

"Yatağı buraya getirmeye ne dersin?" dediğimde ikiletmedi bile. üzerine temiz çarşaf serip yastıklarla duvara dayanabileceğimiz bir yer divanı yaptı. Mutfağa gidip şampanya ve elinde güllerle dönünce şaşırmıştım. Ben arayınca hemen gelip bunları hazırlamış ve bana sürpriz yapmıştı.

"Gel buraya seni şirin sevgili..." diyerek elimi uzattım. Elindekileri yanıma bırakıp oturduğum yere doğru eğildi ve dudaklarımız birleşince uzun uzun öpüştük.

"Seninle dudaklarımı ıslatmak daha zevkli ama şampanyayı ısıtmayalım istersen..." diye gülümsedi. Hafif sallayıp mantarı patlatınca dayanamadım:

"Yarın akşama kadar ben de seni defalarca patlatacağım..." dedim dudağımı ısırıp cilvelenerek... Şok olmuştu bunu duyunca.

"Bakma öyle bu gece, sabah ve öğle buradayım..." deyip elini okşayarak çekip aldım kadehimi. Hemen toplandı ağzında koca bir gülümseme kadehlerimizi tokuşturduk.

İçkilerimizi yudumlayarak uzun uzun öpüşüyor birbirimizi okşuyorduk. Barış ikinci kadehleri doldurup yerine yerleşince ben de pantolonuna uzanıp önünü açtım. Kalçalarını hafifçe kaldırınca pantolonu ile birlikte çamaşırını da çekip alıverdim. O muhteşem alet dimdik salınıverdi yine önümde. Bir öpücük kondurup

"Kadehim sen olacaksın" dedim.

Bacaklarının arasında emekleme pozisyonunda eğilip dilimi sikinin taşakları ile birleştiği noktaya dayayarak bardağımdan birkaç damlayı sikinin başına döktüm. Akan damlaları Barış'ın sikinin üzerinde dilimi dans ettirerek topluyordum. Aşağı kaçanları da taşaklarında yakalayıp emerek ziyan etmiyordum. Zevkle beni izleyerek homurdanıyordu erkeğim.

Kadehim boşalınca ona arkamı dönüp aynı pozisyonda şişeye doğru eğildim. Kalçalarıma kadar açılan eteğime uzanıp dokunmak istediğinde altımda hiçbir şey olmadığını görünce:

"Bütün gece elbisenin altında çıplak mıydın sen?" diye sordu.

"Evet..." diye fısıldadım. Bunu duyunca daha da azmıştı. Dizlerinin üzerinde bana yaklaşmaya çalışırken

"Bu kadar bekledin daha da bekleyebilirsin. " diyerek durdurdum.

Kadehimi uzatıp sikini kavradım ve kadehin içine daldırdım. Çıkarıp şampanyayla ıslanan sikini ağzıma alarak tatmaya başladım. Bunu birkaç kez tekrarlayınca kadehimi dikip bitirerek yine arkamı döndüm domalarak eteğimi belime topladım ve:

"Hadi sok o muhteşem yarağı ve uçur beni dün geceki gibi..." diye fısıldadım şuh bir sesle başımı ona doğru çevirip gözlerine bakarak... Alev gibi yana gözlerle arkama yaklaştı.

Başını amıma dayayıp yavaş yavaş sürtmeye başladı. Sularım artıp dışına akmaya başlamıştı bu hareketle. Yavaşça itip başını içeri soktu. Ben gerisini beklerken yavaşça çekip çıkardı yine. Ben kendimi ona vermeye çalıştıkça sakin bir şekilde sadece başını sokup çıkarıyordu. Sonunda:

"Nolur doldur içimi, hepsini hissetmek istiyorum, delirttin beni..." yalvarmaya başlamıştım.

"Beni ne kadar istiyorsun?" Anlamıştım egosunun okşanmasını istiyordu. Ne de olsa yarın akşamdan sonra yasak meyve olacaktım onun için.

"Anlatamam! Ne kadarı yok... Hepsini istiyorum. O koca yarağını içimde hissetmek, kendimi sabaha kadar sana vermek istiyorum. "

"Sadece sabaha kadar mı?"

"Hayır. Senin istediğin kadar! Kimse senin gibi sikip doyuramıyor beni, kimse senin kadar derine sokamıyor, kimse senin gibi sımsıkı dolduramıyor içimi, noluur sok artık hepsini...Spermlerinle yıkayıp doyur beni..."

