Raziye Muberra Mefharet Mehtap

PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here
sevilenn
sevilenn
26 Followers

Gelmeye başladım. İki parmağını birden amıma soktu. Patladım.

"Harikasın" dedim.

"Çok güzelsiniz" dedi.

"Soyunmayacak mısın?" dedim.

"Bilmediğiniz var" dedi.

Boynundan öptüm, "Bilmemek değil öğrenmemek ayıpmış" dedim.

Ayağa kalktı, karşıma geçti, yavaş yavaş soyunmaya başladı. Tüniğini çıkardı, pantolonunu çıkardı, bluzunu çıkardı, sutyenini çözdü çıkardı, küçücük memeleri vardı. Bana arkasını döndü, külotunu çıkardı, küçük top gibi kalçaları vardı, bacaklarını iyice iki yana açtı, eğildi, eğildi, ellerini yere koydu, bacaklarının arasında kocaman bir yarak vardı. Doğruldu, bana yan döndü, siki kalkmıştı.

Kanepeye doğru geldi, bir bacağımı ayak bileğimden tutarak havaya kaldırdı, sikini yavaş yavaş, milim milim soktu.

"Şimdi öğrendiniz işte" dedi.

"Sizi bırakmam" dedi.

"Sok, sok" dedim. Meme uçlarını tuttum, sıkmaya başladım. Dudaklarımdan öperken gidip gelmesini hızlandırdı.

"Ah, aaaaaah" diye inledi.

Havaya kaldırdığı bacağımı öpüyordu.

"Isırsana" diye inledim.

Diz kapağımın hemen altından, bacağımın arkasına dişlerini geçirdi.

"Ye beni güzelim, sok sok, ısır" dedim. Eğildi, sırayla memelerimi emmeye başladı.

"Ağzıma...ağzıma sok" dedim.

Soktu.

Aleti kızarmıştı, morumsu bir kırmızı renkte idi. Patlamak üzereydi. Sikinin başını emerken sapını sıkıp biraz geciktirmeye çalıştım. İşaret parmağımı göt deliğine sokmaya başladım. Köpek hırlaması gibi sesler çıkararak ağzıma boşalmaya başladı.

Emdim, yuttum, tekrar yuttum.

Üstüme yığıldı. Vücudu yeni yetme bir genç kızınki gibi incecik olmasına rağmen nefes alamadım. Yana dönerek üstümden ittim. Yere düştü. Düştüğü yerde kala kaldı. Uyumaya başladı.

Şare Hanım yerde uyurken kapıdan içeriye iri yarı, koyu esmer, her tarafı kıllarla kaplı bir adam girdi. Çıplaktı. Çok iri bir siki vardı. Adamı uçakta görmüştüm. Şare hanıma baktı, sonra bana baktı, yaklaştı, kanepeye yöneldi, "Kaldır bacağını" dedi, sol ayağımı kanepenin arkalığına dayadı. Sertleşmeye başladı. Bacaklarımın arasına girdi, sikini tek bir hamlede amıma soktu. Canım acıdı.

"Siktirgit, hayvan herif, ayı, yavaş ol" diye bağırdım.

Hiç aldırmadı. Çıktı, daha sert girdi. Daha az acımıştı. Tekrar çıktı, sırıtarak bir daha dibine kadar soktu. Acımadı.

"Aaaaaaaaayyyyyy" diye bağırmışım. Zevk almaya başladım.

Hızla girip çıkmaya başladı. O kadar iriydi ki amım patlayacak, yırtılacak sandım. Aniden gelmeye başladım. Her tarafım titriyordu.

"Sooooookkk...ayıııııııııı...hayvaaaaaannn...aaaaaayyyyyyyy" diye bağırmalarıma Şare Hanım uyandı.

Adama "Necip, kibar ol" dedi.

Adam aldırmıyor, soktukça sokuyordu. O siktikçe ben çığlık atıyordum. Sonunda sesim kesildi, adam devam etti. Birden adam durdu. İçime fışkırmaya başladı. Şare Hanımın adamın arkasına geçtiğini, o kıllı, koca yaraklı adamın arka deliğini parmakladığını anladım. Adamın omzunun üstünden Şare Hanımın güzel yüzünün gülümseyerek bana baktığını gördüm.

