Raziye Muberra Mefharet Mehtap

PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here

Annemle kız kıza sevişiriz. Babam uzun seneler bu sevişmelerimizi seyretti, karışmadı. Lise sona girdiğimiz sene annem babamı da bu sevişmelerimize kattı. Babam beni her zaman arkamdan yaptı. Okuldan geldiğimde, ödevlerimi yaptıktan sonra, hizmetçiler evden ayrılıp gittiklerinde sevişmelerimiz başlardı. Babam çok sabırlı davrandı. Arkadan sevişmeye beni babam alıştırdı. Annem de hep bu sevişmelerimize katılırdı. Babam arkamdan sikerken annem beni öper, yalardı.

Liseyi bitirdiğim senenin yazında babam bana cip aldı. İlk uzun yolculuğumuzda şoför Muammer yanıma oturdu, annem arka koltukta, Karadeniz'in bir yaylasındaki Süleyman'ın büyük halasının evine gittik. Büyük hala yetmişini geçmişti. Sırım gibi incecik bir kadındı. Muammer abi otobüsle geri döndü, annemle ben o yaylada bir aydan fazla kaldık. O yaylada büyük halanın metresi oldum, annemle yaşamadığımız kadar zevkli sevişmelerimiz oldu. Büyük hala, terzi Seniha'nın ben daha çok küçük bir çocukken bana öğrettiklerinin, annemin alıştırdıklarının çok ötesinde bir sikiş öğretmenim oldu. Yaşlı kadınlar ile sikişmenin çok zevkli olabileceğini öğretti.

Büyük hala, yaylaya gittiğimiz o gün, bir gün içinde, babamın şoförü Muammer abi ile sikişmiş. Muammer abi gitmek üzere ayrılırken büyük hala kapıda adama sarıldı, dudaklarından uzun uzun öptü. O gittikten sonra anneme "Şoförünüz iyiymiş, şanslı kadınlarsınız" dedi. Annemle ben, böyle bir şeye alışık olmadığımız için sesimizi çıkarmadık. Akşam yemekten sonra büyük hala anlattı:

"Duş yaparken yanına girdim, soyundum, anladı, duşta beni güzelce sikti. Daha siz bavullarınızı açarken ben şoförünüzü siktim. Sonra odama geldi, tam bir hayvan, beni parçaladı sanki, memelerimi sıka sıka morarttı, köpek siker gibi sikti beni. Bir ara verdi, beni dövdü, 'amına koyduğumun orospusu' diye diye beni sikti, baydı" dedi.

Bizden ses çıkmadığını görünce "Siz bu şoförünüzle sikişmiyor musunuz?" diye sordu. Annem, "hayır" deyince, anneme "Senin hiç sevgilin yok mu, sikicin yok mu?" diye sordu. Annem "yok" deyince bana döndü, "senin de mi yok?" dedi.

"Ben bakireyim" dedim.

Büyük hala "Siz şimdi ikiniz de sadece kocalarınızla mı sikişeceksiniz yani?" diye sordu.

Annem "Evet, ben öyleyim, Mehtap da öyle" dedi.

Büyük hala "Siz deli misiniz, sadece kendisiyle sikişen karıyı adam ne etsin. Erkek milleti sikişken karı ister. Orospu ister. Sen orospu olmazsan adam da başka orospulara gider. Arkadaşlarının karısına sarkmasından hoşlanmayan erkek işe yaramaz. Sümsük olur. Ben sikiştikçe kocam beni sever sayar. Daha sık beni siker. Ben sikiştikçe kocam azgınlaşır, hayvanlaşır. Elli seneyi geçti bizim evliliğimiz, yetmiş yaşına geldim, sikişmeye hiç ara vermedim" dedi.

Anneme "Sen sadece kocanla sikişiyorsan kocanın metresi falan vardır, var mı öyle durumlar?" diye sordu.

Annem "Haklı olabilirsiniz. O durumlar bizde oldu" dedi.

