Karim Mehtap'in Ask Yasami 01

Biz evlendiğimizde Mehtap bakire idi.

Kaynanam "Bak Erdoğan, sana, mis gibi, koklanmamış çiçek veriyorum. Kıymetini bilirsen iyi olur" dedi.

Mehtap öğretmen okulunu yeni bitirmiş, doğup büyüdüğü mahalledeki evlerine çok yakındaki bir ortaokula tayini çıkmıştı. Bir zaman önce öğrencisi olduğu ortaokulda öğretmen olmuştu.

Ben de hukuk fakültesini yeni bitirip askerliğimi yapmıştım. Askerden döner dönmez annem "Karşıki apartmandaki ikinci kattaki kız öğretmen çıktı. Babanla konuştuk, dünürcü olalım diye düşünüyoruz, sen ne dersin" diye sordu.

"Bilmem ki" dedim.

Annem, "Kız temiz kız" dedi.

Sonuç...Fazla uzun sürmedi. Çikolata, çiçek, kız isteme ziyareti, nişan, düğün derken kendimizi aynı mahallede kiralanmış bir evde evlenmiş olarak bulduk. Hızlı oldu. Her şey normal yürüdü.

Mutluyduk. İkimizin ailesi "davul dengi dengine" dedikleri gibi birbirine uygundu. Mehtap çok güzeldi. Evimizde hiçbir eksiğimiz yoktu. Çalışma saatlerimiz birbirine uygundu. Maddi bir sıkıntımız yoktu.

Sonra işler karıştı. Anormal durumlar ortaya çıktı. Mehtap seks yapamıyordu. Seksi görünümlü karım yatakta donup kalıyordu. Çok canım sıkıldı. Uyku tutmaz oldu. Mehtap benden kötü oldu. Sık sık ağlamaya başladı.

Evleneli bir ay kadar olmuştu. Kaynanam duymuş, devreye girdi. Bir gün akşam yemeğine bizde kaldı. Mehtap mutfakta iken bana, "Kızımla evlendiniz, ben artık senin annen oldum" dedi. "Erdoğan" dedi, "İşlemeyen demir pas tutarmış. Orasından burasından gacır gucur edermiş. Derken bir yerinden çatlarmış" dedi

"Yatak olmadan evlilik olmaz. Yürümez. Olan torunlarıma olur." dedi.

Devam etti: "Benim için torunlarım önce gelir. Onların menfaatini düşünmek zorundayım. Torunlarıma baba gerekir. Damadım sağlıklı olsun, çok yaşasın, torunlarımı beslesin" dedi. "Damadımın pas tutmaması lazım. Kızım işletemezse, ben işletirim" dedi.

"Erdoğan" dedi, "Seninim" dedi. "Ne istersen" dedi. "Nasıl istersen" dedi. "Beni sik" dedi.

"Beni sik, Mehtap'a zaman tanı" dedi. Bir şey diyemedim. Hayır da diyemedim, olur da diyemedim. O konuşma öylece kaldı.

Bir müddet sonra kaynanam beni evine çağırmaya başladı. İlk seferinde kanepede yanıma oturdu, dudaklarını uzattı, "öp beni" dedi. "Sana söyledim, seninim" dedi.

Kaynanamı dudaklarından öptüm. Kalktı, mutfağa gitti, geldi, tekrar yanıma oturdu, "hadi gene öp beni" dedi. Uzun uzun öpüştük. Önceleri dudaktan öpüşüyorduk. Orada kalıyordu. Daha sonraki ziyaretlerimde kaynanamla salonda kanepede oynaşmaya başladık. Kucağıma oturuyor, dakikalarca öpüşüyorduk.

Zaman geçtikçe kaynanamın memelerini sıkmaya, bacaklarını okşamaya başladım. Bir gün karşımda otururken koltukta kaykıldı, ellerini eteğinin içine sokup donunu çıkardı, bana uzattı, "Al" dedi. "Koy cebine" dedi. "Eve götür, otuz bir çek bununla" dedi.

