Garip Bir Hikaye 01

Başım hafif dönüyordu, önümde diz çökmüş kız, fermuarımı heyecandan açamayınca iki sarsak zar zor bir araya gelip pantolonu çözebilmiş, sikimi ortaya çıkarmıştık. Leş gibi alkol kokuyorduk ikimizde, ben sarhoştum da kız pek değil gibiydi, heyecandandı sanırım onun sarsaklığı. Nefesleri kasıklarıma çarpıp burnuma geldikçe berbat bir sigara kokusu da ortama karışmıştı. Küllük ile sevişeceğim diye aklımdan geçirdim bir an, bıraktığımdan beri sigaradan da içenden de nefret ederdim. Acemice eli ile sıvazlamaya başladı ve içine aldı beni küllük. Söylese miydim acaba bu düşüncemi ona!!??

Bahçeden "sikimi yalamak ister misin" diye çekip getirmiştim odaya. Kimin odasıydı, hatta ev kimindi, yanında biri var mıydı bilmiyordum, tanımıyordum bile ama gık demesine fırsat vermeden elinden tutup odaya sokmuştum. Tabi öncesi vardı biraz bakışma, sohbet vs de kendisini sikmek için yanaştığımı o da biliyordu, ben de olmadığım kadar pislik gibi davranarak niyetimi belli ediyordum. Bakışlarında "Bu adam beni sikecek" endişesini, yüzünde bu düşüncenin tedirginliği görmemek imkânsızdı. Elinden tutup çekiştire, çekiştire odanın birine kapatmış, biraz orasını burasını mıncıklamış sonra ayakta duramadığımı fark edince hemen camın yandaki koltuğa oturmuş " Yala " demiştim. Bizi gören eden var mıydı bilmiyorum ama o kalabalık ve hengâme içinde bir an Nazlı'yı görür gibi olmuştum odaya gelirken. Siper alıp hızlıca amacıma doğru ilerlemiştim. Görmemiş olması için dua ediyordum zira bu sefer sağlam ve etkileyici bir sonum olurdu.

Bu düşüncelerden sıyrılmama kızın beceriksizce ağzına aldığı sikimi dişleri ile kazıması olmuştu. "İlk defa mı yalıyorsun kaltak, dikkat etsen şu dişlerine " dedim. " Dilini koy altına, o ağzını da iyice aç! Çenen ayrılana kadar!" diye devam ettim. Tabi öyle bir çırpıda çıkmamıştı bu kelimeler , "ş", "j" ler karışmıştı sözcüklere, kelimeler yağda erimiş peynir gibi süne süne çıkmıştı dışarı. Ağzım, dilim hem alkolün hem de kızın fırın gibi sıcacık ağzının etkisi ile bir o yana bir bu yana yayılıp duruyordu. "Em , em ucunu iyice " demiştim, keyifli olmaya başlamıştı ama ya acemilikten ya da yaşadıklarının şokunda hala ürkek tavşan gibiydi. Bense, o bulanık kafa ile ve de Nazlı'nın sikişirken bana taktığı zincirlerden ve ketlerden kurtulmuş olmanın özgürlüğünü yaşıyor gibiydim.