Şare Hanım yüksek sesle bana "Oradan kaç, çabuk kaç, bu hayvan üstüne yığılacak şimdi" dedi. Bütün gücümle adamı üstümden iterken hızla yana dönüp kanepeden aşağı kendimi attım. Ayı kılıklı adam gerçekten kendinden geçti, kanepeye yığıldı, benim gövdem kurtuldu ama bir bacağım adamın altında kaldı. Şare Hanım bacağımı adamın altından çekerken ben de öbür ayağımı adamın göğsüne doğru ittirerek bacağımı kurtardık. İkimizi de gülme krizi tuttu. Adam uyuyordu.

"Necip işte böyle bir kaba adamdır. Uçakta sizin tam önünüzde oturan o kibar hanımın sevgilisidir. Sevgilisi ne kadar narin ve kibarsa bu adam o kadar kabadır" dedi. "Nikahlı asıl karısı da son derece hanımdır, hoş sohbettir, iyi niyetlidir. Armudun iyisi ayılara kısmet derler ya, tam bu Necip'e uyuyor" dedi.

"Karısını da böyle mi sikiyor bu hayvan acaba?" dedim.

"Aynen" dedi. "Bazen karısını getirir, bazen sevgilisini. Karısını bizim önümüzde kaç kere böyle sikti. Kadın çok narin, yaşına göre genç görünümlü, incecik, kız çocuğu gibidir. Bütün erkekler onu sikmek için sıra yaparlar. Necla ablamın ben bir günde on on beş kez sikiştiğini bilirim. Bizim kraliçemizdir. Yavaş yavaş, tatlı tatlı, öpüşerek, oynaşarak saatlerce sikişir. Sonra bu ayı çıkar gelir, ortamı berbat eder" dedi.

Kapının önünden elindeki küçük çan şeklindeki zili çalarak bir kız geçti. "Yemek zamanı, hadi gidelim, bu ayı sabaha kadar burada uyur" dedi, koridora yöneldi. Çıplaktı. Aleti önünde sallanıyordu.

"Giyinmemiz gerekmiyor mu?" diye sordum. "İsterseniz böyle gelebilirsiniz, sakıncası yok, zaten herkes sizi merak ediyor, bence güzelliğinizi herkes görsün" dedi. Kapıdan çıkmadan bana sarıldı, "Memelerinizin, karnınızın, bacaklarınızın güzelliğini görsünler" dedi, dudaklarımdan öptü. Kollarımı yukarı kaldırdı. "Hele yemekte ara sıra saçlarınızı düzeltme bahanesiyle bu güzel kollarınızı yukarı kaldırırsanız herkes koltukaltlarınızı görür, erkeklerin siki kalkar, yemekten sonra sizi sikemeyenler sevgililerini sikerler" dedi.

Saçlarımı toplamak için kollarımı kaldırdım, "Böyle mi?" diye sordum. Eğildi koltukaltımdan öpmeye başladı, siki de sertleşmeye başladı. Güldüm, "Yemek soğuyacak" dedim. O da güldü, elimi tuttu, yemek salonuna gittik. Bir tek Nesoş giyinikti. Geri kalan beş kadın çıplaktık.

O gece, Şare Hanım ve ayı Necip'i saymazsak, yemekten sonra iki kişi ile daha sikiştim. Son adam çıkar çıkmaz kocam geldi. Arkama soktu ve uyuya kaldı. Ben de uyumuşum. Sabah erken saatlerde ben uyandım, kocam içimde sertleşti ama uyanmadı. Uykusunda arkama boşaldı.

