Otobüste Başladi 03

PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here

Adam seni görünce pis pis sırıtarak "Tanıdın mı beni orospu? Ben çıkarken sen batmışsın. Ne hallere düşmüşsün böyle Canan Hanım?" diyerek seninle dalga geçiyordu.

"O gece seni partinin ortasına getirdiklerinde gözlerime inanamadım. Nasıl olabilirdi ki? O kibirli, kendinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen kadın nasıl kendini bir grup yabancının merhametine teslim eden ucuz bir orospu haline gelebilirdi?"

Nasıl olduğunu öğrenmiştin. Korktuğun başına gelmiş pestilini çıkardıkları o gece seni tanıdık birileri görmüştü.

"Orada kalabalığın içinde istediğim gibi kullanamadım seni. Ama pezevengine ulaşıp ufak bir buluşma ayarladım. Baş başa. Bütün haftasonu. Sadece sen ve ben. Romantik değil mi? Merak etme öyle olmaması için elimden geleni yapacağım. Duyduğuma göre hamileymişsin. Keşke biraz daha büyümüş olsaydı. Daha eğlenceli olurdu. Bu arada unutmadan karım da vakit bulursa bize katılabilir belki. Senin için sorun olmaz herhalde. Senden çok bahsettim, merak etti seni. Kıskançtır biraz, anlarsın ya."

Bunları dedikten sonra tasmandan tutarak seni eve götürdü.

BEN

Yaşlı adamla kulübeden içeri girerken sen arabaya binmiş, çoktan yola çıkmıştın.

Adamı iyi hatırlıyordum. Adı Kenan'dı. Gerçekten de çok çektirmiştik adamcağıza. İş icabıydı, ama daha insaflı olabilirdik belki. O zamanlar hiç düşünmemiştim. Ona neler olduğu bile aklıma gelmemişti hiç.

Sesim titreyerek, "özür dilerim size yaptıklarımız için Kenan Bey" dedim.

"Ne yaptıklarımızı orospu" dedi kabaca, "sen yaptın ne olduysa. Yetkili kişi sendin ve bana böcek gibi davrandın. O özürünü götünden çıkartacağım senin bu hafta sonu".

Gerçekten de kızgındı ve dediğini yapacak gibiydi.

Tasmamdan çekerek savurdu beni. Yere kapaklandım. Eteğim sıyrılmıştı.

"Lütfen" dedim, "anlıyorum. Seni mutlu edebilirim. Ne istersen... Canımı yakma lütfen"...

"Düşünürüz" dedi, "bakalım ne kadar mutlu edebileceksin"...

Pantalonunu indirdi bunu söylerken. Hafif sarkmış göbeği ve kasıkları beyazlaşmış kıllarla kaplıydı. Yaşından ötürü bazı yerleri kırış kırıştı, ama önünde sarkan siki hiç de yabana atılacak gibi değildi. İnikti henüz, ama uzundu. Kaldırabileceğinden emin değildim.

"Ne bakıyorsun ulan salak" diye bir tekme savurdu. Belime geldi, can acısıyla bağırdım.

Saçımdan çekerek başımı sikine yaklaştırdı. İstediği belliydi. Dudaklarım aralandı ve sikini ağzıma aldım. Ellerimle taşaklarını okşuyor, sikini yalıyor, emiyordum. Şaşırtıcı kadar hızlı sertleşti. Başımı bastırarak inliyordu. Siki boğazımı zorlayacak kadar sertleşmiş ve büyümüştü. Sertçe sikiyordu artık ağzımı. Sonunda ağzımda boşalmaya başladı. Kafamı kaçırmadım. Onu memnun etmenin yararıma olduğunu biliyordum. Yuttum ağzıma gelenleri. Yalayarak temizledim sikini.

Nefes nefeseydi. Başımdan itti beni, koltuğa oturdu.

Öylece duruyordum. Sonra dört ayağım üzerinde yavaşça yanaştım ona. "Beğendin mi?" dedim işveli bir edayla. Onu bir şekilde memnun tutmaya çalışıyordum, zira vücudumda hala birçok yara vardı ve canımı yakmasını istemiyordum.

"Başlangıç için fena değil" diye güldü, "daha çok vaktimiz var. Eh, yaşım ilerledi, artık çok sık kalkmıyor. Ama bir yolunu bulmanı öneririm. Yoksa boşlukları başka türlü doldurmam gerekecek".

Bir kahkaha attı.

"Nerede şimdi o ukala, kendini beğenmiş Canan? Tam bir orospu olmuşsun. Zaten o zaman da orospuydun, ama sözümona kaliteli takılıyordun. Şimdi ise dünyanın en aşağılık kevaşesi olmuşsun. Sana da yakışan bu zaten." dedi giderek yüz ifadesi sertleşerek.