"Sevgilinin, kocanın sikini yalamıyorsun orospu, öyle esirgeme kendini!" dedim... Sanırım ikimiz de hayretler içindeydik... " Memnun etmelisin beni " diye devam ettim. Özgüvenin ve zırvalamanın doruklarında hissetim kendimi bir an ve maalesef gözüm bahçeye açılan cama takıldığında namlunun ucunda olduğumu da. Salak gibi yüzümü cama iyice çevirdiğimde jaluzinin geniş aralıklarından Nazlı ile göz göze geldim. Suratımdaki gevşek ve eblek hal, olan biteni ele vermiş gibiydi. Koltuğa gömülüp görünmemeye çalışsam da geç kalmıştım. Kız olaydan habersiz sikimi yalarken ikimizin de eceli hızla yaklaşıyordu. Nazlı olayı kavradığında "Orospu çocuğu" diye ettiği küfür partideki bütün sesleri bastırmıştı sanki. Bahçe penceresi neyse ki kapalıydı bir an kırıp girecek diye korktum ama hışımla pencerenin önünden kaybolmuştu. İçeri gelebilirdi ya da siktir olup gidebilirdi. Ben iki durumu da değerlendirip yaşadığım kısa süreli özgürlüğün ve hayatımın son saniyelerinin tadına doymak istiyordum. Telaş içinde "Bi adam gibi yala be sürtük " deyip ellerimi kızın saçlarına geçirip kafasını sabitledim. Ne olduğunu anlamadan, oturduğum koltuğun esnekliğinden faydalanıp kızın ağzına piston gibi girip çıkmaya başladım. Nazlı gelmeden boşalma derdine düşmüştüm. Bir an sokaklarda erkek köpeklerin 5 dakika da ayaküstü dişisini becerdiği sakil görüntüler geldi gözümün önüne, tıpkı köpek gibi çiftleşiyordum kızın ağzında. Önümdeki kız daha çok şişme bebek ya da yapay am halini almıştı. Sadece sıcaklığı ve nemi biraz daha fazlaydı ve ben kelimenin tam anlamı ile mastürbasyona başlamıştım artık onun ağzında. Olabildiğince hızlı bir şekilde boşalmak istiyordum. Beynini delecek gibi sokup çıkartıyordum, garip gurup boğuk sesler çıkmaya başladı kızdan, oldukça da ıslak ve suluydu da sesler. Lanet olasıca sikimin geç boşalacağı tutmuştu.

Partiye gelmeden önce Nazlı'yı sikmeseydim diye düşündüm ama olacak bitecek hiç bir şey umurumda değildi. Nazlının katı seks kurallarının boyunduruğundan kurtulduğum bu anın tadına varmak istiyordum ve inanılmaz heyecanlıydı. Sadece testosteron değil manyak bir adrenalin salgısı da başlamıştı, yakıyordu bedenimi. Yakalanmıştım, yakalanacaktım, beter olacaktım. Hani zamane veletleri derler ya " Manyak bir şey abi ya " diye, öyleydi. Vaz geçemiyordum, kendimi de durduramıyordum. Kız umurumda değildi ona istediğini yapabilirdi Nazlı. Ben de şu an tam da istediğimi yapıyordum kaltağa. Yanındaki adamın şampanya bardağına parmağını sokup gözünün içine bakarak tadına baktığı an aklıma koymuştum. O heriften önce ağzını becermeliydim. İsteğim tam anlamı ile sikimin ucundayken bunu kaybedemezdim. Uçuyordum. Kendimi kaybetmiştim. Kasıklarım, uyluklarım yanıyordu. Kızın suratını tamamen yapıştırmıştım kendime.

Kız bir şeyler diyecek gibi oldu anlamadım, elleri ile çırpınmaya başladı, iteliyordu. Bir an boşluk verdim "Boğacaksın orospu çocuğu" dedi. Bir günde iki kez anneme sövdürmüştüm. Babam duysa olduğum yerde vururdu beni. Sus be kaltak dedim " Devam et, devam et yalamaya!"... Ayağa kalkmıştım, kız bedenimin altındaydı iyice, hem o yalıyor hem ben ağzına girip çıkıyordum. Babam ve Nazlı geldi aklıma ikisinin de beni vurması için yeterince sebep veriyordum onlara. Neyse ki babam ölmüştü ama Nazlı dipdiri ve oldukça sinirliydi. Cesedim aklıma geldi sonra; Dudaklarımda son anlarımdaki hazzın sakil izi ile, mutlu bir ceset. Az kalmıştı boşalmama ki kapı ... Kapı açılmıştı!!!

"Hayvan herif, hala devam ediyorsun bir de " deyip hışımla içeri dalıverdi Nazlı. Kızın ağzında nefes nefeseydim. Adını çok sonradan öğrendiğim Gamze, ne halt olduğunu anlamaya çalışmak için kasıklarımdan ayrılamaya yeltense de hâlâ onu orada tutmaya çalışıyordum. İkisi de umurumda değildi. Gamze telaşlanmış, sikim ağzında çırpınıyordu. Bir an elimden kurtuldu dehşet içinde elinde vazo ile üzerimize yürüyen Nazlı'ya bakıyordu, ikimizde mıhlanmış kalmıştık.