Bir akşam jakuzi partisi oldu. Jakuzi otelde bize ayrılan katta idi. Buradaki birbirini beğenerek eşleşmelere göre o gece geçti. Bir akşam kura çekildi. Kura kadınlar ve erkekler olarak ayrıldığı için Şare Hanım "kadın" sayıldı. Bu kurada Şare Hanım kocama çıktı. Son akşam hamam sefası gecesi oldu. Gece geç vakit otelin hamamı sabaha kadar bizim gurubumuza ayrılmıştı. Hamamda eşleşme yoktu, herkes herkesle birlikte olabiliyordu...herkes birbirinin önünde sikişti.

Beş gün boyunca her gün beş altı kez siktiler beni. Yüzlerce kez geldim denebilir. Çok zevkli idi. Kocam benden daha mutlu oldu. Uçağa binmeden önce biz kadınlar tekrar örtündük. Normal yaşamımıza döndük.

Süleyman

Mehtap'ın annesi ile babası Kıbrıs gezisine gittikten sonra çok değiştiler. Kaynanam ile sikişmek çok daha zevkli hale geldi. Eski evimize gittiğimiz günler, Mehtap babasının yanına çıktığında kaynanam benim harekete geçmemi beklemeden üstüme atlamaya başladı. Beni öpüyor, emiyor, tırmalıyor hatta çeşitli yerlerimi ısırıyordu.

Kaynanamla kayınpederime gittiğimiz zamanlarda evde başka kimse olmaz, kaynanam banyo yapmış, makyajlı, kuaförden yeni çıkmış gibi saçları yapılı olur, dekolte kıyafetler giymiş olurdu. Beni tek başına karşılardı.

Derken bir gün eve girdiğimde beni kapıda karşılamadı. Salonda birisiyle konuşuyordu. Geri dönüp çıkmak üzere idim ki, kaynanam koşarak kapıya geldi, boynuma sarıldı, "Gel sevgilim seni çok özel biri ile tanıştıracağım" dedi. Salona girdiğimde çok güzel bir kadın oturuyordu. Kaynanam dekolte kıyafetli, bu hanım kapalı idi.

Kaynanam "Sana bahsetmiştim, damadım Süleyman" dedi.

Kadına bakarken gözlerinin içi gülüyordu. "Süleyman, Şare Hanım benim için çok özel" dedi. Oturdum. Çay içtik, pasta yedik. Kaynanamla misafiri yan yana oturuyorlardı. Kaynanam konuşurken zaman zaman Şare hanımın elini tutuyor, bazen de dizini tutuyordu. Şare hanım da ara sıra kaynanamın saçlarını düzeltiyor, kendi bluzunun yakasını tutup çekiyor, sonra bırakıyordu. Benimle ilgilenmiyorlardı. Kıbrıs gezisinde kaldıkları otelin hamamının mermerlerinden, kurnalarından, göbek taşından söz ediyorlardı.

Kaynanam "Çok kalabalıktı" dedi.

Şare Hanım "Daha kalabalık olanları gördüm ben" dedi.

Kaynanam "Ufacık bir süngerden kaçınmışlar, sabunu köpürtmek zor oluyordu" dedi.

Şare hanım "Ama orada asıl amaç elle ovarak köpür köpür köpürtmek" dedi. "Süngeri sür, duşun altına gir, o iş kolay. Ben hala sizin memelerinizi, karnınızı köpürttüğüm sıradaki bakışınızı hatırlıyorum" dedi.

Kaynanam "Ah canım, kalp kalbe karşıymış, ben de senin o güzel aletini sabunlarken çıkardığın sesleri hiç unutmuyorum" dedi.

O sırada Şare hanımın telefonu çaldı. Konuştu. Bize döndü, "Kocam beni almaya gelmiş, park yerine girmiş, bana müsaade" dedi.

Kaynanam "Çok kısa oldu, Süleyman ile de tanışamadınız, haftaya mutlaka bekliyorum" dedi.

Şare hanım "Sizi kıramayacağımı biliyorsunuz" dedi.

Kaynanam "Süleyman Şare Hanımı park yerine kadar götürür müsün" dedi. "Son kattan bir üstüne basın, Süleyman orada insin, sen alt kata yalnız in" dedi.

Kadın asansörde bana "Haftaya söz mü Süleyman Bey?" dedi.

