Teşhir Delisi Didem 03 - Acı yok

Story Info
Didem Mahmut'un elinden kurtulabilecek miydi?
5.7k words
4.53
7.8k
4
Share this Story

Font Size

Default Font Size

Font Spacing

Default Font Spacing

Font Face

Default Font Face

Reading Theme

Default Theme (White)
You need to Log In or Sign Up to have your customization saved in your Literotica profile.
PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here

Mahmut o gün Didem'i resmen dağıtmış , bir orospu gibi sikerek o evde bir başına bırakıp gitmişti..

Üstüne üstlük artık elinde Didem'in çıplak fotoğrafları vardı ve ona itaat etmezse eşine ve tanıdıklarına göstermekle tehdit etmişti.. Didem Mahmut gittikten sonra o evden dışarı kendini nasıl attığını bilmiyordu.. Hayatında bu kadar aşağılanmamıştı..

Günlerdir gözüne uyku girmiyor, eşi ile telefonda konuşurken içi içini yiyordu.. Ne yapmalı, ne etmeli Mahmut'un o resimleri silmesini sağlamalıydı. Aksi halde olacakları düşünmek bile istemiyordu.. Birinden yardım istemeli miydi yoksa Mahmut'a gidip bu işi kendisi mi çözmeliydi bilemiyordu.. Kimseye olan biteni de anlatamıyordu, kısacası tam bir çıkmazdaydı..

Uzun uzun düşündü.. Bir hata yaptığını kabullenmek zor da olsa gerçekle yüzleşmeye, Mahmut'la gidip kendisi konuşmaya karar verdi. "Bir şekilde ikna ederim nasılsa, hem bu yaptığı zaten suç ne kadar uzatabilir ki?" diye düşündü. Sürekli kendisini rahatlatmaya çalışıyordu.

Artık günlerdir kendisini yiyip bitiren bu problemle yüzleşmeye karar vermişti, o Emlakçı dükkanına tekrar gitmek zorundaydı..

Vakit öğlen olmuştu çoktan, hızlıca hazırlandı ve evden çıktı... O teşhirci kadın gitmiş, yerine gayet ustüruplu giyinmeyi tercih eden bir kadın gelmişti.. Mahmut'u bu sefer azdırmak istemiyordu tabii ki.. Ama niyeti kötü olan bir adam için kıyafetin ne önemi vardı ki... Zaten Mahmut giysilerin altındaki bu güzelliğe istediği gibi sahip olmuştu bile..

Dükkana geldiğinde Mahmut yanlız değildi.. İki tane kendi gibi kro tiple oturmaktaydı.. Mahmut yüzü diğer tarafa dönük ve adamlardan biriyle konuşmakla meşgul olduğu için Didem'i ilk başta farketmedi, bu sırada da Didem Mahmut'un yanındaki adamları şöyle bir inceleme fırsatı buldu..

Adamlardan birisi 50'li yaşlarda orta boylu kel ve göbekli biriydi.. Giydiği yanarlı dönerli takım elbise, ayakkabıları, elindeki tesbih ve çorabının rengi ile resmen ben bir magandayım diye bağırıyordu.. Daha ilk saniyeden de gözlerini Didem'e kilitlemişti.. Aç bir ayı gibi gözleriyle uzun uzun süzdü Didem'i... Mahmut'tan bile daha kro bir tipti..

Diğeri nispeten daha genç, 45 yaşlarında ve oldukça iriydi.. Kirli sakallıydı.. Gerçek bir insan azmanı gibi görünüuyordu.. Boyu yaklaşık 1.90cm kilosu da 120 kadar vardı.. Göbeği da oldukça büyüktü, tam bir alkol göbeğiydi ve oturduğu yerde bacaklarının arasına doğru sarkmıştı. O da yaşlı olan gibi Didem'i gözleriyle yer gibi bakıyordu.. Yaşlı olana göre daha eli yüzü daha düzgün bir profil gibi gözüküyordu ama adamın öyle büyük ayakları vardı ki Didem'in gözünden kaçmadılar.. 46-47 numara var sanırım diye düşündü.. Didem her kadın gibi ister istemez "Bunun ayakları bu kadarsa aleti kim bilir nasıldır.." diye düşünmeden de edemedi.. Düşündü ama kendine de kızdı içinden, "Kızım zaten yediğin haltı temizlemek için buradasın, sırası mı şimdi..??"

