Kim Daha Iyi Siker? Ch. 04

Kapı hafifçe vurulduğunda içindeki sikilme isteği o boyutlara ulaşmıştı ki, zenciyi elinden tuttuğu gibi bir anda çekti odaya Tuba. Kapıyı kapadı ve hemen orada, adamın önünde diz çöküp, titreyen parmaklarıyla onun pantolonunun önünü çözmeye koyuldu. Öyle acele ediyordu ki, sanki beceriksizleşmişti parmakları. Ama bereket garson da yardımcı oluyordu ona. T-shirt'üyle ayakkabılarını çıkardıktan sonra, pantolonunu da indirdi. Şimdi o da Tuba gibi çırıl çıplaktı. O inanılmaz büyüklükteki sikine bakmak bile, başını döndürüyordu Tuba'nın. Bir an önce sikilmek istiyordu. Yatağa gidene kadar bile beklemek istemiyordu. Zencinin elini tutup onu yanına, yere çekti. Sonra göğsünden itip, yumuşaık halının üstüne yatırdı ve ata biner gibi çıktı üstüne. Elini götürüp, aklını başından alan o kapkara siki yakaladı. Kalçalarını aşağı indirip, onun kocaman başını, götünün küçük deliğine dayadı.

- "Götüme istiyorum onu..." diye fısıldadı sonra da, "Ohhh sikini götüme istiyorum... Ohhhh..."

Küçük deliği, daha sikin değmeye başladığı ilk anda açılmıştı biraz. Tuba kendini biaz daha bıraktığında ise daha da açıldı ve o akıl almaz büyüklükteki kapkara sikin başı, hafifçe girdi. Birden beli geldi Tuba'nın. Hiç beklemediği bir anda ve hiç beklemediği bir şiddetle hem de. Dengesini yitirip, biraz daha oturdu o zaman zencinin sikinin üstüne. Böylece daha da girdi sik içine. Bu ise tekrar belinin gelmesine ve dengesini tümüyle yitirmesine neden oldu. Bacakları onu taşımayı reddetliler birden. Hızla çöktü altındaki zenci sikinin üstüne. O akıl almaz büyüklükteki zenci siki, sonuna kadar gömüldü küçük götüne. Sanki ortadan ikiye yarılmış gibi hissetti kendini Tuba. Bu da belinin hepsinden daha şiddetle gelmesine neden oldu. Garsonun göğsüne yığılıp kaldı.

Onu yeniden kendine getiren, karnının içindeki doluluk hissi oldu. Hiç olmadığı kadar çok dolmuştu karnının içi. O kapkara, koskocaman zenci sikinin hepsi girmişti götüne. Adamın kocaman taşaklarının kalçaları altında ezildiğini hissediyordu. Götünün girişinden, midesine kadar sik vardı içinde.

- "Ohhhh..." diye inledi, "Ohhhh müthiş..."

Biraz doğrulup, ellerini zencinin göğsüne dayadı sonra da. Kalçalarını yavaş yavaş hareket ettirmeye başladı. Şimdi o kocaman siki, götünün içine alıp çıkarıyordu. Zevkten kaymış gözleri, zencinin gözlerine kilitlenmişti. Onun da büyük zevk aldığı görüyor, bu da, kendi duyduğu zevki kat kat arttırıyordu. Küçücük götü, içindeki devasa boyutlu siki akıl almaz bir biçimde sıkıştırmıştı. Üstelik her zaman olduğu gibi, yine kendi başına hareketler yapıyordu götü. Sıkışıp gevşiyor, zencinin sikini sanki sağıyordu. Tekrar beli geldi. Ama bu sefer kendini kaybetmedi.

Yumuşak hareketlerle sikişiyorlardı şimdi. Tuba'nın kalçalarının yukarı aşağı hareketleri biraz daha uzamıştı. Her yukarı kalkışta, o kocaman sikin yarısından fazlası götünden çıkıyor, her aşağı inişte ise hepsi, köküne kadar tekrar giriyordu. İnanılmaz zevk alıyordu Tuba. Götünün içindeki sik, onu kelimenin tam anlamıyla uçuruyordu. Bundan daha güzel tek bir şey olabilirdi. O da, amına da, aynı büyüklükte kapkara bir zenci sikinin girmesiydi. Bunu düşünmek o kadar uçucurucu geldi ki Tuba'ya, yine geldi beli.

- "Buraya çağırabileceğin bir arkadaşın yok mu..?" diye sordu sonra da zenciye, "Bir sik daha istiyorum... Bir kara sik de amıma girsin istiyorum... Ohhh çok güzel olur bu..."