O sırada yanına gelmiş, bir elimi bacağının üzerine koymuş, dizinin dibinde uysal bir kedi gibi duruyordum.

"Evet," dedim, "bu orospu şimdi senin hayatım, ne istiyorsan söyle"...

"Söyleyeceğim tabii pislik" dedi sertçe, "dizlerinin üzerinde dik dur tam önümde"...

Dediğini yaptım hemen.

Suratıma yaşından beklenmeyecek sert bir tokat attı. Tokatın etkisiyle geri devrildim.

"Kalk orospu" dedi, "aynı yere hemen. Bir daha devrilirsen ya da kaçarsan götüne bir ağaç dalı sokar, yırtana kadar iterim"

Dediğini yaptım korkuyla. Beni öldürse kimse bulamazdı burada.

Arka arkaya, yorulana kadar tokatladı yüzümü. Burnumdan, ağzımın kenarından kan geliyordu.

Nefes nefese durduğunda sikinin yeniden sertleştiğini gördüm. Beni dövmek onu heyecanlandırmıştı. O da farketti. Gülerek "uzun zamandır ilk kez bu kadar kısa sürede yeniden sertleşti" dedi, "demek ki bütün haftasonu böyle yapacağız"...

"Lütfen" dedim ağlayarak, "ben seni sertleştiririm. Lütfen canımı yakma"...

"Siktir ulan sürtük" dedi, "sana mı soracağım? Domal şu masaya hemen"...

İkiletmeden yaptım dediğini. Yaklaştı arkamdan. Üstümde ne varsa yırtarak çıkardı. Başımı masaya bastırdı iyice. "Aç götünü bana hemen" dedi. Ellerimi arkama uzattım, kalçalarımı araladım. Sikini dayadı ve sertçe itmeye başladı. Islatmamıştı ve zaten yara içindeki götüm çok acıyordu. Önce inlemeye, sonra açıkça bağırmaya, yalvarmaya başladım.

"Bu yaşıma kadar hiç göt sikmemiştim" dedi içimde gidip gelirken, "kısmete bak ki hayatta en nefret ettiğim karının götünü sikmek varmış"...

Gülerek içimde gidip geliyor, arada kalçalarıma var gücüyle vuruyordu. Benim çığlıklarım onu daha da azdırıyor, daha sert sikmesine neden oluyordu. Gözlerim kararıyordu artık acıdan. Ne kadar sürdü bilmiyorum, içime boşalmaya başladı. Kısa süre önce boşaldığı için fazla gelmedi. Üstüme yığılıp kaldı. Biraz nefeslendikten sonra çıktı götümden.

"Git temizlen pislik" dedi.

Banyoya doğru yürüdüm. Arkamdan geldi.

"Şimdi aklıma geldi" dedi, "çişim geldi. Çömel önüme hemen"...

Dediğini yapmaktan başka çarem yoktu. Zaten canım yanmadıkça çok da umursamıyordum. Ağzımı açıp beklemeye başladım. Yüzüme, ağzıma işemeye başladı. Çok kötü bir kokusu vardı. Midem bulanıyor, öğürür gibi oluyordum, ama onu kızdırmamak için kaçmadım. Ağzıma gelen sidiğini yuttum.

"Kısa zaman öncesine kadar seni bu halde göreceğim aklıma bile gelmezdi" dedi, "yaptıklarının sadece kısa bir bölümünü ödedin şu ana kadar. Çektiğim acıyı sana faiziyle çektireceğim ama, yemin ederim" dedi nefretle bakarak. Başımı öne eğdim.

Duşa girdi. "Gel buraya" dedi, "önce beni yıkayacaksın, sonra da kendini."...

Hiç ikiletmeden onu yıkamaya başladım. Elimde sabunladığım bir süngerle yıkıyordum onu. Sünger ve ellerim vücudunda dolaştıkça yeniden heyecanlanmaya başlamıştı. Siki tümüyle değilse de biraz sertleşir gibiydi. Kendinden memnun gülümsedi. "Beni kötü azdırıyorsun orospular kraliçesi" dedi, "güzel bir haftasonu olacak.

Yıkanması bitince çıktı. Ben de duş alıp temizlendim iyice.

Banyodan çıktığımda koltukta oturuyordu. Elinde bir şarap şişesi vardı. Uzattı, "şundan ver bana" dedi. Bir kadeh buldum ve doldurup verdim. "Orada bir karaf var" dedi dolabı işaret ederek, "kalanını ona doldur". Hemen yaptım dediğini. "Güzel" dedi, "şimdi şişeyi al ve gel buraya"...

