Ürkek Bir Koca ve Talihsiz Bir Tati

PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here

"Eee.. tamam, peki, fakat biraz hızlı ol"

"Sen merak etme". Adamın yüzünde kurnaz bir ifade vardı ve kendi kendine birşeyler mırıldanıyordu. Sanırım, 'ne geri zekalıdır' gibin birşey söylemişti fakat iyi anlamamıştım. Hale daha karımın ayak parmakları adamın burnunun ucunda duruyordu bu yüzden onu biraz indirerek dudak seviyesine getirdi.

Dudaklarını yavaşca aralayıp diliyle dudağını yalayıp karımın o küçük, narin, beyaz ojeli ayak parmağını ağzına yavaşca soktu. Yüzüğün takılı olduğu ayak parmağı yalayıp emmeye başladı. Adam yüzüğü ıslatıp çıkaracağı yerde diğer ayak parmaklarını tek tek ağızna alıp emmeyiyordu. Herif karımın ayak baş parmağını emiyor ve dilini bütün ayak parmaklarının arasına sokup yalıyordu. Adam karımın ayaklarını emerek ve yalayarak büyük zevk ve haz duyduğu beliydi fakat bu durum benim için hiç bir anlam vermiyordu. Karımın güzel ayakları olduğu bir gerçek fakat adamın onları ağzına koyup yalaması ona neden zevk veriyor anlamıyordum.

Eşim ise orada şaşkın şaşkın olayları algılamaya çalışarak yatıyordu. Adama bunun gerekli olup olmadığını sorunca,

"Oh pardon, kendimi biraz kaptırdım" diye cevap verdi. Eşimin ayağnı ağzından çıkartarak ıslanmış olan yüzüğü parmağından yavaşca çıkardı,

"İşte oldu şimdi, eşin kendini daha his edecektir". Ben istemeyerek, "Yardımlarınız için teşekkür ederim" dedim. Adam odadan ayrılırkan pantolonunun önünde kabarıklık vardı. Eşimle odada tam yanlız kalmıştım ki limana vardığımızı farkettim. Bu çok güzel bir haberdi ve sonunda bu iğrenç yerden çıkacağmız için mutluyduk.

Vapurdan inip hemen bir taxiye doğru yörüdük, bizi hotelimize götürürmü diye sorduk. Taxi şöförü önce bir bana baktı sonra karıma döndü ve onu baştan tırnağa bir süzdü, sonra "giriniz sizi götüreyim" dedi. Şöför bavullarımızı bagaja koyarken ben öne oturdum eşimse tek başına arkaya oturdu. Bu ülkeye ilk kez gelmiştik ve görülecek o kadar güzel yerler vardı ki eşim hemen oturduğu yerin ortasına geçip ön pençereden manzaranın güzeliğini seyretmeye başladı. Yeni şehiri görme heycanıyla karım giydiği elbiseyi onutup orturduğu uygunsuz yerden dolayı bacakları iki yana açıp güzel şehiri seyretiyordu.

Şöförün dikiz aynasıyla oynadığını gördüm ve ardından karımın bu pozisyonunu farkettim. Taxi şöförü sürekli aynadan karımın bacak arasına bakıyor ve baktıkcada heycandan terliyordu, bir baktım adamın pantolonun önünde büyük bir karbarıklık oluştu. Kendi kendime düşünmeye başladım, 'vapurdan beri herkes karıma bakıyor, nasıl iş bu böyle, bu insanlar ne zaman karıma taciz edercesine bakmaktan vaz geçecekler?' Keşke karımın o elbiseyi giymesine izin vermesem. Her neyse sonunda kazasız belasız hotelimize gelmiştik.

Hotele girer girmez hemen odamıza çıkarak ikimizde güzel bir duş alıp çıplak bir halde yatağımıza uzandık, günümüz gerçekten çok uzun ve yorucu geçmişti. Karımın o çıplak sexi vicuduna baktıkca aletim sertleşmeye başlamıştı ve başka dayanamayarak hemen o iri pembe meme uçları yalayıp emmeye başladım, nasil olsa bir tek göğüslerini yalamama izin veriyordu. Göğüslerini yaladıkca yeni ağdalı amcığınada göz atıtyordum, amcığı hafifce şişmiş ve nemli kırmızı bir görüntü almıştı, o an anladımki karımın amcığı güzelce sulanmış ve sokmak için tam kıvamına gelmişti. Hemen üzerine geçip aletimi o daracık amcığına sokmaya başladım.