Mahmut yaşlı adamın kapıya doğru bakakaldığını geç de olsa farketti.. Kafasını çevirdiği anda Didem'i görünce yüzünde memnumiyetle karışık pis bir sırıtış beliriverdi. Oturduğu yerden doğruldu,

-"Oooo Didem Hanım, nerelerdesiniz yaa, ben de yolunuzu bekliyordum, o gün hesabı tam kapatamadık biraz daha alacağınız kalmıştı sanırım onu almaya geldiniz" diyerek ayağa kalktı ve Didem'e doğru ilerledi..

Mahmut yanına kadar geldi ve Didem'i tokalaşma bahanesi ile kendine çekti, usulca kulağına "Arka tarafa geç yavrum, ben birazdan geliyorum" dedi..Didem çaresizce arkaya geçti.. Bu oyunda şimdilik Mahmut ne derse yapacaktı mecburen.. Avantaj bu krodaydı..

Arka tarafa hızlı adımlarla geçti. İçerisi leş gibi sigara kokuyordu.. Geçen gelişinde ortam kalabalık olduğundan buraya dikkatli bakamamıştı, ama dükkanın arkada tarafı resmen alem yapmak için kullanılıyor gibiydi.. Dünden kalma rakı sofrası hala ortadaki sehpanın üzerindeydi.. Boş bir sürü kadeh, dolu kül tablaları, yarım kavun-karpuz.. Kadehlerdeki ruj izinden ortamda kadın olduğu da apaçık belli oluyordu..

“En iyisi şu masaya oturmak” dedi ve geçen gün Mahmut'u arkadaşlarıyla bir şeyler izlerken gördüğü o masaya oturdu, bilgisayar da açıktı.. Açık olan internet tarayıcı penceresine gözü takıldı.. Sayfaları açmaya başladı.. Ve karşısına gelenler onu hiç de şaşırtmamıştı.. Onlarca pencere açıktı, analdan ağıza boşalmaya kadar türlü türlü kategoride porno sayfalar açıktı.. Didem meraklı şekilde incelemeye başladığı esnada yaşlı olan adamın konuşmasına kulak kabarttı ve dikkatini mecburen de olsa içeride konuşulanlara vermek zorunda kaldı..

- Oğlum Maho, söyle bak çakıyon mu lan içerdeki karıya..
- Yaw Selo ağabey, dedim ya müşterim diye..
- Lan sen ne zamandan beri müşterilerini dükkanın arkasındaki sikiş mekanına geçiriyorsun? Doğru söyle bak, siktin mi bu karıyı?
- Abi ne diyon allasen yaa...
- Oğlum söylesene , hasta etme adamı bak.!
- He abi he, siktim, sikmeye de devam ediyorum oldu mu?
- Lan ne ibnesin Maho, hiç şu abini düşünmüyorsun!! Biz öyle almışık dalgamızı elimize, girecek delik bulamıyoruz, senin çaktığın karıya bak hele.. İnsan demez mi şunu abime de ayarlayayım, o da bir baksın bu yavrunun tadına.?? Vallaha darılmışım sana..
- Yav abi bu karı öyle bi karı değil, olayı farklı.. Daha ben bile tadını alamadım hatunun, sen de bi dur hele, hem ben sana ne karılar ayarlarım, yeter ki sen iste..