- "Annen gibi sikilmek mi istiyorsun..?" diye sordu zenci garson.

- "Ohhh evet... Annem gibi iki sik birden istiyorum... Biri amıma, biri götüme girip çıkacak iki kocaman, kara sik istiyorum..."

Konuşurken öyle heyecanlamnıştı ki, hareketleri iyice hızlanmıştı Tuba'nın. Kalçaları durmaodan yukarı aşağı oynuyor, aklını başından alan o koskocaman sik, hızla götüne girip çıkıyordu artık. Bu da, zencinin heyecanlanmasına neden oluyordu tabii. İki eliyle Tuba'nın kütük kütür memelerini avuçlamış, kalçalarını yukarı hareket ettirerek, ona yardımcı oluyordu. Ağzı açılmış, gözleri kaymıştı. Tuba, onun belini getirmek, tohumlarını götünün içine fışkırtmak üzere olduğunun farkındaydı ve bu, doğal olarak daha da heyecanlanmasına neden oluyordu. İçindeki sik, kasılmaya başlamıştı artık. Götü de, her kasılmaya, inanılmaz bir sıkıştırmayla karşılık veriyordu. Birlikte, kaçınılmaz sona yaklaşıyorlardı.

Sonunda zencinin tüm vücudu kasıldı. Tuba ateş gibi yakan zenci bellerinin karnının içine dolmaya başladığını hissettiği anda, tüm kontrolü kaybetti. İnanılmaz bir şiddetle geliyordu beli. Sanki dev bir el onu yakalamış, oradan oraya savuruyordu. Gözleri karararak, kendinden geçti.

Öylece, kapının hemen önünde ne kadar süreyle kaldıklarını bilmiyordu Tuba. Kendine geldiğinde, o inanılmaz zenci siki, hala götünün içindeydi. Ama iyice inmişti artık. İstemeye istemeye garsonun üstünden kalktı Tuba. Götünün birden boş kalması, içinin çekilmesine neden olmuştu. Zenciyi de elinden tutup kaldırdı sonra. Birlikte yatağa yürüdüler ve yanyana uzandılar. Bir kedi gibi onun kapkara göğsünde büzülmüştü Tuba. Elini götürüp, az önce götünden çıkan kara siki okşamaya başladı Tuba. Yarı inikti ama, bu haliyle bile, normal bir sikten daha büyüktü.

- "Bir arkadaşını bulacak mısın..?" diye sordu zenciye.

- "Eğer istiyorsan bu mümkün..." dedi adam, "Seni kim sikmek istemez ki..?"

- "Ohhh hadi o zaman... Hadi telefon et ve bir kara sik daha bul bana... İkiniz birlikte sikin beni istiyorum... Ohhhh hadi n'olur...?"

Garson yattığı yerden komodinin üzerindeki telefona uzanırken, Tuba da, yatakta biraz kayıp elindeki sikin üstüne eğildi. Sonra ağzını açıp, biraz önce götünün içine tohumlarını fışkırtan o kara yılanı, dudaklarının arasına aldı. Bu temas, zencinin vücudunun titremesine neden olmuştu. Zevkle emmeye başladı Tuba.

Bir taraftan da adamın telefonda konuştuğunu duyuyor, ama doğal olarak hiç bir şey anlamıyordu bundan. Garip bir dildi adamın kullandığı. Yamyam dili gibi. Bu da, inanılmaz bir biçimde tahrik ediyordu Tuba'yı. Bir yamyamın siki vardı ağzında. Onu yiyordu. Yamyamın sikini yiyordu. Başı dönmeye başlamıştı yine.

Bu yüzden zencinin onunla konuştuğunu anlayamadı önce. Sonra İngilizce sözleri duyup dikkatini oraya vermeye çalıştı. Başını kaldırıp yüzüne baktı adamın.

- "Bilmem hoşuna gidecek mi bayan..." dedi zenci, "Çünkü bir değil, iki arkadaşım geliyor buraya..."

- "Ohhhhh..." diye yanıtladı onu Tuba, "Bu çok hoş işte... İki değil, üç kara sik yani..."

Müthiş heyecanlanmıştı yine. Garsonun sikini yeniden ağzına alıp emmeye başladı sonra. Artık iyice kalkmış, o inanılmaz büyüklüğüne tekrar kavuşmuştu kapkara sik. Başının döndüğünü hissediyordu. İki zenci siki daha geliyordu. Tanrım, çok güzeldi bu. Böylece annesinin önüne geçmiş oluyordu. Onun yalnızca iki kara siki vardı bu akşam. Gerçi babasının sikini de sayınca üç oluyordu ama, biri beyaz adam sikiydi. Tuba'nın ise üç tane zenci siki olacaktı. Birden beli gelmeye başladı. Düşüncesi bile yetmişti işte.