Ben "Anne, bildiğim kadarıyla babamın metresi yok, orospulara da gitmiyor" dedim.

Annem "Eskiden vardı, çok vardı, sen büyüdükten sonra bıraktı" dedi. "Baban seni sikmeye başladığından beri beni de sikmeye başladı. Başka karılara da artık gitmiyor baban, eskiden çok vardı" dedi.

Büyük hala "Bu kadar laf yeter, Mehtap, gel yanıma" dedi. Oturduğu koltuğun yanına gittim, elini bacaklarımın arasına soktu, yavaş yavaş okşamaya başladı. Anneme "sen de gel güzelim" dedi. Annem de koltuğun öbür yanına geldi. Büyük hala öbür eliyle de annemin bacak arasını avuçladı. Eğildim, halanın dudaklarından öpmeye başladım. Annem memesini çıkarttı, halanın ağzına uzattı. Hala beni bıraktı annemin memesini emmeye başladı. Ben de büyük halanın memesine el attım. Küçücüktü.

O akşam üçümüz birlikte yattık. Uzun süre seviştik. Daha sonraları ben halanın metresi oldum. Birlikte yatmaya, gün içinde de ara sıra annemi aramıza almaya başladık. Akşam olunca annem ve ben çıplak olmak zorunda idik. Büyük hala genellikle giyinik oluyordu. Çoğu zaman annemi yatağa bağlıyorduk. Annem elleri ve ayakları bağlı iken amcığının emilmesinden, parmaklanmaktan çok zevk alıyordu. Annemi birkaç kez patlattıktan sonra ikimiz birlikte yatağa giriyorduk. Gündüzleri annem ve büyük hala örtünüyorlardı. Komşulara ziyarete gidiyorlardı. Ben örtünmüyordum. Tam tersine çok kısa şortlar giyiyordum. Komşulardan ziyarete, oturmaya gelen köylü kadınlar arasında bana sürtünenler, kolumu tutanlar, sırtımı elleyenler oluyordu.

Mefharet

Mehtap'ı nüfusa bu isimle kaydettirdik. Yetiştirme yurdundaki adı başka idi. Kocamla birlikte hayatta yaptığımız en doğru iş, en hayırlı iş Mehtap'ı evlat edinmemiz oldu. Küçükken çok güzel bir kız çocuğu idi. Büyüdükçe daha da güzelleşti.

Mehtap'ı ilk gördüğümde sevdim. Ona hep iyi davrandık. Sevgi ile büyüttük. Yıllar ilerledikçe ben Mehtap'ı yatağıma almaya başladım. Aramızdaki ilişki bir günde olmadı, yıllar boyunca yavaş yavaş gelişti. Kocam bu durumu fark etti. Beni de Mehtap'ı da destekledi. Sevişmelerimize hiç engel olmadı, tam tersine teşvik etti.

Mehtap lise sonda iken kocam Mehtap ile benim aramıza katılmaya başladı. Mehtap'ın her istediğini yapmaya, bana da pahalı hediyeler, mücevherler almaya başladı. Önceleri kocam benimle sikişirken, zaman içinde Mehtap'ı arkadan yapmaya başladı. Bize karşı düşkünlüğü inanılmaz derecede arttı. Eskiden aylarca bana dokunmayan kocam beni her gün, bazen günde birkaç kez sikmeye başladı. Bir yandan kocam, öte yandan Mehtap ile sikişmelerimiz sıklaştıkça bende de değişim oldu. Seks ihtiyacım arttıkça arttı. Eskiden hiç dikkatimi çekmeyen bazı kadınları gördükçe onları arzulamaya başladım. Mehtap ile birlikte gözümüze kestirdiğimiz bazı kadınları birlikte sevgilimiz yaptık. Özellikle kocamın çevresi içinde pek bazı evli, çoluk çocuk, torun sahibi kadınlar ile sikişmeye başladık.

Kocamın yakın arkadaşı Rafet beyin halası bunlardan biridir. Yetmiş yaşına yakın olmasına rağmen bir seks makinası. Her türlü sikişten çok zevk alıyor ve karşısındaki kadına veya erkeğe müthiş zevk veriyor.