"Söz" dedim.

Uzandı, "stop" düğmesine bastı, bana yaklaştı, bacak arasını benim sol bacağıma sürttü. Sertleşmiş sikini sürtüyordu. Gülümsüyordu. Şaşırmıştım. Tekrar B1 düğmesine basarken "Haftaya aynı saatte" dedi. B1'e gelmiştik, beni hafifçe dışarıya itti, dudaklarıyla öpücük işareti yaptı, alt katın düğmesine bastı. Kapı kapandı.

Kapalı asansör kapısına baka kaldım. Neden sonra aklım başıma geldi, kaynanamın yanına gittim. Beni kapının arkasında bekliyormuş. Çıplaktı. İçeri girer girmez sikimi avuçladı, fermuarımı açtı, yere çömeldi, sikimi ağzına aldı. Emdi. Saniyeler içinde ağzının içine boşaldığımı hatırlıyorum.

Kaynanam gülüyordu.

"Senden küçük sevgilim var artık" dedi. "Şaşırdın mı?" diye sordu.

"Evet, şaşırdım" dedim. Elimden çekerek beni yatak odasına sürükler gibi götürdü. Beni soymaya başladı. "Beni sikti" dedi. Eliyle sikimi sıvazlarken yatağa uzandı. Bacaklarını açtı, tekrar sertleşen sikimden çekerek amcığının ağzına yerleştirdi. "Haftaya hazır ol, arkanı temizle gelmeden, seni siktireceğim" dedi. "Sok sok kaynanana" dedi. Sol mememi baş parmağı ile işaret parmağı arasında hafifçe sıkmaya başladı. Beynimde şimşekler çakıyordu. Şare Hanımın gözleri, dudakları, gülümsemesi, bacağıma sürtünmesi gözlerimin önünden gitmiyordu. Kaynanamı siktikçe siktim, soktukça soktum. Patlamak üzere iken memelerine yumuldum.

Kaynanam çok zevklenmişti. "Boşalt içime Süleymannn" dedi. "Emmmmmmm" diye bağırdı. "Şare olsa da senin götüne koysaaaaa" deyince boşaldım.

Sakinleşip, yarı uzanmış şekilde beni öpüyordu. "Seni seviyorum Süleyman" dedi. "Bana istediğini yap" dedi. "Sev beni, döv beni, nasıl istersen" dedi. Biryandan beni öpüyor, eliyle de arka deliğimi parmaklıyordu.

"Götür beni, uzaklara götür. Gemi ile geziye götür" dedi.

"Sevgilim ol benim, böyle gizli kalmasın, herkes duysun görsün" dedi.

"Mehtap var, sonra...kayınpeder ne olacak?" dedim.

"Her şey benim üstüme, gık demezler" dedi. "Bütün evler, fabrika, hepsi benim üstüme" dedi.

"Uzun sürmez annen Mehtap'ı koynuna alır, aldı mı da bir yere bırakmaz" dedi.

"Kayınpederin cami cemaatinden oldu, bütün gün caminin avlusunda. Dünya umurunda değil" dedi.

"Mehtap'la da senin sandığın gibi değiller, baba kız gibidirler. Birbirlerine çok düşkündürler. Mehtap ona bakar" dedi.

"Kayınpederim şu anda Mehtap'la..." dedim.

"İnternetten okey oynuyorlardır. Aralarında hiçbir şey yok" dedi.

Kaynanam "Mehtap benim sevgilim. Beni sevmeden duramaz. Küçük yaşta alışmış. Zaten o nedenle yakında ananla sikişmeye başlarlar diyorum" dedi.

"Bir de Rafet Bey'in büyük halası var. O da Mehtap'a aşık. Onunla da sevgililer. Senin karının iki sevgilisi var, biri yetmişlik, biri altmışlık, yani ben, yakın bir zamanda ananla sikişmeye başlayınca bir de ellilik sevgilisi olur" dedi.

"Ortalığa çıkarsak senin için kötü olmaz mı, torunu yaşında çocukla sikişiyor demezler mi?" dedim.

