Otobüste Başladi 04

Onları biraz kızdırmanın tam zamanıydı. "Olmaz" dedim, "bu kadar çok kişiyi kaldıramam".

"Siktir lan sürtük" dedi, "ben ne diyorsam yapacaksın. Şimdi namuslu karıyı oynama bana. İsteyerek ya da zorla, her şekilde olacak. Uzatma"...

Diğer adamlar şaşkınlıkla bakıyorlardı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Ani bir hareketle kapıya döndüm açmak için. Saçlarımdan yakaladı, sertçe çekti, savurdu, yere yuvarlandım. Kısacık eteğim sıyrılmış, iç çamaşırım olmadığından amım ortaya çıkmıştı.

"Orospuya bak" dedi, "hem car car ediyor, hem de amı götü ortada."

Bir tokat patlattı. Çırpınıyordum.

"Yardım etsenize lan" dedi adamlara.

Ellerim, kollarım, bacaklarım birçok el tarafından yakalandı. Sıkıca tutuyorlardı. Kımıldayamıyordum. Göğsüme oturdu, suratımı tokatlamaya başladı. Sert vuruyordu gerçekten. Dudağımın kenarından kan geliyordu.

"Yeter, vurma" diye inledim.

"Hoşuna gidiyor değil mi kaltak?" dedi, "sert davranılması hoşuna gidiyor. Birkaç kişi fazla diye vazgeçecek bir orospu değilsin sen yarak delisi fahişe. Sırf beni kızdırmak için yapıyorsun. Merak etme o zaman. Seni döve döve sikeriz. Değil mi lan?"

Adamlar güldüler.

Yaptığımı anlamış olması mı, yoksa bunu başka adamların önünde yüzüme çarpması mı bilmiyorum, ama çok aşağılanmış hissettim ve müthiş azdım o anda. Çırpımayı kestim. Bir elimi yavaşça çektim tutan elden. Adam bıraktı. Elim en yakınımdaki erkeğin pantalonunun üstüne gitti kendiliğinden.

"Orospu azdı beyler" dedi adam, elleri elbisemin dekoltesinden içeri, memelerime kaydı. Diğerleri beni havaya kaldırmış, elbisemi sıyırıyorlardı. Tek parçaydı zaten. Çıkardıkları anda çırılçıplak kalmıştım. Islıklar, iltifatlarla okşuyorlardı her tarafımı. "Ulan" dedi birisi, "yavaş olun biraz. Ayhan için toplandık. Bırakın da önce çocuk işini görsün. Aylarca kadın yüzü görmeyecek."

Askere gidecek olan çocuk olmalıydı. Başımı çevirince onu gördüm. Adamların arkasında kalmış, biraz mahçup bir genç adamdı. Diğerleri çekildiler.

"Haydi Ayhan" dedi taksici, "istediğin gibi götür karıyı oğlum".

Gençliğinden mi, diğer adamlardan utandığından mı bilmem, çekingendi çocuk. Dizlerimin üzerinde yaklaştım. Elimi pantalonuna attım ve fermuarını indirdim. Öylece bakıyordu sadece. Pantalonunu ve kilodunu indirdim. Siki sertleşmişti bile ve hiç de yabana atılır gibi değildi boyu. Ellerimle sıvazlamaya başladım yavaşça. Dudaklarımı başına kapadığımda bir inleme geldi çocuktan. Sikinin başını yalıyor, taşaklarını okşuyordum. Yavaş yavaş sikinin daha çoğunu sokmaya başladım ağzıma. Ucu boğazıma kadar dayanmıştı. Ayhan da heyecanlanmış, başımı kendine bastırıyor, kalçalarını ileri geri oynatıyordu. Diğer adamlar bağırıp çağırıyor, tezahürat yapıyorlardı. Kalçamda bir acı hissettim. Birisi kalçalarımı tokatlamaya başlamıştı. Arka arkaya vuruyordu. "Dayağı seviyor madem, mutlu edelim karıyı" dedi arkamdaki. Ayhan koltukta arkaya yaslanmış, ellerini başımdan çekmiş geriye atmıştı. Bir el başımı tuttu ve Ayhan'ın kasıklarına bastırmaya başladı. Çok kuvvetli bastırıyordu. Çocuğun siki boğazımı delmiş, kasıkları dudaklarıma yapışmıştı. Zor nefes alıyordum. Adam bırakmıyor, bastırıyordu. Ayhan iyice heyecanlanmıştı. Kısa süre sonra boğazımın derinlerine boşalmaya başladı. Dölünün bir kısmı burnumdan dışarı çıkmıştı. Adam başımı hala tutuyordu. Boğazıma kaçan döl yüzünden öksürmek istiyordum, ama ağzım hala doluydu. Çırpınmaya başladım. Nefesim kesilmişti. Öldürecekti adam beni. "Tamam lan" diyen taksiciyi duydum, "öldürmeyin karıyı."