Kaynanam bol etekler giyer. İçine don giymemeye başladı. Karşıma oturuyor, gözlerimin içine bakarak eteğini kaldırıyor, tıraşlı amcığını, dudaklarını bana gösteriyor sonra kalkıp kanepede yanıma oturuyordu. Kanepede yanıma oturduğunda elimi eteğinin altına sokup amcığını okşamaya, parmaklamaya başladım.

Amcığını ilk parmakladığım gün "Canım Erdoğan'ım benim" dedi. "Annesinin amını nasıl güzel eller benim damadım" dedi. Sonraki günlerde kısa etekler giymeye başladı. Yanıma oturduğunda eteği sıyrılıyor, amcığı ortaya çıkıyordu. Sonraları bir bacağını benim bacaklarımın üstüne atmaya başladı. Ben de kaynanamı dudaklarından öperken amcığını uzun uzun parmaklamaya, kaynanamı orgazma getirmeye başladım.

Derken, kaynanam evine gittiğimde, kapıyı açtığında, içeri girer girmez, elini sikime atar oldu. Dudaklarıma yapışıyordu, sonra önümde çömelip sikimi ağzına alıyordu. Sikimi emerken "Ne istersen onu yap Erdoğan, önmüş, arkaymış, şuymuş buymuş düşünme" diyordu.

"Boğazıma boşalt Erdoğan, öğürsem de, kussam da aldırma oğlum, sok ağzıma yavrum"diyordu.

Kanepede uzun uzun sevişmeye başladık. Kaynanam bluzunu çıkarıp, memelerini bana uzatıp "sık bu memişleri, em bunları, bunlar senin" demeye başladı. Bir gün "İstersen döv beni" dedi.

Bir başka gün sevişirken "istersen sat beni" dedi.

"Sev beni, sik beni" demeye başladı.

Konuyu Mehtap'a getiriyordu. Amcığını parmaklarken "Mehtap'ın amcığı benimkine beş basar" diyordu. Memelerini emdirirken "Benimkiler yumuşak, Mehtap'ınkiler taş gibidir" diyordu. Bir gün Mehtap'ın soğukluğu konusunu açtı. "Bizim ailede böyle frijidlik falan, ben hiç görmedim, duymadım. Bizim ailenin kızları hepsi azgındır. Hepsi sikişmeyi sever. Kızımın durumu herhalde geçicidir" dedi.

Bir başka gün, eteklerini beline kadar toplamış, kucağımda otururken

"Mehtap'ı seviyor musun?" diye sordu.

"Hem de çok seviyorum anne" dedim.

"O da seni seviyor" dedi.

Bir başka seferinde, yatakta çıplaktık. Kaynanamı bir saate yakın sikmiştim. Dinleniyorduk. Bir bacağını kıvırarak bacaklarımın üstüne attı, sikimi sıvazlamaya başladı.

"Mehtap'ı hiç arkadan yaptın mı?" diye sordu.

""Hayır" dedim.

Bir taraftan sikimi sıvazlarken eğilip mememi emmeye başladı. "Hiç kimseyi arkadan yaptın mı, denedin mi?" dedi.

"Hiç yapmadım" dedim.

Mememi ısırmaya başladı.

"Beni yap, götümü sik Erdoğan" dedi. Öbür mememi ısırmaya başladı. "Çok güzeldir Erdoğan, çok seveceksin, beni arkamdan sik Erdoğan" dedi. Sikimi sıvazlamayı bırakıp, işaret parmağını usul usul arka deliğime değdirmeye başladı. Dudaklarıma tekrar yumuldu.

"Annenin arka deliğini sik Erdoğan" dedi.

"Sok orama, temizledim ben orayı, sana hazırladım, götümden siker misin Erdoğan" dedi.

İşaret parmağının ucunu götüme yavaşça soktu.

"Annenin burasına koy Erdoğan, göm annene" dedi, üstümden kalktı, önümde domaldı.