Ohh, nasil bir his, nasil bir zevkti, kelimelerle anlatamaz, o kadar güzeldi ki daha sert ve hızlı sokmaya başladım fakat tek sorun bir kaç sokmadan sonra hemen amcığından çıkarak karımın üstüne boşalmaya başladım. Karımın yüzündeki o tadminsiz ve sinirli ifadeyi görebiliyordum, ona özür diledim fakat hiç birşey söylemeden tekrar duşa girdi, bende giyinmeye başladım. Düştan çıktı ve bovulundan beyaz aşırı derecede mini bir etek çıkardı. Bu eteğini hiç giymemişti, daha doğrusu hayatında hiç mini etek giymemişti. Bana baktı ve dedi,

"Tatilimizin ilk gününde beni tatminsiz brakmanın cezası budur"

"Anlamadım, ne cezası?"

"Demek istediğim canım, bu eteği şimdi giyicem ve sen hiç itiraz etmeyeceksin, nasil olsa bunu bana sen satın aldın"

"Haklısın, fakat onutma senin bu mini etek eğlencen bu tatilden sonra sona erecek"

"Öylemi canım, şimdide beni kısıtlıyormusun?"

"Eğer böyle düşünüyorsan, evet"

"Şimdi, demek istediğin bu tatil sürecinde ben ne istersam giyip giymememe kararı bendemi?"

"Tamamen özgürsün, sadece bu tatil için"

"Öyle olsun, öyleyse bende bu mini etek altından hiç kilot giymiycem ve sende söz verdiğin için hiç birşey yapamaycaksın"

Keşke onunla bu tartışmaya girmeseydim, böyle yapmasının tek sebebi ona emir vermem ve çok inatcı olmasındandı.

"Peki, ne istersan yap fakat sadece oturup kalkmana dikat et, taxide nasil otyurduğunu gördüm"

"Nasil oturuyordum?"

"Valah, şöför aynasından bacak arana bakmaktan güzel vakit geçiriyordu"

"Hayır! Bakmıyordu!"

"Evet Bakıyordu, o yüzden daha dikatli ol lütfen"

"Ehh, sen öyle diyorsan öyle olur"

Karımın kasıtlı olarak eteğini açmadığını biliyordum, fakat karakteri çok saf, küçük bir kız gibindir ve oturup kalkmasını hiç bilmiyor. Bilinçsiz bir şekilde öyle geziyor, giyiminden ve hareketlerinden insanları tahrik etiğini bilmiyordu. Sanırım onu bir dakkika bile yalız brakmaya gelemezdim yoksa erkekler hemen ona kötü niyetle yaklaşmaya başlaya bilirdi. Beyaz mikro mini eteğini kilotsuz giyip üzerinede gri bol bir buluz giydi. Bol olmasından dolayı aksi bir hareket veya uygunsuz bir şekilde eğilmesiyle bütün göğüsleri sergilenebilirdi. Ayrıca sütyen giymediğini anlamıştım çünkü iri göğüs başları giydiği kumaştan çok net görünüyordu. Ayakkabı olarak beraber aldığımız ayak parmaklarının üzerinden geçen siyah ince ipli, şık topuklu terliklerini giymişti.

El ve ayak parmakları güzel kırmızı bir renkle ojelenmiş ve çok parlak ıslak görünümlü kırmızı bir ruj sürmüştü. O kadar sexi ve tahrik edici görünüyordu ki hemen azmaya başlamıştım.

"Ben hazırım canim, hadi gidelim"

"Dışarı böyle çıkmak istediğinden eminmisin?"

"Tabiki isterim, Neden?"

"Bişey yok, peki nere gitmek istiyorsun?"

"Şehiri görmek isterim".

Hotel'den çıkarak bu güzel yeni şehirde yörümeye başlamıştık, görülecek güzel yerler, binalar, ve dükkanlar vardı. Yörüdükce yınımızdan geçen arabalar kornaya basıyor karıma laf atıyordu, Dükkan önünde duran Dükkan sahipleri veya çalışanları ise karımın sexiliğinden gözlerini alamıyordu. Ben bu durumdan rahatsız olup çok utanmıştım bu nedenle karımdan uzak durmak için biraz geriden takip etmeye başladım. Karım şehire ve dükkanlara o kadar hayran kalmıştı ki benim onun yanında olmadığımı bile fak etmemişti, o sürekli heycanlı heycanlı dükkanlara bir girip bir çıkyor ve yürümeye devam ediyordu. Bu şehirde gerçekden çok kültürlü ve beyfendiler vardı fakat aynı zamandada gemide bulunan birsürü kıro tipli adamlarda vardı. Benim gözümde bu şehirin puan kaybetmesine sebepti.