Didem duydukları karşısında şok olmuştu.. Adamın bakışından belliydi zaten niyeti, ama bunu açık açık Mahmut'a söylemesi Didem'i oldukça ürkütmüştü. Mahmut'un adamı reddetmesi Didem'in yüreğine bir nebze su serpmişti..

Adamlar Mahmut ile bir süre daha oturdu. Konuşmalarından çok eski ve samimi arkadaş oldukları belli oluyordu. Kaldıkları 15-20 dk boyunca sürekli bel altı espriler, karı kızdan konuştular, Didem konuşulanları çok rahat duyuyordu, onlar da sanki arkada Didem yokmuş gibi rahat rahat konuşuyorlardı.. Belki de o duysun diye bu kadar rahatlardı, özellikle yapıyorlardı..

İri yarı olan sürekli sikmekten sokmaktan bahsediyor, götünden siktiği liseli bir kızı anlatıyordu utanmadan.. Daha sonra kızın arkadaşlarını da nasıl siktiğini ballandıra ballandıra anlattı. Anlattıklarına göre önce liseli kızı sikmiş, sonra bana arkadaşlarını ayarlamazsan ailene anlatırım bak diye tehdit etmişti. Zavallı kız da çaresizce arkadaşlarını ayarlamıştı bu ayıya.. Didem kıza mı üzülse, kendi de aynı durumda olduğu için kendine mi üzülse bilemedi.. "Bunlar çete gibi resmen, herkese şantaj yapıyorlar" diye düşündü..

Daha sonra Mahmut girdi söze, "Oğlum Berhan, iyi sikseydin bari, öyle kolay kolay bırakmasaydın çıtırları bulmuşken" dedi.

"Yav sen ne diyorsun aga, bunları iki gün önce grup siktim, bi ona bi ona sokuyorum, götten çıkarıp ötekinin ağzına veriyorum, bildiğin orospu yaptım kızları, şimdi de sikilmeden duramıyorlar amına koyayım" diye yanıtladı ve devam etti :
-"Maho biliyon mu kız ikisi de daha, şimdilik götten veriyorlar ama kızlıklarını da alırım ben bunların yakında"
-"Ulan ne adamsın Bero, bi gün bu çıtır sevdan başına iş açmasa bari.."
-"Oğlum ben senin gibi folloş karılarla uğraşamıyorum, karıya yarrağı soktun mu bağırtacaksın, inim inim inleteceksin altında.. Sendeki o bamyayla, amları patates olmuş olgun karıları sikince ne anlıyon bilmiyom, iki beden büyük gömlek giymiş gibi... Beni biliyon gardaş, ben slim fit amcıklardan hoşlanıyorum, gerekirse risk de alacan biraz" diye ekledi ve gürültülü bir kahkaha attı.. Hepsi birlikte hayvan gibi gülüştüler..
-"Lan oğlum beni konuşturma bak şimdi bamyaymış.. Sen içerdeki karıyı rüyanda göremezsin kırk yıl uğraşsan. Karıda bi am var lokum mübarek!! Tam bir sikiş makinası. Senin liseli cıvırların gibi ölü gibi de yatmıyor altta.. Am göt sakso ne istersen var, karı tecrübe amına koyayım.. Selo abi iyi maldan anlıyor bak, sen sus o konuşsun.. He, haksız mıyım Selo abi?”

O esnada uzun süredir sessiz olan yaşlı adamın sesi tekrar duyuldu..
-“Oğlum Bero olgun candır can. Bak şu arkadaki karıyı bana verseler, sabaha kadar amını götünü dağıtmazsam şerefsizim. Hasta oldum lan manitaya. Tam benim kalemim.. Ama bu yavşak Maho, abisine çok gördü bi boyalı orospuyu.. Biz onu milli yapalım geçmiş zamanda, abi bizi karıya götür diye ağlasın yalvarsın, ahırdaki eşşekleri sikiyorken vakti zamanında şimdi muhtaç duruma düşen abisini tanımasın.. Hey gidi yalan dünya hey...”