Taş gibi sertleşmiştim. Kalktım, arkasına geçtim, yavaşça kaynanamın göt deliğine sokmaya başladım. "Oh Erdoğan, koy yavrum, koy annenin götüne, sok sok, iyice sok" dedi. Kulaklarım uğuldamaya başladı. Boğazım kurudu. Ellerim titriyordu.

"Anne" dedim.

"Canım" dedi.

"Annen sana kurban olsun, sok Erdoğan sok" diye yüksek sesle bağırdı. Tekrar "Anne" dedim. Kaynanamın arkasına sarsıla sarsıla boşaldım. İkimiz de nefes nefese idik. Ter içindeydik. Kaynanam kalktı, elimden çekerek beni de kaldırdı, banyoya yöneldi.

"Gel Erdoğan, annen seni yıkasın, sen de anneni yıka" dedi.

Beraber duşa girdik. O beni sabunladı, sonra ben onu sabunladım, ikimiz de mis gibi kokmaya başladık. Çıktık, kurulandık. Salona çıplak geçtik. Ben koltuğa oturdum, kaynanam karşımda yere oturdu, bağdaş kurdu. Orta parmağıyla amının dudaklarını yavaş yavaş okşamaya başladı.

"Annenin önünü de arkasını da yaptın" dedi.

"Bak bu önüm nasıl ıslandı gene" dedi.

İki parmağını birden amcığına soktu, çıkardı, bana uzattı, parmaklarını emdim

"Akşama eve gidince Mehtap'ı arkadan yap" dedi. "Ben kızımla konuştum, arkasını temizleyecek, sana hazırlayacak" dedi.

"Mehtap kızım, kocana neden söylemiyorsun, söyle de kurtul dedim" dedi.

"Neyi söylemiyor Mehtap?" diye sordum.

"Erdoğan" dedi. "Ben kızımı tanıyorum, biliyorum" dedi. "Mehtap soğuk falan değil. Mehtap karının hasıdır. Azgındır. Bütün mesele, evlendiğinizde Mehtap'ın amcığı bakire idi ama götü sikilmişti. Burhan Mehtap'ı götünden yapardı. Mehtap arkadan yapılmaya alıştı. Önden alışık değil. Evlenince açılır zannettim. Yanılmışım. Arkadan gir bak nasıl ateşli bir karı olacak sana " dedi.

"Mehtap açılır, korkma" dedi.

Kaynanamın evinden çıkıyorken kapıda bana sarıldı, "Bak Erdoğan, Mehtap açılacak, açılınca biraz serbest bırak" dedi.

"Nasıl serbestlik, ben Mehtap'a hiç karışmıyorum ki" dedim.

"Bırak daldan dala konsun" dedi. "Bir sevgilisi olsun" dedi.

"Nereden çıktı şimdi bu sevgili işi, neler söylüyorsun sen" dedim.

Kaynanam, "Mehtap'ın okulunda bir bayan öğretmen arkadaşı var. Eskiden beri var. Ben sesimi çıkarmadım. Sen de bil ama seslenme. Nasıl olsa sana gelecek" dedi.

"Ben kızımı bilirim. Sıkarsan avucundan kayar" dedi. "Sıkmayıp okşarsan tadından doyamazsın" dedi.

"Kızımı üzme, kızımı sıkıştırma, gel bana, gel kucağıma, istediğin zaman gel annene" dedi.

"Ben hem senin karının faiziyim, hem de annenim" dedi.

"Beni okşadığında hem karını hem de anneni okşamış oluyorsun Erdoğan" dedi.

"Benim arkama soktuğunda annenin götünü siktiğini aklına getir Erdoğan" dedi. "Annen güzel kadın, anneni sikmek kim bilir nasıl zevkli olur" dedi.

Sikim gene taş kesti.

Kaynanamın bileğinden kavradım, çekerek salona götürmeye başladım. Kaynanam "Yapma, ne yapıyorsun, nereye götürüyorsun beni" diye bağırmaya başladı. Salondaki yemek masasına götürdüm, ellerini masaya uzattım, eğdim, arkasına geçtim, eteğini arkadan kaldırdım.