El çekildi. Hızla geri attım kendimi. Bir yandan nefes almaya çalışıyor, bir yandan öksürüyordum. Dudaklarımın üstü burnumdan akan dölle kaplıydı. Nefes nefes kendime gelmiştim az çok. Yüzümdeki dölü silmek için elimi yüzüme götürüyordum ki taksici "dur lan" dedi, "gel benimle, siz de gelin. Daha ne numaralar var bu orospuda". Kalktım peşinden. Tuvaletin kapısını açtı. Geçmemi işaret etti, girdim. "Ayhan gir lan içeri" dedi. Ayhan da peşimden geldi. "Sen dizlerinin üstüne sürtük" dedi, istediğini yaptım. Ayhan'a döndü, "şu pisliğini temizle bakalım" dedi. Ayhan anlamamış, şaşkın şaşkın bakıyordu. "İşesene lan" dedi taksici kahkahalarla. Diğerleri kapıda durmuş izliyorlardı. Heyecanlanmışlardı. Ayhan sikini yüzüme doğrulttu ve işemeye başladı. Sidiği yüzümden akıyor, dölünü de akıtıyordu. Dudaklarım aralandı. Ağzıma dolan idrarını içtim. Adamlar kudurmuştu izledikleri sahneden. Bir diğeri girdi içeri. Soyunmuşlardı çoktan. Sikini hizaladı ve işemeye başladı. Sonra bir diğeri, ardından diğeri... Her yerimden idrarları akıyordu. Ağzım açık duruyordum öylece. Yutabildiğim kadarını yuttum. Bir sidik gölünde, dizlerimin üstünde sırılsıklam duruyordum işleri bittiğinde. "Şimdi ortalığı temizle, iyice yıkan ve gel orospu" dedi taksici. Yarım saat kadar uğraştıktan sonra hem banyo, hem ben temizlenmiştim. Çırılçıplak salona geçtim. "Sırtüstü sehpaya yat ve bacaklarını aç" dedi taksici. İstediğini yaptım. Yine Ayhan geldi, bacaklarımın arasında yerini aldı ve yeniden sertleşmiş sikini amıma soktu. Sertçe sikiyordu. Diğerleri de sırayla baş tarafıma gelip ağzımı sikiyorlardı. Boşalmıyor, sadece sertleştirip yerini bir başkasına veriyordu adamlar. Ağzımı sikenlerden bazıları arada bir memelrimi tokatlıyorlardı. Bacaklarımı Ayhan'a dolaşmış kendime bastırıyordum. Bir süre sonra amımdan çıktı, bacaklarımı bileklerimden tutup iyice geri itti. Sikinin başını göt deliğimde hissettim. Biraz zorlansa da yavaş yavaş girdi içime ve gidip gelmeye başladı. Kısa süre sonra içimden çıktı, baş tarafıma dolanıp yüzüme, ağzıma boşalmaya başladı. Onun boşalttığı götüme bir başkası girmişti bile. Bir saat boyunca kah tek tek, kah her üç deliğimden birlikte siktiler adamlar. İyice yorulmuşlardı. Elbette ben de. Bir süre öyle nefes nefese kalakaldık. Adamlar toparlanmaya başladılar. Taksiciye paralarını veriyorlardı. "İyi malmış valla, değdi, yine görüşelim anam" diyenler, telefonumu isteyenler oldu. Ama taksici verdirmedi. "İsteyen benden ulaşsın lan puştlar" dedi gülerek. Herifler çıkınca "git biraz kendine çeki düzen ver. Birazdan diğer müşterilerin gelir" dedi.