Kocam çok sofudur. Ben de kapalıyımdır. Mehtap'ı ise son derece dekolte giyinmeye alıştırdık. Kocamın arkadaşlarıyla ev ziyaretlerinde biz kadınlar birlikte oluruz, erkekler ayrı odada olurlar. Mehtap ise ikimize de katılır ve hem kadınlar hem de erkekler arasında çok popülerdir.

Mehtap liseyi bitirdiğinde, mezun olduğu kolejin diploma töreninde kızımın pek çok arkadaşının ve onların annelerinin, ablalarının Mehtap'a karşı arzu duyduklarını kocamla birlikte fark ettik. Tören sonrası yapılan baloya birlikte katıldık. Alkol alan bazı kadınların Mehtap'ı açık açık balo salonunun tuvaletine götürmek için çabaladığını, bazılarının da evlerine götürmeyi teklif ettiklerine şahit olduk.

Kocam, "Şunlardan bir tanesini seç de yanına al eve götürelim" dedi. Mehtap'ın bir arkadaşının annesini beğendim. Sarışın bir afet idi. Tuvalete girmesini bekledim, tuvalette kadının yanına gittim, "Ben Mehtap'ın annesiyim" dedim. Kadının gözleri kısıldı. Elimi etekliğinden içeri soktum, bacaklarını sıkmaya başladım. "Bu akşam bize katılır mısınız?" dedim. Kadın benim elimi bacaklarının arasında sıkıştırırken dudaklarıma uzandı. "Hadi, gidelim" dedi.

Profesörmüş. O gece ben, Mehtap, kocam, hepimiz kadınla sikiştik. Profesör kadın beni yaladı, yuttu. Yetinmedi, Mehtap'ı da mutlu etti. Ertesi gün kocam bütün gün kadını defalarca sikti. Kadın ilk defa arkasından sikişmeyi o akşam öğrendi. Evine gitmek istemedi. "Beni bırakmayın" diye ağladı.

Mehtap kız arkadaşını aradı. "Annen bizde, gelip alır mısın anneni" dedi. Profesörün kızı bizim eve geldiğinde ben örtünmüştüm. Yalnız geleceğini tahmin etmemiştik. Mehtap'ın arkadaşı annesini arkasında pembe renkli bir göt tıkacı ile kocamın sikine sakso çektirirken görünce, bayılacak gibi oldu. Oracığa yığıldı. Ayıldığında beni annesinin amını yalarken seyretti. Sonra kocam ile sikişini seyretti. Kız annesini hiç böyle görmemiş. Annesini seyrettikçe kız açıldı. Kocam Mehtap'ın arkadaşını defalarca arkasından sikti. Pazar akşamı böylece geçti. Pazartesi sabahı kız dayısını aradı, bir şeyler konuştular. Yaşlı bir adam geldi. Kadın çıplaktı. Gitmemekte direniyordu. Abisi kadınla uzun uzun fısıltıyla konuştu. Kadın kalktı, giyindi, hep beraber gittiler. Kapıda Mehtap'ın arkadaşı benim dudaklarıma yumuldu, uzun uzun öpüştük.

Kocamın benim ve kızımızın yanında yabancı kadınlarla sikişmesi, bu olay bir tek kez oldu. Bir daha hiç tekrar etmedi.

Mehtap arkadaşına dayısının annesine ne dediğini, kadını nasıl ikna ettiğini sonradan sormuş. Mehtap'ın arkadaşının dediğine göre dayısı annesine kendisini sık sık bu eve getireceğine söz vermiş. Mehtap'a "Arkadaşın veya annesi, dayısı seninle temasa geçip böyle bir teklif yaparlarsa 'Bir kez oldu, güzeldi ama yaşandı geçti' dersin" dedim. "Onların ailesi açık, içki içiyorlar, bize göre değiller" dedim. Nitekim aradan bir hafta geçtikten sonra kız ile dayısı Mehtap'ı gittiği kafede bulmuşlar, tahmin ettiğim gibi teklifte bulunmuşlar. Dayı, çok para verebileceğini ima etmiş. Mehtap onları reddetmiş.