"Nasıl sikeyim seni ha? Seni azgın..." Söyleyememişti ama fantezisi vardı sanırım ve tamamladım:

"Evet azgın orospunum senin... Kadının... Nasıl istersen öyle sik! Nasıl becereceğini nasıl doyuracağını biliyorsun sen benim gibi bir orospuyu..."

Gerçekten içimdeki boşluğu doldurmam gerekiyordu ve yalvarmalarımda baştaki fantezi gerçeğe dönüşüyordu. Bir orospu gibi çılgınca düzülmek istiyordum.

Beklemediğim bir anda dibine kadar giriverdi o koca yarak. Nefesim kesilmişti, içim yırtılarak açılmıştı sanki. İçimde gidip gelirken, parmağıyla da amımın çevresinde geziniyor, beni zevkle inletiyordu. Islanan parmağını götüme sokmasıyla kendime geldim:

"Hayır beni istediğin gibi sik, ne istersen söyle ama götümden sikme nolur, parmakla, ama sakın sikme alamam onu arkamdan..."

"O zaman ağzına al onu!" içimden çıkıp ayağa kalktı. Hemen oturup emmeye başladım. Dediklerini ikiletmiyordum.

"Ağzını sikiyorum, kalçaların gibi kullan onu... Taşaklarımı avuçla... Eveeettt... Kendini parmakla şimdi..."

İkimiz de bu yeni durumdan çok zevk alıyorduk. Tekrar domalmamı istedi ve beni bir süre bu şekilde becererek sırtüstü uzandı. Elbisemi çıkarıp üstüne oturmamı istedi. Elimle onu içime yerleştirip iyice kalınlaşan yarağın üzerinde hoplamaya başladım. Göğüslerimi avuçlamıştı. Tam finale yaklaşıyordum ki:

"Patlamak üzereyim... Hepsini yalayıp yutmanı istiyorum..." diye inledi.

Üzerinden kalkıp ağzıma aldığım anda haykırarak boşaldı. Ağzım dolmuştu. çıkarıp 31 çektirmeye başladım. Bir elimle de kendimi okşuyordum. Yüzüme ve memelerime fışkırıyordu ve arada ağzıma alıp emerek temizliyordum başını. 2-3 atımdan sonra sakinleşmişti biraz.

"Ben de gelmek üzereyim, doyurmayacak mısın kadınını?" dememle beni sırtüstü yatırıp öyle bir girdi ki içime delip sırtımdan çıkaracak sandım.

Tüm hızıyla sikmeye başladı. Dudaklarını göğsüme gömüp hafif hafif dişlemeye başlayınca ben de titreme ve iniltilerle geldim. İkimiz de bitmiştik. Yan yana uzanıp kısa bir uykuya daldık.

Zevk ürpertileri içinde uyandım.

Barış uyanmış, arkamda sarılı vaziyette olduğundan beni rahatsız etmemek için hiç kıpırdamamıştı. Fakat kalçalarımın arasında hareketlenen sikini amıma sürterken başı ıslaklığımla içine kaçınca işine devam etmişti. Resmen uykumda sikiyordu beni ve zevk içinde yüzdürerek uyandırıyordu.

"Sen ne azgın şeysin?" diye hoşnutlukla mırıldanınca uyandığımı anlayarak daha da bir yerleşti içime.

Ensemi öpüp emerken göğüslerimi okşayarak mıncıklıyordu. Ve usulca tatlı bir tempoda gidip geliyordu. Vücudum sürekli sevişmenin ritmine alışmış gibi hemen doruğa yükselmeye başlamıştı. Hiç değişmeyen bu tatlı temponun ve yeni pozisyonun etkisi ile çok geçmeden şiddetli olmayan ama uzun ve insanın içini hazla titreten bir orgazm yaşadım.

Barış hala devam ediyordu. İçimden çıkarıp duvara doğru dayanmasını söyledim. İşte yine erkeğimin bacaklarının arasına uzanmış yeniden kadın olmanın ayrıcalığını unutulmaz şekilde bana yaşatan bu muhteşem sikle göz gözeydim.

Onu tutup tembel tembel yalamaya başladım boşalmanın rehaveti ile... Biraz kendime gelince doğrulup hepsini ağzıma aldım ve yukarıdan aşağı doğru ağzımın içindeyken gidip gelmeye başladım. Barış eliyle saçlarımı yukarı toplamış bu muhteşem manzarayı izliyordu. Arada alabildiğim kadar ağzıma alıp duruyor uzun uzun emiyor sonra tekrar başımla gidip geliyordum.