"Yapma, hayır, olmaz, olmaz diyorum" diye bağırıyordu. Aynı zamanda gülüyordu.

"Ben senin annenim, sofrada yapma, ayıp, günah" dedi. Bu sefer kahkahalarla gülüyordu.

Arka deliğine sikimin ucunu soktum.

"Ay, ay, ay, acıyor, daha yeni yaptık, halim yok, olmaz" dedi. "Erdoğan, çok büyümüş bu, parçalar beni, yapma" dedi. Sertçe yüklendim. Dibine kadar soktum. Durdum.

"Ah" dedi. Sustu.

Kaynanamın hiç sesi çıkmıyor, hareketsiz duruyordu.

Yavaşça çıktım, tekrar sertçe soktum. Gene dibini buldum. "Sok, sok yavrum benim, oğlum benim, bir tanem" dedi.

Kaynanam ileri geri yapıyor, bunu yaparken götüyle sikimi sıvazlıyordu. Birden bir çığlık attı ve titremeye başladı. Bacakları, baldırları, kolları, her tarafı titriyordu. Bu kez ben sokup çıkarmaya başladım. Çığlıklar atmaya başladı.

"Yapma, dur, yeter" diye bağırıyordu. Durmadım devam ettim.

Kaynanam bir daha titredi. Durdu. Sonra bir daha titremeye başladı.

İçinden çıktım. Hala serttim. Kaynanamı kucağıma aldım, yatak odasına götürdüm, sırtüstü yatırdım. Bacaklarını kaldırdım, amına girdim. Fırın gibi sıcaktı. Durdum. Bekledim. Kendine geldi.

"Seni bırakmam" dedi. "Hiç bir yere bırakmam. Sana söz, Mehtap'a iyi davran, Mehtap'ın sevgilisini de, anneni de sana siktireceğim" dedi.

Boşaldım. Kaynanamın amına uzun uzun boşaldım.

Kaynanam "Hadi git artık, evine git, karın seni bekliyor. Unutma önce arkadan sonra önden" dedi.

Eve gittim. Mehtap şeffaf geceliğini giymiş beni bekliyordu. Gözleri kıpkırmızı idi. Belli ki gene ağlamıştı. Sarıldım, öpmeye başladım.

"Ağlama Mehtap" dedim. "Seni seviyorum" dedim. "Annen her şeyi anlattı" dedim. Mehtap ağlamaya başladı. Kaynanamı kucakladığım gibi kızını da kucağıma aldım, yatağa götürdüm. Sırtüstü yatırdım, bacaklarını açtım karımın amcığını yalamaya başladım. Ağlaması arttı. Hüngür hüngür, sarsılarak ağlamaya başladı.

"Mehtap seni çok seviyorum, annen Burhan'ı da anlattı, öğretmeni de anlattı" dedim. Bir yandan da amcığının dudaklarını öpüyordum.

"Güzelim benim" dedim. "Yavrum benim" dedim. "Bir tanem" dedim. Mehtap'ın ağlaması durdu. Yan yatırdım. Sikim taş gibiydi. Arka deliğine yavaşça sokmaya başladım. Tıpkı annesi gibi "oh" dedi. Gerildi. Annesine yaptığım gibi, durdum, bekledim, bekledim, sonra yavaş yavaş ama ara vermeden karımın arkasına yerleşmeye başladım. Mehtap'ın her yanının gevşediğini, rahatladığını hissettim.

Karımın götünü sikmeye başladım. Girip çıktıkça Mehtap inlemeye başladı. İnlemelerinin şiddeti gittikçe arttı, sarsılarak gelmeye başladı. Bekledim. Sesi çıkmıyordu. Annesi gibi değildi.

Devam ettim. Tekrar inlemeleri arttı, arttı, sarsılmaya başladı. Gene durdum. Bekledim. Tekrar başladım.

Aralıklarla, sabah ezanına kadar devam ettik. Aralıklarda Mehtap yumuşamama fırsat vermedi, her seferinde sikimi ağzına alarak beni tekrar tekrar sertleştirdi.