Mehtap'ı Rafet beyin oğlu ile evlendirmek fikri büyük haladan çıktı. Rafet beyin eniştesinin büyük bir rezidansı var. Tavandan tabana kadar cam kaplı salonda büyük hala ile sevişme sonrası, geniş kanepenin üzerinde ikimiz de çıplak uzanmıştık. Karşılıklı olarak çok zevkli saatler geçirmiştik. Bütün şehrin manzarası, ışıkları ayağımızın altında idi. Büyük hala "Mehtap'ı evlendirmeyi düşünmüyor musun?" diye sordu.

"Çok erken değil mi?" dedim.

"Kız çok güzel, üstüne üstlük bakire. Bu zamanda sikişmemiş kız bulamıyorsun" dedi.

Mehtap gibi sikiş tecrübesi olan bir kıza "bakire" demesi tuhafıma gitmişti. Nasıl bakmışsam, "Bakma bana öyle" dedi. "Babasını sayma, arkadan sikişmek başka şey, kız bakire" dedi.

"Rafet'in oğlu Süleyman" dedi. "Rafet ile Raziye oğlanı çok iyi yetiştirdiler. Yakışıklı. Maddi durumları iyi. Tahsilli. Kocamın bütün mirası Süleyman'a kalacak. Kocanla bir konuş. Ben Rafet'le de Raziye ile de konuşurum" dedi.

Kocamla Rafet bey zaten tanışırlar. Süleyman'la Mehtap'ı tanışmaları için Antalya'da beş yıldızlı otele üç günlüğüne gönderdik, bir ay sonra geri geldiler. Hemen nikahlarını yaptık çünkü Mehtap hamile kalmıştı. Kocamın rezidansında bir daire döşedik, oraya aldık, yerleştirdik.

Mehtap'ın hamileliğinin dördüncü ayında, karnı büyümeye başladığında, bir öğleden sonra kızımla sevişiyorduk. Kapının açıldığını hissettim ama Süleyman'ın geldiğini ikimiz de fark etmemişiz. Süleyman yanımıza geldi. Mehtap içeri girdiğini görmüş. Beni uyarmamış. Hemen soyunup yatağa girmiş. Yatağa çıkması ile arkamda birisinin olduğunu fark ettim, irkildim. Arkama geçti, kollarıyla belimi sarması, sikini ıslak amıma sokmaya başlaması bir an meselesi oldu. Beni sikti. Çok iri bir aleti vardı. Önce çok yavaş sokup çıkarıyordu. Hızlandıkça hızlandı. Arka arkaya patladım.

Süleyman kızıma "Annenin amcığının bu kadar tatlı olduğunu bana söylememiştin" dedi. Durdu, dinlendi tekrar sikti. Hava kararmış, kocam eve gelmiş. Telefon etti. Telefonu Mehtap açtı. Babasıyla konuştukları sırada Süleyman dibime kadar sokuverdi. Çığlık atmışım. Kocam da duymuş.

"Annenin sesi geliyor, ne yapıyorsunuz orada" diye sordu. Mehtap, "Annem dikiş dikiyor, bir yerine iğne battı herhalde" dedi ve güldü.

Kocam "Annene söyle, eve gelse iyi olur" dedi.

Süleyman'a "Sonra devam ederiz tatlım" dedim. Kalktım, başörtümü sardım, üstümü giyinecekken Süleyman saldırdı, ağzıma soktu. Başörtümden tutup başımı hafifçe geriye eğdi, gırtlağıma kadar soktu. Nefes alamıyordum. Çırpınmaya başladım. Hafifçe geri çıkar gibi yaptı, tekrar boğazıma soktu. Çıkarttı, yüzüme fışkırttı. "Yapma" dedimse de dinletemedim.