Karımın arkasında yürüdükce ben bile karımın o mütiş kalçalarından gözümü alamıyordım. O yuvarlak iki göt çanağı yürüdükce minicik beyaz eteğinin altında yukarı aşağa sallanıyor ve o mütüş görüntü beni çok tahrik ediyordu. O uzun sexi bacakları okadar cezbediciydiki insanın içinden üzerlerine dalıp yalamak geliyordu.

Kuyumcu dükkanın önünde duran bir adam karımı görür görmez ısrar edercisine karımı dükkanına davet etti. Beklediğim gibin, karım hiç itiraz etmeden seve seve kuyumcu dükkanına girdi, ben ise dışarda bekleyip camdan seyretmeyi terci ettim, nasil olsa karımın kiyafetinden dolayı çok utanıyordum. Fakat konuşmalarını duyabiliyordum,"Çok güzel bacaklarınız ve ayak bilekleriniz var, hanım efendi, sizin tek eksiğiniz bir hal hal"

"Bilmiyorum, öylemi?"

"Evet tabiki, siz burda oturun ben hemen size modeleri göstereyim"

Dükkan sahibide karımın görüntüsünden çok tahrik ve heycanlı olduğu çok beliydi. Gözlerini karımın bacaklarından alamıyordu, ve heycanlı heycanlı karımın önünde diz çökerek hal halı takmaya çalıştı. Adam hal halı daha kolay takabilmesi için karım bakcak bacak üstüne atarak sol ayağını hizalı bir şekilde adama doğru uzattı. Bu hareketin tek problemi bacak bacak üstüne atarken adam bir an olsa bile karımın o güzel amcığını eteğinin arasından görmüştü. Karıma çok sinirlenmiştim çünkü etek giydiği zaman pantolon veya şort giymiş gibin hareket etmemesi gerektiğini herzaman onutuyordu. Karımın ayak bileğine hal halı takmaya çalışan adam heycandan terlediğini ve ellerinin titrediğini farkettim çünkü karımın o güzel bacakları ve o küçük narin ayak parmakları adamın suratına değmesi için bir kaç santim kalmıştı. Bu durumdan hiç memnun değildim ve karımın bir an evel ordan çıkmasını istiyordum.

Kendime o an söz verdim ki bundan sonra insanlar hakkımda ne düşünse bile karımın yanından hiç ayrılmayacaktım. Karım ayağa kalkarak ayağını öne uzatarak hal halına bakmaya başladı, dükkan sahibi,

"Çok sexi görünüyor" diyerek bilinçsiz bir şekilde dudaklarını yaladı ve karıma son kez baştan dırnağa bir inceledi. "Peki, alıyorum" Karım hal halın parasını verdi ve kapıdan çıkmak için yörürken adam karamın arkasından seyrederek o yuvarlak kalçalarının sağa sola hareket ettiğini dikkatlice seyrediyordu. Hemen karımın yanına gittim, oda bana heycanla hal halını gösteriyordu, ona çok yakıştığını söyleyerek birlikte yörümeye devam ettik.

İkimizde çok acıkmıştık ve akşam yemeği için bir lokanta aramaya başladık. Yolda yürürken karım ileride bir tane gördü ve işaret ederek bana gösterdi. Gidip lokantanın önünde durduk ve camın üzerindeki menüyü okumaya başladık. Bizi gören garson hemen içeri buyur etti. Yakınlarda başka yer olmadığı için içeri girdik. İçeride ayakkabılarmızı çıkarmamız gerekiyordu çünkü özel işlenmiş halılarla döşenmişti. Lokanta kültürlerni temsil eden özel dekor ve kendi kültürel yemekleri olduğunu fark etmiştik. Bu hoşumuza gitmişti ve sabırsızlıkla yemek için bekledik. Acayipimize giden bir şey vardı oda koca odada sadece bir büyük masa vardı, bu masa yerden sadece bir kaç santim yüksekliğindeydi ve bütün müşteriler aynı masa etrafında toplanması gerekiyordu. Yerde ise oturmak için ince minderler vard. Kültürlerine göre eski zamanlarda yemeklerini böyle yiyiyorlarmış ve bu lokanta bunu temsil ediyordu.