Şimdilik sadece Nazlı'nın küfürleri uçuşuyordu ortalıkta, henüz vazoya sıra gelmemişti. Sanki hala pencerenin dışından konuşuyormuş gibiydi, söylediği hiç bir şeyi duymuyordum. İşime gelen cümleyi duyana kadar "Neden, neden?" "Ne yetmedi sana " diye sorduğunda , "Sen dedim ve senin siktiğim kuralların, şu an istediğim tek şey şu kızın ağzını becermek. Başka hiçbir şey umurumda değil, rahat bırak işimi göreyim" demiştim diklene, diklene ama aslında götüm korkudan 3.5 atmıyor değildi. Elindeki vazoya bakmamaya çalışıyordum fark ettirmemek için korkumu. Çok yırtıcı duruyordu, soluk soluğaydı. Gamze fırsattan istifade kaçmaya çalışırken "Otur oturduğun yere, kaltak" diye gürledi Nazlı. Kızın saçlarını eline doladı, elindeki vazoyu bıraktı sikimi Gamzenin ağzına soktu. Gamzenin gözleri bende, ne olduğunu anlamaya çalışır haldeydi zavallı kız. Nazlı ile benim aramda kalmış, kavgamızın malzemesi haline gelmişti. Nazlı "Bunu mu istiyorsun şerefsiz herif diye " çıkıştı. Gık demedim.

Altıma kaçıracak durumdaydım. "Al o zaman iki paralık sikin keyfine baksın " diyerek. Gamze'nin kafasını ileri, geri sallamaya başladı. Kız elinde kukla gibi olmuştu. Nazlı ile göz gözeydik. Kuklanın ağzına girip çıktıkça beynime çivi çakılır gibi acısa da hiç almadığım kadar zevk alıyordum. Gamze'nin ağzı korkudan mıdır , yaşadığı acayiplikten midir belli değil salya içinde kalmıştı , dişlerine dikkat etmesi gerektiği konusundaki uyarıma elinden geldiğince özen göstermeye çalışsa da Nazlı'nın elinin ayarı yoktu . "Aç ağzını iyice " dedim Gamzeye dönüp. Tanrım kızın ağzı, yüzü salya içinde kalmıştı. Dudaklarının kenarından aşağılara sızıyordu. "Amı nasıldır" diye düşündüm; " Kesin çamaşırını değiştirecek hale gelmiştir" diye aklımdan geçirdim. İçine girdiğimi hayal ettim, sıfır zorlama ile kolaylıkla girilirdi Gamze'nin içine. O suyun sıcaklığı, kekremsi ve hafif tuzlu tadı damaklarımdaydı sanki. Eli, kolu bağlanmış tutsak edilmiş bir durumda onu siktiğimi hayal ettim. Şu anın hayalimden farkı yoktu aslında. İlk göz göze geldiğimiz andan itibaren sadık bir köle gibi uymuştu bana. Şimdi de büyük bir savaşın ortasında kurbandı. Sikim bir anda daha da sertleşmiş, sanki boyu uzamış ve kalınlaşmış gibi geldi. Gittikçe irileşiyordum kızın ağzında, şimdiye kadar yaşadığım en abuk ve haz dolu anlardı. Gamze, gittikçe yükselen ama tatmin olmayan sikilme arzusunun ıstırabı ile inliyor, elleri taşaklarımı sıkıyor , bazen eteğinin altından bacaklarını arasına giriyor kendini okşuyordu. Bir yandan mastürbasyon oyuncağı görevini görüyor ve Nazlı'nın ellerinde emme basma tulumba gibi hareket ettirilerek ağzı beceriliyordu. Bir şekilde kaçınılmaz olan bu durumdan zevk almaya başladığı hatta baya baya zevklendiği belli oluyordu. Gırtlağına kadar almaya zorlandığında, öğürdüğü anlarda gözlerinde ufak ufak yaşlar süzülüyordu ama gık demeden Nazlı ile senkron olmuş ikisi birlikte beni tatmin ediyorlardı. Nazlı da ıslanmış mıydı acaba? Şu durumda bunu düşünebilmek ve yüzüne söylemek isterdim ama hala tehdit altındaydım , cesaret edememiştim sormaya. Deli gibi dilimin ucunu kemiriyordu ama bu düşünce.