-”Aman abi, dedim ya, bu karı başka, orospu değil hem evli bu. Ben senin işi halledicem sözüm söz..”

-”Anladık amk, orospu değil. Bak ne diyecem sana. Senin bana bi 5 kağıt borcun vardı ya. Heh, bak o içerideki yavruyu ayarla bana, sileyim o borcunu. Üste para da veririm bak, benim de sözüm söz.”

O anda duyduklarına inanamayan Didem içeride sinirden kaskatı kesilmişti.. Mahmut'un kendisi ile söylediklerine mi kızsın, adamın resmen orospu gibi Didem'i satmasını istemesine mi kızsın bilemiyordu. “Nasıl bir belaya bulaştım ben?” diye kendi kendine öfkeleniyordu.. Hele o çok sevdiği kocası şu anda Didem'in yaşadıklarını görse kahrından ölürdü kesin..

Didem merakla Mahmut'un Selo adındaki bu yaşlı kroya vereceği cevabı bekliyor, bir taraftan da tırnaklarını kemiriyordu.

Mahmut adamın bu talebini yine bir şekilde geçiştirmişti. Anlaşılan Mahmut Didem'i kıskanıyor ve kimseyle paylaşmak istemiyordu. Bu durum Didem'in hoşuna gitmişti..

Mahmut adamları yolcu ederken yaşlı olanı tekrar ısrar ederek, "Aman deyim ayarla o karıyı bak, sikiş makinesi diyorsun bir de utanmadan karşımda, hiç abeyini düşünmüyorsun. Bak teklifimi unutma , ne zamandır iyi sikişen bi karıya denk gelmedim Maho" dedi. Adam niyetini iyice bozmuştu ve ısrar etmekte çekinmiyordu.

Mahmut adamları geçirdi, sonra arkaya geldi.. Sürekli imalı imalı sırıtması Didem'in sinirine dokunuyordu inceden..

Mahmut "Hoş geldin yavrum, niye bu kadar geciktin, kaç gündür bekliyorum" dedi.. Didem birşey diyemedi.. "Ne o trip mi yapıyorsun seni amcık seni" dedi Mahmut. " Öyle canın isteyince gel git yok artık, yarrak manyağı yapacam seni" dedi ve öpmek için çenesini yakaladı.

Didem "Mahmut, sence de önce bir oturup konuşmamız gerekmiyor mu?" diyerek kafasını geri çekince Mahmut sert bir şekilde önünde durduğu koltuğun üzerine doğru itti. Didem koltuğa sert bir şekilde oturmak zorunda kalmıştı..

-"Bak kızım, ben senin o götlek kocana benzemem, ne dediysem yaparım. Gel dersem gelecek git dersem gideceksin, Haaaa yok akıllı olmaz da beni kızdırırsan, beni bazı şeylere mecbur edersin."

Didem sert bir şekilde itilmenin etkisiyle dağılmış saçlarının arkasından öfkeli bir biçimde bakıyordu. Mahmut "Ne bakıyorsun sikecek gibi, anladın mı beni onu söyle" dedi.
Didem "anladım" dercesine kafa sallayabildi sadece..

"Peki nolacak o resimler? Sen tehditle hep böyle bana sahip mi olacaksın? Hem ne gerek vardı resim çekip tehdit etmene, ben zaten sana isteyerek gelmiştim, gelmeye de devam edecektim, şimdi böyle daha mı iyi?? Bu şekilde sevişmekten ne zevk alacaksın şimdi??" diye sordu..

Mahmut sessiz kaldı bir süre.. Hali , Didem'e hak verir gibiydi sanki.. Didem adamı etkilediğini düşünüyordu ve çözülmesini bekliyordu...

Mahmut "Bak yavrum, sana karşı iyi niyetli olmamı istiyorsan şimdi git, akşama da seni siktiğim o evde ol saat 9 da" dedi.. "Bunları akşam uzun uzun konuşuruz.. Ama bil ki, nasıl muamele edersen benden de aynı şekilde karşılığını görürsün.. Resimleri de akıllı bir kız olduğun sürece dert etme, belli mi olur, muameleni beğenirsem bu akşam bile onları silebilirim" dedi..