Süleyman eğildi, kendi beli ile kaplı yüzümü, dudaklarımı öpmeye başladı. Mehtap kâğıt peçete ile yüzümü, başörtümü sildi, elbiselerimi giymeme yardım etti. Koridora çıktım, asansörü beklerken Süleyman'ın belinin bacaklarımdan aşağıya bileklerime kadar aktığını hissettim.

Eve girer girmez tuvalete koşarken kocama "hoş geldin aşkım" diye seslendim. Kocam benim peşimden koşarak banyoya girdi, etekliğimi kaldırdı, siki dimdik olmuştu. Lavabonun tezgahına beni eğdi, arkadan amcığıma soktu.

"Ohhhhhhh" diye inledi. Bacak arama elini sürtüp Süleyman'ın beli ile ıslanmış parmaklarını ağzıma soktu. Hızlı hızlı beni sikti. Çok zevk aldığı belli oluyordu.

"Dibine kadar soktu mu?" dedi.

"Götünü sikmemiş" dedi.

"Ağzına sokmuş, boğazını sikmiş" dedi.

"Yapma dedim, dinlemedi, soktukça soktu" dedim.

Kocam sikini ağzıma sokmaya başladı. Damadımın sikinin yarısı kadardı. Hiç mesele olmadı. Hepsini yuttum.

O gece kocamla birbirimize sarılarak uyuduk.

O günden sonra Süleyman beni her gün sikmeye başladı. Kocam bu duruma hiç itiraz etmedi, kızımın dairesinden bizim kendi dairemize gelmemi bekler oldu. Süleyman'ın beliyle dolu amcığıma girmeye alıştı ve bundan çok zevk almaya başladı.

Mehtap'ın doğumuna yakın, Raziye ile Rafet Bey geldiler. "Biz torunumuzu yanımızda istiyoruz, yan daireyi satın aldık, aradan kapı açtık" dediler. Mehtap "olur" dedi. Kocam "olur" dedi. Ben "Bir şartım var, kızımızı biz haftada en az iki üç gün yanımızda isteriz" dedim. Raziye de Rafet Bey de "Ne demek, tabii ki" dediler. Kocam, "Biz Mehtap'ın dairesini kapatmayalım, damadımız ve kızımız istedikleri her zaman kendi dairelerine gelebilsinler, çocuk gürültüsünden uzakta olmayı isteyecekleri zaman buraya gelsinler" dedi. Herkes uygun gördü.

Doğumdan beri Mehtap ile damadımız çoğu zaman ayrı ayrı haftada en az iki gün geliyorlar. Mehtap babasının yanında kalıyor. Ben de Süleyman ile bol bol sikişiyorum. Onlar gider gitmez kocam kızımın dairesine iniyor. Kocamı genellikle çıplak karşılıyorum. Aletini daha kapının önünde ağzıma alıyorum. Sonra kocam beni sikmeye başlıyor.

"Benim güzel orospum" diyerek beni sikiyor.

Kocama "Pezevengim ol benim, sat beni" diyorum.

Bazen de "Süleyman ağzıma soktu, gırtlağıma kadar soktu" diyorum.

Kocam, kızımız evlendiğinden beri çok değişti. Damadımla sikişmemi öğrendikten sonra azdı. Arkadaşlarına, müşterilerine, seyahate gittiğimizde bulabileceğimiz herhangi bir erkeğe beni siktirmekten bahsediyor. Böyle bir olay olmadı ama sürekli olarak dilinde bu vardı.

Derken, bu istedikleri birdenbire gerçekleşti.

Kocamın birkaç marka beyaz eşya sattığı bir mağazası vardır. Bunlardan biri Kıbrıs'a bir otele bizi davet etti. Uçağa bindiğimizde erkeklerin hemen hepsi birbirini tanıyordu ama kadınlar tanışmıyor gibiydiler, birbirleriyle konuşmuyorlardı. Kadınların büyük kısmı benim gibi kapalıydılar. Benim yanımda oturan bir kadın "Sizin adınız Mefharet mi?" diye sordu. Şaşırdım. "Tanıştık mıydı?" diye sordum. "Uçakta benim sağ yanımda oturacağınızı biliyorum, liste size gelmedi miydi?" dedi. Bir liste uzattı. Kalemle yuvarlak çizilmiş kendi ismimi fark ettim. Şaşırmıştım. Biz kadınlar uçağın sol yanında, erkekler sağ yanında oturuyorduk. Benim adımın sol tarafında "Şare" yazıyordu.