"Asıl o zaman benim kıymetim artar. Sen o zaman gör bak kaç kişi sana gelecek, seninle arkadaş olmak isteyecekler. Benimle olmak için seninle arkadaş olacaklar" dedi. Yüzümü, göğsümü, zaman zaman da aletimi okşuyordu.

Mehtap aradı, "Gidelim mi artık?" diye sordu.

Kalktım, giyindim. Kaynanam beni kapıya kadar çıplak geçirdi. Asansörün zilini duyunca kapıyı açtı, bana sarılıp dudaklarımı emmeye başladı. Mehtap asansörle geldi sandığımız için o tarafa hiç bakmadan öpüştük. Derken bir asansör çınlaması daha duyuldu, kapı açıldı, Mehtap bize bakıyordu. İkimiz de kahkahalarla gülmeye başladık. İlk gelen asansörden kimin çıkıp bizi gördüğünü bilemedik.

Meğer yan dairede oturan hanım imiş. Mehtap koridorun sol tarafına bakarak "İyi akşamlar Şeyma teyze" deyince, kaynanamın az önce "Beni koluna tak AVM'ye götür, sinemaya götür, pazara götür" diyerek bahsettiği şeyin, istediğinin olduğu anlaşılıyordu.

Mehtap eve giderken otomobilde bana "Çok komiktiniz, yakalandınız" dedi.

Annem bana "Kafana takılan her şeyi karına anlat, konuş onunla" demişti. Akşam evde bütün olan biteni, Şare Hanım'ı, annesi Mefharet 'in bana teklifini, babası ile ilişkisi hakkında annesinin söylediklerini, hepsini Mehtap'a anlattım. Mehtap "Annemi seviyorum. O da bana aşık" dedi. "Annem olmadan yapamam ben" dedi.

"Babam benim hem babam hem abimdir" dedi. "Dedikodularda söylenenler uydurma" dedi.

"Annen için deli oluyorum ben" dedi. "Annem doğru söylemiş, annenle sevişmeye başlamamız an meselesidir" dedi.

"Mal mülk meselesi de doğru. Babamın beş kuruşu yok. Hepsi annemin" dedi.

"Annemle sevişmeleriniz için şunu diyebilirim, benim annemle sevişmem ile senin sevişmen farklı" dedi. "Kadın kadına sevişmede, aşkta, yaş farkı çok normaldir. Erkekle kadın arasında yaş farkı çok olunca, ister istemez kıskançlık olur" dedi. "Hele araya bir hastalık falan girerse çok kötü oluyor, kavga, dövüş başlıyor" dedi.

"Annem çok müthiş bir kadındır, seni sevgilisi yapmak istiyorsa ben bundan gurur duyarım" dedi.

"Bence Süleyman, koyuver gitsin, gideceği yere kadar gitsin" dedi. "Annem şimdiye kadar hiçbir erkeği sevmemişti, ileri yaşında seni sevmişse ne güzel" dedi.

Ertesi gün tekrar Şare konusu açıldı.

Mehtap "Bu Şare'yi ben tanımıyorum ama annem tanışmış anladığım kadarıyla. Seni bu işe neden katmak istiyor, anlamadım" dedi.

"Annem anlattı bana" dedi. "Şare'nin asıl adı Şeref. Şimdiki kocası Hüseyin polislikten ayrılma. Eski karısından iki kızı oluyor. Çocuklar küçükken karısı trafik kazasında ölüyor. Çocukların halası eve taşınıyor, çocukları hala büyütüyor. Bu Şeref veya Şare o zaman sekiz on yaşlarında, kimsesiz, sokaklarda kâğıt topluyor. Polis Hüseyin'in çocukları buna ilgi gösteriyorlar. Çocuk yaştaki Şeref sokakta zor durumda kaldıkça bunların bahçesine sığınıyor. Zaman içinde bunu eve alıyorlar. Hala bu çocuğu seviyor. Şeref de çocuk. Hala üç çocuğu sevgi ile büyütüyor. Şerefi kız gibi yetiştiriyor. Şeref'in dalına su yürüdüğü zaman geliyor, baba bunu evden atmak gerektiği kararı veriyor. Hala devreye giriyor. Polis Hüseyin'i ikna ediyor. Şeref'i Şare yapıyorlar. Hüseyin polislikten ayrılıyor. Şare'yi kiralamaya başlıyor. Hala sonradan ölüyor ama evdeki kızlar Şare'yi sahipleniyorlar. Şare de çocuklara ve eve sahip çıkıyor. Annem böyle anlattı. Annem Şare'yi çok sevmiş. 'Dört dörtlük hanımefendi' diyor. 'Kibar, kültürlü, duygulu, hoşsohbet' diyor".