"Ama önce şu telefonunu ver bakayım!" dedi Mahmut. Didem'den aldığı telefona kendi numarasınıdiye kaydetti ve Didem'in numarasını da kendine aldı..

Didem telefonunu çekerek aldı, çantasına koydu. O esnada Mahmut Didem'in kolunu yakaladı kendine doğru çekti.. Diğer eliyle de kalçasını sıkıca kavradı..
"Yav canım da çok sakso istedi kız senin o etli dudaklarını görünce, hani nasıl emdiğini bilmesem sorun yok da, o gün tam tadını alamadım, acaba ağzına mı versem şurda, ha Didoş??" dedi..
Didem "Madem sikişmek istiyorsun, akşama sakla enerjini" diyebildi.. Bir an önce çıkmak istiyordu oradan..

Mahmut "Tamam lan, öyle olsun hadi git bakalım!" dedi ve kalçasına sert bir tokat attı.

-"Tamam gidiyorum, ama son bir şey var.. O adamlar kimdi, hem ne cüretle sana öyle teklifte bulunuyorlar? "

-"Yahu arkadaşlarım işte. . Hem sana hesap mı verecem amına koyayım kimse kim.. Yüz verdik astarını istiyorsun.. Hem kabul mu ettim teklifini sanki, ne oldu amk? Hadi git, güzelce hazırlan akşama, geçen sefer geldiğin gibi gelmezsen hesabı o zaman ben sana sorarım" dedi sikini avuçlayarak.. "Cezanı acımadan keser Küççük Maho ona göree.. "

Didem arkasına bakmadan çıktı, hızlı adımlarla arabasına doğru yürüdü, aklı çok karışıktı.. Bir türlü güvenemiyordu bu adama.. Yaptıkları, hareketleri , bir öyle bir böyle konuşmaları tedirgin ediyordu Didem'i.. Bu Selo ile Bero dediği tipler de iyice canını sıkmışlardı.. Ama çaresiz Mahmut'a güvenmek zorundaydı, aksi halde resimlerin akıbeti istediği gibi olmayacaktı.. Bir an yine kocasının o resimleri gördüğünü düşündü.. "Allahım nasıl bir skandal olur" dedi içinden.. Bunu asla istemiyordu...

Eve geldiğinde bir süre müzik dinleyerek kafasını dağıtmak istedi, ama olmadı. Sakinleştirici bir ilaç alıp bir süre uyudu.. Ama olmuyordu.. Yaşadıklarını ve bundan sonra yaşayacaklarını düşünmekten çıldıracak gibi oluyordu..

Gözü hep saatteydi. "Allahım ne yapacağım ben??" diye düşünüyordu sürekli. Küçük bir oyun başına ne işler açmıştı.. Hava hafiften kararmaya başladığında da tedirginliği iyice artmıştı.

Kendisine bir kadeh viski koydu rahatlamak için. Hızlıca içti ve ikinci kadehi doldurdu...Zaman hızlıca akıp gidiyordu, o resimleri sildirmek istiyorsa artık hazırlanmalıydı..

Banyo yapmak için soyunmaya başladı. Elleri ve ayakları resmen buz gibiydi tedirginlikten.. Yaz günü üşüyordu.. Aynada kendisine baktı, kendisinden utanıyordu alenen.. Uzun uzun aynada vücudunu seyretmeye doyamayan kadın, artık kendi görüntüsünden kaçar gibiydi..

