Zeliha 05. Bölüm

NOT: ADI GEÇEN KARAKTER VE OLAYLARININ TAMAMI HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE HİÇBİRİ GERÇEK DEĞİLDİR!

Merhaba. Ben Zeliha.

En son bölümde abimin erotik filmi açtığı, annem ve babamın ise cinsel ilişkiye girdiğinden bahsetmiştim. Ben de bu inlemelerden etkilenmiş ve istemsizce elimi bacak arama götürmeye başlamıştım. Yeniden bacak arama götürünce gören olmasın diye odamın kapısını kilitlemiştim. Ondan sonra sadece masa lambasının ışığını yaktım ve odamdaki diğer ışıklarını kapattım. Odada bir pencere açık kalmıştı. O pencereyi açık bir şekilde perdeyi kapalı tuttum. Bunu yaptıktan sonra üstümdekileri yeniden çıkarmaya başladım. Tişörtümü çıkardım, pantolonumu çıkardım. Sonra da iç çamaşırımı çıkardım ve kendimi çırılçıplak bıraktım. Yatağıma geçer geçmez elimi amıma sokmaya başladım. Klitorisimle oynaştım. Önce Şeyma'yı düşlemeye başladım. Onun güzel kokusu, ipeksi dokunuşları, güzel vücudu ve beni uçuruşumu tekrardan hatırladım ve aklıma onu getirerek kendimle oynaştım. Bir elimle amımla oynadıktan sonra diğer elimle göğsümü bir süre oynaşınca tetiklenmeye başladım. Odamda hafif inilti çıkarıyordum. Herkesin iniltisini arasına saklanarak özgürce inleyebilmek benim için bile büyük bir duyguydu. Bir süre sonra boşaldım. Elime zevk sıvıları gelince hemen ağzıma götürdüm. Ardından pencereyi kapatıp hemen uyumaya geçtim.

Uyandığımda kendimi rahat bir şekilde buldum. Annem de o sırada kapıyı açmaya çalışıyordum. "Tamam, giyinip açıyorum anne" diyerek pijamamı giydim ve kilidi açarak karşılık verdim. Annem kulağıma "Bakıyorum orgazm olmaya başlamışsın, hayırdır yeni bir sevdiğin mi var?" diye fısıldayınca biraz utandım. Utandığımı görünce de "Korkma kızım, herkesin ihtiyaçları var. Merak etme senin de seveceğin birisi olacaktır elbet." diyerek teselli etmişti. Biraz gülüştük ve kahvaltıya daldık. Kahvaltıyı yaptıktan sonra biraz ev işleriyle ilgilendim. Ardından herkes farklı yerlere gitti. Bugün okulda dersim yoktu. Ancak yine de üniversiteye gideyim dedim. Bu sefer kırmızı kısa tişört, bir de siyah etek giyerek yola çıktım ve otobüsler aracılığıyla üniversiteme vardım. Gittiğimde öğrenci kulüpleri kendi aralarında festival yapmışlardı. Bilirsiniz, kariyer kulüplerinin yanı sıra bölümlere ait kulüpler bulunmaktaydı. Ayrıca hobiler için de bir kulüp bulursunuz. Ben orada satranç kulübüne rastladım. Orada insanlar aklı başında olduğunu fark ettim. Diğer yandan dans kulübüne rastladım ama oradaki insanları pek tekin bulmamıştım. En sonunda kafama yatkın üç - dört kulübe üyeliğimi yaptırıp çıktım.