Gece boyunca birkaç kez ikili, üçlü gruplar halinde adamlar geldi. Her defasında benzeri şeyler tekrarlandı. Beni siktiler, parasını ödediler, gittiler. Sabaha karşı artık bitmiş halde sızıp kalmışım.

Panik halde uyandım. Eve gidip üstümü değiştirmem ve işe gitmem gerekiyordu. "Nereye lan orospu" diyen sesini duydum taksicinin. Uykulu geliyordu sesi. Koltukta uzanmıştı. "İşe yetişmem lazım. Bırakır mısın beni?"

"Gel lan buraya" dedi mahmur bir halde, "gel"...

Yanına yaklaştım. Sikini işaret etti. "Al lan şunu da sabah neşemiz olsun".

"Lütfen" dedim, "geç kalıyorum ama".

"Siktir lan orospu" dedi gülerek, "yaraklar fazla geldi o küçük beynine herhalde. Bugün Pazar, ne işi?"

Gerçekten de kafam allak bullak olmuştu. Günleri bile karıştırmıştım. Çömeldim, sikini ağzıma alıp emmeye başladım. Giderek dolduruyordu ağzımı. Ellerimle taşaklarını okşuyordum. Ağzımdaki sik sertleştikçe azmaya başlamıştım yine. Bütün gece defalarca sikilmeme rağmen yine de azıyordum. Tam bir nemfomana dönüşmüştüm. Belki de hep böyleydim, bilmiyorum. Ama artık dizgünlemiyordum isteklerimi. Sikini ağzımdan çıkardım. "Sik beni lütfen" dedim. "Oha lan" diye güldü, "bütün gece kaç yarak yedin belli değil, hala mı istiyorsun? Nasıl doyuracağız lan biz seni azgın karı?"

"Lütfen" diye inledim.

"O zaman önce şu işini doğru yap. Beni memnun edersen düşünebilirim" güldü...

Sikini yeniden iştahla ağzıma soktum. Boğazımın içine kadar alıyor, kasıklarını yüzüme yapıştırıp dilimi çıkarabildiğim kadar çıkarıyor, ucuyla taşaklarını yalıyordum o halde. Garip inlemeler çıkarmaya başlamıştı. Onu memnun ediyordum anlaşılan. Ellerim vücudunda dolaşıyor, okşuyor, ağzım ve dilim çalışıyordu sürekli. Başımı itip sikini çıkarınca şaşırdım. "Tamam lan sürtük" dedi, "bir bok beceremiyorsun".

Beni yalvartmak için böyle konuşuyordu, biliyordum.

"Lütfen" dedim, "lütfen, ne istersen yaparım, ama ne olursun sik beni, sok amıma, parçala amımı, götümü, sik beni yalvarırım".

"Bilmiyorum" dedi, "çok yorgunum, hiç uğraşamam seninle şimdi".

"Yalvarıyorum sana" dedim, "kulun kölen olayım sik beni. Çok ihtiyacım var yarağına."

Koltukta dikleşti.

"Ben uğraşamam dedim sana" dedi, "ama sen kendi kendini siktir o kadar istiyorsan."

Hemen üstüne çıktım. Sikini tutup amıma hizaladım ve üstüne oturdum. Ohhh, harikaydı. Siki içimi doldurmuştu. Deli gibi oturup kalkıyor, sikinin sertliğini içimde hissediyordum.