Küvetin dolmasını beklerken gözü hızla akan suya takıldı. O gün jakuzide yaşananlar gelmişti aklına. Aslında son ana kadar inanılmaz keyif almıştı yaşadıklarından. Hele Mahmut'un ıslak çamaşırını sıyırıp da o muhteşem sikinin bir ok gibi kendine doğru yöneldiği an muazzamdı.. Mahmut böyle bir zorbalık yapmasa da o muhteşem yarrağı ile Didem'i kendisine rahatlıkla bağlardı, ama o kro bu yöntemi tercih etmişti işte..

Küvete girdi, kendini sıcak suyun içerisine bırakınca biraz rahatlamıştı. Aldığı alkol de yavaş yavaş etkisini göstermeye başlamıştı.. Aslında Mahmut'un bugün arkadaşlarından kendisini kıskanması biraz da hoşuna gitmişti, Mahmut'un ona karşı zaafı olduğu ve sadece amacının sadece kendisini sikmek olmadığını düşünmesine sebep oldu olanlar.. Sabahki kadar tedirgin değildi ama yine de böyle şeylerin yaşanmamış olmasını yeğlerdi..

Oysa ki ne güzel de sikmişti o gün Mahmut... Tam bir fahişe gibi , tam Didem'in istediği gibi.. Hatta daha önce kimse iki kere üst üste boşaltamamıştı Didem'i.. Ah keşke karısından o telefon gelmese, Mahmut öylece çekip gitmek zorunda kalmasaydı... Mahmut da Didem'i tekrar sikebilmek için o görüntüleri kaydetmiyor olacak, birbirlerine güvenlerini yitirmeyeceklerdi belki de..

Evet, bu akşam o fuhuş evine gidince Mahmut yine onu bir fahişe gibi çatır çatır sikecekti, bunu biliyordu.. Ama "Acaba adamın gönlünü edersem beni rahat bırakır mı ??" diye de sürekli düşünüyordu kendi kendine..

"Evet evet, Mahmut'u ikna edebilirim , etmeliyim de" dedi.. Sonuçta o da bir erkekti ve güzel bir kadın uğruna yapmayacakları yoktu bu erkeklerin.. Kocasını defalarca ikna etmişti istediklerine.. Önce erkeğine kendisini bir kral gibi hissetmesini sağlar, zevkin doruklarına çıkarır ve sonra da istediğini alırdı..

"Tedirgin olmama gerek yok, hallederim nasılsa" diye kendini sakinleştirmeye çalıştı.. Hafiften yine moda girmeye başlamıştı.. Viski ve güzel bir banyo onu oldukça rahatlatmıştı..

Bornozunu çıkararak dolabın önüne geçti ve yine Mahmut'u azdıracak açık saçık şeyler aramaya başlamıştı. Aklını almalıydı yine bu hayvanın, bu işin tek çaresi buydu..

Çok fazla aramadı.. Favorilerinden olan siyah, taşlı bir mini elbise seçti.. Hafiften gece kıyafeti havası vardı. Göğüs kısmı açık, beline oturan ve oldukça mini bir elbiseydi.. Ama öyle bir sırt dekoltesi ve yırtmacı vardı ki, bu görüntüyle Mahmut'un her türlü aklını alırım diye düşündü..

Elbisenin altına kasıklarında biten üst kısmı dantelli bir file çorap giyecekti.. Evet niyeti buydu.. Erkeklerin file çoraptan nasıl hoşlandıklarını iyi biliyordu.. Giydiği çoğu zaman eşi de dahil olmak üzere erkeklerin kendisine nasıl ağızları açık şekilde baktıklarını defalarca tecrübe etme fırsatı bulmuştu..

Yatağa oturarak ağır ağır çorapları bacaklarından yukarı çekti.. İnanılmaz derecede tahrik edici bir görüntü vardı aynada.. Çıplak bedenin üzerinde sadece baldırlarına kadar uzanan incecik çoraplarla bir sex tanrıçası gibi görünüyordu.. Çoraplara uygun bir çamaşır seçmeliydi şimdi. Çamaşır çekmecesinin açar açmaz önü dantel, arkası ip ve taşlardan oluşan siyah tanga eline geliverdi hemen.. Bu da file çorap gibi muhteşem bir seçim olmuştu.. Genelde düşük belli pantolon giydiği zamanlarda bu muhteşem tangayı giyer, arkadan sürekli gözükmesini sağlar ve abaza erkeklerin ağzının suyunu akıtırdı..