Mehtap "Annemin bana anlattığına göre Şare herkesle, önüne gelenle sikişmiyor. Ancak beğendiği, sevdiği kişilerle birlikte oluyormuş. Ayrıca, mutlaka polis Hüseyin'den kiralanması gerekiyormuş. Annem Şare'yi bir aylığına kiralamış. Çok para vermiş" dedi.

Ertesi gün Mehtap bana a101'den yirmi tane kavanoz aldırdı. "Yarın Şare bize gelecek. Annen, annem, Şare hep birlikte domates konservesi dökeceğiz" dedi. Akşam eve geldiğimde evde sadece karım vardı. "Misafirler gitti mi?" diye sordum. "Annenlere geçtiler" dedi. Hemen ara kapıdan annemlere geçtim. Mutfakta çay içiyorlardı. Annemle kaynanam sanki orada değillermiş gibi davrandım. Şare'nin yanına gittim, "Hoş geldiniz" dedim, eğildim, yanağından öptüm. Kollarını uzattı, boynuma sarıldı, "Hoş bulduk" dedi, dudaklarımdan öptü. Annem "Birbirlerine yakışıyorlar" dedi. Kaynanam "Maşallah" dedi. Eğildim, boynundan öptüm. "Pazartesi" dedim. "Pazartesi" dedi. Doğruldum, kendi evimize geçtim. Karımı koltuğun üstünde domalttım, külotunu çıkarmadan yana çektim, amına soktum. Hızla gidip geldim, kısa sürede boşaldım.

Mehtap "Şare'yi görünce kalktı seninki" dedi. "İyi ki de kalktı, bugün annen beni deliye çevirdi, annemin ve Şare'nin yanında elimi tuttu, amına götürdü, kendini parmaklattı" dedi. "Sırılsıklam ıslaktım, iyi ki siktin beni, rahatladım" dedi. "Annem de bütün gün Şare'yi okşadı durdu" dedi.

Pazartesi günü kaynanamın rezidans apartmanındaki daireye gittiğimde Şare Hanım evde yalnızdı. Kaynanam yoktu.

Şare Hanım'ın üstünde arkadan kalçalarını kapatan ama önü aşağıdan göbek hizasına kadar açık askılı bir bluz vardı. Siki ortada, kalçaları kapalı, memeleri yarı açık...

Bana sarıldı, öptü. Sertleşmiş sikini pantolonumun üzerinden benim sikime sürterken boynumu öptü. "Hoş geldiniz" dedi. "Anneniz yukarıda, isterseniz çağırayım" dedi. "Biraz rahatsız, grip olmuş, dinleniyor" dedi.

Elele tutuştuk, salona gittik. Yürürken kalkmış yarağı sallanıyordu. Makyaj yapmıştı. Çok güzeldi. Dudakları parlıyordu. Yan yana kanepeye oturduk.

"Mefharet Hanım az önce yukarı çıktı" dedi. Yanımda otururken en küçük hareketinde memeleri tümüyle ortaya çıkıyor sonra gene kayboluyordu. Memelerine baktığımı fark etti, birini eliyle altından tuttu, "Güzel mi, beğendiniz mi?" dedi.

"Çok güzelsiniz" dedim.

Kolunu boynuma attı, bana yaklaştı. Eğildi beni dudaklarımdan öptü.