Kapı vurulduğunda, zenci garson kalktı yataktan. Tuba ise öyle çırıl çıplak bir halde, kendini yatağın üstüne bırakmıştı. Merakla bakıyordu kapıya. Biraz sonra, iki zenci daha vardı odada. Daha içeri girdikleri andan itibaren, gözleri Tuba'ya dikilmişti tabii. Gözleriyle sikiyorlardı onu. Tuba da, onları inceliyordu bu arada. Tıpkı garson gibi, bunlar da fazla genç değildiler. Birinin saçları biraz dökülmüştü. Ama bu, onları daha da cazip hale getiriyordu Tuba için. Yetişkin erkeklerin daha usta sikiciler olduğunu iyi biliyordu artık. Sonra, birşey söylemesine gerek bile kalmadan, adamların soyunmaya başladıklarını görerek, iyice heyecanlandı. Kısacık bir süre içinde, ikisi de çırılçıplak kaldılar. İkisinin de sikleri, tam beklediği gibi, kocamandılar.

- "Ohhh..." diye inleyebildi yalnızca.

Üçü birden geldiler yatağa. Kapkara eller, bir anda vücudunun her tarafında dolaşmaya başladı. Gözlerini kapayıp, kendini bundan aldığı müthiş zevkin pençesine teslim etti Tuba. Bulutların üstündeydi yine.

Yeni gelenler iki tarafına uzanmışlardı Tuba'nın. Biri memesini yalıyordu. Öbürü ise olduğu gibi ağzının içine çekmişti öbür memesini. Garson da, başını tutmuş ve o kocaman sikini ağzına sokmuştu. Az önce bir tek yamyamı varken, şimdi üç yamyamın eline düşmüştü işte. Ama bundan şikayetçi olmayı aklının köşesinden bile geçirmiyordu Tuba. Sikilmek istemişti ve işte sikilecekti. Şimdi yan çevirmişlerdi onu. Arkasında kalan zencinin sikinin başını, götünün küçük deliğinde hissettiğinde içi zevkle titredi. Garsonun siki iyice gevşetmişti götünü. Hem kendi sıktığı losyon, hem de içine dolan beller nedeniyle vıcık vıcık kaygandı. Hiç zorlanmadan sokmaya başladı zenci. Beli gelmeye başladı. Götü, içine girmekte olan kapkara siki bir sıkıştırıyor, bir bırakıyordu. Yüzyüze yattığı zenci de boş durmuyordu bu arada. Üstte kalan bacağını tutup biraz kaldırdı önce. Sonra da iyice sokulup, sikini, susamış bir ağız gibi açık duran amının dudakları arasına kaydırdı. Bu da, bir kez daha belinin gelmesine neden oldu. Tüm vücudu sarsılıyor, zangır zangır titriyordu.

Ama zencilerin buna aldırdıkları bile yoktu. İki kapkara ve koskocaman zenci siki, amıyla götüne girip çıkıyordu artık. Garson ise hırsla ağzını sikiyordu. Tanrım, girebilecek her yerine sik girmişti. Kapkara, koskocaman zenci sikleri. Zevkten ölebileceğini hissediyordu Tuba. Beyninde patlamalar oluyor, gözlerinin önünde rengarenk ışıklar çakıyordu. Üç zenci siki, onu bulutların üstüne yollayan üç sihirli değnek gibi, vücuduna giriyor, çıkıyor, giriyor, çıkıyordu. Yine peşpeşe beli gelmeşe başlamıştı. Üstelik her seferinde aradaki süre kısalıyordu. Sonunda aralıksız bir halde, sürekli gelmeye başladı beli.

Artık evire çevire sikiyordu onu zenciler. Pozisyonları sürekli değişiyordu gerçi ama, hep üç deliğinde de sikler oluyordu Tuba'nın. Her yerinden vücudunun içine zenci tohumları fışkırtılıyordu. Tanrım, sanki bel banyosu yaptırıyorlardı ona. Amı da, karnının içi de, midesi de bellerle dolmuştu. Öyle bir hale gelmişti ki, kimin onu neresinden sikmekte olduğunun bile farkında değildi. Sikiyorlardı onu. Önemli olan da buydu zaten.

Sikiliyordu.

-SON-