Aynada son kez kendine baktı, makyajını son kez kontrol etti. "Hadi kızım göreyim seni, korkulacak bir şey yok, halledersin sen" diye kendini motive etmeyi ihmal etmedi.

Evden çıktı , yol boyunca arabada yüksek sesle hareketli şarkılar dinledi.. Kendini sakinleştirmeye biraz da moda girmeye çalışıyordu, ama gizliden gizliye içinde fırtınalar kopuyordu. Olacakları düşünmemeye çalışıyordu..

Sitenin girişine geldiğinde o günkü güvenlik hemen yanına geldi. Adam Didem'i tanımıştı. "Mahmut abiye geldiniz değil mi?" diye sorarken yukarıdan Didem'in göğüs çatalını kesmekle meşguldü. Didem evet dedi, "Tamam o da geldi, sizi bekliyor" dedi ve aracını park etmesi için yol gösterdi.
Arabadan inerken kapısını açmak için davrandı, tam bir sırtlan gibi o da bu ceylandan ne koparırım derdindeydi.. Didem güzelliğini sakınmadı, oldukça cüretkar bir şekilde arabadan indi.. Bacağını kaldırıp ayırdığı anda güvenliğin yüzüne baktı ama adam hedefe kilitlenmişti bile.. Çorabın bittiği yerde herşey ortadaydı işte.. Siyah tül tangasının altındaki dudaklar oldukça net bir şekilde güvenlikçinin gözlerinin önündeydi.. Belki lazım olur bu adam diye düşünüyordu gösterirken..

Kıvıra kıvıra binanın giriş kapısında yöneldi.. Diafondan dairenin zilini çaldı.. O sırada arkasına dönüp bakma gereği hissetti. Güvenlik hiç çekinmeden açıkça Didem'i izliyordu ağzının suyu akmış şekilde..

Kapı açıldı, asansöre doğru yöneldi. Asansörü beklerken kendine sitenin girişindeki boy aynasından tekrar baktı.. Saçlarını düzeltti.. Çok güzel gözüküyordu..

Dairenin kapısına geldiğinde zili çalmasına fırsat kalmadan Mahmut kapıyı açtı ve Didem'e şöyle bir bakış atarak sesli bir şekilde ıslık çaldı.

" Vay anam vay, nerde sabahki suratsız karı, nerde bu afet.. Haaah, bana böyle gelecen işte yavrum" dedi ve Didem'in dudaklarına asıldı. Adam öpmüyor, resmen dudaklarını emiyordu azgın bir hayvan gibi..
"Geç bakalım içeriye" derken elbisenin ince kumaşını yukarı sıyırarak elini soktu ve çıplak kalçaları eline gelince “Vay amına koyayımi sen nasıl bir fahişesin böyle ” diyerek kendini tutamadı..

Mahmut'un mengene gibi elleri kalçasını sıkarken canını yakmıştı biraz, ama Didem anlamsız bir şekilde tahrik olmaya başlamıştı yine.. Mahmut'un onu böyle erotik bir biçimde karşılaması belki de işleri kolaylaştıracaktı Didem için..

Didem hiçbir şey demeden hızlıca içeri girdi, salona doğru ilerledi.. Girince biraz şaşırdı, çünkü
içeride güzel bir rakı sofrası kurulmuş, hiç de beklemediği bir ortam vardı..

"Bu ne şimdi, alem mi yapacağız yoksa?" diye sordu Didem.

"Eee kuru kuruya mı sikişecez yavrum? O geçen seferdi.. Kafalarımız önce kıyak olsun, sonra sikişiriz merak etme" dedi Mahmut..