Oturmak için yerimiz gösterildi ve bu alçak masanın önünde minderin üzerine oturduk. Bu durum karım için çok zordu çünkü giydiği mini etekden dolayı fazla bir pozisyonu yoktu, bu nedenle diz çökerek ayak tabanlarının üzerine kıçını yerleştirdi. Biz bekledikce müşteriler giriyor ve bu büyük masanın etrafında yerlerini alıyorlardı. Kısa bir süre içerisinde masanın etrafındaki tüm yerler dolmuştu ve kapı kiriklenerek tüm yerler dolu olduğunu gösteren bir levha asıldı. Masamızın kapasitesi 10 kişiydi fakat beni ençok tedirgin eden şey tüm müşeriler erkekti. Yani aralarında tek bayan karımdı. Karımında bu durumdan rahatsız olduğunu farkettim çünkü fazla hareket edebileceği pozisyonda yoktu çünkü yeterince bacak ve but gösterisi yapıyordu. Bu adamların varpurda bulunan damlardan hiç bir farkları yoktu. Adamlar çok kıllı, bıyıklı veya sakklı, esmer, ter kokan kıro tiplerdi.

Karıma öyle bir bakıyorlardıki sanki sofradaki yemek karımdı. Tam karıma 'kalk gidelim' diyecektim ki baktım yemekler gelmeye başladı. Yemek çok güzel görünüyordu ve çok aç olduğumuz için hemen yemeye başlayıp karımı rotgenleyen gözleri unutmuştuk. Oturma şekilinden dolayı karım ayakları ağrımaya başlamıştı bu nedenle hafifce sağ tarafına, yani bana doğru yatarak yan kalçasının üzerine oturdu. Bu onu biraz rahatlatmıştı fakat aynı zamandada karım sol tarfafındaki adamlarada gömertce bir görüntü sergilemişti. Sol tarafındaki adamlar karımın kıçını ve tombul am dukaklarını yukarı sıyrılan etteğinden dolayı görebiliyorlardı. Karım yemekle okadar meşküldü ki hiç oralı bile değildi. Karım, adamları tahrik ettiğinden farkında değildi fakat ben farkında olduğum halde bir şey söyleyip veya yapmak için çok çekiniyordum bu nedenle görmesizlikten gelerek yemeğimi yemeye devam ettim.

Alışkın olmadığımız için bu masada oturmak gerçekten çok güç ve rahatsız bir durumdu bu nedenle pozisyonumu değişerek kıçımın üzerine oturarak iki ayağmı öne alarak masaya daha yakın olmak için ikisini yana açtım. Bunu gören karım iyi bir fikir olduğunu düşünerek ve onun için yanlış olduğunu düşünmeden aptalca ve ani bir hareketle iki bacağını yana açıp masaya dahada yakınlaştı. Tüm adamların ağızları ve gözleri şokla açılmıştı çünkü saf ve aptal eşimin amı tamamen adamların önündeydi. Masanın ucuna bir kaç santim uzaklığındaki karımın am dudakları açılmış, klitorisi ve amcığının içindeki pembe nemli delik rahatlıkla görünüyordu. Farkettim ki adamlar karımın amına baktıkca heycandan daha hızlı yemeğe başladılar. Karımın sağ ayağı benim önümde sol ayağı ise yabancı bir adamın önünü ve masasının arasındaydı.

Aptal karımın bacakları o kadar açıktıki her hareket ettiğinde ayak parmakları adamın tabağına değiyordu. O kadar bir sinirlenmiştim ki karıma bağırıp kızmak istemiştim fakat biliyordum ki ne yaptığının farkında değildi vede saflığından, aptalığından dolayı yıpıyordu ve eğer ben ona bağıracak olam kesinlikle ağlamaya başlayacaktı. Bunun böyle olması istemiyordum çünkü tantana çıkacak diye adamlar bana sinir olabilirlerdi, bu adamlar çok iri ve ürkütücü ciddi tiplere benziyordu onlardan biraz korkuyordum bu nedenle sesimi çıkarmayarak huzursuz ve istemeyerek bir şekilde durumu görmesizlikten gelerek yemeğmi yemeye devam ettim. Karım masanın ortasından bir şey almak için her öne eğildiği zaman o güzel dimdik göğüsleri bol buluzundan dışarı çıkarak iri ve şişmiş pembe meme uçları yemeklere doğru dalış yapıyordu. Kendi kendime düşünmeye başladım, Allah bana çok güzel sexi bir eş vermiş fakat anyı zamandada çok saf, olgunlaşmamış, ve masum yaratmış. Tek isteğim sorunuz bir şekilde başımıza bela almadan bu yerden kurtulmak ve hotelimize geri gitmekti.