Dönüş yolculuğumda Demir'e rastladım. Kendisi kantinde oturuyordu. Yanına gidip oturdum. Biraz laflamıştık. Ancak Demir'le sohbet ederken bir derste kafasına takıldığı bir konunun olduğunu ve bu yüzden hocayla konuşmak istediğini söyledi. O yüzden gelmişti. Vakti geldiğinde "Benle gelir misin? Kapıda durursun, ihtiyaç olursa senle konuşma fırsatım olur." Kabul ettikten sonra Bilgisayar Mühendisliği fakültesine gitmiştim. O zamanlar bilgisayarlar yeni yeni ülkemize geliyordu. Windows 98 bile yoktu. İnsanlar Windows 95 konusunda yeni yeni bilirdi ama bilgisayar ülkemizde o kadar yaygın olarak kullanıldığını görmedim. Demir öğretim üyesinin odasından çıktı ve beni sınıfa götürdü. Sınıf boş olduğu için biraz rahatladık. Boşta duran yerlerden birisine geçtikten sonra walkmani çıkardı. Üç-dört tane cd vardı. Red Hot Chili Peppers, Pentagram, Radiohead ve Pet Shop Boys bulunuyordu. Pet Shop Boys'u merak etmiştim, Demir'e sorunca onu açtı. Güzel müzikler yaptıklarını fark ettim. Rockçı olmama rağmen elektronik müziği kötü bulmamıştım. Sonra Radiohead'e geçtik. Demir, onların son çıkardığı albümü açtı. Paranoid Android'i keyiflendirmişti, Karma Police de biraz düzgündü. No Suprises şarkısını duyunca baya etkilenmeye başlamıştım. Dikkatle dinlediğimi fark eden Demir, şarkının bitmesinin ardından teybi durdurdu ve bana "Tekrar dinlemek ister misin?" diye sordu. Kabul edince şarkı tekrar başladı.

Tekrar başladıktan sonra bir şeyin ikimizi de çekmeye başladığını fark ettim. İlk olarak ellerimizi tuttuk, sonra birden bire tutkulu bir şekilde öpüşmeye başladık. Bir süre öpüştükten sonra beklememi söyledi ve sınıfın kapısından koridorda kimsenin gelip gelmediğine baktı. Sonra sınıfın ders takvimine baktı. Sonra da saate baktıktan sonra beni tekrar öpmeye başladı. Bu sefer onun elleri götüme dokunuyordu ve bana zevkli geliyordu. Ben de dayanamadım ve onun pantolonunun fermuarını açtım. Eline attığımda sikin zonkladığını görmüştüm. Daha öncesinde abimin yarrağını görmüştüm. Ancak ilk defa lise arkadaşımda deniyordum. Demir de hoşuna gitti ve külodunu indirdi. Bu sayede sikini sıvazlamaya başladım. Demir de eteğimi aralayıp küloduma ulaştı ve külotu sıyırarak amımı parmaklamaya başladı. Bunu yaparken boynumu öpüyor ve yakınıma getiriyordu. Bir süre böyle devam ettik. Sonra ses duyunca hızlıca toparlandık. Toparlandıktan sonra öğrenci geldi ve kolay gelsin diyerek buradan tüydük. Fakülte içerisinde ararken boş bir erkekler tuvaletine rastladık ve girer girmez orada kaldığımız yerden devam etmek istedik.

Aslında sınıfta gelen insanlar olmasa sik yalama pozisyonuna geçecektik. Ancak tuvalette olduğumuz için sıkıntı yaratacağını düşündük ve doğrudan kendimi siktirmeme karar verdim. Demir'i klozete oturttum, külodumu çıkardım ve siki amıma doğrultarak hoplamaya başladım. (Bunu abimin izlediği porno filmlerinde görmüştüm. Seks pozisyonlarımın büyük bir kısmını porno filmlere borçluyum) O anda biraz kanama hissetmiştim. Kızlığım gitmişti. Burada garip bir duygu olsa da buradan dönüş yok diye hoplamaya başladım. Demir de rahatlamış, keyfini çıkarıyordu. Bir süre böyle devam ettik. Sonra Demir kontrolü aldı ve o belimi tutarak beni hoplatıyordu. Ben de fırsat bu fırsat deyip tişörtümü sıyırıp sütyenimi açtım. Açtıktan sonra Demir göğüslerime yumuldu. Ben de hoplamaya devam ettim. Sonrasında Demir beni kaldırıp domalttı. Beni tuvalet kapısına dayadı ve böyle beni sikmeye başladı. Bir yandan ağzımı kapatıyordu, diğer yandan amımı parmaklıyordu. Bir süre de böyle devam etti. O an nefes alışverişlerim değişmişti. Kontrolümü kaybetmiş ve anı yaşıyordum. Cinsel hazdan dolayı o ortamdan unutmuş, Demir'in güvenli kollarında hissediyordum. Sadece kısık da olsa ona inilti çıkarıyordum. Bu durum Demir'i daha da azdırdı ve göğüslerimi kavramasına imkan verecek şekilde beni kapıya iyice yaklaştırdı. Artık kulağıma fısıldayabiliyordu. Kulağıma şunları demeye başladı.