"Senin gibi azgın bir orospunun üstünden bir tabur askeri geçirmek lazım. Yeter mi bilmem" diye güldü. Düşüncesi bile aklımı başımdan almıştı. Sarsıla sarsıla boşalmaya başladım.

"Durma kaltak" dedi, "kaldırdığın bu yarağı boşaltmak da sana düşüyor."

"Elbette" dedim üstünde zıplamaya devam ederek. Bir süre sonra amımı doldurmaya başladı dölüyle. İşi bittiğinde üstünden itti. "Haydi şimdi siktir git" dedi, "sikecek orospu lazım olursa ararım seni".

Öğleden sonra eve geldiğimde yorgunluktan perişan haldeydim. İki gün içinde herhalde 30-35 kişi sikmişti beni. Defalarca boşalmıştım. Hala senin eksikliğini hissediyordum, ama daha doymuş bir haldeydim.

Güzelce yıkanıp temizlendim. Biraz atıştırıp salonda sızmışım.

Uyandığımda gece olmuştu. Beni niye aramıyordun? Cezalandırıyor muydun, yoksa sana ihtiyacımı iyice anlamam için mi böyle yapıyordun? Evet, azınca erkek bulmak zor olmuyordu. Tam bir oropuya çevirmiştin beni. Ama yetmiyordu, bir şeyler eksik kalıyordu hep. Başına bir şey mi gelmişti acaba? Bu düşünceyi kafamdan savdım hemen. Dayanamazdım buna herhalde. Ya hiç aramazsan bir daha? Yok, olamazdı böyle bir şey. Köleni cezalandırıyor olmalıydın. Bu düşüncelerle ağlayarak uyuyakalmışım yine.

Erkenden uyandım. Bir şeyler atıştırıp giyindim. Dışarı çıkarken aklım hala sendeydi. Sokağa çıkınca ani bir kararla durağa doğru yürümeye başladım. Yine aynı otobüse binecektim. Belki sana rastlardım. Kalabalıktı otobüs. Ama sen yoktun. Çaktırmadan sürünenler, elleyenler hiç umurumda değildi. Hayal kırıklığı ile indim. Bir taksi çevirip işe gittim.

Öğlene kadar normal bir iş günüydü. Öğleden sonra biraz sakinleşti. Konsantre olmakta zorlanıyordum, ama bir şekilde hallediyordum. Akşamüstü kapım açıldı, ofisboy içeri girdi. Kapımı çalmamıştı bile. Kapıyı kapattı, yüzünde bir sırıtmayla karşımdaki koltuklardan birisine oturup bacak bacak üstüne attı.

"Eee Canan" dedi, "ne var ne yok?"

"İyidir" gibi bir şeyler kekeledim.

"Şu bizim borcu tahsil etsek artık" dedi, "arabanın sahibi arkadaşa telefondaki filmi gösterdim. Bayıldı. Sabırsızlanıyor artık çocuk."

Şimdi korktuğum başıma geliyordu. Tamam, beni sikerken çektiği filmi ortaya bir yere koymamıştı, ama bir başkasına göstermesi bile yeterince korkutucuydu.

"İstediğini yaptıkça o filmi saklayacaktın ama" dedim zayıf bir sesle.

"Tamam beee, sikeceğimiz karının resmi var mı diye sordu çocuk, ben de zaten altına yatacaksın diye gösterdim. Merak etme sen bebeğim" dedi yılışıkça, "ne zaman yaparız tahsilatı?"

Düşünce tahrik ediciydi gerçi ama yorgundum, aklımda bir sürü şey vardı.

"Bakarız" dedim.

"Siktirme bakarızına lan" dedi sinirle, "sen çağırdığında ben bakarız demedim, atladım geldim. O kenef gibi halinle kim alırdı seni oradan amcık? Bak yine efendi gibi davranıp süre veriyorum sana. Hafta sonuna kalmadan halledeceğiz bu işi. Hatta Cuma akşamı iyi olur. Ertesi gün iş de yok. Pestilimiz çıkana kadar sikeriz seni işte."