Masamızda bir kaç acı soslu tabak vardı, herkes yemeğini bu sos'a batırarak zefkle yeyiyordu bu yüzden bende denemek istedim. Keşke denemeseydim çünkü bu acılı sos dukaklarıma deyer deymez hemen acıtarak yakmaya başladı. Bu acı sosun gücüne inanamıyordum ve bu adamlar acıyı nasil yediklerine heyret ediyordum. Karımın sol tarafında oturan adam önünde bulunan karımın ayağından dolayı yemeğine zorla yiyordu, sanırım karımın hal halı hoşuna gitmişti çünkü gözlerini karımın ayağından alamıyordu. Hem yiyiyor hem önündeki ayağa bakıyor. Eh, hakısız değil adam, kimin önünde ve yemeğinin hemen hemen içinde çıpklak bir ayak olsa yemekte zorlanır. Adam karımın ayağının 20cm üst kısmında yemeğini yemeğe çalışırken dudaklarından karımın ayak parmaklarının üzerine biraz acı sos damlamaya başladı. Bunu his eden karım duyduğu acıdan dolayı gözleri fal taşı gibin açıldı ve sızıdan ne yapacağını şaşırdı.

Bunu fark eden adam özür dileyerek bu sorunu haledecğini söyledi ve hemen karımın ayağını eline alıp o tatlı narin kırmızı ojeli ayak parmaklarını ağzına sokarak üzerineden acı sosu emerek temizlemeye başladı. Karım bu duruma mani olmak yerine yaşadığı rahatlama hisinden dolayı hafifce inlemey başladı, "ohh, bu çok daha iyi, çok acıyordu" Adamın somurması ve ıslak dili karımın acıyan ayak parmaklarına serinletici bir rahatlama hisi veriyordu, karım bu sızıdan kurtulduğu için adama sürekli abuk sabuk bişeyler söylüyordu, "Teşekkür ederim... ohhewww çok güzel iyleştiriyorsunuz, gerçekten çok acımıştı, çok naziksiniz... ohhhhh" Karımın aptalığını ve benimde pısırıklığımı gören adam dahada cesaret alarak büyük bir eştahla karımın ayak parmak aralarını yalayrak tek tek tüm kırmızı ojeli parmaklarını emeye devam etti. Karımın kısık sesle inledikce "mmmmhhh, ohhhhhh, aawweeeohhhhhhh" amcığı dahada şişmeye ve ıslaklığından dolayı parlamaya başladığını farkettim.

Bu durum gerçekten çok berbattı, çok korkamay başlamıştım çünkü bana veya karıma herhangi bir zarar gelmesini istemiyordum, kafamı yemeğmin önüne doğru eğdim ve yemeğme korku ve utançla baktım. Karşımızda oturan bir adamın garsonun kulağına birşeyler söylediğini fark ettim fakat bunu yaparkan aynı anda hem sinsi bir gülüşle karıma bakıyor hemde bıyığı ile oynuyordu. Garson masanın ortasında bulunan acı soslu tabağı almak için karımın yanına gelerek oradan uzanıp aldı, alma esnasında garson acı soslu tabağı kasıtlı olarak karımın hassas amcığına dökü verdi. Bunu yapmak zor birşey değildi çünkü aptal karımımın iki bacağı iki yana tamamen açık olduğu için amı kabak gibin ortadaydı. Saf karım amını herkese sergilediğini fark etmemişti. Acı sosun dökülmesiyle karımın gözleri kırmızı olup şokun etkisindende dili tutulmuş ve hisettiği acıdan dolayı ellerini ve kollarını yukarı, aşağa sallamaya başladı.