Dişlerimle gövdesini hafifçe ısırıp dilimle başının çevresinde daireler çizmeye başladım. Taşaklarını okşayarak yarağını yine ağzıma sığdırabildiğim kadar alıp emerken o gelmeye başladı. Bu kez daha sakin boşalıyordu o da. Spermler geldikçe ağzımdaki yarağı çıkarmadan emiyor ve her şeyi yalayıp yutuyordum.

Ağzımın içinde küçülürken başımı kaldırdığımda baygın baygın beni izleyen erkeğim hiç boşalmamışcasına tertemiz görünen sikini görünce şaşkınlıkla:

"Sen muhteşemsin!. " Gülümseyerek cevapladım

"Böyle güçlü bir erkeğe ve böyle güçlü bir erkekliğe haksızlık olurdu başka türlüsü, değil mi?" ve uzanıp öptüm.

Elleri yine kalçalarıma uzanmış ve sevişmeye başlamıştık. Ama bu üç günlük yorucu maratondan ikimizin de bir sefer daha yapmak için zamana ihtiyacımız olduğu belliydi. Bir şeyler hazırlamak için mutfağa gittik. Tepsimizle gelip yine salona kurulduk. Televizyonu gösterip:

"Hiç porno filmin var mı? Bir erkekle birlikte hiç izlemedim. Kocam hoşlanmıyor böyle şeylerden..." Teklifimi garip bulmasına rağmen sordu:

"Nasıl bir şey istersin?"

"Seni azdıran bir şey olsun yeter!"

"Sen varsın ya!" dedi gülerek ve internetten bir video açtı. Zengin görünümlü bir kadın mutfakta bir şeyler hazırlarken telefonla konuşuyor bir yandan bahçedeki havuz görevlisini izliyordu. Biz de bu arada yan yana uzanmış birbirimizin elinden hazırladıklarımızı yiyorduk.

Kadın bahçeye çıkıp adamı çağırıyor birkaç basit bahane üzerine niyeti anlayınca kadınla sevişmeye başlıyorlardı. O sırada gelen bahçıvan da olayı görünce üçlü grup yapıyorlardı. Bunu görünce tahrik olmuştum ve

"İki kişi tarafından sikilmek müthiş olmalı..." dedim. Gülümseyerek

"Sana bunu yaşatabilirim" dedi. Şaşkın baktığımı görünce içeriden kendisininki boyutlarında fakat daha uzun bir salatalık ile geldi.

"Asla olmaz... İçeride kırılabilir tehlikeli bir şey bu!" dedim. Bunun üzerine salatalığa prezervatif geçirip:

"Kırılsa bile bununla kolayca tek parça olarak çıkarırız" dedi.

O sırada kadını masaya yatırmışlar birisi bacaklarının arasında kadının içinde gidip gelirken diğeri koca sikini uzatmış oral seks yaptırıyordu. Tepsiyi kenara çeken Barış elindeki salatalığı önüme sürtmeye başladı. Filmin etkisiyle hemen havaya girdim. Bacaklarımı daha da aralayıp vücudumu daha da aşağı kaydırdım.

Göğüslerimi emerken elindeki ve parmaklarıyla devam ediyordu aşağıdaki işine... Biraz sonra bacağını üzerimden aşırıp sikini ağzıma verdi ve kendisi de beni yalamaya başladı. 69 olmuştuk. Amımı yalarken elindeki ile daireler çizerek ufak ufak içime girip çıkıyordu. Ben de sikini yalayıp emmeye çalışıyordum.

Biraz sonra boynum zorlanmaya başlayınca uzanmasını istedim. Yine 69 pozisyonu almıştık ama ben üstte dört ayak duruyor altımdaki yarağı dilediğim gibi yalayıp emebiliyor, erkeğimin kasıklarını taşaklarını ellerimle, bacaklarını dökülen saçlarımla okşuyordum.

O da amımı iştahla yalıyordu ve yeni oyuncağımızla adeta masaj yapıyordu. İyice ıslandığımı görünce elindekini içime itmeye başladı. Ohh... Harikaydı... Sanki içimde ikinci bir erkek vardı ve bir diğeri de ağzımdaydı. Amımdaki derinliklerime girdikçe ben de ağzımdaki siki hırsla emiyor, içimdekinin ritmiyle birlikte ben de ağzımdakine başımla git gel yapıyordum.

Gözümü de pornodaki görüntülere dikmiştim. Hemen hemen aynı pozisyondaydık tek fark oradaki kadın iki erkek tarafından beceriliyordu, benim erkeğimse tek başına iki erkekmiş gibi beni sikiyordu. Diğer elinin parmağını suyumla ıslatarak onu da götüme sokmuştu.