Ezanla birlikte duşa girdik. Sabah kahvaltısını çıplak yaptık. Yatağa yattık. Birbirimize sarıldık.

"Öğretmen hanımın adı ne?" diye sordum. Süheyla imiş.

"Süheyla'yı seviyor musun?" dedim.

"Çok seviyorum" dedi.

"Memendeki o morluk" dedim.

"Süheyla emdi" dedi. Sikim kalktı. Mehtap gördü. Uzun süredir ilk defa gülümsemeye başladı. Sikimi tuttu, sıvazlamaya başladı.

"Hoşuna gitti" dedi.

"Evet" dedim.

"Bir tane de dizkapağımın arkasında var" dedi, bacağını kaldırdı, gösterdi. Diş izleri idi. Uzandım, diş izlerini önce yaladım sonra orayı emmeye başladım.

"Sevdin, bayıldın" dedi.

"Hem de nasıl" dedim.

"Bana kızmadın" dedi. "Kızmadım" dedim.

"Sikime otur, bana Süheyla'yı anlat" dedim.

Döndü, yüzü bana dönük, sikimi amcığına sokarak oturdu. Dibine değiyordum. Gözlerinin içi gülüyordu.

"Süheyla şişman" dedi. Oturup kalkmaya başladı. "Bembeyaz, yumuşacık" dedi. Alttan vurmaya başladım. "Bana aşık, beni seviyor" dedi. Omuzlarından kendime çektim, üzerinde morluk olmayan memesini emmeye başladım. Ara verdim, dudaklarından öpmeye başladım. İnlemeye başladı. Tekrar memesini emmeye başladım.

"Bunu Süheyla'ya göster" dedim. Mehtap sarsılarak orgazm oldu. Kısa sürdü.

"Beni yalıyor" dedi

"Nereni yalıyor" dedim.

"Her yerimi yalıyor, amcığımı yalıyor, arkamı, arka deliğimi yalıyor" dedi ve tekrar orgazm oldu.

"Demin benim siktiğim yeri mi yalıyor" dedim. "Evet" dedi. "Götümü yalıyor Erdoğan, çok hoşlanıyorum" dedi. Bir daha sarsılmaya başladı.

"Bugün Cumartesi, buluşacak mısınız" dedim.

"Kızmayacak mısın" dedi.

"Tam tersine, bayılırım, Süheyla'ya arkana nasıl girdiğimi anlatırsın herhalde" dedim.

"Sen anlat dersen anlatırım" dedi.

"Amını siktiğimi de anlat" dedim.

"Olur" dedi.

"Amının sikilmesinden hoşlandığını da söyle" dedim.

"Tamam aşkım, gene oluyorum, gene oluyorum" dedi, sarsıldı.

"Anneni siktiğimi de söyleyecek misin" dedim.

"Söyleyeyim mi" dedi.

"Annen bana Erdoğan istersen beni dövebilirsin diyor" dedim.

"Of" dedi, gene sarsıldı.

"Annen bana Erdoğan beni istediğin kimselere siktirebilirsin, satabilirsin diyor" dedim.

"Annem, annem, annem" dedi sarsılırken kendinden geçti, üstüme yığıldı.

Kendine geldiğinde Mehtap'a, "Biz annenle sözleştik, Süheyla'yı annenle birlikte sikmeye karar verdik" dedim.

"Nasıl olacak o" dedi

"Sana bağlı" dedim. "Sen Süheyla'yı ikna edeceksin" dedim.

"Süheyla konusunda bana kızmadınız, yasak koymuyorsunuz demek ki" dedi.

"Mehtap, ben seni çok seviyorum. Senin mutluluğun benim için esastır. Annen için de aynısı söz konusu. Yani kocan ve annen kıskançlık yapmadan seni nasıl paylaşıyorlarsa, sevgilin de öyle yapabilmeli. Yasak yok. Tam tersine biz senin sevgililerinden mutlu oluruz. Bayan sevgilin de olabilir, erkek sevgilin de olabilir. Bir şart var. Sen Süheyla'yı bize teslim edeceksin. Annenle birlikte ikimiz Süheyla'yı döve döve sikeceğiz" dedim.