Yanına gittim şişeyle. "Sırtüstü yat, bacaklarını ayır ve şişeyi amına sok" dedi, "eğer hepsi girmezse ben sokarım ve emin ol hiç de nazik olmam"...

Yere uzandım sırtüstü. Bacaklarımı iki yana açtım ve şişenin başını amımın üzerine getirdim.

"Olmaz orospu" dedi, "dibinden sokacaksın"...

"Lütfen" dedim ağlamaklı bir halde, "çok kalın"...

Yanında duran pantalonundan kemerini çıkardı ve arka arkaya vurmaya başladı.

"Fikrini soran oldu mu ulan sana? Ne diyorsam yap hemen."

"Yeter, lütfen vurma, yapacağım" diye bağırdım.

Vurmayı kesti, oturdu.

Şişeyi zorlayarak amıma sokmaya başladım. Kısa süre önce içime sokulan bira şişeleri yüzünden çok canım yanıyordu. Gözlerimden yaşlar süzülerek sokmaya devam ettim. Artık çok canım yanıyordu. Az bir kısmı kalmıştı, ama dayanamıyordum acısına.

Durdum.

"Devam et sürtük" dedi sertçe.

Yapamıyordum.

Yerinden kalktı, bacaklarımın arasına çöktü. Elimi tutup çekti şişenin üzerinden.

Sertçe, acımadan itti içime.

Gözlerim karardı.

Bayılmışım...

SEN

Senin yatağına kurulmuş yanımda, ödünç aldığım köle Yaprak'la yatıyordum. Kucağımda laptop Kenan'ın açacağı görüntülü konuşmayı bekliyordum heyecanla. Görüntü birden geldi. Zindan gibi bir yerde ellerin başının üstünde tavandan sarkan zincirle birbirine bağlanmış, gözlerinde kalın siyah bir kumaşla öylece duruyordun. Memelerinin etrafından halka şeklinde ipler geçirilmişti. Bu şekilde iyice ortaya çıkmış ve hafif morarmışlardı. Beş dakika önce Yaprak'ın götünün derinliklerine boşalan sikim yine kalkmaya başlamıştı.

Kenan elinde bir kovayla görüntüye girdi. Ani bir hareketle kovadaki bütün suyu üstüne boşalttı. Belki üşümekten belki de korkudan titremeye başladın. Zincirler şakırdıyordu titremelerinden.

Seni korku ve heyecanla yeterince beklettikten sonra elinde elektrikli bir sopayla geri geldi Kenan. Sen ne olduğunu anlayamadan aniden açıktaki koltuk altına elektrik verdi. Islaklıktan ötürü kıvılcımlar gözüküyordu. Acıyla çığlık attıktan sonra kendini toparladın ve "Teşekkür ederim efendim" dedin. Vücudunun çeşitli yerlerinde kıvılcımlar çıkardı alet. Her seferinde yeni efendine teşekkür ettin.

"Dilini çıkar!"

Titreyerek çıkardığın dilinin ucundaydı şimdi soğuk metaller. Ama adam düğmeye basıp elektrik vermiyor seni öylece bekletiyordu. İçine her saniye biraz daha fazla işleyen korku sinirlerini yıpratıyor olmalıydı. İşkencelerin en büyüğü her zamanki gibi psikolojik olandı...

Adam aniden aleti çekip memelerine elektrik verdi. Şaşırmıştın. Ve o anki refleksle dilini ısırdın sert bir şekilde. Acıdan güçlükle anlaşılan bir teşekkür çıktı ağzından.

Yine her yerinde dolaşıyordu alet. Tekrardan dilini çıkarttırdı sana. Bu sefer acımadan bastı düğmeye. Elektriğin şiddetinden yine dilini ısırdın. Ama bu sefer bayağı fazla ısırmış olmalıydın, çünkü ağzının kenarından kan akıyordu.

En sonunda aleti bir kenara koyup zincirlerini çözdü. Saçlarından sertçe çekerek kameraya doğru sürükledi seni. Emekleyerek adama yetişmeye çalışıyordun, tıpkı uslu bir köpek gibi.

Seni kameranın tam önüne oturtup, gözlerindeki bağı çözdü. Karşındaki ekranda beni görünce şok oldun. "Efendim siz..." diye ağzında bir şeyler geveledin. Kendini en çok kaybettiğin anda bile efendim demen içindeki kölenin nasıl da benliğini ele geçirdiğini gösteriyordu.

Bir yandan Yaprak'ın kafasını okşayarak konuşmaya başladım.

"Kenan sağolsun, bu orospu özlemiştir efendisini bi görüştüreyim demiş. Gerçi aklıma hiç gelmediydin, ama kendini ne kadar daha aşağılayabileceğini merak ettim doğrusu. İçinden bu kadar adi bir orospu çıkacağını kim tahmin edebilirdi ki."