Güldü.

"Tamam" dedim, "Cuma"...

"İyi" dedi, kalktı, " bir avans alayım o zaman"

Pantalonunu indirdi. Siki sertleşmişti bile.

"Saçmalama" dedim, "biri girebilir her an"

"O zaman acele et sen de" dedi sırıtarak. Çaresi yoktu. Önünde dizlerimin üstüne çöktüm ve bir an önce boşalması için elimden geldiğince güzel bir sakso çektim. Kısa sürede boşaldı ağzıma. Bütün dölünü yuttum.

"Görüşürüz bebeğim" dedi pantalonunu giyerken. Çıktı.

Cuma gününe kadar her şey normal geçti. Azdığım zamanlar vibratörlerle kendimi tatmin ediyordum. Ne kadar tatmin denilirse artık. Herhangi bir zaman dışarı çıkıp birilerini bulabilirdim ya da taksi durağına kadar gitmem yeterli olurdu, ama nedense bir çekingenlik oluşmuştu son birkaç günde. Dişimi sıkıp Cuma'yı beklemeyi tercih ettim anlamsızca.

Her sabah otobüse biniyor, seni göremeyince inip taksiyle işe gidiyordum. Sonunda Cuma akşam oldu. İşten çıkma saati geldiğinde ofisboy odama geldi. "Gidelim mi bebeğim" dedi. "Saçmalama" dedim, "beraber çıkamayız. Sen çık, arkandan gelirim."

"Bir şey olmaz" dedi sırıtarak, "tesadüfen aynı anda çıkamaz mıyız yani? Haydi yürü..."

Beni zorluyordu. Çaresizdim ve dediği gibi birlikte çıktık. Diğer çalışanların bir şey farketmemiş olması için dua ediyordum. Bir taksi çevirdi, arkaya geçtik. Yolda elimi tutup pantalonun üstünden sikine koydu. Yavaşça okşamaya başladım. Sertleşmişti. Bir yandan da taksici ile sohbet ediyordu. Gençten, bıçkın görünümlü birisiydi taksici. Arada sırada aynadan beni kestiğini farketmiştim. Sohbeti koyulaştırmışlardı iyice. Bir ara durakladı. "Ya birader" dedi, "kusura bakmazsan bir şey söyleyeceğim. Bu orospu pantalondan oynaya oynaya azdırdı beni." Şok olmuştum. Taksici ise aynadan bakıp pis pis sırıttı. Bizimki devam etti "istenecek şey değil, ama dayanamayacağım. Sence mahzuru yoksa..." Daha lafını bitirmeden "keyfine bak abi" dedi taksici. Ofisboy pantalonu çözüp sertleşmiş sikini çıkardı, başımı sikine bastırdı. İtiraz etmeden aldım ağzıma. Yalıyor, emiyor, boğazıma kadar alıyordum kazık gibi sikini. Taksici de aynayı ayarlamış izliyordu.

"Abi" dedi çekinerek, "yenge mi?"

"Yok be" dedi ofisboy, "iş yerinden, orospunun biri işte"

O bunu söylerken ben hızlanmıştım. Kasılarak doldurmaya başladı ağzımı. Yalayıp temizledim. Ağzımda döllerliyle öne döndüm. Aynadan beni izleyen taksicinin gözlerine bakarak göstere göstere yuttum ağzımdakileri.

"Abi yaa" dedi taksici, "kızmazsan bir şey soracağım".

"Söyle kardeşim" dedi ofisboy.

"Kardeşine bir kıyak çeker misin? Bayağı zamandır kadın görmedik. Şimdi sizi görünce de... Anlarsın ya?"

"Ne demek?" dedi ofisboy, "sikmek mi istersin, ağzına mı vereceksin?"

Uluorta konuşuyorlardı hakkımda umursamadan.