"Şare siz misiniz?" dedim. Öyleymiş.

Kadın "Siz yenisiniz galiba" dedi.

"İlk kez katılıyoruz" dedim.

Şare hanım "Beş gün, altı da gece, çok zevkli geçecek" dedi.

Sağ tarafımda oturan kadın eğildi, "Mefharet Hanım, benim adım Hayrünisa, arkadaşlarım kısaca Nisa veya Nesoş derler" dedi. O bayanda da liste varmış. Şişman, iri yarı bir kadındı. Üçümüz de kapalıydık.

Şare Hanımın iki çocuğu varmış. Nesoş'un üç. Şare'nin çocukları ilkokuldaymışlar. Bakıcıya bırakmış. Nesoş'un yaşı benden ileri, üç çocuğu iki torunu varmış. Çocukları büyükmüş. "Kendilerine bakarlar, benim derdim çocuklarla değil, kalça protezliyim, adamlar alışık değil, bacaklarını aç diyorlar, açamıyorum ki" dedi. Gülmeye başladı. Şare hanım da gülme krizine girdi. "Nesoş'um öyle diyorsun ama rekor sende imiş diyorlar" dedi.

Nisa Hanım "Tatlım, sana yanlış bilgi vermişler, benim rekorum sakso rekoru, sizinkinden değil" dedi.

Konuşma gülümsemelerle kesildi. Yemek servisi başladı. Aralarındaki konuşmaları tam anlamamıştım ama birden havaalanına giderken kocamın bacağımı sıkarak "Seni beş gün bol bol sikiştireceğim" dediğini anımsadım. Otomobilde kocamın bu söylediklerini her zamanki laflarından biri olarak kabul etmiş, pek üstünde durmamıştım. İki yanımdaki kadınların konuşmalarından sonra ortada dönen bir şeyler olduğu, konuşulanların kocamın söyledikleriyle uyumlu olabileceği fikri aklımdan geçti. Önce beni bir telaş aldı. Kalbim çarpmaya başladı. Önümdeki sandviçi ağzıma götürürken elimin titrediğini fark ettim.

Birden, solumdaki kadın Şare kulağıma eğildi, "Size kim hoş geldin diyecek, kocanız söyledi mi?" diye sordu. "Yok, söylemedi" dedim.

"Kocanız birisine söz vermediyse bu ilk akşam benimle olur musunuz?" dedi.

"Ben bilmiyorum, ne oluyor bilmiyorum" dedim.

"Kocanız anlatmadı mı?" dedi.

Cevap vermediğimi görünce "Benden duymuş olmayın, kocanız eskiden kendisinden epeyce yaşlı bir hanımla gelirdi. Kadına 'teyzem' derdi. Biz de ona 'teyze' derdik" dedi.

"Otelin üst katı bize ayrılıyor. Odaların kapısı yok. Her şey serbest beş gün" dedi.

"Herkes kocasıyla mı geliyor?" diye sordum.

"Bir tek Nesoş kocasıyla gelir. Bir de siz, etti iki" dedi.

"Siz evliyim demiştiniz" dedim.

"Evliyim. Sevgilim beş günlüğüne beni kocamdan kiraladı. Önümüzdeki sırada oturanlar evli değil, üçü de sevgilisiyle" dedi. Parmağıyla hemen önümüzdeki koltukları işaret ederek gösterdi, "Bu dul, bu hiç evlenmemiş, bu da boşanmış" dedi.