Garsonla az önce konuşan adam bunu görür görmez ve bu olayın olacağını bilirmiş gibin ani bir şekilde yerinden zıplayıp hemen karımın yanında bulundu. Çığılık atmaya başlayan karımı aniden cankurtaran gibin arkasına geçerek koltuk altından tuttu ve hemen geri çekti, ikinci bir hamle ile onu kendine doğru döndürdü. Adam karımı iki ayak bileğinden yakalayıp bacaklarını yukarı doğru kaldırarak iki yana açtı. İşte bu görüntü herkesin hayel ettiği bişeydi, adamın karşısında yuvarlak mütiş bir kalça, arasında küçüçük pembe bir göt deliği ve hemen üzerinde tek bir kılı olmayan hafifce kırmızı olmuş ıslak bir am. Karımın amında extra olarak birde acı sos vardı, acı sos karımın klitorisinin üzerinden süzülerek o şişkin am dıdaklarının arasına akarak daracık am deliğinin içine giriyordu. Adam bu görüntüye bir kaç dakkika hayranlıkla baktıktan sonra bana bakarak karıma şunu söyledi; "Hanım efendi sen hiç merak etme, eğer kocan izin verirse seni hemen bu acıdan kurtaracağım".

O an kafamdan kaynar sular döküldü, ne yapacağımı ve ne söyleyeceğimi bilemedim fakat bu adam karımı nasil kurtaracağını tahmin edebiliyordum. Herşey bir anda olmuştu ve çok çağresiz ve kafam çok karışık olduğu için düzgün düşünümüyordum bu nedenle adama onay vermek için kafamı salladım. Ben onay verdikten sonra korku dolu gözlerimle adamın yüz ifadesinin değişerek dahada heycanladığını gördüm. Bu adamın kocaman sakallı terli bir suratı vardı, dudakları kalın ve acıdan kırmızı olmuş, dişleri ise bakımsızlıktan kahverengi olmuşdu, yani tam bir kıro tipi. Bu pis herif burnunu sızıdan çılık atan karımın amına doğru yaklaştırdı ve karımın am kokusunu derin bir nefesle içine çekerek bana baktı, "OHHhh ne güzel kokuyormuş bu am lan". Karımın taze amcığını tütlendikten sonra bu sefer dudaklarını amına doğru yaklaştırdı ve önce karımın o tatlı am dudaklarının arasından içine doğru ufak ve yumuşak dil darbeleri vurarak üzerindeki acı sosu yalamaya başladı, sonra dudaklarını karımın amına gömerek onu deligi gibin yalayarak emmeye devam etti.

Adam adeta karımın amına fransız öpücüğü veriyordu. Karımın çığlıkları değişerek inleme sesine dönüştü. Bu adam yaptığı işten okadar keyif ve zevk alıyorduki görüntü olarak karımı canlı canlı yeyiyor gibin gözüküyordu. Bu pis herif karımın hayatını kurtarıyormuş gibin amının üzerinde kafasını titrederek onu dişliyordu ve derin sesli nefes alışıyla diliyle fiske vuruyor, dudaklarıyla somuruyor ve yutuyordu. Bu durumdan dolayı karım okadar sesli bağırıyor ve inliyordu ki bütün odayı sarmıştı. "OOHHHHHAVVVVVV EVEETTTTT ORASI ORASI EVEETT IIVVVVVVVOOHHHHHHAAVVVVV OOHH LÜTFEEENN DURMAAA MMMMHHH!.. kocacğım AHH! Bu adamın beni bu acıdan kortarmasını braktığın için teşekkür ederimmmmmmAHHHHHOMMMM AHH AHH AHHH OHHVVHH OHHVVVHHH!"

Karım hayatında ilk kez amını birine yalatıyordu, ben bile hiç yapmamaıştım. Karımın kafası karışık olduğunu biliyordum, karım sanıyordu ki bu adamın yaptıkları onu iyleştiriyor ve rahatlatıyordu fakat gerçek olan karımın inlemesi rahatlamadan iyleşmeden değil'de daha çok yaşadığı cinsel zevk ve hazdan geliyordu bu nedenle zevkten sızıyı hisedemiyordu. Bu gerçekleri bilmesem karımı orusbu sanacaktım fakat doğrusu o sadece şaşkın ve saf bir eşti. Yabancı bir adamın karımın küçücük tatlı amını deli gibin yalamasını seyretmek beni çok kıskandırıyor ve kızdırıyordu. Bu adama okadar imreniyordum ki onun yerinde olmak isterdim, kendimi karısını koruyamayan bakamayan pısırık korkak biri gibin his ediyordum. Adam karımın amından keyif çıkarmaya devam ederken ayni andada birşeyler mırındanıyordu, "bu ne tatlı bir am böyle, hayatımda hiç bukadar bal tadında bir am yalamamıştım".