Ayakta duracak halim yoktu yine de Nazlı'ya inat, onunla aynı seviyede olmak için ayakta durmaya çalışıyordum. Bana bir daha üstten bakmasına müsaade etmeyecektim. Gözlerinin için baktım. Nefretle bakıyordu bana. Elimi kaldırıp başının kavradım, kendime doğru hızla çekim dudaklarına yapıştım. Gram tepki vermedi. Dilimi ağzının içine soktum, dudaklarını ısırdım, yaladım, Gamzeyi kavradığı gibi saçlarını kavrayıp başını geri çektim " Ne halt yiyorsan çabucak yap boşalmak istiyorum " dedim. Ah alkol ve adrenalin nelere sebep oluyordu beynimde. Kelimenin tam anlamı ile bir pislik gibi davranıyordum. Hesabını nasıl verecektim bilmiyordum sonrasında, belki de sorulmayacaktı.

İstediğim gibi gitmiyordu Gamze'nin ağzındaki durumum. Bir cesaret ben de elimi Gamze'nin başına attım . Nazlı'nın elinin üstüne koymuştum ve kontrolü ele alıyordum. "Böyle yapmalısın" dedim sevgilimin gözlerinin içine bakarak." Anladın mı böyle yapmalısın" . Şimdi daha keyifli hale gelmişti durum. Gamze , ara sıra nefesleniyor , Nazlı'nın kontrolü haricinde emiyor , yalıyordu beni. Nazlı'da yorulmuş gibiydi ama kızın saçlarına geçirdiği elini ayırmıyordu. Daha yumuşamıştı. Durum Gamze'nin hoşuna gidiyordu ya da kaçınılmaz durumu kendi çıkarlarına doğru kullanıyordu yani zevk almaya bakıyordu. Bu kadınla daha fazlasını istiyordum. Katlanabileceği ve benim ona yapacağım çok şey vardı. Aşağıdan artık iyice istekli inlemeler geliyordu. Her iki eli de kendi bedenin dolaşıyordu çaresizce. Sikilmek istiyordu ama diğer kadın buna pek müsaade etmeyecekti, orası belliydi. Kadının kadına yaptığı vahşetin başka bir boyutuydu sanki. İtaatkâr köle, efendisi olan kadına aldığı zevki göstererek çığırından çıkartıyordu şimdi. Nazlı her ikimize de kafa tutmuştu ama zaman onu aleyhine dönüyordu. Kulağına gelen istekli inlemeleri duymazdan geliyordu. Bacaklarımın arasına yerleştirdiği orospunun zevk alması hoşuna gitmemişti. Bana mı ders vermek istiyordu yoksa Gamze'ye mi anlayamamıştım. Sanki daha çok erkeğini becermeye kalkan Gamze'ye kinlenmişti. Son bir gayret yeniden sert hareketler ile kuklasının yönetimini ele almıştı. Bu işten en çok çıkarı olan bendim. Nazlı ile şimdiye kadar yaşadığım en ateşli seksi yaşıyordum, zihnimi allak bullak etmişti bu beklemediğim vahşi tavrı, diğer yandan halinden gayet memnun , köleliği ve kullanılmayı kabul etmiş bir kadın vardı. Daha ne isteyebilirdim ki.

Patlayacak haldeydim. Bu cüretim daha da uyarmıştı beni 4-5 kez Gamze'nin ağzında gidip geldikten sonra, içinde patladım. Alışkın olmadığı belliydi, ben de alışkın değildim bir kadının ağzına boşalmaya. Elim ayağım gevşemişti, Nazlı'da gevşemişti fırsattan istifade ikimizden de kurtuldu Gamze , ağzındakileri dışarı boşalttı , perişan durumdaydı. Bunu beklemediğini; "Allah belanızı versin ikinizin de, nasıl sapıklarsınız siz!!Ağzıma boşalmak zorunda mıydın " sözleri ile dile getirdi. Nazlı, kızın saçlarına tekrar yapışıp "Onu orospuluk yapmadan önce düşünecektin" deyip kafasını tekrar sikime bastırdı "Kaltak seni, milletin sevgilisini ayart .... " cümlesini tamamlamadan tırnaklarını geçirdiği başı bırakıp, kapıya yöneldi. Bana dönüp, "Sakın bir daha karşıma çıkma" deyip evi yıkarcasına kapıyı çekip gitti.