"O ne demek, niye dövüyorsunuz benim sevgilimi" dedi.

"Hem seveceğiz hem döveceğiz" dedim.

"Sevmek istemenizi anladım da niye dövmek istediğinizi anlamadım" dedi.

"Sen Süheyla'yı hele bir teslim et, göreceksin, dövdükten sonra sikişirken Süheyla'dan aldığın zevk on misli artacak, göreceksin"

"Süheyla'yı size bırakınca ben ne yapacağım, Süheyla üzülmesin, dayanamam ben Süheyla'nın üzülmesine" dedi.

"Süheyla'ya biz kötü bir şey yapar mıyız hiç. Tek fark, Süheyla hem senin, hem benim hem de annenin sevgilisi olacak." dedim.

"Orta malı dedikleri bu mu oluyor" dedi.

"Yok, o orta malı işinde kadın birinden öbürüne satılıp duruyor. Süheyla ile hiç ilgisi yok. Süheyla'yı üçümüz de sikeceğiz. Hepsi bu. Annenin bana söylediği durum bile farklı. Annen bana Erdoğan beni satabilirsin diyor. Annen bana sevgisini göstermiş oluyor" dedim.

"Annemi hakikaten para ile satar mısın sen. İnanamıyorum bu söylediklerine" dedi.

"Ben demiyorum, annen diyor" dedim.

"Annemi satarsan sen beni de satarsın o zaman Erdoğan" dedi.

"Yok Mehtap, seni de satmam, anneni de satmam. Ama ikinizi de sevdiğim birilerine ikram edebilirim. Sana söylediğimiz öğretmen hanım durumu işte bu. Bize bu kadını ikram edebilir misin diye soruyoruz. Tabii bu işin birinci şartı senin sevgilinin bunu kabul etmesi. Seni, dediğin gibi çok seviyorsa kabul eder." dedim.

"Çok seviyor" dedi.

"O zaman kabul edecektir" dedim.

"Erkek bir sevgilim olsa ne olacaktı" dedi.

"Mehtap, senin erkek sevgilin olmasını hem ben hem de annen isteriz. Bizim için esas olan senin mutlu olman, hayattan zevk alman. Mesela ben senin kocaman yaraklı bir zenci sevgilin olmasını isterim. Hayatta o zevki tatmanı isterim. Bundan mutluluk duyarım. Kıskanmam. O koca yaraklı hayvan seni sikerken görünce üzülürüm ama senin duyacağın zevki görünce bu üzüntü unutulur, geçer gider." dedim.

"Erdoğan beni sikmek isteyen çok var. Her gün bana bir sürü asılan oluyor." dedi.

"Okuldaki öğretmenlerden tut bıçkın öğrencilere, arkadaşlarımın kocalarına kadar bir sürü erkek her gün bana asılıyor. Kimisi açıktan söylüyor, kimisinin niyetini ben anlıyorum" dedi.

"Mehtap, çok güzelsin, çok seksisin, seni sikmek istemeleri kadar normal bir şey olamaz. Sikildikçe güzelleşirsin. İsteyen daha çoğalır. Bu çok normal" dedim.

"Abim beni her gün sikerdi Erdoğan. Her gün. Abim annemi de çok sikti Erdoğan. Evlendi, gene vazgeçmedi. Hem karısını, hem annemle beni bıkmadan usanmadan sikti" dedi.

Sikim gene kalkmaya başladı.

"Burhan senin ağzını da siker miydi Mehtap" dedim.

"Hem de nasıl sikerdi" dedi. "Abimin yarağını hiç acıtmadan boğazımın ta dibine kadar alırdım Erdoğan" dedi.

Mehtap sikimin kalktığını fark etti. Elini sikime attı.