Yüzünde aşağılanmanın getirdiği utançla karışık belli belirsiz bir memnuniyet ifadesiyle "Teşekkür ederim efendim" diye karşılık verdin hemen.

Kenan yanına gelip sertçe "Efendine neler öğrendiğini göstersene kaltak" diye azarladı seni.

Hemen kendi suratını tokatlamaya başladın. Deli gibiydin. Saçın başın dağılmıştı. Neredeyse ben bile o kadar sert tokat atmıyordum sana. Sanki efendisine marifetlerini göstermek isteyen bir köpek gibi şevkle yapıyordun bunu.

"Yeter!"

Ellerini indirdiğinde suratın kıpkırmızı olmuş, hatta dudağın patlamıştı. Seni o halde görmek sikimin zonklamasına sebep oluyordu.

Adam önüne birbirine zincirle bağlı iki mandal attı. Ne yapman gerektiğini anlayıp mandalları vakit kaybetmeden morarmış memelerinin uçlarına taktın. Zinciri ağzına alıp ellerini arkanda birleştirdin. Zinciri an be an biraz daha çekerek mandalları yavaşça memelerinden çıkartmaya çalışıyordun. Sana verilen görevi yaptığında rahatlayamadın, çünkü adam önüne daha uzun zincirli mandallar atmıştı.

Derin bir nefes alıp kameraya göstermeye dikkat ederek mandalları amının dudaklarına taktın. Az önceki pozisyonunu alarak zincire asıldın tekrar. Çektiğin acı yüzündeki ifadeden ve alnında biriken terlerden anlaşılıyordu. Yine de bir an bile duraksamadın. En sonunda amını mandallardan kurtardığında gözlerinden yaş gelmişti.

Kenan pis pis sırıtarak "Nasıl iyi eğitmiş miyim orospuyu?" diye sordu.

"Çok iyi numaralar öğretmişsin valla. Buraya gelince de sık sık tekrarlar artık. Ee sen alışverişinden memnun musun? Memnun edebiliyor mu seni bu beyinsiz sürtük?"

"Fena değil, idare ediyor işte. Yarın karım köpekleri alıp da gelecekmiş, o zaman daha çok eğleniriz herhalde. Yalnız şimdi ayıp olmazsa şu karıyı sikmem lazım. Fena azdırdı beni kaltak."

"Ne demek Kenan'cığım tepe tepe kullan."

Herif hemen kameranın önünde yere uzandı. Kazık gibi siki havadaydı. Ağır ağır oturup sikinin tamamını götüne aldın. Bütün işi sen yapıyordun. İnip kalkarak adama götünü siktiriyordun. Bir yandan da parmakların istemsizce amına gitti.

Zaman geçtikçe hem oturup kalkmaların hem de parmakların hızlanmıştı. Gözlerini kapatmış, kendinden geçmiştin.

"Boşalabilir miyim efendim?"

"Hayır daha değil."

"Lütfen, orospunuzun boşalmasına izin verin."

"Söyle nesin sen?"

"Adi bir orospuyum. Haddini bilmeyen aşağılık bir insan müsveddesiyim. Sidiğinize bile layık değilim. En büyük çezaları hak ediyorum."

"Şimdi boşalabilirsin."

Çığlıklar atarak teşekkür ettin geçici efendine. Kendine geldiğinde adam seni üstünden atıp "Yeter bu kadar" diyerek kapıya yöneldi. Boşalmamasına bozulmuştun. Gerçekten de seni buna layık görmüyor gibi bir hali vardı. Adamın arkasından bakarken gözlerin dolmuştu.

Benim "Memnun musun hayatından?" diyen sesimle kendine geldin.

Ağlamaklı bir şekilde kısa bir süre önce bana verdiğin teslimiyet sözlerini hatırlayarak ne diyeceğini bilemedin. Sonunda ağzından çıkana herhalde sen bile inanamamışsındır.

"Bebeğe... bebeğime zarar verecek diye korkuyorum."

"Hani istemiyordun kaltak?"

"Siz... sizin bebeğinizi doğurmak..." lafını bitiremeden ellerini suratına kapatıp ağlamaya başladın.

Sen ağlarken seni o zindan gibi yerde yalnız başınu bırakarak bilgisayarı kapatıp Yaprak'ın yavaşça kasıklarıma inmesinin keyfini çıkarmaya başladım.

Aklımdaysa tek düşünce vardı: Artık tamamen benimdin...

Please rate this story
The author would appreciate your feedback.
  • COMMENTS
Anonymous
Our Comments Policy is available in the Lit FAQ
Post as:
Anonymous
Share this Story

READ MORE OF THIS SERIES