Gamze'yi sikmeye devam etmek istiyordum. Sikimi ağzına tekrar sokmak istedim, boşaldıktan sonra yalanmak deli ediyordu beni. Sakinlemişti biraz sanki ya da hala şoktaydı "Yeter " dedi. "Mehmet merak etmiştir, arıyordur beni " diyerek ayağa kalktı toparlandı. Yerdeki telefonunu eline aldığında, hemen kaptım şifresini girdirdim, numaramı çaldırdım , geri verdim. Arayacağım seni dedim. Bileklerime düşmüş olan pantolonumu ve donumu yukarı çekip kendime biraz çeki düzen verip odadan çıktım. Oda kapsından 4-5 metre uzaklaşmışken holün; ileride salona , oradan bahçeye açıldığı köşeden Gamze'nin yanındaki adam dönüverdi. Mehmet demişti adına. Baktım evet oydu Gamzeyi aradığı belliydi. Göz göze geldik. Halimi garipsedi biraz, yan gözle bakıp yanımdan geçti. 2 -3 adım var yok odanın kapısının açıldığını duydum. "Gamze" diye seslendi ," Nerelerdesin seni arıyorum yarım saattir dedi. "Yarım saat olmuş muydu ya" diye düşündüm. Konuştuklarını dinlemek için biraz ileride kolay görünmeyeceğim bir köşeye sindim. Çok adi olduğumu düşündüm ama bir yandan da durumdan keyif alıyordum, zira o herifin Gamze'yi güzelce beceremeyeceğini düşünüyordum , kibirle.

"Ne oldu sana, bu halin ne " diye sordu. Gördüğüm kadarı ile Gamze kendini pek toparlayamamıştı. Mehmet işkillendi, geldiği yöne doğru baktı, az önce yanından geçen adamın --benim- garip halimi düşünür gibiydi. Gamze'ye döndü, sorusunu tekrarladı "Ne oldu , neredeydin yarım saattir" diye. Gamze , "Dur bir saniye daha yeni kendime geldim " dedi. Yalan söylemiyordu. " Kötü oldum biraz, yediğim bir şey dokundu belki" hala yalan söylemiyordu. " Midem bulandı, biraz tansiyonum oynadı galiba, kustum sonra da uzandım " yalan söylüyordu. "Ama şimdi daha iyiyim " yalan söylemiyordu. Mehmet odaya girmeye çalıştığında "Eve gidelim " dedi, elinden tutup durdurdu. "Yorgunum" diye devam etti. Salona doğru gelmeye başladılar. Onlara görünmek istiyordum. Sindiğim köşeden ayrıldım salonun girişinde duran vitrindeki kristallere bakarak oyalanmaya başladım. Yaklaştıklarını duyuyordum köşeyi döndüklerinde Mehmet;

-Kadının biri ortalığı yıkıp geçti az evvel, kimdi bilmiyorum ama Onur Bey'in iyi bir tanıdığı ki ses etmediler.

Diyerek sanırım Nazlı'dan bahsediyordu.

Köşeyi döndüler, o garip dağınık halimle karşılarında duruyordum. Gamze'nin yüzü sarardı bir an. Mehmet ile bakıştık, sonra Gamze ile. Şaşkınlıkla "Ah pardon " deyip yollarından çekildim. Mehmet ile tekrar göz göze geldik, onu işkillendirmek için mi yoksa Gamze'yi tedirgin etmek mi hoşuma gitmişti bilmiyorum ama "Hanımefendinin nesi var, yüzü sapsarı yardımcı olabilir miyim " diye meraklı bir şekilde sordum. Mehmet " Bir şeyi yok biraz başı dönmüş dedi" . " Başı o kadar kullanıldı ki dönmemesi imkansız " demek geldi içimden. Bu düşüncemin aşağılık gülümsemesi ağzıma yerleşmişti . " Doktorum, isterseniz bir kontrol edeyim " diye teklifte bulundum anlamlı gülümsemem eşliğinde. Soğuk bir şekilde teklifime teşekkür edip, solandan bahçeye çıktılar. Arkalarından bakıyordum, Mehmet gayri ihtiyarı kafasına giren kurdun kemirmesiyle dönüp bana doğru baktı, aynı pis gülümseme ile karşılık verip "Bir doktora görünün, ihmal etmeyin " diyerek el salladım.