"Hoşuna gitti. Sertleştin gene" dedi. Devam etti. "Abim benim boğazımı her gün sikerdi. Bana çok kibar davranırdı. Beni zorlamazdı. Annemin ağzını sikerken çok hoyrat olurdu. Annemin saçlarından, ensesinden, neresini tutmuşsa orasından çekerdi, anneme nefes aldırmazdı. Abim boğazını sikerken annem öğürürdü, kıpkırmızı kesilirdi, nefessiz kalırdı. Abim aldırmazdı. Annem bazen kusmaya başlardı. Burhan abim gene aynen devam ederdi." dedi.

Mehtap sikimi sıvazlarken, birden bıraktı, elini bacak aramdan arkama doğru uzatıp göt deliğimi parmaklamaya başladı.

"Devam edeyim mi Erdoğan, öğrenmek istiyor musun" dedi.

"Lütfen devam et aşkım" dedim. Gelmek üzereydim.

Mehtap "Abim bunu yapmamı isterdi" dedi ve orta parmağını göt deliğimden içeri soktu. Mehtap'ın üstüne fışkırmaya başladım. Bir taraftan da titriyordum.

Mehtap "Erdoğan, ben abimden başka erkek tanımadım hiç. Bırak başka şeyleri, hiçbir erkeğin eli elime değmedi. Seksle uzaktan yakından ilgilenmedim. Sadece abim, bir de abim öldükten sonra Süheyla. O da erkek değil. Sana bakire geldim. Sen şimdi bana senden başka erkeklerle birlikte olmamı söylüyorsun. Ben böyle bir şey yapamam hayatım" dedi.

Aradan birkaç gün geçmişti ki bir gün kaynanam telefon etti,

"Erdoğan, bu akşam Mehtap bayan sevgilisini bana yemeğe getirecek. Sen Mehtap'la konuşmuşsun. Öğretmeni getir, annenle birlikte sikeceğiz demişsin. Sakın gelemem, işim var falan demeyesin. Mutlaka geleceksin. Koridorda boğazımı sikeceksin. Öğürte öğürte ağzımı sikeceksin. Ağzıma, yüzüme fışkırtacaksın. Sonra ikimiz beraber Mehtap'la sevgilisinin yanına, sofraya oturacağız" dedi.

"Tamam anneciğim, gelirim" dedim.

Dediğini yaptım. Daha doğrusu yaptık. Kapıyı çaldım, kaynanam açtı. Hemen çömeldi, sikimi çıkarıp ağzına aldı. Sonradan öğreniyorum, kaynanam koridorda durduğu yeri öyle bir ayarlamış ki, öğretmen hanım benim kaynanamın ağzını sikmemi olduğu gibi seyredebilmiş. Kaynanamın ağzında, çenesinde, gözünde benim fışkırmış belim ile sofraya, Mehtap ile öğretmen hanımın yanına gittik. İkisi de bembeyaz olmuşlardı. Kaynanam kucağıma oturdu, öpüşmeye başladık. Kısacık bir etekliği vardı, kucağımda otururken bacakları, amcığı, karnı görünüyordu.

O akşam Mehtap eve gitti. Süheyla hanım bizimle kaldı. Mehtap'ın sevgilisi olan bu hanım oldukça iri idi. Mehtap yanında küçücük kalıyordu. Çok güzel bir yüzü vardı. Kaynanam ile ben öğretmen hanımı sabah ezanı okunana kadar soyduk, öptük, okşadık, siktik. Bembeyaz bir cildi vardı. Sabah kahvaltıyı çıplak yaptık. Çok büyük memeleri, kocaman kalçaları vardı. Kaynanam ile birlikte öğretmen hanımın kocaman memelerini emdik, ısırdık, morarana kadar tokatladık. Birimiz kadının amını yalarken, diğerimiz memelerini tokatlıyordu. Süheyla hanım o kadar çok orgazm oldu ki sonunda bayıldı. Kadını bir sandalyeye bağladık. Mehtap'a telefon ettik. "Gel, sevgilin seni bekliyor, gel de iplerini çöz" dedik. Evden çıktık, parka gittik. Öğlen kebapçıya gittik. Öğleden sonra eve döndük.