"Abi sikmeyi isterim tabii, ama şu anda tenha bir yer bulmak zor bu yolda. Bir sakso yeter" dedi taksici. Biraz sakin, uygun bir yerde kenara çekti. Kimse bir şey söylemeden kalkıp öne, yanına geçtim. Fermuarını indirdim ve adamın sikini ağzıma aldım. Her numarayı çekiyordum adama. İnleyerek "abi be" dedi, "hiç de bildiğimiz orospulara benzemiyor ne yalan söyleyeyim".

"Kalite orospudur" diye güldü ofisboy, "hem de en kalitelisinden. Ama orospu işte eninde sonunda".

Taksici bir süre sonra boşaldı ağzıma. Yalayıp temizledim güzelce. Kalkıp arkaya geçtim yine ve yola koyulduk yeniden. Bir apartmanın önünde durduk.

"Parasını ödesene adamın" dedi ofisboy. Çıkarıp verdim. Daireye çıktık ofisboyla birlikte. Kapıyı çaldı. Ofisboy yaşlarında bir genç açtı. "Ooo hoşgeldiniz" dedi, "girin içeri." Yüzünde aptal bir gülüş vardı, ama gözleriyle sikiyordu beni neredeyse. "Filmdeki kadar seksiymiş hakikaten" dedi yılışık yılışık. Ofisboyun beni aldığı arabanın sahibiydi anlaşılan.

"Duyduğum kadarıyla manyak bir karıymışsın" dedi, "her yol varmış. Sevdim bunu. Ben de sert sikmeyi severim. Çok eğleneceğiz seninle."

Öyle yüzüne bakıyordum. Bir tokat patlattı suratıma. "Ne duruyorsun lan" dedi, "soyunsana sürtük".

Tek parça elbisemi yere bırakıverdim. Çırılçıplak karşısındaydım. Etrafımda yavaşça dolanmaya başladı. Kalçalarımı, belimi, bacaklarımı, memelerimi okşuyordu bir yandan. Sonra sıkmaya, çimdiklemeye başladı. Canımı yakıyordu. Hafifçe inledim acıyla. "Güzeeel" dedi, "güzel malmış valla." Aniden elini aşağı kaydırıp bacak aramı avuçladı. Çok kötü sıkıyordu. Acıyla bağırdım. "Şu koltuğa domal lan" dedi. Ellerimi koltuğun arkasına dayayıp kalçamı geriye çıkardım. "Arala bacaklarını" dedi. Yaptım. İki parmağını sertçe amıma soktu. Biraz oynadı, çıkardı. Ardından aynı parmaklar götümü zorlamaya başladı. İki parmağı da içimdeydi kısa süre sonra. "Ben de biraz manyağımdır. Kadın dayanmıyor o yüzden" diye güldü, "sen iyi ki düştün bize yavrum. Seninle istediğimi yapabilirim sonunda. Gerçi Cemal Abi kadar manyak değilim ben şansına". Cemal de kimdi ki?

"Aman" dedi ofisboy, "ona haber filan vermedin değil mi? Bir de onunla uğraşmayalım şimdi." Sesinde saygıyla karışık bir korku vardı.

"Yok lan" dedi diğeri, "ondan bize fırsat mı kalırdı? Haber vermedim tabii ki"

Bu arada parmaklarının tümünü sokmaya başlamıştı. Parmakları girince durmadı, elinin boğumunu zorlamaya devam etti. Acıyla bağırdım yine. "Boşuna bağırıyorsun aşkım" dedi, "elimle göt sikmeye bayılırım."