Elini pantolonumun üzerinden sikime attı, "Çok büyük bu" dedi. Kendi sikini tuttu. "Bak bu küçücük, minnoş" dedi.

Başımın arkasından tuttu, sikine doğru eğdi, aletini dudaklarıma sürttü. Ağzımı açtım, bekledim. Sikini ağzıma soktu.

Emdim.

Yavaş hareket ediyordum. "Biraz önce annenizi siktim" dedi. "Çok hoşlandı" dedi.

"Hep sizin adınızı haykırdı" dedi.

Sikini emdikçe heyecanı arttı.

"Süleyman'ım... yavrum... benim...em ablanı...ahhhh" dedi.

"Karının ağzını sikiyorsun...Raziye'nin, ananın ağzını...Mefharet'in ağzını...hepsinin ağzını...ohhhh...siktin...sıra sende...ayyyy" dedi.

Ağzıma fışkırmaya başladı.

"Ağzını siktim senin" dedi.

Memelerini sıkmaya ve emmeye başladım. Karnını, yanlarını okşuyordum.

"Senin götünü de sikeceğim Süleyman" dedi.

"Ağzını da götünü de seni göt veren yapayım mı Süleyman?" dedi.

"Yap anam" dedim.

"Seni domaltıp sikeyim mi yavrum benim" dedi.

Ağzımdan çıktı, sikini yüzüme sürüyordu.

"Sik" dedim.

"Gel" dedi. Yatak odasına geçti. Yatağa oturdu, bacaklarını açtı, otuz bir çekmeye başladı.

"Annen ne kadar güzel bir kadın" dedi. "Daha dün tanıştık, birbirimize âşık olduk. Uzun uzun konuştuk. Hep seni anlattı. Anladığım kadarıyla anneni hemen her gün sikiyormuşsun" dedi.

"Gel sok bana, götüme sok, sik beni, anlat bana, anneni anlat aşkım" dedi.

Arka deliği kaygandı. Taş gibi sikimi Şare'nin götüne yerleştirdim. Boynuma asıldı, dudaklarımı emmeye başladı.

"Göm Süleyman" dedi.

"Dibine kadar sok tatlım. Anlat, anlat, ananın amının dibine kadar...giriyor...musun?" dedi.

"Giriyorum" dedim.

"Ananı siktiğin gibi sik beni erkeğim benim" dedi. Kendi sikine otuz bir çekmeye başladı.

"Dün senin ananı da siktim, kaynananı da siktim" dedi.

"Ananın amına boşaldım Süleyman, ananın sıcacık amına boşaldımmmmmmmm" dedi.

"Ananın amı çok güzel" dedi. "Siktikçe sikesim geldi. Çok güzel kadın. Sikişmekten çok zevk alıyor annen" dedi.

"Sok götüme Süleyman, ne kadar büyük, ohhhhhh, bunu yiyen bir daha bırakmazzzzz, ayyyyyhhhh, ovvv, ovvv, sokkk" diyordu.

"Emmm aşşşşkımmmmm, memelerimi emmmmm, ananınnnnn memeleriniiiiii ısırdığınnnnnn gibi ısırrrrrrrr" dedi.

Memelerini emdim, boynunu emdim, dudaklarını emdim.

"Aşkımmmmm benimmmmm, kocacığımmmm benimmmmmm, oooohhhhhh, seniiiii göttt verennnn yapayımmmm mıııııııı, götünüüüüü sikeyimmmmm miiiiiiii senin?" dedi.

"Kaynananım bennnn, kaynanannnndannnnn yeniiii çıktımmmmm...dön arkanıııııııı...götünüüüüü sikeyimmmmm" dedi.

"Güzelim benim, İstediğini yap, ağzıma da sok, götüme de sok" dedim.

Götümü parmaklıyordu, parmağını götümün içinde kıvırıyordu. Dayanamıyordum.

"Sik beniiiiiii" diye bağırdım. "Siiiiiiiiikkkkkk, siiiiiikkkkkk".

sevilenn
sevilenn
26 Followers