"Seni lisede gördüğümden beri benim olmayı hayal ediyordum. O masum ve sempatikliğin beni mest ediyor, gözlerinde ateşli birini görüyordum. O partide beni benden almıştın. O gün ikimiz de birbirimizi yakacağını biliyordum. Bana bekaretini verdiğin ve beni keyiflendirdiğin için teşekkür ederim meleğim. Şeyma'yı da seni de daima seveceğim."

Bunları dedikten sonra beni doya doya öpmeye başladı. Bir yandan öpüşürken, diğer yandan ritmi daha da sertleşmişti. Dayanamayacak gücüm tükenmek üzereydi. En sonunda ikimiz de aynı anda orgazm olduk. Demir döllerini içime akıtmıştı. Ben de titreyerek yere yığılmaya başlayınca Demir beni kendime çekti ve ikimiz de klozete oturduk. Bir süre derince nefesler aldık. Nefes alışım normale dönünce ona "Hamile kalır mıyım kalmaz mıyım bilmiyorum. Ancak iyi ki varsın. Lütfen hayatımda olmaya devam et nolur?" diye fısıldayarak yalvardım. Evet, hayatımda Şeyma vardı. Ancak Demir'e de hayır dememiştim. Şeyma ile olan ilişkiyi nereden duyduğunu sorduğumda ise "Partideyken ikinizi hülyalı bir şekilde birbirlerinize baktığınızı gördüm. O an ikinizin arasında bir şey olduğunu anladım ama açığa vurmak istemedim." yanıtını aldım ve ekledi: "İkinizin arasını bozmaya niyetim yok. Sadece bazen senin yanında olmak bana yetiyor." Bunu duyduktan sonra biraz kollarının arasında biraz soluklandım. Bir süre sonra giyinerek tuvaletten çıktık. Normal bir şekilde kantine giderek bir tost ve bir çay söyledik. Ardından da üniversiteden ayrıldık ve Nişantaşı'nda biraz vakit geçirdik.

Taksim'de Demir ile yollarımı ayırdıktan sonra Şeyma'yı görmeye gittim. Evine gittiğimde Şeyma'dan "Vay, bakıyorum da erkeğini bulmuşsun." yanıtını aldım. Nereden bunu gördüğünü sordum. Demir'le erkekler tuvaletine giderken beni görmüştü. Öyle fark etmişti. Sonra omzuma dokunup içeriye geçtik.

Şeyma: "Merak etme Zeliş. Böylesi daha iyi. Bu ülkede eşcinsellere pek de iyi gözle bakılmıyor maalesef. Senin Demir'le çıkman aramızdaki ilişkiyi maskeler. Merak etme, benim de aklımda bir erkek var. Sevgililerimiz birbirleriyle anlaşırsa belki grup yapma imkanımız olur."

Zeliha: "Vay, senin aklında bunlar da mı geçiyordu. Baya iyiymiş. :):):)"

Ondan sonra çay ve bisküviler eşliğinde sohbet etmeye başladık. Bu sayede bir saat onda takıldım. Daha sonra eve doğru yola çıktım.