Zorlaya zorlaya elini içime sokmayı başardı. Çok canım yanmıştı ve ağlıyordum. Başımı çevirdim, ofisboy elinde yine o lanet telefonla çekiyordu o halimi. Soyunmuştu çoktan. Siki gördüğü sahneden kazık gibi olmuştu çoktan. Adam götümdeki elini oynatıyor, çeviriyor, acımı daha da arttırıyordu. Aniden serçe çekti çıkardı elini. İçim dışıma çıkmıştı sanki. Hızla soyundu ve sikini eliyle iyice açtığı götüme sokuverdi. Yine bağırdım. Kalçalarıma ardı ardına tokat atıyordu götümü sikerken. Saçıma asıldı sonra ve kendine doğru çekti. Belim iyice kıvrılmış, yay gibi olmuştum. Bir elini uzatıp mememi yakaladı. Avcunda sıkıp bıraktı. Ama bütün gücüyle sıkmıştı. Sonra bir daha, bir daha... Ben acıyla bağırdıkça daha da sert gidip geliyordu götümde. Sonra avuçladığı mememi bıraktı bir süre. Sadece okşuyordu. Biraz rahatlamıştım. Aniden mememin ucunu parmaklarının arasına alıp var gücüyle sıkmaya başladı. Ben çığlık çığlığa bağırırken götüme boşalmaya başlamıştı bile...

Birkaç saat boyunca döve döve siktiler her yerimden. Bazen teker teker, bazen birlikte. Adam gerçekten de acımasız bir sadistti. Vücudumda morarmadık yer kalmamıştı neredeyse. İyice yorulmuşlardı onlar da. Ben yerde, halının üstünde, onlar ise biri kanepede diğeri koltukta yığılıp kalmıştık. Adamın acımasız sadizmi içimdeki bazı boşlukları doldurmuştu. Defalarca boşalmıştım dayak yiyerek sikilirken.

Bir süre konuuşmadan yattık öylece.

"Bitirdi lan bu oropu beni" dedi adam, "iliklerime kadar kurudum valla. Ama hakkını vereyim, dayanıklı karıymış. Hoş Celal Abi'ye dayanabilir miydi bilmem" Kahkaha attı.

"Aman abi" dedi ofisboy, "karıştırma şimdi onu".

Bu ismi ikinci kez duyuyordum bu gece ve konuşmalarından ürkmüştüm biraz.

"Niye lan" dedi adam, "geberdik işte. Çağıralım Cemal Abi'yi, kıyağımız olsun ona da. Yarın öbürgün işimiz düşer filan. İyi olmaz mı?"

"Valla bilmem ki" diye kekeledi ofisboy, "doğru diyorsun da, yine de ne bileyim..."

"Çağıralım lan" dedi adam. Bana döndü, "kalk lan kaltak. Git biraz kendine çeki düzen ver. Yıkan mıkan bir şeyler yap."

Banyoya doğru yöneldim. Kafamda bu Cemal Abi'nin ne olduğu sorusu dönüyordu. Daha öne de işkencelerden geçmiştim senin beni sattığın villalarda. Daha fazla ne olacaktı ki? Gerçi dayanma sınırlarımı zorlamışlardı oralarda. Gerçekten acı vericiydi. Ürperdim aklıma gelince. Ben duş alırken ofisboy yanıma geldi.

"Dinle" dedi, "pek istemiyordum ama elimden şu anda bir şey gelmiyor. Aradı bile Cemal Abi'yi. Yarım saate gelir. Sakın bir terslik yapma. Arızadır. Bizim mahallenin belalısıdır. Bizim mahallenin dediğime bakma. Burada oturduğu için öyle diyorum. Aslında daha büyük mafya gruplarıyla ilgisi var. Yer altı dünyasında tanımadığı yok derler. Diyeceğim o ki başına bu bela gelsin istemezdim, ama iş benden çıktı. Özür dilerim gerçekten. Uslu ol, ne isterse, ne kadar manyakça olursa olsun yap."

Aylardır beni aşağılayan ofisboyun bu pişman tavrı beni daha da endişelendirmişti. Tam 'daha kötü ne olabilir, daha ne kadar dibe batarım' derken daha berbatı oluyordu hayatımda. İşin garibi ise bundan sapıkça bir zevk alıyor olmamdı. Ama bu sefer iş ciddiydi. Hayatım söz konusu olabilirdi, sanırım...