"Bu camiada erkekler evli kadınlara daha düşkün oluyor. Bu önümüzdeki bayanları bir kez sikerlerse sizi üç kez yaparlar" dedi. "Siz beş dakika boş kalmazsınız" dedi. "İlk defa katıldığınız için herkes merak ediyor sizi. Çok keyif alacaksınız. Herkes sizi duymuş. Hele şu önünüzde oturan hanım kocanızdan duymuş sizin kızınızla seviştiğinizi, sizi bekliyor. O hanımdan zevk alacağınızdan eminim" dedi.

Elimi tuttu, okşadı, "Ben de sizinle olmak istiyorum. Çok güzelsiniz. Sizi kıvrım kıvrım kıvrandırmak istiyorum" dedi. Başını omzuma yasladı, elimi hiç bırakmadı, uçak inene kadar öyle kaldık.

Uçaktan inince bizi karşılamaya gelen iki araba ile otele gittik. Hanımlar ve beyler ayrı arabalara bindik. Hanımların hepsi, hepimiz kapalıydık.

Otele gelince lobide buluştuk. Şare hanımın sevgilisi çok gençti. Nesoş'un kocası ise çok yaşlı idi. Zor yürüyordu. Büyük bir asansöre hepimiz sığdık. Şare hanım hepimizin yanında sevgilisini öpmeye başladı. Bana bakıyordu. Uzandı, elimi tuttu, asansördekilerin duyabileceği bir sesle "Aşkım, Mefharet hanıma hoş geldiniz yapmak istiyorum" dedi. Sevgilisi ses etmedi, döndü bana baktı. Asansörden Şare Hanım ile el ele çıktık, kocamla kalacağım odaya girdik. Kocam kapıda durdu, içeriye gelmedi.

Şare Hanım başını çözdü, uzandı benim başörtümü çıkarmaya başladı. Kendimi geri çektim, "müsaadenizle" dedim, tuvalete girdim. Başörtümü çıkarmakla kalmadım, sutyenim ve külotum hariç her şeyi çıkardım. Odaya döndüm. Kanepede oturuyordu. Yan oturdum, ayaklarımı kanepenin kolluğuna koydum, sutyenimi de çıkardım, Şare Hanımın kucağına yanlamasına uzandım. Eğilip beni öpmeye başladı. Ben de onu öpmeye başladım. Bir eliyle alnımı okşuyor, diğeriyle mememi tutuyordu.

"Öp beni, em em" dedim.

Başörtüsü hariç giyinikti. Elini tuttum, işaret parmağını ağzıma soktum, emdim.

"Dün damadım geldi, bu ağzıma soktu, sonra üst katta eve çıktım, kocam da burayı sikti" dedim, ağzımı gösterdim.

"Aaaaaahhhhh" diyerek dudaklarıma saldırdı. Hafifçe titriyordu. İnliyordu.

Ben de inlemeye başladım. Elimle külotumun lastiğini öne çektim, amcığım görünüyordu. Elini uzattı beni parmaklamaya başladı. Çok güzel öpüşüyorduk. Kucağında hafifçe doğruldum, Şare Hanımın dudaklarını emmeye başladım. Bana teslim oldu. Yanaklarını, kulaklarını, boynunu, çenesinin altını öptükçe öptüm.

"Çok tatlısın" dedim.

Dudaklarımı öptü "Damadınız öptü mü bunları" dedi.

"Öptü" dedim.

"Kızınız da öptü mü" dedi.

"Öptü" dedim.

"Ohhhhh, kocanız da mı öptü" dedi.

"O da öptü" dedim.

Tekrar uzun uzun öpüştük.

"Aynı gün mü, hepsi aynı günde mi?" diye sordu.

"Biri bıraktı, öbürü devam etti" dedim.

Kollarımı başımın üstüne kaldırdım, hafifçe yüzüne yaklaştırdım. Anladı. Koltukaltlarımı beğenen çoktur. Seviştiğim hanımların çoğu koltukaltlarımı öpmeyi, emmeyi severler. Şare Hanım da beğenmiş olmalı. Koltukaltlarıma yumuldu.