Bütün deliklerimi doldurmuş sıkı bir tempo yakalamıştık. Aldığım zevk izlediğim görüntülerle katlanıyor, bizimle çıkardıklarımızla birlikte televizyondan gelen sesler birleşince kendimi muhteşem bir grup seks partisindeymiş gibi hissediyordum.

Aşağıda içimdeki salatalık ve götümdeki parmak ritmik bir hızla gidip geliyor, ben de ağzımdaki muhteşem erkeğimin muhteşem sikine bu ritme uygun bir sakso çekiyordum.

En sonunda dayanamayıp ağzımdaki yarağın baskısıyla garip sesler çıkararak boşalmaya başladım. Çıldırmış gibiydim. Orgazmıma rağmen içimi delmeye devam eden suni sikin etkisiyle elimle kavradığım yarağı tükürüğümle düzenli olarak ıslatarak çılgın gibi 31 çektirmeye başladım.

Kokusu, çıkan sesler beni iyice hoyratlaştırmıştı ama bu erkeğimin hoşuna gitmişti sanırım. Avucumla başını sıvazlarken elimden ve altımdan kurtuldu ve bu işe kendisi devam ederek üzerime boşalmaya başladı.

Patlamaları bitince sikini ağzıma sokuyor, dilimin teması ile titreyerek çıkıyor, biraz sakinleşince yine ağzıma sokuyordu. İkimiz de ter içindeydik ve her yer seks kokuyordu. Erkeğime sarılarak uzun uzun öptüm ve:

"İki kişi bile olsa beni böyle doyuramazdı, çok teşekkür ederim aşkım..." diye fısıldayarak tekrar öptüm. Ben duşa gidip döndüğümde uyuduğunu gördüm. Ben de yanına uzanıp uykuya daldım.

Sabahın ışıkları ile uyandığımda Barış hala uyuyordu. Bacaklarının arasında pörsümüş duran sikinin beni günlerdir zevkten uçuran şeyle ilgisi yoktu. Duş almadığı için yaklaştığımda kasıklarına sinen benim ve spermlerinin kokusu burnuma doldu.

Uzanıp dokunduğumda kadifemsi hissi duydum. Hiç anlayamamıştım zaten bu küçücük şeyin nasıl canavarlaşıp bir kadını nasıl cennete taşıdığını. Küçücük başını öptüm ve ağzıma aldım. Bırakınca pıt diye düşüp yana devrildi. Komik duruyordu.

Dilimle taşaklarından yalayarak sürüyüp o küçücük şeyi dilimin üstüne aldım. Dudaklarımı kapatıp ağzıma hapsettiğimde büyümeye başlamıştı yine küçük şeytan. Tekrar bıraktım. Pıt pıt nabız gibi atarak kalınlaşıyor, uzuyor ve dikleşiyordu. Hafif dil darbeleri, öpücükler ve okşamalarla yine kocaman, lezzetli ve doyurucu görünümünü bulmuştu. Barış uyanmış beni izliyordu.

"Günaydın... Kahvaltı yapıyordum" dedim cilvelenerek.

"Günaydın. ben de yapayım o zaman..." dedi.

Beni sırtüstü yatırarak amıma gömdü başını. Sularım gelip, inlemelerim artınca tüm bedenimi öperek, diliyle dokunarak kasıklarımdan karnıma, göğüslerime, boynuma doğru geldi.

Gözlerimin içine bakarken başını amımda hissettim. Sanki birbirlerini tanır gibi kendiliklerinden kavuştular. Ağır ağır içime süzülüşünü daha iyi hissetmek için gözlerimi kapamıştım. Zevkle aralanan dudaklarımın arasına ıslak dili süzülüverdi yarağıyla amımın dibini bulduğu anda.

Ağır bir tempoyla üzerimde gidip geliyor, ellerimi sıkıca tutmuş gözlerimin içine bakıyordu. Yorgunluktan kalçalarımı kaldıramıyor sadece küçük daireler çiziyordum.

Uzun bir süre böyle devam ettik. Bir an durdu, yorulduğunu düşünüp vajina kaslarımı sıkıp bırakarak ikimizin de aldığı hazzı devam ettirmeye başladım. Tekrar kıpırdanmaya başlayınca bacaklarımı biraz daha kendime çektim.

Daha rahat ve derine girip çıkıyordu artık. Bacaklarımı sırtında birleştirip hareket ettirerek okşuyordum erkeğimi. Üzerime kapanıp göğüsleriyle göğüslerimi eziyor, uzanan elleri ile kalçalarımı avuçlayıp bırakıyordu. Ben de onu kalçalarından kavradım. Birbirimize dolaşmış bütünleşmiştik adeta.

hulasa
hulasa
23 Followers